REJİM KRİZİ VE HDP'YE DOKUNULMAZLIK SALDIRISI
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Cumhurbaşkanı T. Erdoğan ve AKP hükümetinin içte (Kuzey Kürdistan) ve bölgede yürüttüğü kirli savaşın sonuçları, sömürgeci faşist rejim krizinin derinleşmesi ve çözülmesi biçiminde yansımaya devam ediyor. Son bir ay içindeki gelişmeler şunlardır: Cumhurbaşkanı T. Erdoğan, kurucusu olduğu AKP yönetimine müdahale etti. Kendisine tam biat etmeyen Başbakan A. Davutoğlu'nun çekilmesini sağladı. AKP vekilleri ve devlet bürokratlarının Meclis'te Anayasa komisyonu görüşmelerine katılma talimatı verdi. Onların tam bir zorbalıkla, fiziki saldırı ve kuşatmalarla “Meclis'teki teröristler” dediği ve çoğunluğu Kürt olan HDP vekillerin dokunmazlıklarının kaldırmalarını hızla sağlamaları talimatını verdi. Ve faşist devlet terörünü, rejimin asma yaprağı parlamentonun içine de taşıdı. Gazeteci Can Dündar, Erdoğan ve faşist rejimin DAİŞ çetelerine gönderdiği silah dolu TIR'ları deşifre ettiği için, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “vatan hainliği” ve “casusluk”la suçlandı ve tutuklandı. Bununla yetinilmedi, 6 Mayıs günü gittiği mahkemede silahlı saldırıya maruz kaldı. T. Erdoğan ve AKP hükümeti, rejim krizini, tek adam diktatörlüğü olan Sultanlıkla, “Türk tipi başkanlık” sistemiyle aşmak istiyor. Politik İslami faşist rejimi tahkim etmeyi hedefliyor.

Böylece “ileri demokrasi” ve “AB üyelik” sloganlarıyla 13 yılı aşkın zaman hükümet eden AKP'nin, “demokratik siyaset” ve Kürt sorununda “çözüm süreci” oyalamalarının da tam bir takiye ve iki yüzlülük olduğu, bir kez daha açığa çıktı.

HDP'li vekillere yönelik dokunulmazlıkları kaldırma saldırısı, 7 Haziran 2015 yılında %13 oy alan HDP'nin yükselişini engellemek bir yana, tasfiye edilmesini hedefliyor. Bu saldırı, Kürt halkına, Alevilere, çeşitli inanç gruplarına, ulusal topluluklara, kadınlara, gençlere ve bütün devrimci güçlere yönelik bir saldırıdır. Çünkü HDP, bütün bu siyasal ve toplumsal kesimlerin örgütlenme ve mücadele aracıdır. Çünkü HDP, “Türk tipi başkanlık” diktatörlüğünü engelleyecek tek partidir.

Dokunmazlıkların kaldırılması saldırısı, halkların ortaya çıkmış tercihi ve iradesine saldırıdır. Kürtlere düşmanlık temelinde gazetecilere, akademisyenlere, devrimi ve özgürlüğü savunan partilere, gençlere, kadınlara yönelik saldırılar, Amedspor (Kürt kenti Diyarbakır futbol takımı) oyuncuları ve yöneticilerine, Kürt tutsak yakınlarına, Kürtçe konuşanlara kadar linç saldırılarıyla genişletildi. Kürt kentlerinde seçilmiş belediye başkanları ve Belediye meclis üyelerinin görevden alınması, yargılanması ve tutsak edilmesiyle sürdü ve gelinen yerde, seçilmiş devrimci, demokrat ve yurtsever vekillerin iradelerinin kırılması ve tutuklanması tehditleriyle sürdürülüyor.

TBMM, 16 Mayıs 2016 günü, HDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını görüşecek. Ve büyük bir olasılıkla Kürtlere düşmanlık temelinde birleşmiş faşist MHP, ulusalcı CHP ve politik İslami faşist AKP vekillerinin oylarıyla HDP'li vekillerin yargılanması ve 59 vekili bulunan HDP'nin parlamento dışına çıkarılması gerçekleştirilmiş olacaktır.

HDP Eş Başkanları ve vekilleri, parlamento dahil her alanda, ve her zaman bu faşist saldırılara karşı direneceklerini; hükümetin güdümündeki mahkemelere, savcılara ifade vermeyeceklerini; her HDP'li vekile yapılacak bir “dokunma”nın HDP'nin tüm vekillerine dokunma anlamına geleceğini ve direnişi yükselteceklerini açıkladılar. Ve bunun ilk adımı, Meclis görüşmelerinde gündeme geldi. HDP'li vekiller, üç kez faşist-gerici düzen partilerinin saldırılarına maruz kaldılar. Basın açıklaması ve marşlarla tepkilerini ve direneceklerini dile getirdiler.

HDP, parlamento ve ülkenin her yanında, diktatörlük ve darbeye “Hayır”, “vekilime, irademe dokunma” kampanyasını büyüterek yürüteceğini açıkladı. Her geçen gün sayıları artan devrimci ve ilerici partiler, demokratik kitle örgütleri ve kurumları, sendikalar ve aydınlar “halkların iradesine ve Meclis'teki sesine Dokunma” deklarasyonu yayınladı ve bu kampanyaya katılacaklarını, destek sunacaklarını açıkladılar...

Faşist Erdoğan'ın, “ya baş eğeceksin ya baş vereceksin” diyerek halklarımıza, Kürt ulusuna, Alevilere, kadınlara, emekçilere, devrimci yapılara yönelik başlattığı saldırı ve vahşet politikaları, yakın zamanda kuruluşunu ilan eden HBDH'nin birleşik devrimci direnişi ve gücüyle yıkılacaktır!

