KBDH Genel Konseyi Üyesi MLKP/KKÖ temsilcisi Hîvron Razmuhi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü dolayısıyla açıklama yaptı: Slava'dan, Arîn'e, Sarya'dan, Avaşin'e, Raperin'den Ceren'e, Destan'a, Barîn'e, Avesta'ya, Ceren Güneş'ten Aynur Ada'ya devraldığımız bir direniş tarihidir bugün Rojava'da yaşanan. Ölümsüzleşen her bir devrimci, komünist kadının son sözleriyle tarihe nakşettikleri gibi yurtseverler, devrimciler, komünistler olarak; Rojava kadın devrimimizi can pahasına, kan pahasına savunmaya devam ediyor/uz. İşgal altındaki topraklar bizim topraklarımızdır, boğulmaya çalışılan devrim, bizim devrimimizdir, karanlığa gömülmeye çalışılan özgürlük düşlerimizdir. Buna asla ve asla izin vermeyeceğiz! Komünist kadınlar olarak; Rojava onur ve özgürlük savaşımımızı, kadın devrimi mücadelemizi ölümsüzlerimizin miras olarak bıraktığı bükülmez iradeyle yükselteceğiz" Razmuhi, savaşın, direnişin, onurlu yaşamın simgeleri olan ölümsüzleşen kadınların cüretli eylemlerini, kararlılıklarını, savaşma iradelerini, özgür ve eşit yaşama olan tutkularını, kadın yoldaşlığına bağlılık ve adanmışlıklarını rehber alarak, erkek egemen kapitalist sisteme karşı savaşacağız.
Rojava kadın devrimimize dönük işgalci saldırılar; Faşist AKP saray rejiminin Cumhurbaşkanı olan Hitler bozuntusu Erdoğan'ın her fırsatta dile getirdiği kadın a'dâ'nın (düşmanlığının) en yalın tezahürüdür. Düşmanlıkta haklılar! Çünkü; Rojava kadın devrimimiz kapitalist erkek egemen düzenlerinin panzehiridir. Çünkü; Rojava kadın devrimimiz cinsiyetçiliğin, eşitsizliğin, ırkçılığın, milliyetçiliğin, panzehiridir.{divide} Rojava kadın devrimimizin; erkek egemenlikçi kapitalist, sömürgeci faşist sistemlerinin çarkını bozmasından korkuyorlar. Binyıllara dayalı erkek cinsinin ayrıcalıklı iktidarının sarsılmasından korkuyorlar. Korkmakta haklılar.! Bugün çanlar kapitalizmin sonu için çalıyor! Bugün isyan halinde olan, ayaklanan dünya emekçi kadınları, ezilen cinsler, yönünü Rojava kadın devrimine dönmüş, ondan ilham alıyorlar. Rojava kadın devrimimizin ruhu, Lübanda, Irak'ta, Fransa'da, Şili'de... geziyor. Ve biz devrimci, komünist kadınlar milyonlarca emekçi kadının öfkesiyle birlikte faşizmin, kapitalizmin her türden gericiliğin korkularını büyütmeye devam edeceğiz.! Dünya emekçi halklarının, kadınların kapitalizme karşı yükselttiği isyan ateşinin harlanması; Rojava cephelerinde ölümsüzleşen devrimci, komünist kadınların erkek egemen kapitalizme olan öfkelerinden, DAİŞ barbarlığını alteden savaşçılıklarından ve kararlılıklarından alıyorlar. İsyan eden emekçi kadınlar gücünü, ölümler pahasına topraklarını terk etmeyen yiğit kadınların direnişlerinden alıyorlar. Yedi yıldır süren devrimi inşa ve savunma mücadelesi dünya kadınlarına ilham oldu ve başarılabileceğini, eşitlikçi bir yaşamın mümkün olduğunu gösterdi. Bugünde işgalci Türk devleti ve onun çete artıklarına karşı sürdürülen savaşımdan, direnişten ilham alıyorlar. Eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren dünya emekçi kadın hareketi, cinsiyetsiz, sınıfsız, sınırsız bir dünya için mücadele yürüten komünist kadın hareketi sırtını bugün Rojava devrimine yaslamıştır. İşte bu ilişki kadın düşmanı faşist AKP saray rejimini ve bilcümle erkek egemenlikçi kapitalistleri korkutuyor. Toplumsal cinsiyetçiliği derinleştiren, kutuplaştıran erkek egemenlikçi sistemleri alaşağı etme gücü, hedefi, iradesini barındıran devrimimiz tüm emperyalist kapitalistleri tehdit ediyor. İşte bundandır ki, cinsiyetçi, ırkçı,Türk devleti Rojava devrimimizi boğmak için işgal savaşını sürdürüyor. Kuzey Doğu Suriye'de yaşanan işgalden, dökülen kandan sadece AKP/Saray iktidarının sorumlu olmadığının altını çizen Razmuhi, bu yıkım ve katliamdan, ABD, Rusya, Almanya, Fransa başta olmak üzere gözyuman tüm devletlerin sorumludur. Bu işgalci savaşta Türk burjuva devletine sözde, uyarı, ihtar