8 Mart Kadın Grevi Türkiye'nin Kentlerinde Gerçekleşiyor
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Türkiye'de bu yıl ik kez sosyalist ve komünist kadınların öncülüğünde örgütlenen kadın grevi ülkenin çeşitli yerlerindeki eylemlerle gerçekleşiyor. Sosyal medyada #8MKadınGrevi #KadınlarDurursaHayatDurur #8MartDünyaEmekçiKadınlarGünü #KadınGrevi #HayatıDurdur etiketleriyle paylaşımlar yapılıyor.

 

100'ün üzerinde kadın örgütünün oluşturduğu Kadınlar Birlikte Güçlü de 8 Mart kadın grevine destek veriyor.

 

Türkiye'nin çeşitli yerlerinde devam eden 8 Mart eylemlerinde is şunlar yaşandı:

 

Üniversiteli kadınlar, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Anakapı önünde 8 Mart'a ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında: "Size kaçar kaçar öldürüldüğümüzün sayısını vermeyeceğiz. Yılda kaç kez tecavüze; üniversitelerde, sokaklarda her gün kaç kez tacize uğradığımızdan da bahsetmeyeceğiz. Size işten yorgun argın gelip bir de evde ücretsiz kaç iş yaptığımızı da anlatmayacağız. Aşağılayıcı bakışları, tehdit edenleri, fetva verenleri, 'iyi hallileri' de..." denildi.

 

Devamında, "Tüm bunların sebebinin patriyarkadan beslenen iktidar olduğunu, bu iktidarın erkekliği bariz, gözümüze soka soka ördüğünü biliyoruz. Merve Demirel'i gözaltı esnasında taciz edenleri, bu tacizi ona 'proje kadın' diyerek meşru kılmaya çalışanları tanıyoruz. Geçimini sağlayabilmek için çalışan bir öğrenci olan ve onu işten kovan patronundan parasını almaya gittiğinde tecavüze uğrayıp öldürülen Şule Çet'in katillerinin sırf birinin bir bakan yardımcısının yeğeni olduğu için korunduğunu biliyoruz. Şule'nin katillerini de tanıyoruz. Birbirimizin gözündeki öfkeden ve ateşten doğan isyanla sokakları dolduruyoruz. Bakın Avrupa'nın dört bir yanından kadınlar grevin sesini yükseltiyor, Bakın Hindistan'a, 5 milyon kadın toplumsal cinsiyet eşitliği için 620 kilometrelik insan zinciri oluşturuyor. Bakın Flormar direnişine, bakın sendikalıtedikleri için işten atılan kadınlar 298 gün direndi. Direniş özgürleştiriyor. Direniş birleştiriyor. Direniş karanlığı deliyor ve aydınlatıyor. Daha kuşaklar boyunca bu çarkın dişlisi olmaya hiç niyetimiz yok. Niyetimiz, yaşamlarımızı çalan bu çarka çomak sokmak! Biz kadınlar hayatta kalmak değil, yaşamak istiyoruz. 25 Kasım'da meydanları kadınlara kapatmaya çalışanlar, 8 Mart'ta sokaklarda olmamızı engellemeye çalışanlar ve hatta yıllardır 8 Mart Direnişi'nin sembolü olan Taksim Meydanı'nı biz kadınlara yasakladıklarını sananlar bilmelisiniz ki özgürlüğümüz için, haklarımız için, yaşamı yeniden ilmek ilmek örmek için geliyoruz. Yasaklarınıza, baskınıza, krizinize, yarattığınız tüm kötülüklere baş kaldırıyoruz. İnsanca bir yaşam için bugün biz kadınlara kapatılan okulumuzdan sesleniyoruz. Kadınlar her yerde!" diye belirtildi.

 

Ege Üniversitesi'nde açıklama yapmak isteyen kadın öğrencilere güvenlik görevleri ve polisler saldırdı. Polis ve özel güvenlik 7 kadın ve 1 erkek öğrenciyi yerlerde sürükleyerek gözaltına aldı. Polis, "Faşizm inat yaşasın 8 Mart" sloganları atan kadın öğrencilerin ağzını kapatarak polis araçlarına sürükledi. 8 Mart mesajlarının yazılı olduğu pankarta el konuldu.

