"Komutan Adayı Bir Devrimci Kadın Olarak Umutlu Yarınlar Kuruyorum"
Share on Facebook Share on Twitter

 
Diğer yazılar
 

 

Kası- Aralık 2017 / Partinin Sesi / Sayı: 93

 

Şirin Öter
(Ekin Su)
22 Aralık 2015

 Gelişim sancılarının artığı, ideolojik­politik niteliğin sınırlarının ve düzeyinin daha da netleştiği bir
çalışma dönemi olarak değerlendireceğim bu dönem, özellikle 4. Kongre'nin parti kadrolarına ve
kadın gücüne yaptığı komutan­laşma çağrısına hangi düzeyde yanıt olduğumun, olabilbildiğimin
verilerini sunacaktır.
Çalışma alanıyla kurduğum ilişki: Partide örgütlendiğim ve çalışma yürüttüğüm tüm bu zaman
diliminde ilk kez farklı, bilmediğim bir kentte parti faaliyeti yürütüyorum. Bu anlamıyla çalışma alanını
tanıma, hem başarılı bir çalışmanın hem de güvenlikli bir çalışmanın anahtarıydı benim için. Gelinen
aşamada, hem yoldaşlarla yürüttüğümüz pratik çalışma ve paylaşımlarla hem de bire bir yürüttüğüm
pratik çalışmalarla, çalışma alanına hakimiyette iyi bir gelişme yakaladığımı düşünüyorum. (...)
Kararlarla kurulan ilişki: Parti kararlarını ve görevlerini uygulama gücü ve o kararlarla ilişkileniş
bakımından derinleşme ve gelişme ihtiyacı var. Bu anlamda verilen görevi zamanında
sonuçlandırmada bir düzey olsa da, birçok noktada parti görevlerinin yanında, bulunduğum örgütsel
çalışma kararlarının hayata geçirilmesinde, alınan kararlara yorum katma, eksik ilişkilenme, hem
kararlarla kurulan ilişkideki zayıflık hem de kararın alınması sırasında çerçevesini netleştirme ve buna
göre ilişkilenmede yaşanan eksik bir pratik söz konusu olmuştur. (...)
Diğer bir yanıyla, bu dönem zarfında hem pratik işler hem de dönemin eğitim kararlarıyla kurduğum
ilişkinin niteliğini artıran, düşünsel ve pratik bakımdan gelişen bir hatta ilerlediğimi düşünüyorum.
(...) inisiyatif geliştirme, kararları uygulamada etkin olma, gelişen ve değişen bir duruma göre yeni bir
pratik çalışma planı oluşturmada eksik kalınmıştır. Bu anlamıyla dışsal faktörlerden etkilenme,
inisiyatif gücü zayıf, bekleyen bir tarz bu dönem değişmesi gerekenlerdir.
Ortak kararların zamanında disiplinli uygulanması, kararların içeriğinde derinleşme, ön hazırlık gibi
noktalar da gelişen yanlardır.
Eğitimle kurulan ilişki: Parti tarafından belirlenen eğitim başlıklarıyla bu dönemde hem bireysel
hem de örgütsel bir eğitime dönüştürerek ilişkilendim. Dönemin eğitim başlıklarından savaş, ortak
eğitim çalışmasına dönüştürülmüş, bu kapsamda hem okuma hem de tartışmalar güçlenmiştir.
Kadın konusu, eğitim çalışmalarımda derinleştiğim ve sistemli okunduğum bir eğitim başlığıydı.
Bireysel okuma ve yoğunlaşmanın yanı sıra, ortak örgütlenmiş eğitim ve tartışma başlıklarındandı.
Devrimci cins bilinci, savaş ve kadın, kadın ve iktidar, şiddet ve kadın, inceltilmiş erkek egemen haller,
devrimci erkek, kadın yoldaşlığı, kadın komutanlaşması gibi birçok konu başlığında merkezileşen bir
eğitim ve yoğunlaşma içerisindeydim. (...)
Güvenlikle kurulan ilişki: (...)
