Parti İşleyişinde Rapor Sistemi
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Devrimci öncü başarı ve kazanımlarına dayanarak işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelesini zafere doğru yöneltir. Zaten devrimci öncünün varoluş nedenidir bu. Eğer devrimin zaferle taçlanması zirvesinden bakarak soyutlayacak olursak, devrimci öncünün kuruluş anından başlayarak geçen bütün süreç, devrimci öncünün tüm eylem ve etkinlikleri, kendisini ve devrimi örgütleme çabalarının tamamı devrimci hazırlık gibi görünür. Bu kapsamlı öncülük ve önderlik eylemi ancak devrimci öncünün yapılanışı düzgün bir işleyişe sahipse amacına doğru emin adımlarla, güvenle yürüyebilir. Düzgün parti işleyişi, bilgi akışının örgütlenmesinden organların işleyişine, eleştiri-özeleştiri sisteminden kolektivizme, denetim ve disiplinden güvenlikli çalışma kurallarının uygulanmasına birbirini tamamlayan, biri olmaksızın diğerlerinin sağlıklı işleyemeyeceği bir dizi temel düzenleyici ve yapılandırıcı yöntemi kapsar. Düzgün parti işleyişi öncünün önderlik gücünü realize eden sistemlerin bütünlüğüdür. Denetim, düzgün parti işleyişinin temel bir yapıtaşıdır.
Öncü partide denetim sistemi üç temel formda gerçekleşir: Aşağıdan yukarı yazılı raporlar, yazılı raporların sonuçlarının örgütlere, bütün partiye geri dönüşü ve dolaysız ya da yerinde denetim. Dolaysız denetimin en yaygın biçimi organ sekreterlerinin belli aralıklarla kendilerine bağlı çalışma alanlarındaki kadro ve örgütlerle (keza parti aktivistleri ve kitlesiyle de) yüz yüze görüşmelerde parti politikalarını, parti çalışması ve yaşamını, partinin gelişimini, devrimci mücadelenin örgütlenmesi görev ve sorunlarını tartışmasını kapsar. Öncü partinin yerinde denetim tarzı ayrıca ele alınmalıdır.
Parti işleyişinin düzgün biçimde yürümesi için "bilgi akışı" örgütlenmiş olmalıdır. Parti basını bilgi akışının ana bir mecrasıdır. Yazılı ve sözlü raporlar bilgi akışının örgütlenmesinin diğer temel gerçekleşme biçimleridir. Kolektif organ ve sekreter raporları, cins raporları, "konusu" ya da "sorunu" belli özel raporlar, gerekli hallerde komisyon raporları öncü partinin yazılı rapor sisteminin uygulanma biçimleridir.
Rapor sistemi partinin, organların, parti üyelerinin ve kadrolarının gelişimlerini yönetmesinin de ideal devrimci bir yoludur.
Her organ kendisine bağlı örgütlerden ve sekreterlerden belirli periyotlarla yazılı ve sözlü raporlar alarak siyasi-örgütsel faaliyetini denetler. Aynı zamanda parti önderliği de değişik araçlarla kitlesini partinin örgütsel, siyasi, ideolojik durumuna dair bilgilendirerek parti faaliyetini denetime açar.
Amaca uygun hazırlandığında rapor, bir üst organa söz konusu döneme dair siyasi, örgütsel ve ideolojik konularda net bir tablo sunduğu gibi, raporu hazırlayan organ veya bireyin kendi kendini denetimine de olanak sağlar. Rapor alan organ sorumluluk alanındaki kadro ve örgütleri yönetme, sorunları çözme, çalışmaların ilerletilmesine, geliştirilmesine önderlik etme imkanına sahip olur. Rapor çalışması politik, örgütsel ve ideolojik önderlik iddiasının gerçekleşme biçimlerinden biridir.
Rapor sisteminin parti faaliyetinin, organların ve bireylerin gelişiminde oynayabileceği rol, rapor bilinci her geçen gün daha da gelişiyor. Rapor sistemini yerleştirmede önemli mesafeler katedildi. Fakat bununla birlikte hala aşmamız gereken gerilikler, mutlaka üzerine yürümemiz gereken yüzeysellikler, alt edilmeyi bekleyen mekaniklikler, raporu külfet gibi algılayan yoldaşlarımız var. Daha da önemlisi, rapor sisteminin bütün parti örgütlerini kapsayacak şekilde genişletilmesi görevinin üstesinden gelmemiz gerekiyor.
