Efrin direnişinde yer alan Enternasyonal Özgürlük Taburu savaşçılarından Yunan Çiyager Rakka Badina bölgesindeki bir obüs saldırısında yaralanmıştı. Çiyager Rakka'yı, sonraki günlerde Mabata cephesinde yaşamını yitiren İzlandalı savaşçı Haukur Hilmarsson (Şahin Hüseyni) omuzlarında taşıyarak güvenli bölgeye ulaştırmıştı. Saldırıda ağır yaralanan Çiyager Rakka'nın tedavisi hala sürüyor. Çiyager Rakka'nın basına verdiği röportajda ilk sözü "İyiyim, cepheye gitmeyi bekliyorum" oluyor. Haukur Hilmarsson için bir şeyler yazmaya çalıştığını söylüyor. Rakka'nın açıklamaları şu şekilde:{divide} "Biz Efrin'e ulaştıktan sonra direkt YPG ve YPJ savaşçılarının bulunduğu cephelere gittik. Dimiliya ve Bedina noktalarına gittik. Benim için savaş yeni bir şey değildi, daha önce yoldaşlarım ile birlikte EÖT savaşçısı olarak Rakka hamlesine katıldık. Devamında bir bölümümüz Dera Zor hamlesine katıldı. Son olarak da Rojava devrimini savunmak için Efrin çağın direnişine katıldık. Bu bizim açımızdan önemliydi çünkü işgalci Türk devleti bu bölgede çeteler ile halka saldırıyordu. Bizim de devrimi koruma gibi bir görevimiz vardı ve bunun için Efrin cephelerindeki yerlerimizi aldık." "Efrin direnişinde yaralandım. YPG, YPJ güçlerinin olduğu bir grup ile birlikte Türkiye sınırına yakın çok stratejik bir tepeyi tutuyorduk. O tepeye günlerce yoğun top atışları ve hava saldırıları gerçekleştirildi. Saatlerce keşif uçakları uçuyordu, bazı yoldaşların noktaları bu keşif uçakları ile keşfedilmişti. Noktaların tespit edildiğini yoğun top atışlarından anlamıştık. Attıkları toplar bizim birkaç metre yakınımıza düştü. Bu saldırıda kafamdan ve vücudumun farklı yerlerinden yaralandım. Yoğun atışlardan kaynaklı uzun süre keşfin gitmesini beklemek zorunda kaldık. Sonra noktamıza en yakın hastahaneye sevk edildik." Mabata cephesinde yaşamını yitiren İzlandalı Şahin Hüseyni ile ilgili ise şunlar söyledi: "O çok iyi bir yoldaştı uzun senelerdir. Horizantal Enternasyonal Dayanışma Örgütü'nde birlikte çalışıyorduk. Uzun süre sınırsız hareketinin içerisinde çalıştı. O hareket onu Yunanistan'a getirdi. Yunanistan'da göçmenler için çeşitli eylemler yaptı. Şahin Hüseyni ile orada tanıştık, aynı grupta yer alıyorduk. İkimiz de Horizantal gibi gruplarda çalıştıktan sonra kendimizi Rojava devriminde bulduk, enternasyonal dayanışmayı büyütmek için. Rojava'da örgütümüzün de bir parçası olduğu Enternasyonal Özgürlük Taburu'na katıldık. YPG, YPJ'li yoldaşlarımızla DAİŞ'e karşı ve Rojava devriminin özerkliğinin korunması için Türk devletine karşı savaştık. Ben Efrin'de ilk yaralandığımda hemen beni güvenli bölgeye çeken yoldaşlardan biriydi Şahin yoldaş. Şahin yoldaş sadece ben değil hangi savaşçı yaralansa ilk müdahaleye, yaralarını sarmaya ilk giden yoldaştı" Rojava devrimi hakkında görüşlerini ileten Çiyager Rakka, Rojava'nın demokratik bir sistem olduğunu ve Rojava devrimiyle tüm dünyaya aynı zamanda bir perspektif sunulduğunu söyledi: "Rojava devriminde enternasyonal ruh her zaman olacak. Bunlardan bir tanesi Enternasyonal Özgürlük Taburu'dur. Bu Rojava devriminin yalnız olmadığını gösteriyor. Bir diğer noktası ise dünyanın farklı ülkelerinde devrimlerin temelini oluşturabilecek bir gücü kendisinde barındırmasıdır. Rojava devrimini sadece Rojava olarak görmemek gerekir, buradaki umut ışığı dünyaya yayılabilecek bir ışıktır ve biz de enternasyonaller olarak bu devrimi hem savunmak hem de bu devrimden öğrenmek için mücadele ediyoruz." "Efrin'e ilk vardığımızda etrafımızda birçok kişi toplandı. O zaman kendi mahallemde gibi hissettim. Bir aile gibi çok sıcak hissettim. Ailem geldi hemen aklıma. O insanların yanında olmak, onlar için direnmek çok farklıydı. Bir devlet onları sömürmek için topraklarına saldırmaktaydı. Bu halk bütün saldırılara karşı sonuna kadar direndi ve biz de bu yüzden o direnişte yerimizi aldık." Çiyager Rakka, Efrin direnişinde şehit düşen yoldaşlarını anarak sözlerini şöyle tamamladı: "Bu topraklarda şehit düşmenin anlamı büyüktür. Baran Galicia, Kendal Breizh, Anna Campbell, Şahin Hüseyni, Erdal Demirhan, Zeynel Seyit Rıza ve adını sayamadığım onlarca yoldaş şehit düşseler de devrimin bir parçası olarak yaşayacaklar. Bu devrim bitmedi, devam ediyor. Devrimimizi hala savunuyoruz. Efrin şahsında yapılan saldırı aslında bütün Rojava'yı hedef aldı. Erdoğan'ın tehditleri devam ediyor. Şehitlerimiz bizim kalbimiz ve bizim aklımızdır. Biz savaştıkça onlar da savaşıyor. Efrin'de halkın dediği gibi, yaşamak direnmektir."
|