Duygularını yönetme gücü: (...) Bu dönem özellikle bireysel yoğunlaşmalarımın önemli bir yerinde
duran kadın, şiddet, toplum ve devlet konuları bu dönemi daha yönetilebilir bir duruma getirmesi
gerekirken, yoldaşlık ilişkilerinde özellikle hızlı bir öfkelenme, sinirlenme, kızma, kısa süreli de olsa
susma gibi birçok unsur, bir kadın aklının değil, duyguların önde olduğu gerçekliğini gösterir. Aynı
zamanda erkek egemen düşünüş ve davranışlara karşı bir devrimci kadın aklıyla çözümleme,
derinleşme, çözme noktasındaki zayıf niteliğin yanında, tartışmalı bir ortamı yöneten değil, o
tartışmada hızla taraflaşmak gibi bir yaklaşım, açık ki, ne partili kadın kimliğinin ne de devrimci cins
bilincinin gerçekliği değildir. Aynı zamanda bir partili kadın komutanın niteliği hiç değildir. (...)
Yaşama katılım: Pratik ve günlük yaşamla ilişkilenmede, yaşamla parti kültürü ve disipliniyle
ilişkilenmek, yukarıda ifade edilen sorunlu yaklaşımın yanında, geliştirmeye çalışan, soran, tartışan,
paylaşıma dayanan bir ilişki açığa çıkarmak için daha iradi olmaya çalışıyorum. Bu kapsamda
çalışmada yakalanan her başarılı grafik toplama etki eden bir yerde duruyor. Kararların uygulanması,
disiplinli çalışma, eğitim çalışmalarında ortak akıl, duyguların paylaşılması, güncel sürecin ortak akılla
değerlendirilmesi, öğrenmeye daha açık bir ilişkilenme var.
Yoldaşlarla kurulan ilişki: Tüm bu süreç boyunca hem karşılıklı sohbetlerimizde, hem de pratik
çalışmalarımızda gelişen ve değişmesi gereken ilişkilenme biçimlerine yoğunlaşma, düşünsel ve
pratik bir düzey olsa da, özellikle farklı fikirlerin karşı karşıya geldiği tartışma ortamlarında yoldaşça bir
ilişkilenme açığa çıktığını söyleyemem. Duyguların yönetilmesindeki zorlanma özellikle bu gibi
durumlarda daha fazla açığa çıkıyor, tartışmayı bir güce dönüştürme değil de savunmacı bir tarz açığa
çıkıyor. Bu da yoldaşlığın gelişmesinde engeleyici bir unsura dönüşüyor. Güçlü örgütlediğimiz bir
pratik çalışma, her an çalışmanın ihtiyacını düşünen, oradan yeni görevler çıkaran, eğitim ve
tartışmalar örgütleyen bir politik­örgütsel çizgi varken, bu çatışmalı haller bir yandan duygu yönünden
yıpratıyor, bir yanıyla da kendime güvensizliğimi artırıyor.
Eleştiri: Yeni bir çalışma alanı, yeni bir yoldaş topluluğu beni hayecanlandırıyor. Hala da öyle. Belki
daha önce kendimi üretmede tıkandığım bir durumun aşılmasını kolaylaştıracak yeni bir çalışma
dönemi idi. Bu anlamıyla özellikle eksikliklerim ve yetmezliklerimi paylaşma, bunları ortak bir
çalışmada giderme güveni güçlüydü. Hala da öyle. Bu dönem yaptığımız kimi eleştiri tartışmalarında
eksikliğini kabul etme, eleştiri ile daha doğru ilişkilenmenin yanı sıra, savunmacı tarzın açığa çıktığı
dönemler oldu. Bunun yanında, bu eleştirilerin gücüyle süreçle daha doğru ilişkilenme, değişme, aynı
zamanda karşılıklı değişmesi gerekeken yanlara yoğunlaşma gibi önemli bir gelişme gücünün de
açığa çıktığını söyleyebilirim.
Bu anlamıyla çözümleme gücü, değişim unsurlarına yoğunlaşma, toplam çalışmadaki yansımaları,
