Efrin'in Mabata cephesinde bulunan Enternasyonal Özgürlük Taburu savaşçısı MLKP'li Sinan Kayacı Efrin direnişini değerlendirdi: Efrin şimdiden kazanılmış bir zaferdir. Kazanacağız ve faşist işgalcileri yeneceğiz! Kendisiyle yapılan röportajdan bazı satır başları şöyle: Faşist Türk devleti ve çeteleri Efrin işgal saldırısının başlangıcında, yoğun teknik kullanarak, uçak ve toplarla saldırarak belli noktalarda Efrin topraklarına giriş yapmışlardı. İlk başlarda bu, dar bir alanla sınırlı kaldı. Bizim bulunduğumuz Mabata cephesinde şu ana kadar sadece 4 kilometrelik bir hatta ilerleyebilmiş durumdalar. Günlerdir sürdürdükleri ağır bombardımana, her türlü tekniğe ve sürüler halinde cepheye gönderdikleri çetelerine rağmen bu bölgede sadece bir kaç köyü işgal ettiler. Onun dışında çok özel bir askeri varlıkları söz konusu değil. İşgalci Türk devleti, çeteleri sıkıştığı anda uçak kullanarak ilerleyişlerini hızlandırmak istiyor. Bunu da çok fazla gerçekleştiremiyorlar. Ancak ilerlemek için her yolu denemeye, savaş ahlakına uymayan bir saldırı tarzı ile sivil halkı bombalamaya devam edeceklerini öngörebiliriz.{divide} "3 günde Efrin'deyiz" söylemleri direniş duvarına çarptı. Sıkışmış durumdalar. Bu da onları daha pervasız ve saldırgan yapıyor. Ancak, bölgede ve sınır hattında bulunan savaşçılar ve halk topraklarını korumakta kararlılar. Buradaki tüm savaşçılar ve halklarımız, büyük özveri ile hareket ediyorlar. Savaşın ortasındayız, bulunduğumuz köy sınır hattında diyebiliriz. Düşman hemen karşımızda yaklaşık 1.5 km uzağımızda, biz onların bulundukları köyde yaptıkları hazırlıkları görebiliyoruz. Fakat onlar bizim burayı göremiyorlar. Bizi takip edebilmek için insansız hava araçları kullanıyorlar. Yağmurun olmadığı zamanlarda 24 saat her gün keşif uçuşu yapıyorlar ve keşiflere dayalı hava saldırıları gerçekleştiriyorlar. Obüsler keşif uçaklarının verdiği koordinatlara göre saldırlar gerçekleştiriyorlar. Kabaca bir rakam verecek olsak bulunduğumuz köye ve çevresine 500 kere obüs saldırısı gerçekleştirdiler. Burada bulunduğumuz köyde yaşam devam ediyor. Halk direnişin bir parçası olarak konumlanmış durumda. Köylerde halkın yaşamlarına devam etmesi Türkiye ve çetelerini oldukça kızdırıyor. Bu durumun değiştirmek için, köylüleri korkutmak için çok yoğun şekilde obüs atışları gerçekleştiriyorlar. Ama bir şekilde direniş burada kendisini yeniden üretiyor. Rojava devrimini gerçekleştiren halkımız bu devrimi korumakta çok kararlı. Rojava için elimizden gelen her şeyi yapma kararlılığı içerisindeyiz. Enternasyonal Özgürlük Taburu'nun direnişe dışarıdan destek veren bir kuvvet değil doğrudan Rojava devriminin parçasıdır. Her mevzide kanımız aktı, akıyor. Her cephede emeğimiz, alınterimiz ve düşlerimiz var. Devrim bizim devrimimiz, biz devrime aitiz. DAİŞ'e karşı yürütülen operasyonlar siyaseten AKP-DAİŞ işbirliğine yönelik hatta bölge gerici işbirlikçi devletlerinin ortak koalisyonuna karşı bir savaştı. Kuzey Suriye ve Rojava topraklarını DAİŞ'ten arındırma savaşının taktikleri farklıydı. Ama buradaki savaşın biçimi daha farklı. Biz burada sadece savunma hatlarını değil aynı zamanda düşmanın işgal ettiği toprakları tekrar alma mücadelemizi sürdürüyoruz. Süreç onların saldırdığı, bizim savunduğumuz, bir süre sonra onların işgal ettiği köyleri, tepeleri geri alma özgürleştirme biçiminde sürüyor ve işgalcileri süpürüp atma konusunda güçlerimiz kararlı ve ısrarlı. Son zamanlarda gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla işgal altındaki bazı tepe ve köyleri geri aldık. Yaptığımız taktiksel eylemlerle onları geri çekilmeye zorluyoruz. Bizler eşitliği, özgürlüğü, adaleti savunuyoruz. Sadece bu topraklarda yaşayan halklar için değil, bütün dünya halkları için savaşıyoruz. Rojava devrimi eşitlik, özgürlük pınarı olarak dünyaya ışık saçıyor. Çok önemli ideolojik ve siyasi katkıları var. Bütün savaşçılar şehit düşme pahasına bu devrimi savunuyor. Dünya halkları bu direnişin parçası olmalıdır. Efrin direnişinin Kobane direnişinden hiçbir farkı yok. Yaşananlar Kobane serhıldanının benzeri bir ayaklanmanın Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ı yakıp isyan ateşinin faşist sömürgeci Türk devletini yakması gerekiyor. Ankara'da, İstanbul'da, Adana'da rahat hareket eden bir faşist devlet, bu taraflara daha serbest gelebiliyor. Türk devletinin kısa zamanda gerilemesi için başta Türkiye metropollerinde ve Bakur Kürdistan'da halk tepkisinin ve devrimci öncü eylemlerin daha çok güçlenmesi lazım. Rojava devrimi kendini savunacak güçtedir ve hazırlığı var. Ama Rojava devrimi sadece Rojava ve Kuzey Suriye'den ibaret değildir. Bu devrim aynı zamanda Türkiye cephesidir, tüm Kürdistan parçalarıdır, Avrupa'dır, yüreği umut ve özgürlükten yana çarpan herkestir. Gücümüzü buradan alıyoruz ve bu gücün şimdi daha aktif olması gerektiğini düşünüyoruz. Tüm dünya, Rojava devrimini savunmak ve Efrin işgaline son verilmesi için ayağa kalkmalıdır. Efrin şimdiden kazanılmış bir zaferdir. Kazanacağız ve faşist işgalcileri yeneceğiz!
|