Ortadoğu Gençlik Konferansının hazırlık komitesinde ve delegasyonunda yer alan Ciwanên Komûnîst ên Şoreşger- CKŞ temsilcilerinden Şoreş Serhildan ile yapılan bir röportaj. Rojava devrim topraklarında 2. Ortadoğu konferansı gerçekleştirildi, konferansta önemli kararlar alındı. Konferansta alınan bu kararlar önümüzdeki dönem mücadelesi açısından nasıl bir öneme sahip? Başta belirtmeliyim ki konferansımızın devrimimizin topraklarında yapılması bizim için gurur vericidir. Biliyoruz ki bu devrim gençliğin öncülüğünde gerçekleşmiş ve binlerce kadın erkek genç savaşçının ölümsüzleşmesiyle zafere ulaşmıştır. Gençlik eylemleri ve devrimi sahiplenişiyle umudu büyütmüştür. Emekçi halk gençliğinin devrimdeki rollerini gözler önüne sermiştir. Bu bizim için çok önemlidir. Çünkü, diğer isyan coğrafyalarında, yüzbinlerce genç sokakları doldurduğu halde, bu düzeyde bir rol oynayamadı. {divide}Ne yazık ki, örgütlülük düzeyleri zayıf, devrimin zaferini güvenceleyecek savunma araç ve kurumlarından uzaklardı. Konferansta, bu deneyimleri konuşmaya, ortak bir bakış açısı geliştirmeye çalıştık. Biz de devrimin komünist genç rengi olarak konferansta yerimizi aldık. Görüş ve perspektiflerimizi katılımcılara ulaştırmaya çalıştık. Biliyoruz ki gençlik Ortadoğu'da ayaklanmaların öncülüğünü yapmıştır. Tunus'tan Mısır'a, Cezayir'den Ürdün'e kadar pek çok ülkede, sokaklarda en önde gençler yerlerini almıştır. Bu noktada Tunus'ta gençliğe dayatılan yoksulluk ve geleceksizliğe karşı kendini yakan genç Muhammed Buazizi'yi anmak isterim. Buazizi kapitalist sistemin dünyada ya da bölgede gençliğe hiçbir şey veremeyeceğini görmüş umudunun ve gelecek düşlerinin elinden alınmasına karşı, bir isyan eylemini fitillemiş, halklara ve gençlere işaret fişeği olmuştur. Arap coğrafyasında ve bölgede milyonlarca insan sokaklara çıkarak, mevcut rejimlerden hoşnutsuzluğunu dile getirmiş, "başka" bir dünya isteğini haykırmıştı. Ancak örgütsüz ve parçalı bir mücadele yeni bir alternatif yaratma noktasında başarısızlığı beraberinde getirmiştir. Rojava devriminden de görülebileceği gibi bambaşka sonuçlar yaratabilecek bu isyan dalgası, İhvan'ın, Kaide, Nusra ve nihayetinde DAİŞ'in karanlığına hapsolmuş, Suriye örneğindeki gibi ayrıca Ceyşul Hur (Özgür Suriye Ordusu) gibileri tarafından başkalarının aleti olmuştur. Diğerleri bir yana, bu isyan dalgasından tek gerçek alternatif Rojava devriminde somutlaşmıştır. Mesela Tunus'ta, Mısır'da süreç başka türlü gelişebilirdi. Ancak oradaki temel sorun da, ayaklanmalara önderlik edecek cesaretli siyaset, örgüt ve araçların olmayışı ya da öncülerce bunların doğru kullanılmayışıydı. Bu isyan aydınlığını DAİŞ karanlığına, onun lanetli girdabına sokanlar emperyalister ve bölgenin gerici devletleri oldu. Bunların karşısında güçlü ve birleşik bir alternatifle çıkılamadı. Bunun tek istisnası Rojava'dır. Onun da nihayi sonucu ne mutlu ki, devrimdir. Tam da burada bu konferansın önemine değinebiliriz. 2. Ortadoğu Gençlik Konferansı hem bu süreçleri tartışmış hem de, gençliğin örgütlü ve birleşik devrimci mücadelesinde önemli bir adım olmuştur. Elbette ki bu konferans her şeyi tartışıp çözmüş değildir. Zaten böyle bir iddiası da yoktur. Gündemdeki konular ve sorunların çoğu tarihseldir ve ancak başka bir pencereden bakılırsa, çözüm imkanları görülebilir. Bu konferans bir yön göstermiş, gençliğe başka türlü bir çizginin mümkün olduğunu anlatmaya, göstermeye çalışmıştır. Bazı ülke delegasyonlarının, kendi devletlerinin, bazılarının da KDP-Barzani engeline takılarak geçiş yapamamış olması, kimlerin neden korktuğunu bir kez daha göstermiştir. Tüm bu verilerin ışığında yeniden vurgulamalıyım ki Konferans Ortadoğu gençliği bakımından değerli ve önemli bir adımdır. 