bunun ideolojik boyutu gibi birçok bakımdan soyutlama gücünün daha fazla güçlenmesi gerekir. Açığa
çıkan sorunları sadece sonuç üzerinden değerlendirme değil, bütünlüklü bir bakış açısının güçlenmesi
gerekir. Bu anlamıyla yoğunlaşma, derinleşme, nedenler ve sonuçların diyalektik bağını kurmanın
yöntem ve diline yoğunlaşıyorum.
Özeleştiri: Gelişimin en fazla denetlenebileceği pratik hat olan, eleştiri karşısında gösterilen
özeleştirel tutum, bir gelişme grafiğinde olsa da, henüz dirençlerini tamamen ortadan kaldırmış,
bütünlüklü bir özeleştirel tutumun geliştiğini söyleyemem. Bu kapsamda pratik özeleştirinin güçlendiği,
kabul etme ve değişme noktasında kendisine daha fazla vuran bir hatta ilerlemeye çalışıyorum.
Özellikle tepkilerin, kızgınlıkların kontrolü ya da kontrolsüzlüğü, duyguların yönetimindeki başarı,
özeleştirel yanın başarısına bağlıdır. İzleyeceğim hat da budur.
Yönetme gücü: İşleri yönetme gücü bakımından ihtiyaçlarımıza ve görevlerimize bağlı olarak bu
dönem iyi bir çalışmam olduğunu söyleyebilirim. (...)
Sorunları yönetme gücü: Pratik sorunların çözümünde yoğunlaşma ve çözümünü planlamada iyi
bir seyir varken, yoldaşlık ilişkilerinde çıkan sorun ve tartışmaları yönetmede duyguların hakim olduğu
bir ruh hali açığa çıkıyor. Bu da tepkiler, kızgınlıklar ve kısa süreli sessizlikler gibi sonuçları getiriyor.
Bunlar politik, ideojik, askeri ve partili bir derinliğin sınırlarıdır.
Komuta gücü: Yukarıdaki tabloya bakılırsa, parti düzeyimi daha iyi tahlil edecektir. Bir gelişim
grafiğinin yanı sıra, kimi geriye düşüşler (özelikle duyguların yönetilmesi noktasında açığa çıkan
pratiğe bakılırsa) daha zorlayıcı bir pratiğe ihtiyaç duyuyor. Özellikle kadın kimliğinde derinleşme,
güncel politik ve askeri bakış açısını derinleştirme ve güçlendirme, kadının politik askeri niteliğinin
ihtiyaçlarına göre gelişme gibi birçok gelişim sorunlarını barındırıyorum.
Bunun yanında kendi gelişimine yönelme, sorunlarını bir iç tartışmadan çıkarıp toplam kolektifin
çözüm gücüne sunma, görevler çıkarma (yazı, okuma, araştırma), öğrenmeye açıklık gibi konularda
gelişimimin sorunlarını çözmede istekliliğim ve yakalamak istediğim düzey partinin benden istediği
düzeydir. Bugün tartıştığım birçok unsur karamsar bir tablo sunabilir, ama ben biliyorum ki, gelişen
yanlar zaten bu pratik içerisinde güçlenecektir. Önemli olan, partinin gelişmesi gereken yanları,
sorunları görmesidir, bu anlamıyla değerlendirmelerimin çoğunu gelişimimin sorunlarına ayırdım.
Komutanlaşmaya aday bir partili kadın olarak, siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal, ideolojik ve askeri
bakışın güncel ve tarihsel bilgisiyle donanan kadro, partinin ihtiyacını karşılayan bir kadın komutandır.
Ben buna kendimi aday olarak görüyorum, bu anlamıyla görevlerimin farkındayım, gelişim
sorunlarımın bugünkü ihtiyaçlarının da. (...)
İddiam ve hedeflerimden bir geriye düşüş yoktur, aksine bunu daha fazla önemsiyorum, partinin
önderlik edeceği bir süreci omuzlamak ve sorumluluk almak devrimci görevimdir. Kadın
