Rojava devrimine ve halklara düşman faşist Türk devleti Afrin'e karadan ve havadan saldırdı. Yüksek teknik kullanarak, halkların özgürlük mevzilerini bombaladı. İnsanlık ve halkların düşmanı politik islamcı Tayyip Erdoğan yönetimindeki AKP-MHP koalisyonu, özgür Afrin'e ve Rojava devrimine saldırarak bölge halklarının baş düşmanlarından birisi olduğunu gösterdi. Suriye'deki çetelerin hamisi ve en büyük destekçisi olan faşist Türk devleti, şimdiye kadar işbirlikçileri eliyle yapmaya çalıştığı ama her seferinde yenilgiye uğratılan politikalarını bu kez Afrin'e dönük işgal saldırısıyla bizzat kendisi gerçekleştirmek istiyor. Rojava devrim güçlerini, onun halklara ilham veren direnişini işgal saldırısıyla ezmeye çalışıyor. Ortadoğu coğrafyasından yükselen ve tüm halklara umut olan, kadın özgürlükçü Rojava devriminin kazanımlarını yok etmeyi, Kürt-Arap ve diğer halkların birleşik mücadelesiyle özgürleştirilen Kuzey Suriyeyi kuşatmayı, bu ittifakı bozmayı amaçlıyor. Bölgesel yayılma emelleriyle, Osmanlıcılık hayalleriyle Suriye'deki krize taraf olan sömürgeci faşist Türk devleti, tüm planlarını boşa çıkartan Rojava devrimine düşmanlıktan hiç vazgeçmedi. Özgür Suriye Ordusu'ndan El Nusra'ya, DAİŞ'ten kendi örgütlediği irili ufaklı çete gruplarına kadar her yoldan Rojava'ya ve onun kazanımlarına saldıran bu halk düşmanları, şimdi de, ordu güçleriyle, tankları, topları ve uçaklarıyla Afrin'i bombalıyor. DAİŞ çetelerinin yenilgisiyle en büyük darbeyi alan Tayyip Erdoğan AKP'si ve onların hükümeti, Afrin'e saldırarak, Kobani ve Rakka'daki yenilgilerinin intikamını almaya çalışıyor. Tüm faşist güçler onun bu işgal saldırısını destekleyerek, halk düşmanı karakterlerini gözler önüne serdiler. Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP gibi düzen partileri de, bu faşist politikaları destekleyerek, diktatör Erdoğana akıl vererek, dökülen kana ve işlenen suçlara ortak oldular. Seferberlik Zamanı Afrin, Rojava devriminin kalbi, onun ateşten mevzisidir. Kadını, erkeği, genci yaşlısıyla, devrim yürüyüşünün en önünde ilerleyen Afrin halkı, bu bakımdan öncü bir rol oynamıştır. Bu saldırı sadece Afrin halkına karşı yapılmamıştır. Hedefte tüm Rojava devrimi vardır. Bu saldırı başta Kürt halkı olmak üzere, bölgede yaşayan tüm halklara ve bölge devrimine yapılmıştır. Kadın özgürlüğüne, halkların, dillerin, dinlerin ve kültürlerin kardeşçe bir arada yaşama özlem ve umuduna karşı yapılmıştır. Hatırlanacağı gibi kanlı karanlık bir örgüt olan DAİŞ çeteleri, Kobani'ye saldırdıklarında, onları en önce alkışlayan Tayyip Erdoğan ve çevresiydi. Kahramanca süren, görkemli direnişlerle püskürtülen DAİŞ çeteleri yenilmiş, bu onların sonunun başlangıcı olmuştu. Kobani'ye dünyaya korku salan bir örgüt olarak giren DAİŞ çeteleri, binlerce ölü ve yaralı vererek, başkentleri Rakka'yı bile kaybederek Deyre Zor'a kaçmak zorunda kalmıştı. DAİŞ çeteleriyle birlikte Rojava devriminden tokat yiyen Tayyip Erdoğan ve yönetimi de yenilmişti. Onlar bu yenilginin hıncıyla Afrin'e saldırıyor, işgal etmeye çalışıyorlar. Afrin'e saldırı, Türkiye halklarının ve bölge halklarının hiç bir çıkarına değildir. Sadece diktatör Erdoğan'nın AKP-MHP faşist iktidarının ömrünü uzatmayı amaçlıyor. Onların bu planlarını boşa çıkartmak için hem faşist hükümete karşı savaşı büyütmek hem de, Afrin savunmasına katılarak, işgalcileri yenilgiye uğratmak başta gençlik olmak üzere, tüm devrimci güçlerin görevidir. Bu savaşa sürülen yoksul halk çocuklarının ölümünden bu politikaya destek veren herkes sorumlu olacaktır. Türkiye'nin onurlu insanlarının görevi, bu halk düşmanı politikalara karşı seslerini yükseltmek, sokaklara çıkarak, Afrin işgaline ve Rojava devrimine saldırılara karşı mücadeleyi büyütmektir. Bu her onurlu insanın ahlaki görevidir. Afrin'e düşen ateş, herkesi yakar! Özgür topraklarında, kardeşçe bir arada yaşayan halkların coğrafyası Afrine saldıran, insanlarımızı katleden faşist Türk devletine karşı yapılacak her eylem meşrudur şimdi. Bu insanlık düşmanı faşist AKP-MHP koalisyonuna ve onların tüm çetelerine yenilgilerin en ağırını Rojava topraklarında ve Türkiye'de yaşatmak başta Rojava devrim güçleri olmak üzere, tüm devrimcilerin onur görevidir. Afrin, tıpkı Kobani gibi bir onur kalesidir. Onun savunmasına katılmak, faşist Erdoğan ve çetelerini yenilgiye uğratmak için, Türkiye ve Kürdistan gençliği, kadınları, işçi ve emekçileri seferber olmalıdır. Afrin mevzilerini doldurarak, faşist işgalci politikaları boşa çıkarmalıdır. Halkların Birleşik Devrim Hareketi'nin ve onun bileşeni tüm güçlerin öncelikli görevi, Afrin'e saldıran AKP-MHP faşist koalisyonunu bu saldırılarından pişman etmektir. Bu savaş Tayyip Erdoğan hükümetinin savaşıdır. Sonuçlarına da en başta onlar katlanmak zorunda kalacaklardır. HBDH ve tüm devrimci güçlerin görevi, mücadelenin her biçimi ve yöntemiyle harekete geçmek, "Afrine sefer olur zafer olmaz" şiarıyla işgalcilerden hesap sormaktır. Hiç kuşkusuz, AKP-MHP koalisyonu, onların kanlı ordusu, polisi ve tüm devlet kurumları halk düşmanıdır, devrimci şiddetin hedefi durumundadır. HBDH ve bileşenleri, bu perspektifle hareket edecek, Afrin'e düşen ateşi, faşist AKP/MHP koalisyonu başta olmak üzere, işgale destek veren tüm güçlerin "evlerine" taşıyacaktır. Başta Türkiye halkları olmak üzere, dünyanın dört bir yanındaki devrimci demokratik güçleri, faşist Türk devletinin işgal saldırılarına karşı sokaklara, direniş mevzilerine çağırıyor, Afrin ve Rojava halklarının görkemli direnişini selamlıyoruz. Faşist Türk devleti Rojava'dan Defol Yaşasın Halkların Birleşik Devrimci Direnişi! 21 Ocak 2018 Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH)
|