15 farklı ülkeden gelen, farklı ulusal-mezhepsel ve sınıfsal kimliklere sahip 300'ü aşkın devrimci genç, devrim topraklarında geleceğini tartışmıştır. Konferansa katılan gençlik kendi geleceğinin aynı zamanda toplumun geleceği anlamına geldiğini vurgulamış, bu dönemde, daha aktif bir rol oynamak ve bu tartışmaların devamlılığı açısından önemli kararlar almıştır. Biz CKŞ olarak, halk isyanlarının devrim ve sosyalizm ekseninde ilerletilmesinin önemini vurgulayıp, tek yolun devrim olduğunun altını çizmeye çalıştık. Konferans kalabalık ve farklı çizgi ve eğilimlere sahip gruplardan oluştuğu için, devrimci-demokratik bir eksende buluşmaya gayret ettik. Diyebilirim ki, bileşenlerin farklılıklarına rağmen ideolojik ve siyasal perspektiflerde asgari müştereklerde buluşmak mümkün olmuştur. Gelecekte daha güçlü bir gençlik hareketi oluşturmak için bir dizi kararlar almıştır. Bunların başında da, yeni kurulan Ortadoğu Devrimci Gençlik Meclisi örgütlenmesi gelmektedir. Bu gençliğin birleşik direnişi ve dayanışması için olumlu bir adımdır. Hakkınca, işletilir, görev ve sorumluluklar yerine getirilirse, başarmaması için hiç bir neden yoktur. CKŞ olarak aynı zamanda yeni kurulan Ortadoğu Devrimci Gençlik Meclisinde yer alıyorsunuz, bu konferansın sonuçlarının yansımaları nasıl olacak? Biz CKŞ olarak konferansta önerisini de yaptığımız Ortadoğu Devrimci Gençlik Meclisini önemsiyoruz. Tartışmaların ve ortaya çıkan kararlaşmaların bir örgütle tamamlanma ihtiyacı vardı. Kurulan meclis buna hizmet edecektir. Başta alınan kararları uygulama noktasında ve gençliğin Ortadoğuda iletişim ve deneyim aktarma olanaklarını güçlendireceğini düşünüyoruz. Ayrıca hem gerici bölge devletlerine karşı mücadaleyi büyüteceğini hem de emperyalistlerin vahşice Ortadoğu topraklarına saldırma ve yağmalama planlarına karşı gençliği örgütleyeceğini düşünüyoruz. Bu gün Ortadoğu yeni devrimlere gebedir. Buazzizileri kendilerini yakmaya mecbur ederek, onları bir isyan ateşine çevirten, kapitalist sistemin uluslararası ve bölgesel krizleri daha da derinleşiyor. Sömürücü egemenlerin böylesi krizler içerisinde olduğu bir dönemde eğer dinamik güç olan gençlik örgütsüz ise karşımıza çıkan olanakları değerlendiremeyiz. Bu gün belki daha kuruluş süreci tamamlanmakta olan Ortadoğu Devrimci Gençlik Meclisine böyle bir misyon biçmek için erken ancak biz umutluyuz. Devrimci gençlik meclisi örgütlü bir konuma geldiğinde Ortadoğu'da öncü misyonu oynayabilecektir. Bu doğrultuda biz de Gençlik Meclisinde yerimizi aldik ve burada üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye çalışacağız. Son olarak bir çağrınız veya söylemek istediğiniz birşey varmı? Devrim topraklarında Ortadoğu gençliği olarak mütevazi ama önemli bir adım attık. Bu adım bizlerin daha güçlü katılımı ile somutlaşacak ve gelişecektir. Ve bu mütevazi adımlarımız büyük zaferlerimizin habercisi olacaktır. İkincisini direniş ve düşlerin kenti Kobanê'de gerçekleştirdiğimiz bu konferans gençliğe umut ve moral taşımıştır. Bizler de CKŞ olarak umudun yeşerdiği bu torpraklardan bir çağrı yapıyoruz. Faşist Türk devletinin işgal tehditlerine ve emperyalist kapitalist sisteme karşı gençlik sömürgeci, anti emperyalist ve anti kapitalist mücadeleye katılmalı ve mücadeleyi büyütmelidir. Rojava devrimi gibi bir örnek Ortadoğu gençliğinin önündedir. Bu devrim gençliğin devrimidir ve her bir gencin ve gençlik örgütünün bu devrimi savunma ve büyütme görevi vardır. Bu doğrultuda gençliği bu genç devrimi sahiplenmeye çağırıyoruz. 2. Ortadoğu gençlik konferansı gençliğe ve halklarımıza kutlu olsun.
|