Eşitsiz bir savaşta, özgürlüğü ve insanlık onurunu savunuyoruz
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Politik islamcı sömürgeci faşist Türk devletinin ve onun katil sürülerinin Efrin'e yönelik işgal saldırıları karşısında destansı bir direniş sergileniyor. YPG, YPJ ve DSG güçlerinin yanı sıra enternasyonalist savaşçılar da ön cephede yer alıyor. Enternasyonal Özgürlük Taburu'ndan bir MLKP savaşçısı, kaleme aldığı mektupta, direnişi anlattı. İsmini belirtmeyen MLKP savaşçısının mektubu şöyle:

"Efrin'i savunmak denilince içimi bir heyecan kaplamıştı. Rakka'da bulunduğumuz Enternasyonal Özgürlük Taburu'na sabah bir mesaj geldi, 'Tamam Efrin'e gidiyoruz' denildi. DAİŞ faşizmine karşı Rakka'yı özgürleştirmemizin verdiği mutluluk yerini heyecana bıraktı, yerimde duramaz oldum. Bir yandan gidiş hazırlıklarına başlarken, bir yandan yoldaşlarımla Efrin'i nasıl savunacağımızı tartışıyorduk. Kısa sürede yoldaşlarla vedalaşarak Efrin'e gitmek üzere toplanma merkezine ulaştık. Burada yoldaşların gözlerindeki ışıltıyı, heyecanı anlatmaya kelimeler yetmez.

Efrin'e geldiğimiz zaman akşam saatleriydi. İnsanlar sokaklarda, aileler çocuklarıyla dolaşıyordu. Marketler, dükkanlar vs hepsi açık. Geldiğim gün faşist işgalci Türk devleti Efrin merkezini uçak ile vurmuştu. Bu saldırılara rağmen Efrin halkı, 'Efrin'i terk etmeyeceğiz, istediğiniz kadar uçağınız, tankınız, obüslerinizle vurun işte buradayız, sokaklardayız' diyordu. Halkın bu canlılığı bir an önce cepheye gitme arzumu daha da arttırmıştı. Efrin'deki noktamıza ulaştık. Yoldaşlarla hasret giderdikten ve alana dair bilgileri aldıktan sonra ertesi gün cepheye gideceğimiz söylendi. Ertesi gün Reco'ya gitmek için aracımızla yola çıktık. Reco'da noktamıza geldiğimizde arkadaşlar televizyonda haberleri izliyor, sohbet ediyor, diğer yandan ise obüsler yağmur gibi çevremize yağıyordu. Bir kaç gün Reco merkezde obüs atışları altında bekledikten sonra Hec Halil Köyüne gittik. Burada köylüler gitmemiş, gündelik yaşamlarına devam ediyordu. Aynı zamanda köyün savunmasında da her türlü görevi yerine getiriyorlardı. O gece yoldaşlarımızdan birinin bağlama eşliğinde söylediği deyişler, kulağımıza adeta obüs seslerini parçalayan destansı direnişimizin zafer naraları gibi geliyordu.

Türkü ve deyiş söyleyerek geçirdiğimiz geceden sonra sabah Kure köyüne doğru yola çıktık. Gideceğim alan sınıra 3 km uzaklıktaydı. Hasan Köyüne geldiğimizde yoğun obüs saldırısı ve keşif uçuşları nedeniyle yola yayan devam ettik. Ancak obüs atışlarının yoğunlaşmasıyla Hasan Köyüne geri dönmek zorunda kaldık. Burada güvenli bir nokta bulup beklemeye başladık. Kaldığımız nokta obüs atışlarına çok açık bir yerdeydi ama evin duvarları çok sağlamdı. Ani bir durumda çıkmak için evin yola bakan duvarını delmeye çalıştık. Evi yapan usta da duvarı iyi yapmış hani. Bizi epey uğraştırdı. Bir süre sonra takım komutanımız geldi ve yola çıktık. Zeytinliklerin arasından geçerek Kure köyüne doğru giderken, uzun süre kaldığımız çöllerden yeşil bir doğaya gelmenin mutluluğunu hissettim. Efrin topraklarının zeytinlikleri, dağları, tepeleri bizi işgalci Türk devletinin uçaklarından ve keşiflerinden saklıyordu. 3 saatlik bir yürüyüşten sonra Kure köyüne ulaştık.

