MLKP/KKÖ savaşçıları, Türk burjuva faşist devleti ve çetelerinin işgal saldırılarına karşı mücadelelerine devam ediyorlar. Direnişin sürdüğü Til Temir cephesinde Komünist kadın savaşçılar, Rojava kadın devrimini işgalci ve sömürgeci saldırılara karşı savunmayı sürdüreceklerini dile getirdi. KKÖ savaşçıları Sarin Dicle ve Alaz Diren, hem direnişin geldiği aşamayı anlattı hem de 12 Aralık'ta Kobane'de şehit düşen Sarya Özgür (Sibel Bulut) ile 22 Aralık'ta İstanbul'da ölümsüzleşen Berçem Renas (Yeliz Erbay) ve Ekin Su'yu (Şirin Öter) andı. KKÖ savaşçıları, şehitlerin direniş bayraklarını yükselttiklerini dile getirdi. Sarin Dicle, KKÖ savaşçıları olarak, Til Temir ve diğer direniş alanlarında konumlandıklarını ve ön hatlarda belli bir güçlerinin bulunduğunu dile getirdi. Direnişin Serekaniye kent savaşından sonra Til Temir'in ön cephelerinde sürdüğünü hatırlatan Dicle, şunları söyledi: "Burada çetelerin saldırıları devam ediyor. Onur direnişi savaşçıları da saldırılara yanıt vermeye devam ediyor. Büyük bir kararlılık, büyük bir inanç var bu konuda. Çetelerin ilerleyişini durdurmak, saldırılarını püskürtmek için direnişimiz sürüyor." Serekaniye'nin işgal altında olduğunu hatırlatan Dicle, "Bu böyle sürmeyecek. Cephede olmak için istekli binlerce savaşçımız var. Bu irade bugün tüm mevzilerde. Doğru, bedel ödüyoruz. Kayıplar veriyoruz. Ama boşalan mevziler hızlıca dolduruluyor. Şehitlerin silahlarını alarak savaşma isteği, onların bayrağını yükseklere taşıma isteği her zaman varlığını koruyor. Bizi yenilmez kılan da budur. Bu kararlılık, bilinç ve inanç var olduğu sürece, hem Rojava devrimi, hem de devrimci güçler yenilmez olacaklardır. İşgalciler kovulana kadar her birimiz rolünü yerine getirecek, aynı zamanda yoldaşların bedel ödeyerek özgürleştirdikleri bu toprakları yeniden özgürlüğüne kavuşturacağız. Bugünkü görevimiz budur" şeklinde konuştu. Rojava devrimine yönelik saldırının büyük bir konsept olduğunu dile getiren Dicle, "Bu saldırılar ancak ve ancak direnerek, savaşarak, bedel ödemeyi göze alarak püskürtülebilir. Süreç bu biçimde kazanılabilecek zaferleri gösteriyor. Bu nedenle Berçem ve Ekin yoldaşların direnişi yolumuzu aydınlatıyor. Ancak bu biçimde zaferler kuşağını yaratabiliriz. Rojava toprakları gerçek anlamıyla şehitlerin kanıyla sulandı ve bu biçimde özgürleşti. Bundan sonra özgürleştireceğimiz tüm alanları da ancak uğruna bedel ödeyerek kazanabiliriz" diye belirtti. Bir kadın savaşçı için cephede bulunmanın anlamının büyük olduğunu dile getiren Dicle, "Rojava kadın devrimimizi savunuyoruz. İşgalci Türk ordusunun, devrimimize yönelik ciddi bir işgal saldırısı var. Efrin'de başlayan, Serekaniye-Gire Spi hattında devam eden bir saldırı bu. İşgalci, sömürgeci saldırılar halen sürüyor. Fakat bu işgalle birlikte büyük bir direnişin de devam ettiğini belirtmek gerekir" şeklinde konuştu. Dicle, Serekaniye kent merkezinde 11 gün boyunca devam eden ve tarihe yazılan direnişi