Raporlar organların faaliyetine ayna tutar
Rapor, istatistiki rakamlardan, alt alta sıralanmış dökümlerden vb. oluşan kaba bir bilgi yığınağı değildir. Rapor çalışması, her şeyden önce organın veya bireyin kendi kendini denetiminin en önemli araçlarındandır. Organ ya da bireyin ilkin ve mutlaka kavraması gereken temel gerçek budur. Bu konudaki kafa açıklığı rapor çalışmasının çerçevesini de belirleyecektir. Bu gerçeği kavrayanlar raporun politik ve örgütsel önderliğin geliştirilmesinde oynayabileceği role uygun hareket ederler. Aksi her yaklaşım ise raporu mekanikleştirir, biçimselleştirir ve bürokratik bir işleyişe dönüştürür.
Her rapor çalışması kuvvetlere, olanaklara hakimiyeti güçlendirir. İleri, gelişmekte olan veya gerileyen yanlarımızı ortaya koyar. Tıkanma noktalarını açığa çıkarır. Her rapor çalışması yapabildiklerimizi ve yapamadıklarımızı ortaya koyması itibarıyla yeni durum ve görevlere işaret eder.
Raporlar siyasi-örgütsel-ideolojik gelişimimizin yönlendiricisidir
Dönemin özgünlük ve ihtiyaçlarına bağlı olarak hazırlanan sorular siyasal, örgütsel ve ideolojik durumumuzun fotoğrafını belirginleştirir. Belirginleşen bu fotoğraf yeni dönemde üzerine gitmemiz gereken eksiklikleri ortaya koyacak ve yeni görevlere işaret edecektir.
Örneğin rapor dönemindeki politik refleksimizin düzeyi nedir? Belli başlı politik gelişmelere dair nasıl bir pratik sergiledik? Partinin politik mücadele anlayışını, çizgisini alanımızda özgünleştirebildik mi?
Rapora konu olan dönemde örgütsel gelişimimizin seyri nedir? Örgütlülük düzeyimizde yükseliş var mı? Yeni komite, çalışma grubu, komisyon, eğitim grubu vb. kuruldu mu? Yeni aday üyeler, üyeler kazandık mı? Örgütsel sorunları görme, sezme ve anında müdahale etme yeteneğimiz gelişiyor mu?
İdeolojik moral durumumuzun tablosundan hoşnut muyuz?
Rapor çalışması bize bu ve benzer içerikteki pek çok soruyu soracak ve üzerine düşünmemizi, yanıtlarımıza bağlı olarak önümüze görevler çekmemizi sağlayarak gelişimimizi yönetmemize fırsat yaratacaktır.
Raporlar eleştirel, objektif ve somut olmalıdır
Kuşkusuz her rapor otomatik olarak yukarıda belirttiğimiz nitelikleri taşıyamaz. Rapor organın, alanın veya bireyin siyasi, örgütsel ve ideolojik gelişimine hizmet etmesi için objektif, somut ve varolan gerçekliğe karşı eleştirel olmalıdır.
Elbette ki devrimci niteliklerimizi görmezden gelmemeliyiz. Elbette ki ileri özelliklerimizin altını çizerek iyimserliğimizi koruyacağız. Ve elbette ki gelişeni, güçleneni öne çıkaracak, pozitif örnekleri kolektivize ederek partiye mal etme yolundan ilerleyeceğiz. Fakat, milim ödün vermememiz gereken bu doğrular, gerçeği olduğundan başka türlü yansıtmaya sevk etmemeli bizi. İyimserlik adına abartı, olumlulukları öne çıkarma iddiasıyla objektiflikten uzaklaşmak, devrimci eleştirel yaklaşımın kaybı bizi güçlendirmez. Gerçek neyse olduğu gibi ortaya koymalıyız. Falanca etkinliğe 13 kişi katıldığı halde "yaklaşık 15-20" demek açık ki abartıdır. "Alanınızda yeni kurulan çalışma grubu var mı" sorusunu "evet" biçiminde yanıtlayıp, ayrıntı istendiğinde ise "aslında kurmadık ama fiilen çalışma grubu gibi çalışıyor" şeklinde yanıtlamak gerçeği yansıtmadığı gibi dönemin görevlerini de doğru tarif etmez. Eleştirel devrimci yaklaşımın emri şu doğru tariften ibarettir; "fiilen çalışan" bu bileşimi resmi olarak çalışma grubu haline getirerek adına layık şekilde çalıştırma görevi önümüzde durmaktadır.
Olumluluğu olduğu kadar olumsuzluğu da, ileri ve gelişmekte olanı olduğu gibi gerileyeni de ortaya koymalı, gerçeğimize eleştirel yaklaşmalıyız. Unutmayalım ki, gerçeği cesaretle eleştirmek, aynı zamanda onu değiştirme iddiasıdır. Tabloyu farklı yansıtmak, rakamlarla oynamak veya "yuvarlamak" komünist ciddiyetten uzak bir tutumdur. Böyle rapor verenler de, sorunun farkında oldukları halde bu tip durumları geçiştirenler de çalışmanın içeriğini boşalttıklarını, işlevsizleştirdiklerini, rapor sistemini boşa düşürdüklerini bilmek zorundadırlar.