 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) tarafından Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda "Kadınlar özgürlük için direnişte, kadınlar grevde" sloganıyla bir miting düzenlendi. Rengarenk yöresel kıyafetleri ile dikkat çeken kadınlar, "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa" ve "Bedenime dokunma" pankartları açtı. Miting alanı girişinde kadınları durduran polisiler, pankartlara el koydu. Engellemelere rağmen kadınlar kortej halinde zılgıtlarla alana giriş yaptı. Kentin yanı sıra Mardin, Derik, Nusaybin, Kızıltepe ve Urfalı kadınlar da miting alanındaki yerini aldı. Miting alanında bir araya gelen yüzlerce kadın, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 121 gündür açlık grevi eylemini sürdüren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven'i "Leyla Güven rumeta meye" sloganıyla selamladı. Alanda, "Biji berxwedana zindanan", "Kadın yaşam özgürlük", "İtaat yok direniş var", "Jin jiyan azadi", "Be serok jiyan nabe", "Susma haykır kadınlar vardır", "Kadınsız yaşamı başınıza yıkarız" sloganları atıldı.

 

Sağlık Emekçileri Sendikası İstanbul-Aksaray Şubesi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi önünde basın açıklaması yapıldı. "Krize, eşitsizliğe, şiddete karşı yaşasın 8 Mart" pankartının açıldığı eylemde SES Aksaray Şube Yöneticisi İÜ yönetiminin kendi yapacakları 8 Mart panelini "fazla siyasal" diyerek yasaklamasına tepki gösterdi. Basın açıklamasında ise "Bize baskı, sömürü ve şiddet dışında bir şey vaat etmeyen ataerkil kapitalist sisteme karşı tarihimizden aldığımız gücümüzle bu 8 Mart'ta yine alanlardayız. Çünkü adil, eşit ve özgür bir yaşamın biz kadınların mücadelesi ile kurulabileceğinin farkındayız."denildi. Çocuk istismarından cinsel taciz ve tecavüze "iyi hal" indirimleri vb. yöntemlerle suçun aklanması, toplumun kutuplaştırılması gibi uygulamalara tepki gösteren kadınlar "Eşit işe eşit ücret, iş yerlerinde ücretsiz kreş, 8 Mart'ın resmi tatil ilan edilmesi" taleplerini sıraladı. 8 Mart'ın ortaya çıkışını hatırlattı ve bugün içeriğinin boşaltılarak "çiçek böcek günü" gösterilmek istendiğini ifade ettiler. Kadınların haklarını erkeklerle birlikte mücadele ederek alacaklarını söylenen açıklamalarda mücadele çağrısı yapıldı.

 

Ankaralı kadınlar ise, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde Sakarya Caddesi'nde buluştu. "Krize, savaşa, şiddete ve eşitsizliğe karşı dayanışmayla güçleniyor, hayatı örgütlüyoruz" şiarıyla biraraya gelen kadınlar, "Beka sorunu var' diyenler savaşı, baskı ve şiddet ortamını arttırıyor" dedi. Renkli kıyafetleriyle, hazırladıkları dövizlerle, sloganlarla, alkış ve zılgıtlarıyla alanı dolduran kadınlar, krize, şiddete, savaşa, eşitsizliğe, kazanılmış haklarına yönelik saldırılara karşı "Bir aradayız" dedi. Eylemde, açlık grevindeki HDP Milletvekili Leyla Güven, tutuklu siyasetçi kadınlar, Şule Çet ile birlikte öldürülen birçok kadınların fotoğrafı taşındı. Coşkulu geçen 8 Mart eyleminde kadınlar "Eşit işe eşit ücret istiyoruz", "Öldürülmediğimiz şehirler istiyoruz", "Fetvalar sizin sokaklar bizim", "Kadınlar kazanacak" pankartları öne çıktı. Direnişleri kazanımla sonuçlanan Flormar işçilerinin selamlandığı eylemde, Öykü Arin'in annesi gönderdiği mektupla dayanışmayı büyütme çağrısında bulundu.

 

Ankara'daki açıklamada "Kadınları ekonomik olarak zayıflatan, aileye bağımlı hale getiren, sadakaya, sosyal yardıma muhtaç bırakan düzeninizi kabul etmiyoruz" denildi. İnsanca yaşamak için güvenceli çalışma hakkı, eşit işe eşit ücret hakkı, sendikalarda örgütlenme hakkı, çocuk ve yaşlı bakımının kamusallaşmasını talep edildi; kadın cinayetlerinde ancak kadınlar bir arada ses verip sahip çıktığında adalet sağlanabildiğine dikkat çekildi; kadınların yaşam tarzının sorgulandığı, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi yasasına saldırıların devam ettiği ifade edildi.

