NATO'nun ikinci büyük ordusu olan sömürgeci-faşist Türk devletinin silahlı kuvvetleri ile onun barbar çeteleri tarafından Efrin'in işgal edilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Sömürgeciler Kürt halkına ve onun kazanımlarına duydukları ırkçı-faşist düşmanlıkla saldırdılar. Sarayın Şefi Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla, katliamlar, işkenceler, tecavüzler gerçekleştirdiler. Kadınları, çocukları kaçırıp fidye aldılar. Evleri, işyerlerini talan ettiler. Kaçırdıkları Efrin'li gençlere işkence ettiler. Efrin'deki Kürt nüfusu yerlerinden yurtlarından göç etmeye zorladılar. Kendi çeteleri ile kentimizi, sokaklarımızı, evlerimizi, topraklarımızı işgal ettiler. Halkımızın ve devrimimizin değerlerine, barbarca ve korkakça saldırdılar. Kentin demografik yapısını değiştirdiler. Bir yıl önce bir kaç güne gireceklerini hesapladıkları Efrin'e tek seferde 72 uçak, yüzlerce tank, obüs ve helikopter gibi yüksek teknik ve on binlerce asker ve çete gücüyle saldırmalarına rağmen 58 gün boyunca giremediler. Çağın direnişinin kahramanları, barbarlar ve katiller sürüsüne karşı devrimci onuru yükselterek savaştı. Bu eşitsiz savaşta, devasa tekniğe karşı, devrimci değerler ve insan onurunun gücüyle direnen Efrin halkı ve savaşçıları, kan ve can bedelinin en ağırını ödemekten çekinmediler. Efrin'i savunanlar, onur ve özgürlüğü içi direnenler, emperyalist-kapitalist devletlerin izlediği, sömürgeci faşist Türk devletinin her türlü yol ve yöntemle saldırdığı bu eşitsiz savaşta, özgürlüğün topraklarından çekilmek zorunda kaldılar. Fakat bu direnişçilerin yenilgisi anlamına gelmez. Savaşın ve direnişin yeni biçimde devam ettiği gerçeğini değiştirmez. Efrin'i Türk sömürgeci faşist saray diktatörlüğü işgal etmiş olabilir. Onlar şimdilik Efrin'i talan etmeye, halklarımıza zulmetmeye devam edebilirler. Fakat sonunda iz düşümü oldukları tüm faşist ve işgalci güçler gibi yenilgiye mahkûmdurlar. Çünkü can bedeli özgürleştirdiğimiz ve can bedeli direndiğimiz ülkemizin bir tek bir parçasını sömürgeci faşist diktatörlüğe bırakmayacağız. Yurtsever Kürt halkının, onun devrimci öncülerinin ve komünistlerin bunu yapmaya gücü ve iradesi vardır. Efrin direnişinde yıldızlaşan şehitlerimiz bize bu gücü vermektedir. Şehitlere Sözümüz Efrin'in Özgürleşmesidir! Efrin direnişinde tüm güç ve imkanlarıyla savaşan ve bu uğurda ölümsüzleşenler ilham kaynaklarımız ve zafer andımızdır. Partimiz MLKP'nin seçkin savaşçı ve komutanları Ruhat Aşkara, Erdal Demirhan ve Sedat Akyüzler, Enternasyonal Özgürlük Taburundan Haukur Hilmarsson, enternasyonalist savaşçılar Anna Campbell, Oliver François Jean Le, devrimci yoldaşlarımız Emre Bora, Kenan Aktaş, Görkem Tuğal, Hüseyin Can Özdemir, Ramazan Güleken ve yurtsever Kürt kadınlarının fedai öncüleri Avesta Xaburlar, Barin Kobaniler, Şehit Rojhatlar, İlamlar, Zaferler ve Brusklar kanlarıyla direniş siperlerini boyayan tüm ölümsüzler, Efrin'in özgürlüğünü borçlu olduğumuz şehitlerimizdir. Onların değerli anıları önünde saygı ile eğiliyoruz. Şehit yoldaşlarımızın savaş kararlılığı, adanmışlığı ve feda ruhu işgale karşı direnişimizin ve zaferimizin rotasını belirliyor. Bu gün de, şehit yoldaşların ayak izlerine basarak ilerliyor, onlardan ilham alarak ve onların hesaplarını sorma kararlılığı ile şimdilerde işgal tehdidi altında tutulan Rojava ve Kuzey Suriye mevzilerinde, umudu ve onuru savunuyoruz. Ant olsun ki çocukların gözyaşlarıyla ve şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış ülkemizin toprağını, Efrin'i, tekrardan özgürleştireceğiz. Rojava Devrimine dönük saldırılar hangi cepheden gelirse gelsin bertaraf edeceğiz. Zafer, sonuna kadar direnenlerindir. Zafer umudu ve özgürlüğü can pahası savunanlarındır. İşgalciler kovulacak, sömürgeciler yenilecektir. Şehitlerimizin bizlere devrettiği onur ve özgürlük bayrağı yeniden Efrin'de dalgalanacaktır. Efrin Şehitleri Ölümsüzdür Kahrolsun İşgalci ve Sömürgeci Diktatörlük! Yaşasın Efrin Direnişimiz! 20 Ocak 2019 MLKP/Rojava
|