hatırlattı ve şunları söyledi: "11 günlük Serekaniye onur direnişi, buradaki savaşçı güce büyük bir moral kattı. Direniş, devrimi savunma geleneği bugün bu hatlarda çok canlı biçimde devam ediyor. Bizler de bunun bir parçası olarak, şehitlerimizin bıraktığı mirası korumaya, savunmaya, kadın devrimimizi büyütmeye çalışıyoruz." Cephe hattında yer aldıkları dönemin aynı zamanda KKÖ kadın komutanlarının şehadet yıl dönümlerine denk geldiğini belirten Dicle, "12 Aralık Sarya Özgür (Sibel Bulut) yoldaşımızın şehadet yıl dönümüydü. Yoldaşımızı anmanın bir biçimi olarak, yoldaşın silahıyla cephelerde, mevzilerde konumlandık. Ve onların kanlarıyla özgürleştirdikleri bu toprakları bugün biz işgalci Türk devleti ve çetelerine karşı savaşarak savunuyoruz. Bu hattı koruyan tüm savaşçıların gücünü aldığı nokta şehitlerimizdir. Şunu vurgulamak gerekir, şehitlerimizin mirası bize büyük bir savaşma gücü ve isteği veriyor" şeklinde konuştu. Kobane şehidi Sarya Özgür'ün izinden yürüdüklerini dile getiren KKÖ savaşçısı Dicle, şöyle devam etti: "Sarya yoldaş, 2014'te Kobane'de DAİŞ çetesine karşı savaş içinde kararlı ve büyük bir kadın komutan olarak ölümsüzler kervanına katıldı. Şehadetinden kısa süre önce ifade ettiği sözler bizim için bir paroladır. 'Bu toprakları, kadın devrimini savunmak için gerekirse şehit de düşeriz' demişti. Bugün O'nun bayrağını devralan savaşçılar olarak bizler de 'Devrimi savunmak için, bu topraklar için gerekirse şehit düşeriz' diyoruz. Ancak bu biçimde şehitlerin mirasına sahip çıkabiliriz. Ancak bu biçimde kadın devrimimizi savunabiliriz. Sarya yoldaşın söylediği gibi, özgürleşirken özgürleştirmek aslında hedefimiz. Hem savaşırken kendimizi özgürleştiriyoruz hem de bulunduğumuz toprakları özgürleştiriyoruz. Her kadın savaşçının kendinde bu bilinci geliştirmesi gerekir ki, düşmanla karşılaşıldığında, savaşı büyütmek gerektiği anlarda buna göre hareket etmenin yolunu bulabilelim. Bu bilinçle cephelerde konumlanıyoruz. Bu vesileyle Sarya yoldaşı bir kez daha anıyoruz." Dicle, MLKP FESK komutanlarından Yeliz Erbay (Berçem Renas) ve Şiren Öter'in (Ekin Su) İstanbul'da üslerine yönelik polis baskınına karşı direnerek ölümsüzleştiklerini hatırlattı. Dicle, şunları ifade etti: "Yine Aralık ayı partimizin iki büyük kadın komutanının şehadetinin olduğu bir ay. Berçem ve Ekin yoldaşlar teslim olmama geleneğinin devamcıları olarak iki kadın komutanın nasıl direnebileceğini gösterdiler. Faşizmin güçlerine karşı yenilmezliklerini gösterdiler. Büyük bir geleneğin sürdürücüsü oldular. Yoldaşları anarken, direnişleri, savaşma düzeyleri ve komutanlıklarından büyük sonuçlar çıkardığımızı söylemek isterim. Ve bunları savaş cephelerine yansıtma, bir niteliğe çıkarma bilincindeyiz. Onları bu şekilde anıyoruz. Yenilmez kadın komutan iradelerini bulunduğumuz her alanda var etmeye ve büyütmeye çalışıyoruz. Sarya, Berçem ve Ekin yoldaşlar, bu cephede bulunan KKÖ'lü savaşçılar olarak bizleri