 

En temel hakları için sokağa çıkan, hak talep eden kadınlara yönelik saldırılara, seçilmiş kadın vekillerin, belediye başkanlarının, gazetecilerin cezaevlerinde tutulduğuna, kadın derneklerinin, televizyonların, gazete ve dergilerin kapatıldığını söyleyen kadın platformu sözcüsü "Yaşam, eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış için isyan ve dayanışma ile hayatı hep birlikte örgütleyeceğiz. Şimdiye kadar hakkımız olanları, özgürlüğümüzü nasıl direnerek kazandıysak, yine kazanacağız" ifadelerini kullandı. Açıklamada ayrıca "Kadınların sokakta olmasından, bir arada olmasından korkanlara tekrar hatırlatalım: Bizleri yasaklarla, baskılarla sindiremezsiniz. Yıllardır olduğu gibi yine sokaklardayız, yine dayanışmayla mücadelemizi büyütüyoruz! Her şeye ve her türlü baskıya, kadın düşmanı yasalara rağmen eşitlik ve özgürlük için direnen, üreten, itaat etmeyen ve mücadele eden kadınlar ve LGBTİ+ bireyler var. Bu korkunç tabloyu değiştirebilecek umudumuz, direncimiz ve gücümüz var. Bizler bu kararlılıkla mücadelemize devam ediyoruz." denildi.

 

 

 

 

 

 

Marksist Leninist Komünist Parti Türkiye / Kuzey Kürdistan

 

Parti Ve Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!

Komünist Gençlik Örgütü
 
Komünist Kadın Örgütü
   
Fakirlerin Ve Ezilenlerin Silahlı Kuvvetleri
 
Kürdistan Örgütü

 

 

     Güncel

27.01.20 / TKŞ'den Kobanê Zaferi Açıklaması

Kobanê'yi nasıl özgürleştirdiysek Efrîn'i, Girê Spi'yi, Serêkaniyê'yi de özgürleştireceğiz

26 Ocak 2015 DAİŞ'in ilk büyük yenilgisini aldığı gündür! Sömürgeci Türk devleti ve DAİŞ Kobanê'de başlayan Rojava ulusal demokratik devrimini Kobanê'yi işgal ederek ezmek istedi. Faşist Erdoğan kendinden emindi, DAİŞ çetelerine çok güveniyordu, bir kaç gün içinde Kobanê düşecekti. Plan sömürgeciliğe aitti, silahları, parayı, çeteleri hepsini o ayarlıyordu. Onun için çıktı televizyona ve 'Kobanê düştü düşecek' dedi. Ama Kobanê'de halk devriminin fedai kahramanları vardı: Arin Mirkan ve Sarya Özgür gibi kadın komutanlar; Heval Numan, Dıjvar, Çekdar, Berxwedan, Serxwebun ve daha yüzlerce fedai savaşçı; Paramaz, Elişer ve Algan Zafir gibi komünistler Kobanê zaferini bedenleriyle tuğla tuğla ördüler. Türkiye ve Kürdistan halkları direnişi sahiplendi, yüzlercesi seferberlik çağrısı ile Kobanê direnişine koştu. 20 Temmuz'da Pirsus'ta şehit düşen 33 genç komünist bize gösterdi ki, daha geride Kobanê için seferber olacak yüzler-binler vardı.

Kobanê'nin direndiğini ve direnişle özgürleştirildi. Kobanê zaferi Rojava devrimini güvence altına alırken, DAİŞ'in yenilgi sürecini de başlattı. Rojava-Kuzey Suriye halkları ilk kez DAİŞ'in yenilebileceğini gördüler ve başta Araplar olmak üzere Kuzey Suriye halkları devrime kitlesel biçimde katılmaya başladılar. Kobanê zaferi ile birlikte Girê Spi özgürleştirildi, Mınbiç, Tabqa-Tişrin ve sonra çetelerin başkent ilan ettikleri Rakka özgürleştirilerek devrim topraklarına dahil edildi. Politik islamcı faşist DAİŞ son olarak Deyr ez Zor'da kuşatıldı, Baxoz'da nihai olarak ezildi.
DAİŞ'le birlikte Türk devletinin planlarının da çöle gömüldü. DAİŞ sonrası emperyalistler arası çelişkilerden faydalanarak sömürgeci Türkiye doğrudan kendi ordusu ile Rojava devrimine karşı saldırıya girişti. Erdoğan Putin'e her türlü rüşvet ve tavizi vererek Ruslarla anlaşıp Efrîn'e saldırdı. Bu saldırıya karşı Efrîn halkı ve rojava devriminin devrimci ordusu direndi. Bu kahraman fedai direniş karşısında NATO'nun en büyük ikinci ordusu dedikleri işgalci ordu iki ay Efrîn'e giremedi.