Gerçeklerle oynamak olsa olsa dönemsel bir tatmin sağlar, o kadar. Peki ya sonra? Önemli olan üst organa, partiye ne söylediğimiz değil, gerçeğin yerli yerinde duruyor olmasıdır.
Raporlar amacına uygun olmalıdır
İster organ raporu, ister sekreter, isterse bireysel raporlar olsun, her birinin bağlandığı bir amaç vardır. Rapor soruları bu amaca bağlı olarak o dönemdeki siyasal ve örgütsel önderlik gerçeğini veya ideolojik tabloyu açığa çıkaracak tarzda hazırlanır. Raporu hazırlayanların, soruların kilitlendikleri bir amaç olduğu gerçeğini unutmamaları ve bu amaca sıkı sıkıya bağlı kalmaları gerekir. Aksi takdirde genel amaçtan sapılır. Kolektif amaca bağlı kalınmadığı her durumda ise rapor önemli oranda işlevsizleşir. Sorulara yüzeysel yaklaşmamak, hangi amaçla ne istendiği üzerine kafa yorarak yanıtlamak geliştirici bir yöntemdir. Bu, aynı zamanda yön birliği sağlamak, partinin genel sorunlarına kafa yormak anlamına da gelir.
Hala soruları yanlış anlayan, ne istendiğine yeterince kafa yormayan yoldaş ve organların varlığı örgüt gerçeklerimizdendir. Buradaki sorun nedir? Sorular mı derdini anlatmıyor yoksa biz mi yüzeysel ilişkileniyoruz? Bunun açığa çıkarılması ve çözülmesi gerekir. Aksi taktirde aynı yöne bakma doğrusuna yaklaşamayız.
Yer yer sorularla mekanik ilişkilenişlere, baştan savmacı tutumlara ve hatta bürokratik yaklaşımlara tanık olunuyor. Örneğin "... konuda alanınızda ... yapıldı mı? Yapılmadıysa neden?" biçimindeki soruyu "evet-hayır" biçiminde yanıtlayıp geçen yoldaşlar, organlar var. Sanki rapor isteyen organ bu evet ve hayırları alt alta dizip buradan gerçekliğe dair sonuca ulaşabilirmiş gibi! Sorunun birinci bölümünde somut bilgi istendiği, ama ikinci bölümünde analiz yapılması istendiği açık değil mi? Anlamıyor muyuz yoksa anlamazdan mı geliyoruz? Nedenleri, niçinleri ortaya koyarak analiz yapmadığımızda pratiğimizi değiştirme, geliştirme şansımız var mı?
Yer yer ise rapor sorularıyla öylesine bürokratik tarzda ilişkileniliyor ki, adeta sorunun yanıttan kat kat uzun olduğu örneklere dahi rastlanabiliyor.
Rapor sistemi örgütsel işleyiş rutinidir
Bilindiği gibi özel ve özgün durumlar açığa çıkmadığı koşullarda düzenli olarak organ ve sekreter raporları örgütsel işleyişimizin rutinidir. Gerçek böyle olduğu ve periyotları da üç aşağı beş yukarı belli olduğu halde kimi organlarımızın veya sekreter yoldaşların sıklıkla bu gerçeği unuttuklarına(!) ve rapor talebini "şaşkınlıkla" karşıladıklarına, hatta uygulamalı rapor çalışmalarına "bütün işimiz bitti de rapor mu kaldı" yüzeyselliğiyle yaklaştıklarına tanık oluyoruz. Düzgün parti işleyişinde ulaştığımız düzeyi göz önüne aldığımızda raporun istenmesine değil, istenmemesine şaşırmalıyız, bu bir. İkincisi, rapor çalışması bizi, alanımızı geliştiren önemli bir örgütsel denetim olduğuna göre, istenmese dahi vermeyi görev edinmeli ve devrimci sorumlulukla yerine getirmeliyiz.
Hal böyleyken örgütsel işleyişin bu doğal mekanizmasına şaşırıp örgütsel kendiliğindenciliğe kapılan yoldaşların rapor çalışmasını son anlara sıkıştırdıkları görülüyor. Sonuç mu? Son dakikaya sıkıştırılan her iş gibi yüzeysellik, baştan savmacılık. Ve hatta örgütsel güvenliğin tehlikeye atılması gerçeği.
