MLKP Savaşçısı Renas Bulut Kobanê Direnişini Anlatıyor
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 


MLKP, 13 Eylül 2013 tarihinde Serekaniye savunmasında IŞİD ve ÖSO çetelerine karşı savaşırken ölümsüzleşen Serkan Tosun (Mazlum)'un ardından yaptığı açıklamada Rojava devriminin savunulmasında yer aldığını duyurmuştu. Ardından gelen süreçte bir çok cephede devrimin savunulmasında aktif bir şekilde yer alan MLKP, katliamcı IŞİD çetelerinin 14 Eylül 2014 tarihinde Kobanê'ye yönelik gerçekleştirdiği işgal saldırısına karşı YPG/YPJ öncülüğünde gerçekleşen can feda direnişte de yer almış, 134 gün süren savaşta MLKP savaşçıları Suphi Nejat Ağırnaslı (Paramaz Kızılbaş), Sibel Bulut (Sarya Özgür), Oğuz Saruhan (Algan Zafir) ve Emre Aslan (Alişer Dersim) ölümsüzlüğe yürümüştü.

 

Kobanê direnişinde Güney cephesinde yer alan savaşçılardan Renas Bulut, 5 yıl önce savaştığı mevzide IŞİD'e karşı yürütülen direnişe dair şunları kaydetti:
"Bundan beş yıl önce başlayan Kobanê direnişi gördüğünüz mevzilerde hayat buldu. Cizire ve Efrin kantonlarını düşürmek ve Rojava devrimini yıkmak için öncelikle Kobanê'ye saldırdılar. Bu saldırı planı sadece DAİŞ'e ait değildi. Faşist Türk devleti bu planın teşvikçisi ve yönlendiricisiydi. Kobanê'yi düşürmekteki amaç Kürt özgürlük mücadelesinin kazanımlarını yıkmaktı. Ama burada oluşan yüksek ulusal bilinç DAİŞ çetelerinin ilerleyişini durdurdu. Musul'da, Suriye'nin iç bölgelerinde zaferler kazanan DAİŞ çeteleri, Kobanê'yi de düşürerek coğrafi hâkimiyetini arttırmak istiyordu.
Suriye iç savaşında Suriye ordusundan, Irak'taki saldırılarda Irak ordusundan ele geçirdikleri tanklarla ve Türk devletinin hediye ettiği tanklarla ve ağır silahlarla DAİŞ çeteleri donandı. Kobanê'nin köylerinde ve merkezinde birçok katliam gerçekleştirdi. YPG güçlerine de azgınca saldırılar gerçekleştirdi. DAİŞ çeteleri Kobanê'ye saldırdığı günlerde partimiz MLKP de Kobanê'yi savunma çağrısı yaptı. Bu çağrıya ilk yanıt veren yoldaş Paramaz Kızılbaş oldu. Ondan sonra aralarında Emre Aslan (Alişer Dersim) ve Sinan Sağır'ın (Suphi Garzan) da olduğu yoldaşlar dâhil oldu. Hem yapılan çağrı ile Kobanê'ye akın eden MLKP güçleri hem de görevlendirilerek buraya gelen Sibel Bulut (Sarya Özgür) ve Taylan Kutlar (Adıl Yıldırım) gibi yoldaşlar Kobanê direnişinde etkili roller oynadı.
Sadece temsili, sembolik bir güçle bu savaşa dâhil olunmadı. Nitelik ve nicelik olarak Kobanê direnişini etkileyen, önemli bir yer tutan güçlerimiz ağır silah taburunda, sabotaj biriminde, suikast biriminde, hareketli taburlarda, sabit mevzilerde rol alarak savaşın yönünü tayin edecek kadar savaştı. Kobanê'nin Güney, Doğu ve Batı cephelerinde savaştık. Güçlerimiz ağırlıklı olarak Güney cephesindeydi. Bu savaşta Sarya Özgür, Algan Zafir ve Emre Aslan yoldaşları Güney cephesinde şehit verdik. Aynı zamanda Miştenur'un savunmasında Paramaz Kızılbaş yoldaş şehit düştü. Sinan Sağır yoldaş da Kobanê'nin Güney cephesinde yaralandı. Bir o kadar savaşçımız da yine bu direniş sürecinde yaralandı."

MLKP'nin 5. Kongresinde 'Kürdistanileşme çizgisi' kararı aldığını ve bu çizginin Kobanê direnişinde belirginleşmeye başlandığını söyleyen Renas Bulut bunun sonuçlarını şöyle değerlendirdi:
"MLKP'nin Kürdistan partisi olma kararı Kobanê'de hayat buldu. Burada PKK'li, YPG'li, YPJ'li yoldaşlar ile birlikte direniş ruhu ve siper yoldaşlığı oluşturuldu. Aynı zamanda Türkiye'deki ve dünyadaki devrimci hareketlerin yüzlerini Rojava'ya dönme kararlılıkları Kobanê direnişi ile birlikte oldu. Bu başlangıç, devrimci hareketlerdeki bu cesaret MLKP'nin Kobanê direnişindeki duruşu ile daha da şevklendi. Devrimci hareketler MLKP'nin buradaki varlığını örnek alıp siperlere koştular. 
MLKP, Kobanê'nin enternasyonalliğini örgütleyen ve yöneten pozisyondaydı. MLKP aynı zamanda Kürdistani bir partinin gerekliliklerini yerine getirmek için Kobanê'de savaştı. Enternasyonal görevler de üstlendi. Bu partimizin proleter enternasyonalist niteliği ile alakalı bir durum. Dünyanın çeşitli bölgelerinden veya Türkiye'nin çeşitli illerinden gelenler MLKP'nin bu çizgisiyle savaştı. MLKP de bu gücü yöneterek direnişin zafere ulaşmasında önemli bir rol oynadı. 27 Ocak'ta kazanılan zaferde MLKP'nin bütün güçleri cephelerdeydi, cephe kutlamalarındaydı"