Emperyalistlerin göz yummasından aldığı cesaretle faşist Erdoğan yüzünü Cizir bölgesine çevirdi. ABD ve Rus emperyalistleriyle yürüttüğü pazarlıklar sonrası Girê Spi ve Serêkaniyê'ye saldırdı. Fırat'tan Dicle'ye kadar tüm Rojava topraklarını işgal etmeyi hedefliyordu. Girê Spi ve Serêkaniyê'deki direniş bu yayılmacı planları bozdu. Ayn İsa ve Til Temir cephelerinden ileriye gidemedi. Ne elindeki teknik ne de para ile satın aldığı başıbozuklar çetesi direniş duvarını aşamadı.
Efrîn hala direniyor, Girê Spi-Serêkaniyê direniyor. Kobanê'yi nasıl özgürleştirdiysek Efrîn'i, Girê Spi'yi, Serêkaniyê'yi de özgürleştireceğiz. İşgalcileri topraklarımızdan söküp atmak için devrimci savaşımımızı yükseltelim! Biz kazanacağız, Rojava-Kuzey Suriye Halkları kazanacak.

 
Komünist Devrimci Hareket (Tevgera Komunist a Şoreşger- TKŞ )


27.01.20 / Kobanê Halkları Zaferi Kutladı

Kobanê'de Arap ve Kürtlerden oluşan binlerce kişi, Kobanê'nin DAİŞ çetelerinden kurtuluşunun 5'inci ve Kobanê Özerk Yönetimi'nin 6'ncı yıl dönümünü DAİŞ çetelerine karşı yoğun çatışmaların yaşandığı Şehit Egid Meydanı'nda kutladı.

"Tutumunuzda vefakar olun, Kobanê dünya direnişinin başkentidir. Dünya bugün imha tehditleriyle karşı karşıya" şiarıyla düzenlenen kutlamalara Kürt ve Arap halklarının yanı sıra PYD , JKŞ , Kongre Star, TKŞ , TEV- DEM, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Temsilcileri, Minbic ve Gire Spi'den çok sayıda kurum temsilcisi katıldı.

Bölgedeki kadın kurumları ve hareketleri adına konuşan Fırat Bölgesi Yasama Meclisi Eşbaşkanı Fewziyê Ebdi, "Kobanê insanlığın ve barışın simgesi oldu" dedi.
Ebdi, "Suriye, Türk devletinin bölgeye yönelik tehditlerine karşı sınırlarını korumalıdır. Kuzey ve Doğu Suriye'ye ilişkin anlaşmalar yapan Rusya ve ABD'yi Türk devletinin tehditlerine son vermeye ve göçmenlerin bölgeye güvenli bir şeklide geri dönebilmesi için gerekli koşulları sağlamaya çağırıyoruz" diye belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Kadın Komitesi Başkanı Cihan Xidro, "Kobanê'nin özgürleştirilmesi tarihi bölge halkı için bir kıvılcımdır. Kobanê direnişi halkın iradesinin askeri araçlardan daha güçlü olduğunun göstergesidir. DAİŞ'i destekleyen ve farklı gerekçelerle bölgeyi işgal etmeye çalışan Türk devletine karşı direniş devam ediyor" diye belirtti.
Minbic Demokratik Sivil Yönetimi Temsilcisi, Kobanê yönetimine direnişlerinden dolayı ödül verdi.

Etkinlikte müzik grupları Kürtçe ve Arapça şarkılar söyledi.


21.01.20 / MLKP'nin 'Dema Baranan' Belgeseli Tamamlandı

MLKP'nin umut ve zafer yüklü devrim yürüyüşünden bir kesit olarak Yapıcılar Film Kolektifi tarafından hazırlanan "Dema Baranan" belgeseli tamamlandı.