komutanlaşması cüretinin daha belirginleştiği bir pratik tutum içerisinde partimle kollektif ortaklığı
büyüterek, parti ve devrim görevlerini görev kabul ediyorum ve bu anlamıyla komutan adayı bir
devrimci kadın olarak umutlu yarınlar kuruyorum.
Cins bilinci: Gelişimi yönetme ve kadın komutanlığı adaylığımı güçlendirmede gelişim sorunlarıma
ve cins mücadelesine yoğunlaştığım bir dönem oldu. Bu kapsamda hem yazılar yazdım, hem de
okumalarımı bu noktada artırdım. Biliyorum ki, yüzleşme anlarının sancıları görünürlüğün ötesinde iç
bir gerilim getiriyor. Özellikle çok yönlü bir gelişme içerisinde olmam gereken bir dönemde,
çarpışmalarım ve bir o kadar da sancıları artı. Erkek egemen davranışlarla daha kaba bir ilişkilenme,
hızla tepkiselleşme, tartışma anlarında duyguların merkezde durması gibi birçok davranışın dünden
gelen bir devamı söz konusu. Yoğunlaşmalarımı ve tartışmalarımı bilinçli bir güce dönüştürme görevi
önümdedir. Bu kapsamda daha sakin, sorunlarını ve gerçekliğini kabul eden, kadın kimliğine
yabancılaşmaya bilinçli müdahale eden yöntem ve yaklaşımlara yöneliyorum. Bu bilinçli dönüşüm
birçok noktada gelişimimin önündeki diğer sorunları çözmede de rahatlatacak. Yüzleşme ve bilince
çıkarmada, her okuduğum ve yoğunlaştığım, tartıştığım, yaşamda açığa çıkan tutumlarım bana bu
gerçekliği tekrar tekrar hatırlatıyor zaten. Gelişimi olumlu ve umutlu buluyorum. Devrimci cins bilinciyle
partili kimliğimin gelişimi yolunda çarpıştığım her an bir gerilim hissediyorum, bu gerilim ileriye
sıçramak isteyen bir gerilim, bunu biliyorum. Devrimci umudumla partime, yoldaşlarıma ve kendime
güveniyorum.
Bu sonuç şunu gösteriyor ki, kadın etkin olmadığı, kendi dinamiğini bilgiye dayalı bir bilince
kavuşturmadığı sürece, politik ve askeri savaşın teorik, ideolojik boyutlarında gelişme hep istikrarsız
olacaktır. (...)
Dönem yazı konuları: Komutanlaşma, kopuş, cins özgürleşmesi.
Dönem okumaları:
Savaş: Operasyon kitabı, Marksizm Ve Gerilla Savaşı, Savaş Üzerine (Clausewitz), Asimetrik Savaş,
Gerilla Nedir (Alberto Bayo), Devrimci Savaş Stratejisi Üzerine (Conrad Detzer), Gerilla Savaşı
(Lenin), Askeri Yazılar (Mao).
Komutanlık: Tarihi komutanlar ­ Agit, Kürdistan tarihinde savaş, ordu ve komutanlaşma gerçeği
üzerine yazılar, Silahlı Mücadele Tarihi Ve Komuta Sorunları.
Kadın: Fransız Devriminde Kadınlar, Yunan İç Savaşında Kadınlar, parti yayınlarından makaleler.
Ayaklanma: Almanya'da Devrim Ve Karşı Devrim (Engels), Marksizm Ve Ayaklanma (Lenin),
Moskava Ayaklanmasından Alınacak Dersler, Bulgaristan Parti Gelişimindeki Başlıca Dönemler
(Dimitrov), Fransa'da Sınıf Savaşımları (Marks).
Strateji Ve Taktik: Askeri Yazılar (Mao), Strateji Üzerine (Che), Leninizmin İlkeleri (Stalin), Rus
Komünistlerin Siyasi Strateji Ve Taktiği Üzerine, Halk Savaşının Askeri Sanatı (Giap)
Edebiyat: Gılgamış Destanı, Küçük Ağacın Eğitimi, Semerkant, Ömer Hayyam, Oblomov, Şeyh
Bedrettin Destanı
Partiye öneriler ve beklentiler:
(...)
Yoldaşça Selamlar ve Başarılar.