Bireysel raporlarını (cins raporları veya somut bir duruma dair istenen herhangi bir rapor) belirlenen tarihte iletmeyen, hatta tekrar tekrar istendiği halde adeta ayak direyen yoldaşlar var ki, doğrusu hangi düzlemde ve neresinden tartışacağımızı bilemiyoruz. Nitekim bu konudaki bir tartışma yazının konusunu aşar. Sadece raporların zamanında teslim edilmemesinin doğrudan disiplin suçu olduğunun altını çizmekle yetinelim. Böylesi bir suç, örgütsel-siyasal hata veya zaaflara yol açabileceği gibi ciddi örgütsel güvenlik sorunlarına da dönüşebilir. Hatta öyle ki, zamanında iletilmeyen bir rapor herhangi bir yoldaşın tutsak düşmesine, ölümsüzleşmesine dahi neden olabilir. Zamanında iletmediğimiz her raporun yaratabileceği sonuçları düşünüp bunları bertaraf etme ciddiyeti ve disipliniyle hareket etmeliyiz.
Bireysel sorumluluk alanlarında veya kısa dönemli görevlendirmelerde -özelllikle de örgütsel güvenliğe tekabül edebilecek konularda- istenmeden rapor hazırlamayı bir tür doğal refleks haline getirmeliyiz.
Sekreterler rapor çalışmasının dinamosudur
Rapor çalışmasında sekreter yoldaşlar çıtayı yükseltmede motor rolü oynamalıdır. Bu birkaç bakımdan böyledir. Sekreter raporlarını hazırlamak, organ raporları için taslak hazırlayarak organın tartışmasına zemin yaratmak, tartışmalarda oluşan kolektif fikirlerin yansımasını sağlamak bu yoldaşların asli görevlerindendir. Keza alt organ raporlarının toplanmasında da bu yoldaşlar belirleyicidirler. Sekreter yoldaşların diğer konularda olduğu gibi rapor hazırlanması ve toplanması konusunda da organ bileşenlerinden birkaç adım ileride olmaları, organı ileri itmeleri gerekir.
Alt organlardan rapor almak örgütsel işleyişin gereğidir
Alt organlardan düzenli şekilde rapor almak ve bunları titizlikle inceleyerek sonuçlar çıkarmak siyasal-örgütsel önderlik çalışmasını geliştirmenin bir yöntemidir. Bu, örgütsel mekanizmanın, düzgün işleyişin göstergesi olduğu gibi, alan tablosunu gerçeğe en yakın tarzda yansıtmanın da en emin yollarındandır. Diğer yandan, rapor çalışması sistematik ve amacına uygun olarak gerçekleştiği koşullarda alt organlar için önemli bir eğitim çalışması işlevine sahiptir. Uygulamalı rapor çalışmaları yapmak, bu konuda eğitimler gerçekleştirmek gerçekte siyasi-örgütsel önderlik kapasitesinin her düzeyde yükseltilmesi anlamına gelir.
Raporlardan geri dönüş karşılıklı etkileşimi sağlar
Olanaklı olan her durumda raporların geri dönüşümünü sağlamalıyız. Rapor gönderen organ veya birey sesinin boşlukta yankılandığı hissine kapılmamalı. Geri dönüşüm çoğunlukla kolektif organlara ama gerekli hallerde bireylere dönük de yapılır. Bu bazen herhangi bir alandaki özgün bir çalışmanın öne çıkarılarak partiye mal edilmesi biçiminde gelişir. Kimi zaman ise önemli bir yanlış veya yanılgının tartışılarak düzeltilmesi ve parti görüş açısının sunulmasıyla sağlanır.
Raporlar gelecek görüş açısıyla hazırlanmalıdır
Rapor çalışması, dönem içindeki devrimci faaliyetlerin siyasi, örgütsel ve ideolojik etkisini, açığa çıkan sonuçlarını değerlendirdiği, gelişim tempomuzu ölçtüğü gibi, bunlara bağlı olarak yeni döneme dair perspektifler de sunmalı. Gelecek görüş açısıyla hazırlanmayan raporların bir nevi döküm cetveline dönüşeceğini, iç dökme seanslarına benzeyeceğini akıldan çıkarmamalıyız. Dökümlere, bilgi ve rakam istifine değil, analizlere, sonuçlar çıkarmaya ve perspektiflere ihtiyacımız var. Söz konusu perspektifler iddialarımızı da yansıtacaktır.
Madem ki rapor çalışması alandaki politik-örgütsel-ideolojik önderlik iddiamızın göstergesidir, o halde yoldaşlar, öncünün rapor sistemini kavramak ve geliştirmek için gerekli emek, hız ve disiplini sergileyerek çıtayı yükseltelim.