 

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

REJİM KRİZİ VE HDP'YE DOKUNULMAZLIK SALDIRISI
fc Share on Twitter
 

Cumhurbaşkanı T. Erdoğan ve AKP hükümetinin içte (Kuzey Kürdistan) ve bölgede yürüttüğü kirli savaşın sonuçları, sömürgeci faşist rejim krizinin derinleşmesi ve çözülmesi biçiminde yansımaya devam ediyor. Son bir ay içindeki gelişmeler şunlardır: Cumhurbaşkanı T. Erdoğan, kurucusu olduğu AKP yönetimine müdahale etti. Kendisine tam biat etmeyen Başbakan A. Davutoğlu'nun çekilmesini sağladı. AKP vekilleri ve devlet bürokratlarının Meclis'te Anayasa komisyonu görüşmelerine katılma talimatı verdi. Onların tam bir zorbalıkla, fiziki saldırı ve kuşatmalarla “Meclis'teki teröristler” dediği ve çoğunluğu Kürt olan HDP vekillerin dokunmazlıklarının kaldırmalarını hızla sağlamaları talimatını verdi. Ve faşist devlet terörünü, rejimin asma yaprağı parlamentonun içine de taşıdı. Gazeteci Can Dündar, Erdoğan ve faşist rejimin DAİŞ çetelerine gönderdiği silah dolu TIR'ları deşifre ettiği için, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “vatan hainliği” ve “casusluk”la suçlandı ve tutuklandı. Bununla yetinilmedi, 6 Mayıs günü gittiği mahkemede silahlı saldırıya maruz kaldı. T. Erdoğan ve AKP hükümeti, rejim krizini, tek adam diktatörlüğü olan Sultanlıkla, “Türk tipi başkanlık” sistemiyle aşmak istiyor. Politik İslami faşist rejimi tahkim etmeyi hedefliyor.

Böylece “ileri demokrasi” ve “AB üyelik” sloganlarıyla 13 yılı aşkın zaman hükümet eden AKP'nin, “demokratik siyaset” ve Kürt sorununda “çözüm süreci” oyalamalarının da tam bir takiye ve iki yüzlülük olduğu, bir kez daha açığa çıktı.

HDP'li vekillere yönelik dokunulmazlıkları kaldırma saldırısı, 7 Haziran 2015 yılında %13 oy alan HDP'nin yükselişini engellemek bir yana, tasfiye edilmesini hedefliyor. Bu saldırı, Kürt halkına, Alevilere, çeşitli inanç gruplarına, ulusal topluluklara, kadınlara, gençlere ve bütün devrimci güçlere yönelik bir saldırıdır. Çünkü HDP, bütün bu siyasal ve toplumsal kesimlerin örgütlenme ve mücadele aracıdır. Çünkü HDP, “Türk tipi başkanlık” diktatörlüğünü engelleyecek tek partidir.

Dokunmazlıkların kaldırılması saldırısı, halkların ortaya çıkmış tercihi ve iradesine saldırıdır. Kürtlere düşmanlık temelinde gazetecilere, akademisyenlere, devrimi ve özgürlüğü savunan partilere, gençlere, kadınlara yönelik saldırılar, Amedspor (Kürt kenti Diyarbakır futbol takımı) oyuncuları ve yöneticilerine, Kürt tutsak yakınlarına, Kürtçe konuşanlara kadar linç saldırılarıyla genişletildi. Kürt kentlerinde seçilmiş belediye başkanları ve Belediye meclis üyelerinin görevden alınması, yargılanması ve tutsak edilmesiyle sürdü ve gelinen yerde, seçilmiş devrimci, demokrat ve yurtsever vekillerin iradelerinin kırılması ve tutuklanması tehditleriyle sürdürülüyor.

TBMM, 16 Mayıs 2016 günü, HDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını görüşecek. Ve büyük bir olasılıkla Kürtlere düşmanlık temelinde birleşmiş faşist MHP, ulusalcı CHP ve politik İslami faşist AKP vekillerinin oylarıyla HDP'li vekillerin yargılanması ve 59 vekili bulunan HDP'nin parlamento dışına çıkarılması gerçekleştirilmiş olacaktır.

HDP Eş Başkanları ve vekilleri, parlamento dahil her alanda, ve her zaman bu faşist saldırılara karşı direneceklerini; hükümetin güdümündeki mahkemelere, savcılara ifade vermeyeceklerini; her HDP'li vekile yapılacak bir “dokunma”nın HDP'nin tüm vekillerine dokunma anlamına geleceğini ve direnişi yükselteceklerini açıkladılar. Ve bunun ilk adımı, Meclis görüşmelerinde gündeme geldi. HDP'li vekiller, üç kez faşist-gerici düzen partilerinin saldırılarına maruz kaldılar. Basın açıklaması ve marşlarla tepkilerini ve direneceklerini dile getirdiler.

HDP, parlamento ve ülkenin her yanında, diktatörlük ve darbeye “Hayır”, “vekilime, irademe dokunma” kampanyasını büyüterek yürüteceğini açıkladı. Her geçen gün sayıları artan devrimci ve ilerici partiler, demokratik kitle örgütleri ve kurumları, sendikalar ve aydınlar “halkların iradesine ve Meclis'teki sesine Dokunma” deklarasyonu yayınladı ve bu kampanyaya katılacaklarını, destek sunacaklarını açıkladılar...

Faşist Erdoğan'ın, “ya baş eğeceksin ya baş vereceksin” diyerek halklarımıza, Kürt ulusuna, Alevilere, kadınlara, emekçilere, devrimci yapılara yönelik başlattığı saldırı ve vahşet politikaları, yakın zamanda kuruluşunu ilan eden HBDH'nin birleşik devrimci direnişi ve gücüyle yıkılacaktır!