* Şirin Öter yoldaşın 2013 yılında yazdığı 3 aylık komutanlık gelişim raporu

 

 

 

Arşiv

 

2019
Aralık Kasım
Temmuz Mayıs
2018
Ekim Ocak
2017
Kasım Ağustos
Mayıs Şubat
2016
Eylül Temmuz

 

"Komutan Adayı Bir Devrimci Kadın Olarak Umutlu Yarınlar Kuruyorum"
fc Share on Twitter

 

 

Kası- Aralık 2017 / Partinin Sesi / Sayı: 93

 

Şirin Öter
(Ekin Su)
22 Aralık 2015

 Gelişim sancılarının artığı, ideolojik­politik niteliğin sınırlarının ve düzeyinin daha da netleştiği bir
çalışma dönemi olarak değerlendireceğim bu dönem, özellikle 4. Kongre'nin parti kadrolarına ve
kadın gücüne yaptığı komutan­laşma çağrısına hangi düzeyde yanıt olduğumun, olabilbildiğimin
verilerini sunacaktır.
Çalışma alanıyla kurduğum ilişki: Partide örgütlendiğim ve çalışma yürüttüğüm tüm bu zaman
diliminde ilk kez farklı, bilmediğim bir kentte parti faaliyeti yürütüyorum. Bu anlamıyla çalışma alanını
tanıma, hem başarılı bir çalışmanın hem de güvenlikli bir çalışmanın anahtarıydı benim için. Gelinen
aşamada, hem yoldaşlarla yürüttüğümüz pratik çalışma ve paylaşımlarla hem de bire bir yürüttüğüm
pratik çalışmalarla, çalışma alanına hakimiyette iyi bir gelişme yakaladığımı düşünüyorum. (...)
Kararlarla kurulan ilişki: Parti kararlarını ve görevlerini uygulama gücü ve o kararlarla ilişkileniş
bakımından derinleşme ve gelişme ihtiyacı var. Bu anlamda verilen görevi zamanında
sonuçlandırmada bir düzey olsa da, birçok noktada parti görevlerinin yanında, bulunduğum örgütsel
çalışma kararlarının hayata geçirilmesinde, alınan kararlara yorum katma, eksik ilişkilenme, hem
kararlarla kurulan ilişkideki zayıflık hem de kararın alınması sırasında çerçevesini netleştirme ve buna
göre ilişkilenmede yaşanan eksik bir pratik söz konusu olmuştur. (...)
Diğer bir yanıyla, bu dönem zarfında hem pratik işler hem de dönemin eğitim kararlarıyla kurduğum
ilişkinin niteliğini artıran, düşünsel ve pratik bakımdan gelişen bir hatta ilerlediğimi düşünüyorum.
(...) inisiyatif geliştirme, kararları uygulamada etkin olma, gelişen ve değişen bir duruma göre yeni bir
pratik çalışma planı oluşturmada eksik kalınmıştır. Bu anlamıyla dışsal faktörlerden etkilenme,
inisiyatif gücü zayıf, bekleyen bir tarz bu dönem değişmesi gerekenlerdir.
Ortak kararların zamanında disiplinli uygulanması, kararların içeriğinde derinleşme, ön hazırlık gibi
noktalar da gelişen yanlardır.
Eğitimle kurulan ilişki: Parti tarafından belirlenen eğitim başlıklarıyla bu dönemde hem bireysel
hem de örgütsel bir eğitime dönüştürerek ilişkilendim. Dönemin eğitim başlıklarından savaş, ortak
eğitim çalışmasına dönüştürülmüş, bu kapsamda hem okuma hem de tartışmalar güçlenmiştir.
Kadın konusu, eğitim çalışmalarımda derinleştiğim ve sistemli okunduğum bir eğitim başlığıydı.
Bireysel okuma ve yoğunlaşmanın yanı sıra, ortak örgütlenmiş eğitim ve tartışma başlıklarındandı.
Devrimci cins bilinci, savaş ve kadın, kadın ve iktidar, şiddet ve kadın, inceltilmiş erkek egemen haller,
devrimci erkek, kadın yoldaşlığı, kadın komutanlaşması gibi birçok konu başlığında merkezileşen bir