 

 

Arşiv

 

2019
Aralık Kasım
Temmuz Mayıs
2018
Ekim Ocak
2017
Kasım Ağustos
Mayıs Şubat
2016
Eylül Temmuz

 

Parti İşleyişinde Rapor Sistemi
fc Share on Twitter
 

Devrimci öncü başarı ve kazanımlarına dayanarak işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelesini zafere doğru yöneltir. Zaten devrimci öncünün varoluş nedenidir bu. Eğer devrimin zaferle taçlanması zirvesinden bakarak soyutlayacak olursak, devrimci öncünün kuruluş anından başlayarak geçen bütün süreç, devrimci öncünün tüm eylem ve etkinlikleri, kendisini ve devrimi örgütleme çabalarının tamamı devrimci hazırlık gibi görünür. Bu kapsamlı öncülük ve önderlik eylemi ancak devrimci öncünün yapılanışı düzgün bir işleyişe sahipse amacına doğru emin adımlarla, güvenle yürüyebilir. Düzgün parti işleyişi, bilgi akışının örgütlenmesinden organların işleyişine, eleştiri-özeleştiri sisteminden kolektivizme, denetim ve disiplinden güvenlikli çalışma kurallarının uygulanmasına birbirini tamamlayan, biri olmaksızın diğerlerinin sağlıklı işleyemeyeceği bir dizi temel düzenleyici ve yapılandırıcı yöntemi kapsar. Düzgün parti işleyişi öncünün önderlik gücünü realize eden sistemlerin bütünlüğüdür. Denetim, düzgün parti işleyişinin temel bir yapıtaşıdır.
Öncü partide denetim sistemi üç temel formda gerçekleşir: Aşağıdan yukarı yazılı raporlar, yazılı raporların sonuçlarının örgütlere, bütün partiye geri dönüşü ve dolaysız ya da yerinde denetim. Dolaysız denetimin en yaygın biçimi organ sekreterlerinin belli aralıklarla kendilerine bağlı çalışma alanlarındaki kadro ve örgütlerle (keza parti aktivistleri ve kitlesiyle de) yüz yüze görüşmelerde parti politikalarını, parti çalışması ve yaşamını, partinin gelişimini, devrimci mücadelenin örgütlenmesi görev ve sorunlarını tartışmasını kapsar. Öncü partinin yerinde denetim tarzı ayrıca ele alınmalıdır.
Parti işleyişinin düzgün biçimde yürümesi için "bilgi akışı" örgütlenmiş olmalıdır. Parti basını bilgi akışının ana bir mecrasıdır. Yazılı ve sözlü raporlar bilgi akışının örgütlenmesinin diğer temel gerçekleşme biçimleridir. Kolektif organ ve sekreter raporları, cins raporları, "konusu" ya da "sorunu" belli özel raporlar, gerekli hallerde komisyon raporları öncü partinin yazılı rapor sisteminin uygulanma biçimleridir.
Rapor sistemi partinin, organların, parti üyelerinin ve kadrolarının gelişimlerini yönetmesinin de ideal devrimci bir yoludur.
Her organ kendisine bağlı örgütlerden ve sekreterlerden belirli periyotlarla yazılı ve sözlü raporlar alarak siyasi-örgütsel faaliyetini denetler. Aynı zamanda parti önderliği de değişik araçlarla kitlesini partinin örgütsel, siyasi, ideolojik durumuna dair bilgilendirerek parti faaliyetini denetime açar.
Amaca uygun hazırlandığında rapor, bir üst organa söz konusu döneme dair siyasi, örgütsel ve ideolojik konularda net bir tablo sunduğu gibi, raporu hazırlayan organ veya bireyin kendi kendini denetimine de olanak sağlar. Rapor alan organ sorumluluk alanındaki kadro ve örgütleri yönetme, sorunları çözme, çalışmaların ilerletilmesine, geliştirilmesine önderlik etme imkanına sahip olur. Rapor çalışması politik, örgütsel ve ideolojik önderlik iddiasının gerçekleşme biçimlerinden biridir.
Rapor sisteminin parti faaliyetinin, organların ve bireylerin gelişiminde oynayabileceği rol, rapor bilinci her geçen gün daha da gelişiyor. Rapor sistemini yerleştirmede önemli mesafeler katedildi. Fakat bununla birlikte hala aşmamız gereken gerilikler, mutlaka üzerine yürümemiz gereken yüzeysellikler, alt edilmeyi bekleyen mekaniklikler, raporu külfet gibi algılayan yoldaşlarımız var. Daha da önemlisi, rapor sisteminin bütün parti örgütlerini kapsayacak şekilde genişletilmesi görevinin üstesinden gelmemiz gerekiyor.
