YAŞASIN SINIF DAYANIŞMASI
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Şubat 2004'de Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da İşçi Eylemleri

Türkiye'de, 28 Mart 2004 tarihinde gerçekleştirilecek olan yerel seçimlere dönük çalışmalarına hız veren ESP, aynı zamanda, işbirlikçi AKP hükümetinin neoliberal saldırılar ve özelleştirme yoluyla uygulamaya çalıştığı yeniden yapılandırma saldırılarına karşı gelişen işçi, emekçi ve öğrenci hareketinin direnişlerine de aktif olarak katılarak, bu direnişleri bir adım daha öne çekmeye çalışıyor.

Türk-İş'e bağlı Kristal-İş Sendikası, örgütlü olduğu Türkiye genelindeki Şişecam'a bağlı 6 şirketi ve 13 işyerini kapsayan greve 30 Ocak'ta başladı. Aynı gün "bu işyerinde grev var" pankartını fabrika girişine asan 5 bin işçi, attıkları sloganlarla Şişecam patronuna meydan okudular. Bu grevi tüm ezilenlerin direnişi olarak gören ESP, ezilenleri, işbirlikçi AKP hükümetinin neoliberal saldırılarına karşı Şişecam işçileriyle birlikte mücadeleye çağırdı. Birleşik halk direnişini örgütlemek perspektifiyle ESP, çeşitli semtlerde, sabahları işçilerin geçiş noktalarında ve fabrikaların mesai çıkışlarında ajitasyon eşliğinde bildiri dağıtımı yaptı.

7 Şubatta ESP'liler tarafından kurulan Şişecam İşçileriyle Dayanışma Komisyonu, Gazi Mahallesi'nde dağıttığı bildirilerle Şişecam işçilerinin sesini emekçi semtlere taşıdı. 8 Şubat'ta ise, cam işçilerinin süren grevini desteklemek amacıyla İstanbul Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi'nde yürüyüş yapan ESP'lilere polis saldırdı. Panzerlerle saldıran polise karşı meşru ve haklı eylemlerini "Şişecam işçisi kazanacak", "kölelik yasalarına karşı grev, isyan, serhildan" sloganlarıyla devam ettiren ESP'liler, barikat kurarak polisle çatıştılar. 8 kişinin gözaltına alınmasına rağmen direnişlerini sürdüren ESP'lilere mahalle emekçileri sahip çıktı. Kahvelerden, evlerden sokağa çıkarak yürüyüşe geçen mahalle emekçileri polisi taşladılar. ESP, grevin başlamasından 16 gün sonra, 14 Şubatta Bakanlar Kurulunun, "genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte görülmesi" gerekçesiyle grevi ertelemesini (fiilen yasaklamasını), 18 Şubat günü İş Bankası Genel Merkezi önünde yaptığı basın açıklaması ile protesto etti.

DİSK Tekstil Adana Şubesi'nde örgütlendikleri için 398 Bossa işçisinin işten atılması kararını protesto etmek için 11 Şubat günü sokaklara çıkan Bossa işçilerine diğer sınıf kardeşleri de destek verdi. İnönü Park'ında yapılan ve sınıf dayanışmasına güzel bir örnek oluşturan eyleme belediye işçileri, Mensa işçileri, soruşturmalara direnen Çukurova Üniversitesi öğrencileri, ESP ve EKB'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda kitle örgütü ve parti de destek verdi. Yaklaşık 1000 kişinin katıldığı eylemde "Bossa işçisi yalnız değildir", "Mensa, Bossa omuz omuza" sloganları atıldı.

Öte yandan, İzmir Çığlı Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulu Kimmet Fabrikası'nda, Birleşik Metal-İş'e üye oldukları için işten atılan işçilerin direnişi devam etmektedir. 30 Ocak gününden bu yana fabrikanın önünde "sendikalı olarak işe geri dönme" talebiyle bekleyen işçiler, Genel-İş ve Birleşik Metal'de örgütlü işçiler, ESP'li işçiler, TKP ve EMEP yöneticilerinden oluşan 300 kişilik bir grup tarafından ziyaret edildiler.

KESK'in 21 Şubat günü Amed'de (Diyarbakır) düzenlediği ve çeşitli sendika ve demokratik kitle örgütlerinin desteklediği Kamu Yönetimi Temel Kanunu tasarısını protesto mitinginde polis ESP'lilere saldırdı. Malatya, Van, Bitlis, Adıyaman, Urfa, Şırnak, Elazığ, Dersim ve Mardin illerinden gelen sendikacılar, işçiler ve emekçi memurlar, Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda bir araya gelerek, Kamu Yönetimi Temel Kanunu tasarısını protesto etti. Mitinge yaklaşık 7 bin kişi katıldı.

Amed'e girişte polis tarafından sık sık durdurulan Kürdistan'ın çeşitli kentlerinden ESP'liler, Amed ESP ile birleşerek mitinge katıldılar. "Kölelik yasasına geçit yok" pankartını taşıyan ve "Tek yol devrim", "Birlik, Mücadele, Dayanışma" ve "Oylar bağımsız devrimci sosyalist adaylara" yazılı önlükler giyen ESP'liler, "Birlik, Mücadele, Zafer" sloganı ile alana girdiler. Arama noktasında polis ESP'lilere saldırdı. ESP'liler polis saldırısını direnişle yanıtlayarak, meşruluklarını savundular. Etrafları çevik kuvvet ve Terörle Mücadele Şube polisleri tarafından sarılan ESP'lilerden 35'i vahşice dövülerek gözaltına alındılar ve işkence gördüler.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

YAŞASIN SINIF DAYANIŞMASI
fc Share on Twitter
 

Şubat 2004'de Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da İşçi Eylemleri

Türkiye'de, 28 Mart 2004 tarihinde gerçekleştirilecek olan yerel seçimlere dönük çalışmalarına hız veren ESP, aynı zamanda, işbirlikçi AKP hükümetinin neoliberal saldırılar ve özelleştirme yoluyla uygulamaya çalıştığı yeniden yapılandırma saldırılarına karşı gelişen işçi, emekçi ve öğrenci hareketinin direnişlerine de aktif olarak katılarak, bu direnişleri bir adım daha öne çekmeye çalışıyor.