eğitim ve yoğunlaşma içerisindeydim. (...)
Güvenlikle kurulan ilişki: (...)
Duygularını yönetme gücü: (...) Bu dönem özellikle bireysel yoğunlaşmalarımın önemli bir yerinde
duran kadın, şiddet, toplum ve devlet konuları bu dönemi daha yönetilebilir bir duruma getirmesi
gerekirken, yoldaşlık ilişkilerinde özellikle hızlı bir öfkelenme, sinirlenme, kızma, kısa süreli de olsa
susma gibi birçok unsur, bir kadın aklının değil, duyguların önde olduğu gerçekliğini gösterir. Aynı
zamanda erkek egemen düşünüş ve davranışlara karşı bir devrimci kadın aklıyla çözümleme,
derinleşme, çözme noktasındaki zayıf niteliğin yanında, tartışmalı bir ortamı yöneten değil, o
tartışmada hızla taraflaşmak gibi bir yaklaşım, açık ki, ne partili kadın kimliğinin ne de devrimci cins
bilincinin gerçekliği değildir. Aynı zamanda bir partili kadın komutanın niteliği hiç değildir. (...)
Yaşama katılım: Pratik ve günlük yaşamla ilişkilenmede, yaşamla parti kültürü ve disipliniyle
ilişkilenmek, yukarıda ifade edilen sorunlu yaklaşımın yanında, geliştirmeye çalışan, soran, tartışan,
paylaşıma dayanan bir ilişki açığa çıkarmak için daha iradi olmaya çalışıyorum. Bu kapsamda
çalışmada yakalanan her başarılı grafik toplama etki eden bir yerde duruyor. Kararların uygulanması,
disiplinli çalışma, eğitim çalışmalarında ortak akıl, duyguların paylaşılması, güncel sürecin ortak akılla
değerlendirilmesi, öğrenmeye daha açık bir ilişkilenme var.
Yoldaşlarla kurulan ilişki: Tüm bu süreç boyunca hem karşılıklı sohbetlerimizde, hem de pratik
çalışmalarımızda gelişen ve değişmesi gereken ilişkilenme biçimlerine yoğunlaşma, düşünsel ve
pratik bir düzey olsa da, özellikle farklı fikirlerin karşı karşıya geldiği tartışma ortamlarında yoldaşça bir
ilişkilenme açığa çıktığını söyleyemem. Duyguların yönetilmesindeki zorlanma özellikle bu gibi
durumlarda daha fazla açığa çıkıyor, tartışmayı bir güce dönüştürme değil de savunmacı bir tarz açığa
çıkıyor. Bu da yoldaşlığın gelişmesinde engeleyici bir unsura dönüşüyor. Güçlü örgütlediğimiz bir
pratik çalışma, her an çalışmanın ihtiyacını düşünen, oradan yeni görevler çıkaran, eğitim ve
tartışmalar örgütleyen bir politik­örgütsel çizgi varken, bu çatışmalı haller bir yandan duygu yönünden
yıpratıyor, bir yanıyla da kendime güvensizliğimi artırıyor.
Eleştiri: Yeni bir çalışma alanı, yeni bir yoldaş topluluğu beni hayecanlandırıyor. Hala da öyle. Belki
daha önce kendimi üretmede tıkandığım bir durumun aşılmasını kolaylaştıracak yeni bir çalışma
dönemi idi. Bu anlamıyla özellikle eksikliklerim ve yetmezliklerimi paylaşma, bunları ortak bir
çalışmada giderme güveni güçlüydü. Hala da öyle. Bu dönem yaptığımız kimi eleştiri tartışmalarında
eksikliğini kabul etme, eleştiri ile daha doğru ilişkilenmenin yanı sıra, savunmacı tarzın açığa çıktığı
dönemler oldu. Bunun yanında, bu eleştirilerin gücüyle süreçle daha doğru ilişkilenme, değişme, aynı
zamanda karşılıklı değişmesi gerekeken yanlara yoğunlaşma gibi önemli bir gelişme gücünün de
açığa çıktığını söyleyebilirim.
Bu anlamıyla çözümleme gücü, değişim unsurlarına yoğunlaşma, toplam çalışmadaki yansımaları,