Raporlar organların faaliyetine ayna tutar
Rapor, istatistiki rakamlardan, alt alta sıralanmış dökümlerden vb. oluşan kaba bir bilgi yığınağı değildir. Rapor çalışması, her şeyden önce organın veya bireyin kendi kendini denetiminin en önemli araçlarındandır. Organ ya da bireyin ilkin ve mutlaka kavraması gereken temel gerçek budur. Bu konudaki kafa açıklığı rapor çalışmasının çerçevesini de belirleyecektir. Bu gerçeği kavrayanlar raporun politik ve örgütsel önderliğin geliştirilmesinde oynayabileceği role uygun hareket ederler. Aksi her yaklaşım ise raporu mekanikleştirir, biçimselleştirir ve bürokratik bir işleyişe dönüştürür.
Her rapor çalışması kuvvetlere, olanaklara hakimiyeti güçlendirir. İleri, gelişmekte olan veya gerileyen yanlarımızı ortaya koyar. Tıkanma noktalarını açığa çıkarır. Her rapor çalışması yapabildiklerimizi ve yapamadıklarımızı ortaya koyması itibarıyla yeni durum ve görevlere işaret eder.
Raporlar siyasi-örgütsel-ideolojik gelişimimizin yönlendiricisidir
Dönemin özgünlük ve ihtiyaçlarına bağlı olarak hazırlanan sorular siyasal, örgütsel ve ideolojik durumumuzun fotoğrafını belirginleştirir. Belirginleşen bu fotoğraf yeni dönemde üzerine gitmemiz gereken eksiklikleri ortaya koyacak ve yeni görevlere işaret edecektir.
Örneğin rapor dönemindeki politik refleksimizin düzeyi nedir? Belli başlı politik gelişmelere dair nasıl bir pratik sergiledik? Partinin politik mücadele anlayışını, çizgisini alanımızda özgünleştirebildik mi?
Rapora konu olan dönemde örgütsel gelişimimizin seyri nedir? Örgütlülük düzeyimizde yükseliş var mı? Yeni komite, çalışma grubu, komisyon, eğitim grubu vb. kuruldu mu? Yeni aday üyeler, üyeler kazandık mı? Örgütsel sorunları görme, sezme ve anında müdahale etme yeteneğimiz gelişiyor mu?
İdeolojik moral durumumuzun tablosundan hoşnut muyuz?
Rapor çalışması bize bu ve benzer içerikteki pek çok soruyu soracak ve üzerine düşünmemizi, yanıtlarımıza bağlı olarak önümüze görevler çekmemizi sağlayarak gelişimimizi yönetmemize fırsat yaratacaktır.
Raporlar eleştirel, objektif ve somut olmalıdır
Kuşkusuz her rapor otomatik olarak yukarıda belirttiğimiz nitelikleri taşıyamaz. Rapor organın, alanın veya bireyin siyasi, örgütsel ve ideolojik gelişimine hizmet etmesi için objektif, somut ve varolan gerçekliğe karşı eleştirel olmalıdır.
Elbette ki devrimci niteliklerimizi görmezden gelmemeliyiz. Elbette ki ileri özelliklerimizin altını çizerek iyimserliğimizi koruyacağız. Ve elbette ki gelişeni, güçleneni öne çıkaracak, pozitif örnekleri kolektivize ederek partiye mal etme yolundan ilerleyeceğiz. Fakat, milim ödün vermememiz gereken bu doğrular, gerçeği olduğundan başka türlü yansıtmaya sevk etmemeli bizi. İyimserlik adına abartı, olumlulukları öne çıkarma iddiasıyla objektiflikten uzaklaşmak, devrimci eleştirel yaklaşımın kaybı bizi güçlendirmez. Gerçek neyse olduğu gibi ortaya koymalıyız. Falanca etkinliğe 13 kişi katıldığı halde "yaklaşık 15-20" demek açık ki abartıdır. "Alanınızda yeni kurulan çalışma grubu var mı" sorusunu "evet" biçiminde yanıtlayıp, ayrıntı istendiğinde ise "aslında kurmadık ama fiilen çalışma grubu gibi çalışıyor" şeklinde yanıtlamak gerçeği yansıtmadığı gibi dönemin görevlerini de doğru tarif etmez. Eleştirel devrimci yaklaşımın emri şu doğru tariften ibarettir; "fiilen çalışan" bu bileşimi resmi olarak çalışma grubu haline getirerek adına layık şekilde çalıştırma görevi önümüzde durmaktadır.