yayınlayanlar, işgal için silah ihracatını durdurduk diyerek kamuoyunu, halklarımızı yanıltmaya çalışanlar sorumludur, suçludur.! Kadınlı-erkekli halklarımızın süren direnişi, kahramanca savaşan yoldaşlarımızın kararlılıkları kapitalistlere işgal karşıtı açıklamayı yaptırmış, Türk devletine tutum almaya zorlamıştır. Rojava halkları dostlarını da, düşmanlarını da bilecek kadar deneyim elde ettiler. İşgalci, sömürgeci AKP rejimine sözde 'uyarı' yapan, yaptırım kararı alanlar hiç bir zaman Rojava halklarının dostu olmadı, olmayacakta. Onların bu yalanları Rojava halklarının, kadınların, gençlerin işgalci güçlerin tanklarına, panzerine attıkları taşlarla bir kere daha açığa çıkartılmıştır. Bu yalanlar halkımıza, QSD, YPG, YPJ ve komünist devrimci savaşçıların üzerine yağdırılan bombalarla, atılan kimyasallarla, kurşunlarla deşifre olmuştur. Onlar, Rojava'ya atılan bombaların, yağdırılan kurşunların, kimyasalların sahibidir. Onlar, halkımızın katlinin ortağıdır. Bu işgalci savaşı durduracak, kirli savaş politikasını boşa çıkartacak yegane güç ezilen halkların, işçilerin, kadınların birleşik mücadelesi olacaktır. Devrimin savunma güçleri sırtını Kuzey Doğu Suriye/ Rojava halklarına yaslamıştır. Yoksul emekçi halkımızda sırtını, işgale karşı onur ve özgürlük savaşımını kahramanca sürdüren evlatlarına... Rojava kadın devrimi ezilen kadın cinsinden, halklardan yana yeni bir yaşamın filizlendiği topraklar bugün kuşatılmaya çalışılıyor. Emekçi halkların düşmanları, kadının özgür ve eşit yaşam mücadelesininde düşmanlarıdır. Saldırılar aynı zamanda kadınların eşitlikçi ve özgürlükçü yaşam değerlerinedir. Kadınların gelecek umudunadır. Savaşan, direnen kadınlar bu umudun karartılmasına izin vermiyor, vermeyeceğiz. Rojava kadın devrimimizi savunmak; kazandığımız yeni yaşam değerlerini, haklarını savunma mücadelesidir. Canımız pahasına bedel ödemekten kaçınmadan bu savaşımı büyüteceğiz.! Şehitlerimizin sözlerinde vurguladıkları gibi Kürdüyle, Türküyle, Afrikalısıyla, Almanıyla, Gürcüsü, Ermenisiyle çeşitli uluslardan devrimciler, komünist kadınlar olarak kanlarımız birbirine karışarak savunacağız. Mutlaka ama mutlaka işgalcileri yeneceğiz.! Dünya kadın hareketi Türkiye'den, Kürdistan'ın parçalarına kadar işgalcilerin kadınlara dönük şiddetini görmeli, kadın yoldaşlığının gücüyle, erkek egemenlikçi kapitalizme, işgalci AKP Saray rejimine karşı öfkeyi kuşanarak sokaklar tutuşturulmalıdır. 9 Ekim'den bu yana katledilen kadınların, çocukların hesabını sormak için küresel kadın dayanışması büyütülmelidir. Eliniz silah tutmuyorsa bile mutlaka taş, sopa tutabilir. Taşlarınız bulunduğunuz her yerde; işgalcilerle işbirliği halinde olanlara, kimyasal saldırıların, katliamların, kadınlara yapılan işkencelerin sorumluları olan kapitalist, emperyalist kurumları hedeflemeli.
Sessizlik affedilemez.! Tepkisizlik kabuledilemez.! Kadın yoldaşlığından aldığınız güçle ellerinizi evinde oturan ev emekçine, fabrikada çalışan işçi kadına, okulunda ki öğrenci genç kadına uzatarak işgalci savaşa karşı kadınların yıkıcı gücü örgütlenip sokağa çıkartılmalı. Bu Aynur'un, Ceren'in, Arîn'in, Destan'ın, Raperin'in, Avaşin'in, Hevrîn'in, Barîn'in, Avesta'nın sizden/bizden beklentisidir. Bu bizim onlara borcumuzdur. Ve biz komünist, devrimci kadınlar; kadın devrimimizi, kadın yoldaşlığından, birleşik mücadeleden aldığımız güçle, can pahasına, kan pahasına savunmaya devam edeceğiz. Bulunduğumuz Medya Savunma Alanlarında, özgür dağlarda, gerilla sahalarında kentlerde sömürgecilere, işgalcilere dönen namlularımızla, kentlerde yaktığımız ateşlerle faşizmin korkusu olmaya devam edeceğiz. Bu ölümsüzleşen kadın yoldaşlarımıza sözümüzdür.! Birleşik mücadelemizden aldığımız güçle, ölümsüzlerimize verdiğimiz sözlere bağlı kalarak yüksek sesle haykırıyoruz, kadınların şiddet korkusu olmadan yaşayacakları bir dünyayı birlikte kazanacağız.
|