Savaşın şöyle bir gerçekliği var ki savaşta iki irade çarpışır ve güçlü olan kazanır" diyen Renas Bulut sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Güç nedir diye soracak olursanız, güç her zaman teknik üstünlük değildir. DAİŞ, Kobanê'ye saldırdığında teknik üstünlüğüne güveniyordu. Ama hesaplayamadıkları birçok gerçek var. Dört parça Kürdistan'dan binlerce insanımızın Kobanê'ye akması ve savunması. Her Kürdün, demokratın, sosyalistin Kobanê'ye akması savaşı tersine çevirdi. Yüzde on beşlik bölüme sıkışan bizler, Kobanê'nin düşme ihtimalinin olduğunu biliyorduk. Ama özellikle Kuzey Kürdistan halkının desteği, sınırlardan geri dönen Kobanêli gençlerin savaşa katılımı DAİŞ'in zafer umudunu kırdı. DAİŞ, Kobanê'de yenildi. Bu DAİŞ için sonun başlangıcıydı. DAİŞ yenilmeye Kobanê'de başladı. Ondan sonra da zaten elindeki bölgeleri YPG özgürleştirerek aldı. Yine Suriye rejimi, ilerleyen yıllarda birçok bölgeyi DAİŞ'in elinden aldı. Kürt ulusal birliği, enternasyonal dayanışma, yüksek feda ruhu Kobanê savaşına sağladığı, yüzde on beşlik bölümünden Kobanê'nin tamamına uzanan bir zafere ulaştırdı bizi. "

Kobane direnişi sırasında YPG/YPJ'nin 500 savaşçısı yitirdiğini açıkladığını söyleyen Renas Bulut, devamında şunları kaydetti:
"O dönemde belli sayıdaki bir güç için beş yüz şehit önemli bir sayı. Kürtler işgal altındaki toprakları için on yıllardır savaşıyor ama özgürleştirilen toprakları için, Rojava devrimi için her yaştan kadın erkek canını verdi. Burada yüksek bir feda ruhu oluşturdu. Bizler için de durum öyle.  Aynı taştan yemek yediğimiz, aynı bardaktan su içtiğimiz, beraber eğitim aldığımız, beraber nöbet tuttuğumuz arkadaşlarımızı Kobanê direnişinde şehit verdik. Bugün bizlerin hayatta olması da şehitlerimiz sayesindedir. Hem bu topraklarda yaşayan halkların mutluluğu ve huzuru için, Kürt ulusal bilinci için hem de aynı mevzide bulundukları yoldaşlarının şehit düşmemesi için şehit düştüler. Arin Mirkan'ın şehadeti öyledir. Paramaz yoldaş, Kobanê'nin en stratejik yeri olan Miştenur'un DAİŞ'in eline geçmemesi için, onu oradan söküp atmak için şehit düşmüştür. Sarya Özgür'ün şehadeti öyledir. 48. Cadde'nin özgürleştirilmesi için, başlatılacak hamlenin hızlanması için şehit düşmüştür. Alişer Dersim'in şehadeti öyledir. Kobanê'nin köylerinin özgürleştirilmesi için şehit düşmüştür. Algan Zafir'in şehadeti yine öyledir. Kobanê merkezinde bulunan ve stratejik öneme sahip olan kültür merkezinin özgürleştirilmesi için şehit düşmüştür. 
Kobanê'de kahramanca savaşıldı. Birçok kahramanlık yaşandı. Kitlesel kahramanlıklar oldu. Burada olan herkes savaştı, yanı başına her an havan topunun düşebileceğini biliyordu. Her an bir füze ya da bir tank atışıyla şehit düşebileceğini biliyordu. Zaten odalarda, evlerde DAİŞ çetelerinin seslerini duyduğumuz, namlularımızın, mermilerimizin birbirine değdiği bir savaştı. Ölüm duygusunun püskürtüldüğü bir savaştı. Yani Kobanê savaşında sadece DAİŞ püskürtülmedi, ölüm duygusu da onunla birlikte yerle bir edildi.
Bugün Kobanê'ye baktığımızda insanlar kendi topraklarında, kendi dilleri ile huzurlu mutlu bir hayat sürdürüyor. Yönetimde aktif olduğu, ekonomisini örgütleyebildiği, nitelikliği bir eğitimin olduğu özgür bir Kobanê'deyiz. Dünya halkları Kobanê için sokağa çıktığı için bugün burada özgürlük var. Türk burjuva devleti o zaman yenemediği Rojava'yı şimdi işgal etmek istiyor. Bu işgal planına karşı dünya halklarının sokağa çıkmasını, Türk burjuva devletini protesto etmesini, Rojava'nın yanında olmasını bekliyoruz. Rojava özgür topraklardır. Dünya halklarının bunu örnek almasını buradaki yaşamı bilmesini, öğrenmesini, izlemesini, yakın durmasını bu devrime dokunmasını istiyoruz."