Olumluluğu olduğu kadar olumsuzluğu da, ileri ve gelişmekte olanı olduğu gibi gerileyeni de ortaya koymalı, gerçeğimize eleştirel yaklaşmalıyız. Unutmayalım ki, gerçeği cesaretle eleştirmek, aynı zamanda onu değiştirme iddiasıdır. Tabloyu farklı yansıtmak, rakamlarla oynamak veya "yuvarlamak" komünist ciddiyetten uzak bir tutumdur. Böyle rapor verenler de, sorunun farkında oldukları halde bu tip durumları geçiştirenler de çalışmanın içeriğini boşalttıklarını, işlevsizleştirdiklerini, rapor sistemini boşa düşürdüklerini bilmek zorundadırlar.
Gerçeklerle oynamak olsa olsa dönemsel bir tatmin sağlar, o kadar. Peki ya sonra? Önemli olan üst organa, partiye ne söylediğimiz değil, gerçeğin yerli yerinde duruyor olmasıdır.
Raporlar amacına uygun olmalıdır
İster organ raporu, ister sekreter, isterse bireysel raporlar olsun, her birinin bağlandığı bir amaç vardır. Rapor soruları bu amaca bağlı olarak o dönemdeki siyasal ve örgütsel önderlik gerçeğini veya ideolojik tabloyu açığa çıkaracak tarzda hazırlanır. Raporu hazırlayanların, soruların kilitlendikleri bir amaç olduğu gerçeğini unutmamaları ve bu amaca sıkı sıkıya bağlı kalmaları gerekir. Aksi takdirde genel amaçtan sapılır. Kolektif amaca bağlı kalınmadığı her durumda ise rapor önemli oranda işlevsizleşir. Sorulara yüzeysel yaklaşmamak, hangi amaçla ne istendiği üzerine kafa yorarak yanıtlamak geliştirici bir yöntemdir. Bu, aynı zamanda yön birliği sağlamak, partinin genel sorunlarına kafa yormak anlamına da gelir.
Hala soruları yanlış anlayan, ne istendiğine yeterince kafa yormayan yoldaş ve organların varlığı örgüt gerçeklerimizdendir. Buradaki sorun nedir? Sorular mı derdini anlatmıyor yoksa biz mi yüzeysel ilişkileniyoruz? Bunun açığa çıkarılması ve çözülmesi gerekir. Aksi taktirde aynı yöne bakma doğrusuna yaklaşamayız.
Yer yer sorularla mekanik ilişkilenişlere, baştan savmacı tutumlara ve hatta bürokratik yaklaşımlara tanık olunuyor. Örneğin "... konuda alanınızda ... yapıldı mı? Yapılmadıysa neden?" biçimindeki soruyu "evet-hayır" biçiminde yanıtlayıp geçen yoldaşlar, organlar var. Sanki rapor isteyen organ bu evet ve hayırları alt alta dizip buradan gerçekliğe dair sonuca ulaşabilirmiş gibi! Sorunun birinci bölümünde somut bilgi istendiği, ama ikinci bölümünde analiz yapılması istendiği açık değil mi? Anlamıyor muyuz yoksa anlamazdan mı geliyoruz? Nedenleri, niçinleri ortaya koyarak analiz yapmadığımızda pratiğimizi değiştirme, geliştirme şansımız var mı?
Yer yer ise rapor sorularıyla öylesine bürokratik tarzda ilişkileniliyor ki, adeta sorunun yanıttan kat kat uzun olduğu örneklere dahi rastlanabiliyor.
Rapor sistemi örgütsel işleyiş rutinidir
Bilindiği gibi özel ve özgün durumlar açığa çıkmadığı koşullarda düzenli olarak organ ve sekreter raporları örgütsel işleyişimizin rutinidir. Gerçek böyle olduğu ve periyotları da üç aşağı beş yukarı belli olduğu halde kimi organlarımızın veya sekreter yoldaşların sıklıkla bu gerçeği unuttuklarına(!) ve rapor talebini "şaşkınlıkla" karşıladıklarına, hatta uygulamalı rapor çalışmalarına "bütün işimiz bitti de rapor mu kaldı" yüzeyselliğiyle yaklaştıklarına tanık oluyoruz. Düzgün parti işleyişinde ulaştığımız düzeyi göz önüne aldığımızda raporun istenmesine değil, istenmemesine şaşırmalıyız, bu bir. İkincisi, rapor çalışması bizi, alanımızı geliştiren önemli bir örgütsel denetim olduğuna göre, istenmese dahi vermeyi görev edinmeli ve devrimci sorumlulukla yerine getirmeliyiz.
Hal böyleyken örgütsel işleyişin bu doğal mekanizmasına şaşırıp örgütsel kendiliğindenciliğe kapılan yoldaşların rapor çalışmasını son anlara sıkıştırdıkları görülüyor. Sonuç mu? Son dakikaya sıkıştırılan her iş gibi yüzeysellik, baştan savmacılık. Ve hatta örgütsel güvenliğin tehlikeye atılması gerçeği.