Çekimleri Rojava ve Medya Savunma Alanları'nda gerçekleştirilen belgesel filmde, MLKP'nin 25 yıllık tarihinin yanısıra devrim stratejisi ve politik askeri mücadeleye bakış açısı anlatılıyor. Belgesel için kamera karşısına geçen komünistler, MLKP'nin Türkiye-Kürdistan devriminin yanısıra bölgesel anlamda Ortadoğu devrimine bakış açısını aktarıyor.

MLKP'nin Rojava ve özgür dağlarda yürüttüğü mücadele ile savaş deneyimlerinin de aktarıldığı belgeselde, Komünist Kadın Örgütü (KKÖ) ve Komünist Gençlik Örgütü (KGÖ) adına yapılmış röportajlar da yer alıyor. Belgeselde ayrıca farklı toplumsal kesimlerden ve uluslardan çok sayıda insan da komünistlerle buluştuktan sonra yaşamlarındaki değişimi anlatıyor.

23 Mart 2019'da katledilen MLKP MK üyesi Baran Serhad'ta atfedilen belgeselin yayınlanması, Türk devletinin Rojava'ya yönelik işgal saldırısı nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmişti.

Belgeselde MLKP'nin Rojava ve Medya Savunma Alanlarındaki savaş pratiği de aktarılırken, geçtiğimiz aylarda işgal edilen Serêkaniyê'de çetelere karşı savaşan komünistler de deneyimlerini aktarıyor.

 Fragmanı izlemek için tıklayınız:

 


21.01.20 / Komünist Devrimci Hareket (TKŞ): ''Efrîn Bizimdir, Direnerek Özgürleştireceğiz''

Komünist Devrimci Hareket ( TKŞ ), Türkiye'nin Efrîn'i işgal edişinin ikinci yılı dolayısıyla "Efrîn bizimdir, direnerek özgürleştireceğiz" başlıklı açıklama yayınladı:

"2 yıl önce Rojava topraklarının önemli bir parçası olan Efrîn kantonunun Türkiye ve desteklediği çeteler tarafından uluslarası bir kuşatma konsepti ile işgal edildi. Devrimimizi parça parça işgal ederek boğma taktiği ile hareket eden işgalci Türk devleti 2 ay süren çağın direnişinin çelikten iradesine çarparak büyük kayıplar verdi. En ağır tekniği olmadan bir adım dahi ilerlemeyen faşist, işgalci Türk devleti başta Rusya, Amerika ve uluslarası emperyalist devletlerinin ve sömürgeci bölge devletlerinin onayı ile işgal hareketini başlattı.
Rusya'nın hava sahasını açarak, ABD, BM, AB gibi diğer emperyalist devletler ve örgütlerin ise Türkiye ve desteklediği çetelerin haftalar ve aylar süren insanlık suçlarına sessiz kaldı. Çünkü hepsi halk düşmanı, hepsi devrim düşmanı. Hepsinin ortak amacı ise bir halklar bahçesini ve özgürlükleri temsil eden Rojava devrimini ve kadın iradesini kırmaktır. Ve Kürdü, Arabı, Alevisi, Ermenisi ile kadın iradesi ile halkların kardeşliğini ve kadın iradesini temsil eden Efrîn'in hedef alınması ise tesadüfü değildir. İşgal sürecinde çocuğu, kadını, yaşlısı ile yüzlerce sivil halk katledildi. Yüzlerce savaşçının şehit düştüğü ve 2 ay süren destansı direnişin ardından Efrini işgal eden TC ve çeteleri başta Efrîn'e çete ailelerini yerleştirerek demografik yapıyı değiştirmeye girişti ve ardından halkın evleri, malları talan edildi, tarihi yerler yok edildi ve Efrîn ile sembolleşen on binlerce zeytin ağaçları kesilerek doğa katliamına girişti. Sivil halk kaçırılarak işkencelerden geçirildi ve kadınlara tecavüz edildi. Osmanlı'nın işgal manzaralarını bir kez daha Efrîn'de devreye sokan TC bu işgal hareketi ile başta Rojava devrimi ile Kürt halkının kazanımlarını ve devrim sayesinde özgürlüklerini elde eden bölge halkının ortak yaşam iradesini hedef aldılar. Bu devrim ile binlerce yıllık erkek egemenliğini gerileten kadın iradesinin kazanımlarını yok etmeyi hedeflediler. Fakat amaçlarına ulaşamadılar. Rojava ve Kuzey Suriye halkları bu işgal saldırısı karşısında kazanımlarını sahiplenmeye devam ettiler.