Sınıra yakın bu köy, yoğun obüs ve tank atışları nedeniyle boşaltılmıştı. Hayvanlar başı boş sokaklarda dolaşıyordu. Güçlerimiz dağınık bir şekilde arazide ve köyde mevzileniyordu. Avesta tepesinde arkadaşlar faşist işgalci Türk devletinin askerlerine ve çetelerine operasyon yapıyordu. O gün işgalci güçler epey kayıp verdi. Bir gün önce de bulunduğum noktadaki çete konvoyuna başarılı bir eylem gerçekleştirmiştik ve tüm yoldaşlarımızın moralleri iyiydi. Ertesi gün 3 kişi keşfe gittik. Çete ve Türk askerlerinin bulunduğu yere çok yakındık. Keşfi tamamladıktan sonra noktamıza gelerek bir planlama çıkardık. Gün ışıldarken de eylemi gerçekleştirerek, düşmanın aracını füze ile vurduk. 1 saat sonra Avesta Tepesine yoğun füze, obüs, tank atışları başladı. Yoğun saldırılara rağmen mevzilerimizi terk etmedik. Bu sırada Kobra tipi helikopterlerin tepedeki yoldaşlarımıza yöneldiğini gördük. Bir hat şeklinde sıralanarak helikopterleri taramaya başladık. Karşı tepeden de Doçka ile vurulan helikopterler darbelendi ve bir tanesi düşürüldü. Epey çete ve asker kaybı vardı ve kaçmaya başladılar. Noktamızın önünde duran iki köpek obüs parçalarından yaralandı. Köpekleri yanımızı alarak korumaya çalıştık.

Helikopterin düşürülmesinin ardından bulunduğumuz nokta kazan bombası ile vuruldu. Şehit ve yaralılarımız vardı. Yaralılarımızı yoğun obüs atışları altında güvenli bir noktaya taşıdık. Şehitlerimizi de yoldaşlarımıza teslim ettikten sonra tekrar arazide mevzilendik.

Bir kaç gün sonra başka bir alana gitmek için Hec Halil köyüne geri gittim. Akşam Kure köyüne vardığımda bir arkadaşla tanıştım. Uçağın vurduğu noktanın onun evi olduğunu öğrendim. Köpeklerden bahsedince bir tanesinin onun olduğunu, isminin de Polat olduğunu söyledi. Yaşadığını öğrenince çok sevindi. Polat'ı görmek için birlikte gidip gidemeyeceğimizi sordu. Başka bir alana gideceğim için onun bu isteğini gerçekleştiremedim.

Birkaç gün sonra başka bir alana geçtik. Keşif uçağı her zamanki gibi tepemizden eksik olmuyordu. Obüs, uçak, tank atışları da aralıksız sürüyordu. Sınıra 1.5 km uzaklıkta olan Ceylan Tepesinde, zeytin ağaçlarının altında konumlandık. Bir gün sonra düşman çevremizdeki birkaç tepeyi aldı.

Sabah keşif için sınırı gören bir araziye gittik. Bu sırada sınırdan bir düşman aracı hareketi görünce yanımdaki yoldaşla ayrı yerlerde mevzilenerek atış yaptık. Keşif yaparken çıkan eylem fırsatını değerlendirmemek olmazdı. Araç isabet aldı ancak elimizdeki silahların yetersiz olması nedeniyle istediğimiz sonucu alamadık. Biraz geri çekilerek aracı izlemeye başladık. Araç hızla sınır karakoluna kaçtı.

NATO'nun 2. büyük ordusu, teknik bakımdan daha güçlü bir ordu. Kendilerini her fırsatta öven faşist Türk devleti gerilla tarzı mücadelenin karşısında zayıf kalıyordu. YPG-YPJ'ye karşı bir devletin ordusunun acizliği prestijini yerlerde süründürüyordu.

Dünya haritasına baksanız Türkiye'yi Efrin'den önce görürsünüz. Lakin tüm eşitsiz imkan ve koşullara rağmen Efrin halkı, işgalci Türk devleti ve çetelerine karşı tüm ezilen halklar adına muazzam bir direniş göstermektedir. Efrin halkı ve Rojava devrimimiz kendisini savunmaktadır. Eşitsiz bir savaşta, özgürlüğü ve insanlık onurunu savunuyoruz. İşgalci Türk devleti hangi teknik ile saldırırsa saldırsın zafer direnen Efrin halkının olacak. Biji berxedana Efrine!"