Binlerce kadın ve erkek savaşçının ölümsüzleştiği, on binlercesinin yaralandığı Rojava Devrimi, sömürgeci Türkiye devletinin desteğindeki politik islamcı faşist DAİŞ çetesinin yenilgiye uğratılması ile yeni bir aşamaya ulaştı. Afrin, Cerablus, El Bab, Azez halen sömürgeci TC ve işbirlikçilerinin işgali altındayken, TC ve geçmişteki sömürgeci hegemonyasının hayali peşinde koşan Esad rejiminin işgal tehditleri de devam ediyor.{divide} ABD ve Rus emperyalistleri her iki sömürgeci rejimin saldırı isteğini devrim yönetimine ve halklarına boyun eğdirmenin şantajı olarak kullanıyorlar. Kendi çıkarları doğrultusunda Rojava Devrimi'nin devrimci demokratik içeriğini boşaltmak sömürgeci bölge devletlerinin ve emperyalistlerin ortak hedefidir. Devrimimizi bir devrimci halk savaşı ile savunmak ve işgal altındaki topraklarımızı kurtarmak başta gelen birinci görevimiz olmaya devam ediyor. Tam da bu koşullar altında devrimimizin, siyasi, iktisadi, toplumsal ve kültürel inşasına dört elle sarılmak devrimi ayakta tutmanın biricik güvencesidir. Demokratik halk iktidarının geliştirilmesi ve sosyalizm yolunda ilerletilmesi başta gelen ikinci görevimizdir. Bu doğrultuda aşağıdan yukarıya komün ve halk meclisleri sisteminin işletilmesi, tarım, ticaret ve sanayi alanında kapitalist mülkiyet ilişkilerinin karşında kolektif halk mülkiyetinin geliştirilmesi, devrimin mülksüzlere ve yoksullara daha çok mal edilmesi, kadın devriminin evlere sokulması, kültürel hayatın canlandırılması, gençliğin yıkıcı enerjisinin kurucu devrimci enerji olarak örgütlenmesi komünistlerin başlıca görevleri arasındadır. Marksist Leninist Komünistler, devrimin başlaması ile birlikte Rojava savaş mevzilerinde ve devrimin inşası alanlarında yerlerini aldı. Bu uğurda onlarca şehit ve yaralı verdi. Sömürgeciler ve emperyalistler devrimimizin komünist bilinci ve yönü olan partimizin iradesini kırmak, onun devrimle, devrim üzerinden Kürdistan'ın diğer parçaları, Türkiye ve Dünya arasında kurduğu köprüyü yıkmak istiyor. Partimizin Rojava temsilcisi Baran Serhat yoldaşın faşist MİT çetesi tarafından alçakça katledilmesi partimizin Rojava Devrimi'ndeki varlığından duyulan korkunun düzeyini gösteriyor. Bu koşullar altında partimizin Rojava güçlerinin katılımıyla; Politik durum, Ortadoğu, Rojava - Kuzey ve Doğu Suriye Devriminin siyasi, iktisadi, toplumsal ve askeri durumu, kadın özgürlük cephesi, gençliğin devrimle kurduğu ilişki sorunları, Rojava - Kuzey ve Doğu Suriye devriminin geliştirilmesi ve sosyalizme doğru ilerletilmesi programı, hedefi kadro ve örgüt sorunları gündemiyle bir konferans toplandı. Birleşik Kürdistan ve Ortadoğu Demokratik Federasyonu hedefi bir kez daha belirtildi. Bahsi geçen bütün konularda zengin tartışmalar yapıldı, kararlar alındı, önümüzdeki dönemin siyasi ve örgütsel yönü çizildi. Devrimimizin biz sosyalist yurtseverlere yüklediği görevler ve görevlere uygun kadrolar olarak kendimizi yeni düzeyde kurmamız gerektiğine dair kararlar alındı. Bütün değerli çabalara rağmen Kürdistanileşme yolunda atılan adımların henüz yetersiz olduğu, daha yüksek bir hıza ulaşmamız gerektiği, Rojava'nın gurbet değil memleket olduğu kalın bir hatla ortaya kondu. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan ve bütün devrimci tutsaklara uygulanan tecride karşı süresiz açlık grevi ve ölüm orucu direnişinde olan yurtseverler, komünistler ve diğer bütün devrimciler selamlandı. Efrin'in mutlaka özgürleştirileceği kararlılıkla vurgulandı. Konferansımız aynı zamanda Baran Serhat yoldaşımızı katlederek irademizi kırmaya, inşa ettiğimiz köprüleri yıkmaya girişenlere de cepheden bir yanıt oldu. Konferansımız, Baran yoldaşa atfedilerek irademizi kırmaya güçlerinin yetmeyeceğini, partimizin her yerde olduğu gibi Rojava'da da Baran Serhatlar fideliği olduğunu bir kez daha gösterdi. Her ne pahasına olursa olsun Rojava devrimini savunacağız, demokratik devrimimizi geliştireceğiz ve sosyalizm yolunda ilerleteceğiz, devrimi bütün Suriye ve Ortadoğu'ya yayacağız, Kürdistan ve Türkiye devrimi ile birleştireceğiz.
|