bunun ideolojik boyutu gibi birçok bakımdan soyutlama gücünün daha fazla güçlenmesi gerekir. Açığa
çıkan sorunları sadece sonuç üzerinden değerlendirme değil, bütünlüklü bir bakış açısının güçlenmesi
gerekir. Bu anlamıyla yoğunlaşma, derinleşme, nedenler ve sonuçların diyalektik bağını kurmanın
yöntem ve diline yoğunlaşıyorum.
Özeleştiri: Gelişimin en fazla denetlenebileceği pratik hat olan, eleştiri karşısında gösterilen
özeleştirel tutum, bir gelişme grafiğinde olsa da, henüz dirençlerini tamamen ortadan kaldırmış,
bütünlüklü bir özeleştirel tutumun geliştiğini söyleyemem. Bu kapsamda pratik özeleştirinin güçlendiği,
kabul etme ve değişme noktasında kendisine daha fazla vuran bir hatta ilerlemeye çalışıyorum.
Özellikle tepkilerin, kızgınlıkların kontrolü ya da kontrolsüzlüğü, duyguların yönetimindeki başarı,
özeleştirel yanın başarısına bağlıdır. İzleyeceğim hat da budur.
Yönetme gücü: İşleri yönetme gücü bakımından ihtiyaçlarımıza ve görevlerimize bağlı olarak bu
dönem iyi bir çalışmam olduğunu söyleyebilirim. (...)
Sorunları yönetme gücü: Pratik sorunların çözümünde yoğunlaşma ve çözümünü planlamada iyi
bir seyir varken, yoldaşlık ilişkilerinde çıkan sorun ve tartışmaları yönetmede duyguların hakim olduğu
bir ruh hali açığa çıkıyor. Bu da tepkiler, kızgınlıklar ve kısa süreli sessizlikler gibi sonuçları getiriyor.
Bunlar politik, ideojik, askeri ve partili bir derinliğin sınırlarıdır.
Komuta gücü: Yukarıdaki tabloya bakılırsa, parti düzeyimi daha iyi tahlil edecektir. Bir gelişim
grafiğinin yanı sıra, kimi geriye düşüşler (özelikle duyguların yönetilmesi noktasında açığa çıkan
pratiğe bakılırsa) daha zorlayıcı bir pratiğe ihtiyaç duyuyor. Özellikle kadın kimliğinde derinleşme,
güncel politik ve askeri bakış açısını derinleştirme ve güçlendirme, kadının politik askeri niteliğinin
ihtiyaçlarına göre gelişme gibi birçok gelişim sorunlarını barındırıyorum.
Bunun yanında kendi gelişimine yönelme, sorunlarını bir iç tartışmadan çıkarıp toplam kolektifin
çözüm gücüne sunma, görevler çıkarma (yazı, okuma, araştırma), öğrenmeye açıklık gibi konularda
gelişimimin sorunlarını çözmede istekliliğim ve yakalamak istediğim düzey partinin benden istediği
düzeydir. Bugün tartıştığım birçok unsur karamsar bir tablo sunabilir, ama ben biliyorum ki, gelişen
yanlar zaten bu pratik içerisinde güçlenecektir. Önemli olan, partinin gelişmesi gereken yanları,
sorunları görmesidir, bu anlamıyla değerlendirmelerimin çoğunu gelişimimin sorunlarına ayırdım.
Komutanlaşmaya aday bir partili kadın olarak, siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal, ideolojik ve askeri
bakışın güncel ve tarihsel bilgisiyle donanan kadro, partinin ihtiyacını karşılayan bir kadın komutandır.
Ben buna kendimi aday olarak görüyorum, bu anlamıyla görevlerimin farkındayım, gelişim
sorunlarımın bugünkü ihtiyaçlarının da. (...)
İddiam ve hedeflerimden bir geriye düşüş yoktur, aksine bunu daha fazla önemsiyorum, partinin
önderlik edeceği bir süreci omuzlamak ve sorumluluk almak devrimci görevimdir. Kadın