Bireysel raporlarını (cins raporları veya somut bir duruma dair istenen herhangi bir rapor) belirlenen tarihte iletmeyen, hatta tekrar tekrar istendiği halde adeta ayak direyen yoldaşlar var ki, doğrusu hangi düzlemde ve neresinden tartışacağımızı bilemiyoruz. Nitekim bu konudaki bir tartışma yazının konusunu aşar. Sadece raporların zamanında teslim edilmemesinin doğrudan disiplin suçu olduğunun altını çizmekle yetinelim. Böylesi bir suç, örgütsel-siyasal hata veya zaaflara yol açabileceği gibi ciddi örgütsel güvenlik sorunlarına da dönüşebilir. Hatta öyle ki, zamanında iletilmeyen bir rapor herhangi bir yoldaşın tutsak düşmesine, ölümsüzleşmesine dahi neden olabilir. Zamanında iletmediğimiz her raporun yaratabileceği sonuçları düşünüp bunları bertaraf etme ciddiyeti ve disipliniyle hareket etmeliyiz.
Bireysel sorumluluk alanlarında veya kısa dönemli görevlendirmelerde -özelllikle de örgütsel güvenliğe tekabül edebilecek konularda- istenmeden rapor hazırlamayı bir tür doğal refleks haline getirmeliyiz.
Sekreterler rapor çalışmasının dinamosudur
Rapor çalışmasında sekreter yoldaşlar çıtayı yükseltmede motor rolü oynamalıdır. Bu birkaç bakımdan böyledir. Sekreter raporlarını hazırlamak, organ raporları için taslak hazırlayarak organın tartışmasına zemin yaratmak, tartışmalarda oluşan kolektif fikirlerin yansımasını sağlamak bu yoldaşların asli görevlerindendir. Keza alt organ raporlarının toplanmasında da bu yoldaşlar belirleyicidirler. Sekreter yoldaşların diğer konularda olduğu gibi rapor hazırlanması ve toplanması konusunda da organ bileşenlerinden birkaç adım ileride olmaları, organı ileri itmeleri gerekir.
Alt organlardan rapor almak örgütsel işleyişin gereğidir
Alt organlardan düzenli şekilde rapor almak ve bunları titizlikle inceleyerek sonuçlar çıkarmak siyasal-örgütsel önderlik çalışmasını geliştirmenin bir yöntemidir. Bu, örgütsel mekanizmanın, düzgün işleyişin göstergesi olduğu gibi, alan tablosunu gerçeğe en yakın tarzda yansıtmanın da en emin yollarındandır. Diğer yandan, rapor çalışması sistematik ve amacına uygun olarak gerçekleştiği koşullarda alt organlar için önemli bir eğitim çalışması işlevine sahiptir. Uygulamalı rapor çalışmaları yapmak, bu konuda eğitimler gerçekleştirmek gerçekte siyasi-örgütsel önderlik kapasitesinin her düzeyde yükseltilmesi anlamına gelir.
Raporlardan geri dönüş karşılıklı etkileşimi sağlar
Olanaklı olan her durumda raporların geri dönüşümünü sağlamalıyız. Rapor gönderen organ veya birey sesinin boşlukta yankılandığı hissine kapılmamalı. Geri dönüşüm çoğunlukla kolektif organlara ama gerekli hallerde bireylere dönük de yapılır. Bu bazen herhangi bir alandaki özgün bir çalışmanın öne çıkarılarak partiye mal edilmesi biçiminde gelişir. Kimi zaman ise önemli bir yanlış veya yanılgının tartışılarak düzeltilmesi ve parti görüş açısının sunulmasıyla sağlanır.
Raporlar gelecek görüş açısıyla hazırlanmalıdır
Rapor çalışması, dönem içindeki devrimci faaliyetlerin siyasi, örgütsel ve ideolojik etkisini, açığa çıkan sonuçlarını değerlendirdiği, gelişim tempomuzu ölçtüğü gibi, bunlara bağlı olarak yeni döneme dair perspektifler de sunmalı. Gelecek görüş açısıyla hazırlanmayan raporların bir nevi döküm cetveline dönüşeceğini, iç dökme seanslarına benzeyeceğini akıldan çıkarmamalıyız. Dökümlere, bilgi ve rakam istifine değil, analizlere, sonuçlar çıkarmaya ve perspektiflere ihtiyacımız var. Söz konusu perspektifler iddialarımızı da yansıtacaktır.
Madem ki rapor çalışması alandaki politik-örgütsel-ideolojik önderlik iddiamızın göstergesidir, o halde yoldaşlar, öncünün rapor sistemini kavramak ve geliştirmek için gerekli emek, hız ve disiplini sergileyerek çıtayı yükseltelim.