Buna karşı yok etme konseptine Serêkaniyê ve Girê Spî işgali ile devam eden Türkiye'nin bu gün Rojava devrimini yok etmeyi kendi varlık sebebi olarak gördü. Emperyalist güçler ve sömürgeci bölge devletleri bu işgal hareketine direk ya da dolaylı destek vererek devrimin kazanımlarını en geri noktaya çekerek teslimiyet dayatması yapmak istiyorlar.

Bizler Komünist Devrimci Hareket olarak bir kez daha Rojava devrimi ve Efrin savunmasında şehit düşen binlerce şehidimize tüm halklarımıza sözümüzü bir kez daha tekrarlıyoruz. Avestaların, Barinlerin, Tirêjlerin, Özgürlerin, Zeynellerin, İlanların ve Gulanların direniş manifestosu ile devrimimizi ve kazanımlarımı mevzi mevzi savunacağız. Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî ve işgal altında ki tüm toprakların özgürleştirilmesi varlık sebebimizdir."


19.01.20 / Direniş İşgalcileri Kovacak, Efrîn'i Özgürleştirecek

Faşist Türk devletinin Efrîn'e yönelik 20 Ocak 2018'de başlayan işgali ikinci yılını doldurdu. İşgal saldırısı esnasında binlerce kişi katledildi, yüzbinlerce kişi yaşam alanlarını terk etmek zorunda kaldı. Efrîn yağmalandı, talan edildi. İşgalci AKP rejimi, Efrîn ve çevresinde soykırımı derinleştiriyor. Efrîn halkı halen çemberde tutularak boğulmak isteniyor. Kentte kalan Arap ve Kürt ailelerden binlerce kişi çeteler tarafından alıkonuldu. Hala haber alınamayan yüzlerce kişi var.

Efrîn halkı ve özsavunma güçleri, işgal saldırısına karşı iki ay boyunca canfeda bir direniş sergiledi. Faşist Türk ordusu ve çeteleri, Efrîn dağlarında ve kentlerinde direniş mevzilerinde karşılandı. Tarihe yazılan Efrîn direnişi, dünya halklarının umudu olan Rojava devriminin teslim olmayacağını gösterdi. HBDH güçleri de devrim topraklarını savunmak için Efrîn özsavunma güçleri ile birlikte cephelerde yer aldı. Raco'da, Cindires'te, Mabeta'da şehitler bedeli direnişin en ön saflarında dövüştü.

DEVAMI


15.01.20 / Komünist Tutsak İsmail Yılmaz'a İşkence

2017 yılından beri Elazığ 2 No'lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi'nde kalan MLKP tutsağı İsmail Yılmaz, hapishanede dayatılan "terör suçlusu" yazılı yaka kartını takmayı reddettiği için 2 yıldır açık görüş, telefon görüşü ve kargo alımı gibi haklarını kullanamıyor. Yılmaz'ın 7 Şubat'ta görülecek karar duruşması için aldığı savunma notlarına hapishane idaresi tarafından el konuldu. Sayım sırasında başındaki beresini çıkartmadığı için de tehdit edildi.
Kulak zarındaki yırtık nedeniyle ertelenmemesi gereken tedavisine kimlik dayatması nedeniyle devam edemezken, ağrı kesici ilaç dahi verilmiyor.
Ayrıca dini bayram, yılbaşı ve doğum günü dışında kitap alamayacağı da cezaevi idaresi tarafından Yılmaz'a bildirildi.
Ezilenlerin Hukuk Bürosu, müvekkili İsmail Yılmaz ve aynı hak ihlallerine maruz kalan Mahmut Soner üzerindeki baskıların derhal son bulmasını istedi.

Yılmaz, Nusaybin özyönetim direnişine katıldığı için ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor. İsmail Yılmaz, duruşmada verdiği ifadesinde, "Biz özyönetim direnişi ışığını Paris Komünü'nden aldık. Bugünkü özyönetim direnişlerinin ışığı da yarınların ışığı olacaktır" demişti.

 

 


Arşiv



  Sayfa 12345678
 

 

HBDH



PARTİNİN SESİ



KüRDİSTAN



FESK



 

 

 

MERKEZ KOMİTE



ÖZGüR KADIN



KKÖ



SöYLEşİLER