Türk-İş'e bağlı Kristal-İş Sendikası, örgütlü olduğu Türkiye genelindeki Şişecam'a bağlı 6 şirketi ve 13 işyerini kapsayan greve 30 Ocak'ta başladı. Aynı gün "bu işyerinde grev var" pankartını fabrika girişine asan 5 bin işçi, attıkları sloganlarla Şişecam patronuna meydan okudular. Bu grevi tüm ezilenlerin direnişi olarak gören ESP, ezilenleri, işbirlikçi AKP hükümetinin neoliberal saldırılarına karşı Şişecam işçileriyle birlikte mücadeleye çağırdı. Birleşik halk direnişini örgütlemek perspektifiyle ESP, çeşitli semtlerde, sabahları işçilerin geçiş noktalarında ve fabrikaların mesai çıkışlarında ajitasyon eşliğinde bildiri dağıtımı yaptı.

7 Şubatta ESP'liler tarafından kurulan Şişecam İşçileriyle Dayanışma Komisyonu, Gazi Mahallesi'nde dağıttığı bildirilerle Şişecam işçilerinin sesini emekçi semtlere taşıdı. 8 Şubat'ta ise, cam işçilerinin süren grevini desteklemek amacıyla İstanbul Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi'nde yürüyüş yapan ESP'lilere polis saldırdı. Panzerlerle saldıran polise karşı meşru ve haklı eylemlerini "Şişecam işçisi kazanacak", "kölelik yasalarına karşı grev, isyan, serhildan" sloganlarıyla devam ettiren ESP'liler, barikat kurarak polisle çatıştılar. 8 kişinin gözaltına alınmasına rağmen direnişlerini sürdüren ESP'lilere mahalle emekçileri sahip çıktı. Kahvelerden, evlerden sokağa çıkarak yürüyüşe geçen mahalle emekçileri polisi taşladılar. ESP, grevin başlamasından 16 gün sonra, 14 Şubatta Bakanlar Kurulunun, "genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte görülmesi" gerekçesiyle grevi ertelemesini (fiilen yasaklamasını), 18 Şubat günü İş Bankası Genel Merkezi önünde yaptığı basın açıklaması ile protesto etti.

DİSK Tekstil Adana Şubesi'nde örgütlendikleri için 398 Bossa işçisinin işten atılması kararını protesto etmek için 11 Şubat günü sokaklara çıkan Bossa işçilerine diğer sınıf kardeşleri de destek verdi. İnönü Park'ında yapılan ve sınıf dayanışmasına güzel bir örnek oluşturan eyleme belediye işçileri, Mensa işçileri, soruşturmalara direnen Çukurova Üniversitesi öğrencileri, ESP ve EKB'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda kitle örgütü ve parti de destek verdi. Yaklaşık 1000 kişinin katıldığı eylemde "Bossa işçisi yalnız değildir", "Mensa, Bossa omuz omuza" sloganları atıldı.

Öte yandan, İzmir Çığlı Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulu Kimmet Fabrikası'nda, Birleşik Metal-İş'e üye oldukları için işten atılan işçilerin direnişi devam etmektedir. 30 Ocak gününden bu yana fabrikanın önünde "sendikalı olarak işe geri dönme" talebiyle bekleyen işçiler, Genel-İş ve Birleşik Metal'de örgütlü işçiler, ESP'li işçiler, TKP ve EMEP yöneticilerinden oluşan 300 kişilik bir grup tarafından ziyaret edildiler.

KESK'in 21 Şubat günü Amed'de (Diyarbakır) düzenlediği ve çeşitli sendika ve demokratik kitle örgütlerinin desteklediği Kamu Yönetimi Temel Kanunu tasarısını protesto mitinginde polis ESP'lilere saldırdı. Malatya, Van, Bitlis, Adıyaman, Urfa, Şırnak, Elazığ, Dersim ve Mardin illerinden gelen sendikacılar, işçiler ve emekçi memurlar, Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda bir araya gelerek, Kamu Yönetimi Temel Kanunu tasarısını protesto etti. Mitinge yaklaşık 7 bin kişi katıldı.

Amed'e girişte polis tarafından sık sık durdurulan Kürdistan'ın çeşitli kentlerinden ESP'liler, Amed ESP ile birleşerek mitinge katıldılar. "Kölelik yasasına geçit yok" pankartını taşıyan ve "Tek yol devrim", "Birlik, Mücadele, Dayanışma" ve "Oylar bağımsız devrimci sosyalist adaylara" yazılı önlükler giyen ESP'liler, "Birlik, Mücadele, Zafer" sloganı ile alana girdiler. Arama noktasında polis ESP'lilere saldırdı. ESP'liler polis saldırısını direnişle yanıtlayarak, meşruluklarını savundular. Etrafları çevik kuvvet ve Terörle Mücadele Şube polisleri tarafından sarılan ESP'lilerden 35'i vahşice dövülerek gözaltına alındılar ve işkence gördüler.