komutanlaşması cüretinin daha belirginleştiği bir pratik tutum içerisinde partimle kollektif ortaklığı
büyüterek, parti ve devrim görevlerini görev kabul ediyorum ve bu anlamıyla komutan adayı bir
devrimci kadın olarak umutlu yarınlar kuruyorum.
Cins bilinci: Gelişimi yönetme ve kadın komutanlığı adaylığımı güçlendirmede gelişim sorunlarıma
ve cins mücadelesine yoğunlaştığım bir dönem oldu. Bu kapsamda hem yazılar yazdım, hem de
okumalarımı bu noktada artırdım. Biliyorum ki, yüzleşme anlarının sancıları görünürlüğün ötesinde iç
bir gerilim getiriyor. Özellikle çok yönlü bir gelişme içerisinde olmam gereken bir dönemde,
çarpışmalarım ve bir o kadar da sancıları artı. Erkek egemen davranışlarla daha kaba bir ilişkilenme,
hızla tepkiselleşme, tartışma anlarında duyguların merkezde durması gibi birçok davranışın dünden
gelen bir devamı söz konusu. Yoğunlaşmalarımı ve tartışmalarımı bilinçli bir güce dönüştürme görevi
önümdedir. Bu kapsamda daha sakin, sorunlarını ve gerçekliğini kabul eden, kadın kimliğine
yabancılaşmaya bilinçli müdahale eden yöntem ve yaklaşımlara yöneliyorum. Bu bilinçli dönüşüm
birçok noktada gelişimimin önündeki diğer sorunları çözmede de rahatlatacak. Yüzleşme ve bilince
çıkarmada, her okuduğum ve yoğunlaştığım, tartıştığım, yaşamda açığa çıkan tutumlarım bana bu
gerçekliği tekrar tekrar hatırlatıyor zaten. Gelişimi olumlu ve umutlu buluyorum. Devrimci cins bilinciyle
partili kimliğimin gelişimi yolunda çarpıştığım her an bir gerilim hissediyorum, bu gerilim ileriye
sıçramak isteyen bir gerilim, bunu biliyorum. Devrimci umudumla partime, yoldaşlarıma ve kendime
güveniyorum.
Bu sonuç şunu gösteriyor ki, kadın etkin olmadığı, kendi dinamiğini bilgiye dayalı bir bilince
kavuşturmadığı sürece, politik ve askeri savaşın teorik, ideolojik boyutlarında gelişme hep istikrarsız
olacaktır. (...)
Dönem yazı konuları: Komutanlaşma, kopuş, cins özgürleşmesi.
Dönem okumaları:
Savaş: Operasyon kitabı, Marksizm Ve Gerilla Savaşı, Savaş Üzerine (Clausewitz), Asimetrik Savaş,
Gerilla Nedir (Alberto Bayo), Devrimci Savaş Stratejisi Üzerine (Conrad Detzer), Gerilla Savaşı
(Lenin), Askeri Yazılar (Mao).
Komutanlık: Tarihi komutanlar ­ Agit, Kürdistan tarihinde savaş, ordu ve komutanlaşma gerçeği
üzerine yazılar, Silahlı Mücadele Tarihi Ve Komuta Sorunları.
Kadın: Fransız Devriminde Kadınlar, Yunan İç Savaşında Kadınlar, parti yayınlarından makaleler.
Ayaklanma: Almanya'da Devrim Ve Karşı Devrim (Engels), Marksizm Ve Ayaklanma (Lenin),
Moskava Ayaklanmasından Alınacak Dersler, Bulgaristan Parti Gelişimindeki Başlıca Dönemler
(Dimitrov), Fransa'da Sınıf Savaşımları (Marks).
Strateji Ve Taktik: Askeri Yazılar (Mao), Strateji Üzerine (Che), Leninizmin İlkeleri (Stalin), Rus
Komünistlerin Siyasi Strateji Ve Taktiği Üzerine, Halk Savaşının Askeri Sanatı (Giap)
Edebiyat: Gılgamış Destanı, Küçük Ağacın Eğitimi, Semerkant, Ömer Hayyam, Oblomov, Şeyh
Bedrettin Destanı
Partiye öneriler ve beklentiler:
(...)
Yoldaşça Selamlar ve Başarılar.


* Şirin Öter yoldaşın 2013 yılında yazdığı 3 aylık komutanlık gelişim raporu