HALKLARIMIZA!
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Emperyalistler ve gerici-faşist ulus-devlet yapıları Ortadoğu’da yaşanan tüm insanlık dışı kitlesel katliamların baş sorumlusudur. Emperyalistlerin Suriye'ye müdahalesiyle bölgesel savaş tüm insanlığı tehdit eden topyekûn bir dünya savaşına doğru evrilmektedir. Emperyalistler ve yerli gerici-faşist işbirlikçi iktidarlar, bir yandan bölgede çöken statükoyu, iktidarlarını ve hakimiyetlerini güçlendirerek yeniden kurmak için kendi aralarında kıyasıya rekabet ederken; diğer yandan ulusal, dinsel ve mezhepsel temelde halkların birbirlerini kırarak tüketmesi için de her türlü çabayı sürdürmektedir.

AKP hükümeti, emperyalistlerle birleşen ve çatışan çıkarları temelinde bölge halklarına karşı sürdürülen bu kanlı saldırılarda uluslararası ve bölgesel en kirli ittifaklar içerisindedir. Aynı biçimde ülke içinde de tüm halklarımıza karşı kanlı ve topyekun bir saldırıya geçmiş durumdadır. Kendine yönelen tüm muhalefeti devlet terörü, sokak infazları, kitlesel katliamlar ve yaygın tutuklamalarla ezmeye çalışırken; aynı zamanda Kürt halkına karşı da yüzbinlik şehirleri tank ve top ateşiyle yerle bir ederek kitlesel soykırım uygulamaktadır. TC egemenlik sisteminin geleneksel ve modern tüm gerici ve faşist güçlerini arkasında toplayarak, tüm muhalefeti ezmek ve tek parti diktatörlüğünü kurmak için çalışmaktadır. Bu kanlı ve faşist iç ittifakı da Kürt düşmanlığı üzerinden sürdürmektedir.

Bütün bunlar, bir yandan halklarımız üzerinde ağır tahribata, acıya ve sömürüye yol açarken; bir yandan da devrimci durumu olgunlaştırarak halklarımızın birleşik devriminin önünü açmaktadır. Bugün bölgemizde ve ülkemizde devrim için imkân ve fırsatlar her zamankinden daha fazladır. Bu durum başaran bir devrimci öncülüğü acil ihtiyaç haline getirmiş bulunmaktadır.

Bu temelde, dünyada ve bölgemizde ırkçı, dinci ve mezhepçi çatışmalar yükselirken, bunlara alternatif olarak Rojava devrimi bütün gericilikleri reddeden ve tüm ezilenlere güven veren parlak bir umut ışığı olarak doğmuştur. Bundan dolayı Rojava ve birleşik olarak gelişen özyönetim direnişi, emperyalizmin olduğu gibi, faşist AKP ve TC'nin de hedef tahtasındadır.

Dolayısıyla bugün Rojava devrimini, Kürt özyönetim direnişlerini ve halklarımızın birleşik devrim mücadelesini savunmak ve sürdürmek demek, tüm ezilenlerin, emekçilerin, aydınların, demokratların ve tüm halkın can güvenliğini ve geleceğini savunmak demektir. Söz konusu büyük değerlere sahip çıkmak demek, dünya halklarının geleceğini savunmak demektir.

Bu düzen altında Türkiye'de hiç bir toplum kesiminin geleceği güvende değildir. Aleviler, laik demokrat kesimler, emekçiler, yoksullar, tüm muhalif güçler saldırı altındadır. Kürt özyönetim direnişleri kırılırsa, AKP aynı saldırganlıkla ve acımasızca Türkiye’deki tüm muhalefeti kanla bastıracaktır. Dolayısıyla Türkiye’deki tüm ilerici, devrimci güçlerin ve emekçi halkın geleceği Kürt direnişinin geleceği ile iç içe geçmiştir.

Bizler Türkiye ve Kürdistan devrimci ve sosyalist güçleri olarak, işbirlikçi-faşist AKP ve TC egemenlik sistemine karşı silahlı mücadele dahil tüm alanlarda ve tüm araç ve yöntemlerle devrimi yükseltmek için güçlerimizi Halkların Birleşik Devrim Hareketi'nde (HBDH) birleştirdik. Birliğimiz, dışımızdaki tüm direniş güçlerine açık olduğu gibi, oluşacak tüm mücadele ve eylemlerin de içinde olacak, destek sunacak ve ileri taşıyacaktır.

Birleşik Devrim Hareketimiz, emperyalizme, kapitalizme, faşizme, şovenizme ve ırkçılığa karşı halklarımızın demokratik ve özgür geleceğini kazanmayı hedefler. Sistemle bütünleşen faşist AKP'nin toplumsal dayanakları ile birlikte halkın devrimci gücüyle yıkılmasını zorunlu görür.

AKP hükümeti, toplumla birlikte doğayı da imha etmektedir. Kadına ve gençliğe düşmandır. İşçi sınıfı ve tüm emekçiler üzerinde sömürüyü ağırlaştırıp, kölelik koşullarını dayatmaktadır. Tüm halk kesimleri üzerinde baskıcı ve katliamcıdır. Halkların Birleşik Devrim Hareketi, AKP hükümeti ve TC burjuva devletinin saldırısı altındaki tüm bu güçleri eğitip örgütlemeyi ve birleştirip mücadeleye seferber etmeyi esas alır.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi, ekolojik ve kadın özgürlükçü toplum için, işçi sınıfı ve emekçilerin hak ve özgürlüklerinin elde edilmesi için, Türkiye’de halk iktidarını ve Kürdistan’da demokratik özerk yönetimleri kurarak halklarımızın özgür geleceğinin kazanılması için mücadele eder.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi, faşizm ve gericilikten zarar gören herkesi, başta kadınlar, gençler, işçiler ve emekçiler olmak üzere tüm ezilen halk kesimlerini özgürlük, demokrasi ve halkların kardeşliği için örgütlenmeye, birleşmeye ve mücadele etmeye çağırır.

Eğer önlenmezse mevcut durum kaçınılmaz olarak daha kanlı bir diktatörlüğe doğru gidecektir. Bu gidişi engelleyecek hiç bir düzen gücü ve kurumu kalmamıştır. Bu gidişi yalnız ve yalnızca halkların birleşik direnişi ve devrimi önleyebilir. Ya daha kanlı bir diktatörlük kurulacak ya da halklarımız örgütlenip silahlanarak cihatçı faşist AKP çetesini dayanakları ile birlikte yerle bir edecektir.


FAŞİZM YIKILACAK, HALKLARIMIZIN BİRLEŞİK DEVRİMİ KAZANACAKTIR!

FAŞİZMİ HALKLARIMIZIN BİRLEŞİK DEVRİMİYLE EZECEĞİZ!


HALKLARIN BİRLEŞİK DEVRİM HAREKETİ (HBDH): (TKP/ML-PKK-THKP-C/MLSPB- MKP- TKEP-LENİNİST-TİKB-DKP-DEVRİMCİ KARARGAH-MLKP)

12 Mart 2016