(Enternasyonal Bülten Ocak 2019 sayısından) Son gelişmeler, ABD ile takitksel askeri ittifakın geçici ve asla güvenilmez olduğunu bu ilişkinin Rojava için ancak dolaylı bir yedek olduğunu ortaya koydu. ABD emperyalizminin korumasına muhtaç olma duygusu dağılırken halkların özgücüne inancı güçleniyor. ABD'nin PYD 'yi Barzani çizgisine çekme politikası daha da belirginleşirken halkın devrime katılımı bunun önüne geçiyor. Uzun süredir planlanan işgal saldırısının Kürdistan üzerindeki sömürgeci boyunduruğu devam ettirmek dışında bugünkü güncel amaçlarından bazıları nelerdir? Şimdiden Şengal, Mahmur ve Kandil'e yönelik bombalamalara da bu işgal planının bir parçası olarak bakılırsa güncel somut amacın askeri ve siyasi hedeflere yönelik moral bozma, nitlelikli güçleri katletme, örgütsel işleyişi bozma olduğu görülüyor. {divide}İşgalin ilk başlayacağı noktaların Girê Spî ve Serêkaniyê olmasının sebebi hem Kuzey Suriye kantonlarını birbirinden ayırarak Kürdistan'ın diğer parçalarıyla bağlantısını kesmektir. Minbiç'i ele geçirme amacı ise diğer işgallere zemin hazırlamak, Arap ve Türkmen halklarından işbirlikçiler örgütleyerek sömürgeci yüzünü saklamaktır. Toplamda Kürt halkının kazanımmlarını yok etme amacında Rojava devriminin görece zayıf olduğunu düşündüğü noktaları hedef almaktadır. Peki bu amaçların karşısında duran irade nedir? Neden Türkiye ABD'nin çekilme kararına rağmen işgali hızla başlatamadı? Bunun taktiksel, diplomatik sebepleri olduğu gibi politik sebebi de var ve bunların başında Rojava halklarının devrimci öncüleri etrafında gösterdiği direniş geliyor. Rojava devrimcilerinin direniş kararlılığı, devrimin dolaylı ve dolaysız yedeklerini değerlendirme kapasitesi, halkların dayanışması ve mücadelesini gücü. Başından beri farklı kesimlerin başka yönlere çekme girişmlerine rağmen yalın bir gerçek olan bilinç, özsavunma ve özgüç. Rojava durmaksızın savunma hazırlıkları yapıyor, yeni siperler kazıyor, tüm Rojava halklarını direnişte özne haline getirme çalışmaları yapıyor, Esad ile görüşmeler de dahil siyasi manevralar yapıyor. Rojava'ya saldırı, ulusal demokratik talepleri boğma saldırısı olduğu kadar Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki özgürlük, adalet, onurlu bir yaşam isteyen tüm emekçi ve ezilenlere yönelik bir saldırıdır. Kadınlara, gençlere ve bölge devrimine bir saldırıdır. Bu nedenle işgale karşı direnmek emekçi ve ezilenlerin özgürlüğü ve kurtuluşu için direnmektir. Rojava'ya barikat olmak Erdoğan diktatörlüğünün yıkılışını hızlandırmak demektir. Afrin'de elde edilen derslerle tüm bölgede daha güçlü askeri, politik ve toplumsal bir seferberlik ilan edilmişken bu seferberliği Türkiye, Kuzey Kürdistan ve Avrupa'ya yaymak komünistlerin görevidir. İşgal saldırıları başlamadan topyekün direniş ruhuyla harekete geçilmelidir. Faşist devletin ırkçı-inkarcı sıkıyönetim politikalarına ve atanmış yöneticilerine karşı biriken öfke örgütlü bir mücadele gücüne dönüştürülmelidir. Polis saldırısı, mahkeme koridorları, hapisane zindanlarının teslim alamadığı antifaşist kitleler ile mali-ekonomik krizde işsizlik ve yoksullukla boğuşan işçilerin mücadele birlikteliği sağlanmalıdır. Bu işgali yenilgiye uğratmanın yolu bu görevleri yerine getiremekten ve Rojava halkları, devrimcileri ve komünistleriyle yan yana gelmekten geçiyor. Kuzey Kürdistan'dan sonra Rojava örgütünün gelişimiyle Rojava devriminde özgün bir bileşen olarak yer alan MLKP, devrimin inşasında politik olarak da çalışmalarını Rojava'nın çeşitli kentlerinde sürdürdü. Halkın devrime sahip çıkması, örgütlenmesi, bilinçlenmesi için çabalarını bu işgal tehdidi sürecinde yoğunlaştırdı. Sınırdaki canlı kalkan eylemlerinde yer alarak halkı da direnişe şimdiden katmayı başardı. Komünistler bugüne kadar askeri olarak ise gerek kendi güçleri içinde gerekse de Enternasyonal Özgürlük Taburu içinde Rojava'nın sayısız cephesinde faşist çetelerle çarpıştılar. Kobanê Miştenur'da Paramaz Kızılbaş'tan Afrin'de düşen 3 komünist savaşçı Tirej Alişer, Zeynel Seyid Rıza ve Özgür Avaroni'ye şehitleriyle devrimi savundular. Görüş açıları halkların özgürlüğü ve sosyalizm mücadelesinin dışına hiç çıkmadı. Bugün MLKP'nin sahip olduğu iki tabur devrimin savunmasında yerini alacaktır. Arap halklarının savaşçılarından oluşturulan FOC taburu, Arap halkını devrime bağladığı gibi, bu halk içinde de sosyalist propagandanın kanallarını daha dolaysız şekilde açmaktadır. Bugün Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında sınıf mücadelesi birden fazla görevi daha fazla eşzamanlı üstlenmeyi gerektiriyor. Görüş açımızı genişletme, pratik ve ruhsal kararlılığımızı sağlamlaştırma, planlarımızın niteliğini ve yaratıcı gücümüzü artırmamızı gerektiriyor. Koşullar ne kadar zor olursa olsun öğrenmek ve başarmak dışında seçeneğimiz yok. Ertelenemez devrimci görevlerimiz Kürdistan'da ulusal kurtuluşta, kadınların hazırlandıkları 8 Mart kadın grevinde, ekonomik krizde büyüyen işçi direnişlerinde, Türkiye metropollerinde politik-askeri eylem denemelerinde can feda mücadele eden yoldaşlarda somutlanıyor. Komünistler bu özgürlük mücadelesinde öncü rolünü oynamak için kendi niteliğini yükseltiyor, bedel ödemenin yaşam bedeli demek olduğu bu süreçte kitleleri örgütlü güce dönüştürmek için tüm şehirlerde, toplumun tüm hücrelerinde politik faaliyetini yoğunlaştırıyor. Komünistler mücadelenin her alanında en önde dövüşürken kendilerini gerilla tarzında var edeceklerdir.
|