güçlendiriyor. Savaşma azmi ve kararlılığımızı artırıyor. Mücadeleyi bütün alanlara yayma bilincini uyandırıyor. Silahlarını ve bayraklarını yükselteceğimizin inancındayız." Til Temir cephesinde yer alan KKÖ savaşçılarından Alaz Diren de, işgale karşı direnişinin bir parçası olmanın onurunu yaşadıklarını dile getirdi. Diren, "Rojava devriminin bizim için taşıdığı anlam çok büyük. Bedellerle örülen onur direnişinin parçası olmak çok önemli" dedi. Rojava kadın devriminin 8 yılda, tarih boyunca kadına biçilen tüm gerici rolleri bir kenara attığını dile getiren Diren, şunları söyledi: "Onları kıra kıra yol aldık. DAİŞ çetelerine karşı elde edilen tüm zaferlerin kadınlar için büyük anlamları oldu. Zaferi büyük bedeller ödeyerek kazandık." Rojava topraklarının işgal edilmesine karşı mücadele etmenin önemine dikkat çeken Diren, "Bu direniş hem Rojava kadın devrimini hem de binlerce şehidin değerlerini savunmak anlamına geliyor. Burada mevzilerde nöbet tutan, saldırılara giden, eylem örgütleyen her savaşçı, bu inanç ve iradeyle kendini var ediyor. Ölümsüzlerimizin bıraktığı bu miras ve değerler sayesinde her gün öfkemizi, inancımızı ve savaşma irademizi yükseltiyoruz" dedi. Devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşen kadınları anan Diren, şöyle devam etti: "Geçtiğimiz ay Kasım Şehit Ayı'ydı. Aralık ayında da Sarya, Berçem ve Ekin yoldaşların şehadet yıl dönümleri var. Bilincimiz, irademiz, savaşma kararlılığımız onlarla birlikte daha da güçleniyor, bileniyor. Sarya yoldaş bize nasıl öğrettiyse, tüm tıkalı yolları açmayı ve o yollardan zaferlere yürümeyi kendimize görev biliyoruz. Berçem ve Ekin yoldaşlar nasıl düşmana teslim olmayan, geri çekilmeyen direnişleriyle kadın yoldaşlığını, iradesini gösterdiyse, biz de aynı iradeyle cephelerde yer alıyoruz. Buna inanarak mevzilerde kendimizi var ediyoruz. Ve bu değerleri savunurken, hiçbir gücün işgaline izin vermeyeceğiz. Tüm mevzilerimizi geri kazanacağız. Umudu daha da büyüteceğiz, tüm Ortadoğu halklarına, Bakur Kürdistan ve Türkiye halklarına yayacağız." Dünya genelinde kadınların yürüttükleri mücadelenin giderek geliştiğini vurgulayan Diren, "Biz burada mevzilerdeyken, kuşkusuz dünyanın farklı ülkelerinde kadınlar direnişi sürdürüyorlar. Til Temir direniş cephelerinden, Şili'den Beyrut sokaklarına kadar pek çok ülkede başkaldıran kadınları selamlıyoruz. Direnen tüm kızkardeşlerimizi, yoldaşlarımızı selamlıyoruz. Bizle atan tüm yüreklerin farkındayız, hissediyoruz" şeklinde konuştu. Konuşmasının sonunda tüm kadınlara bir çağrıda bulunmak istediğini söyleyen Diren, şunları dile getirdi: "Onur ve özgürlük direnişini sürdürürken, her kadının, bu kadın devrimine dokunması, buraya adım atması, burada özgürleşmesi ve örgütlenmesinin ne kadar değerli olduğunu görüyoruz. Bir kez daha bu gerçekliğin farkına varıyoruz. Tüm kızkardeşlerimizi yanımıza, beraber savaşmaya ve beraber özgürleşmeye, bu değerleri beraber savunmaya çağırıyoruz."
|