Kürt özgürlük mücadelesi sömürgeci faşist Türk burjuva devletinin ideolojik, politik, ırkçı yapısını parçalamaya, yüzyılın başında, emperyalistlerce oluşturulan statükoları parçalamaya başlayınca 15 Şubat 1999'da uluslararası komplo devreye konuldu. Abdullah Öcalan'ın esir alınması, emperyalizmin yüz yıl önce Sykes Picot antlaşmasıyla başlattığı Kürdistan'ın dört parçaya bölünerek sömürgeleştirilmesi durumunun devam ettirilmesiydi. Çünkü Kürt özgürlük hareketi ve PKK'nin geliştirdiği mücadele yüz yıl önce emperyalistler ve gerici bölge diktatörlüklerin politikalarını boşa çıkartarak, dengeleri bozmaya başlamıştı. Kuzey Kürdistan'da sömürge statüsünün parçalanıyor olması ve bunun devrimci sonuçlarının ortaya çıkması, sömürgeci faşist Türk devletini, ABD ve Avrupa emperyalistlerini bu komploda birleştirdi.{divide} 15 Şubat uluslaarası komplosu ile Kürt ulusal özgürlük mücadelesinin devrimci dinamizminin ortadan kaldırılarak ABD emperyalizminin çıkarlarıyla uyumlu bir oluşum hedeflendi. Bu denemelerinde istedikleri sonucu alamadılar. Komploları sürdürmek istediler ancak, bunların hiçbirini başaramadılar. Tam aksine Kürt özgürlük mücadelesi hem Bakur Kürdistan'da, hem de Rojava devrimiyle birlikte Ortadoğu'da çok daha büyük bir gelişim ortaya çıkarttı. Rojava devrimi, Suriye rejiminin sömürgeci boyunduruğunu parçaladı. Bu gelişmeler sömürgeci faşist diktatörlük için büyük bir kâbus oldu. Ardından politik islamcı faşist IŞİD'e ve işgalci Türk devletinin desteklediği çetelere kaşı kazanılan zaferler Kürt özgürlük hareketini bölgesel devrimci gelişmelerin öncüsü durumuna getirdi. Bütün bu başarılar 15 Şubat uluslararası komplosunu boşa çıkartmış oldu. 15 Şubat uluslararası komplosu ile istediklerini elde edemeyen sömürgeci işgalci faşist Türk devleti bugün de Rus emperyalizminin ve gerici bölge devletlerinin desteği ile Efrîn'i işgale kalkışıyor. NATO'sundan Avrupa'sına, ABD'sinden gerici bölge devletlerine kadar, pek çok çevre, 'Türkiye'nin kaygılarını anlıyoruz, sınır güvenliğini koruma hakkını destekliyoruz' demagojisi ile doğrudan ya da dolaylı olarak, Efrîn işgalini desteklediklerini ilan ediyorlar. Buradan bakıldığında '15 Şubat komplosunun ruhu'nun Efrîn işgali ile devam ettirilmek istendiği söylenebilir. Ancak, tıpkı dün olduğu gibi, bu gün de, halkların direnişi, her türden komployu boşa çıkartıyor. Efrîn ve Rojava devriminin haklı ve meşru direnişi, tüm halklara ilham veriyor. Dünya halkları, bu komploya karşı, Kürdistan ve Kuzey Suriye halklarıyla omuz omuza yürüyor. Komplo bir kez daha yeniliyor! Sömürgeci faşist Türk devletinin, emperyalizmin bütün komploları özgürlük mücadelesinin karşısında yenilmeye mahkumdur. Efrîn'e saldıran işgalci Türk devleti, onun Hitler kılıklı faşist şefi Erdoğan ve kanlı ordusu ve bilumum çeteleri, emperyalistler ve işbirlikçileri, işgale ve uluslararası komplolara karşı verilen özgürlük mücadelemiz karşısında yenilmekten kurutulamayacaklar. Zafer onur, eşitlik ve özgürlük mücadelesi verenlerin olacaktır. 14 Subat 2018 MLKP Kürdistan
|