Genel Sağlık Sigortası Tasarısı: "Paran varsa yaşa"!
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

AKP Hükümeti'nin, Temmuz 2004'te IMF'ye verdiği niyet mektubunda, emeklilik ve sağlık sigortası alanlarında reformlara gidileceği ve 2007 yılına kadar bu alanlarda devletin yükümlülüğünü GSMH'nın yüzde 1'i seviyelerine çekileceği belirtiliyordu. Eylül 2005'te, Dünya Bankası'nın 'desteğiyle' hazırladığı Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısını gündeme getiren AKP hükümeti işçi ve emekçilerin "sağlıklı yaşam hakkına" saldırıyor.

Yasa tasarısı ne getiriyor?

İnsanlara hasta değil müşteri gözüyle bakan tasarı, parası olmayanlara sağlıksız bir yaşam dayatıyor. Sağlık hizmetlerinden yararlanmak için %12,5 prim ödeme şartı getirilmekte ve prim miktarı en az asgari ücrete göre hesaplandığından yoksul halkımızın sağlık hakkı hiçe sayılıyor. Prim ödeyemeyenin zaten yararlanamayacağı sistemden, kronik ya da tedavisi masraflı bir hastalığınız varsa yararlanamıyorsunuz. Ek olarak "Tamamlayıcı Sağlık Sigortası" satın almak zorundasınız. Tasarıyla beraber, sağlık personelinin çalışma koşulları da değişikliğe uğruyor. Taşeron firmalar, sağlık alanına sokulurken sözleşmeli çalışma koşulları personel üzerinde iş güvencesizliği yaratıyor. Sağlık çalışanları etik ile kâr arasında tercih yapmaya itiliyor. Devlet, IMF'nin istekleri doğrultusunda halkın sağlığını patronların kar hırsına ve sermayenin insafına terk ediyor. İşçiler ve emekçiler, bu "sağlıksız yaşam tasarısı"nı kabul etmeyeceklerdir.

GSS'ye karşı genel grev

Tasarı gündeme geldiği günden beri neredeyse her gün işçi ve emekçilerinin protestosuna uğradı. Semtler, fabrika ve hastane önleri, otobüs durakları, merkezi yerlerde bildiri dağıtımı, anket çalışması, imza toplama, basın açıklamaları, eylemler, mitingler, CD gösterimi, pankart asma vb. araçlar kullanılarak protesto edilen GSS tasarısına karşı, Emek Platformu'da 18-19 Şubat'ta birçok ilde eylem ve mitingler yaptı.

Direnişteki Rozi Kağıt Fabrikası, Dünya Deri ve Cevahir Deri Fabrikası ile Serna Seral Tekstil Fabrikası işçileri de GSS mücadelesine katılarak sınıf dayanışmasını büyütmeleri, Tekstil-Sen ve İşçi Birliği'nin 5 Şubat'ta Bahçelievler AKP önünde yaptığı eylemde "Sağlıkta ve Tekel'de özelleştirmeye hayır!" pankartı açarak özelleştirmeleri gündeme getirmesi sınıf dayanışmasının güzel örnekleriydi.

GSS'ye karşı mücadelede sendika ve meslek odalarının yanı sıra ESP, İşçi Birliği ve Tekstil-Sen, aktif biçimde yer alıyor.

AKP Hükümeti tasarıyı Mart başında meclis gündemine getireceğini duyururken, işçi ve emekçiler tasarı geri çekilene kadar mücadelelerine devam edecekler.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

Genel Sağlık Sigortası Tasarısı: "Paran varsa yaşa"!
fc Share on Twitter
 

AKP Hükümeti'nin, Temmuz 2004'te IMF'ye verdiği niyet mektubunda, emeklilik ve sağlık sigortası alanlarında reformlara gidileceği ve 2007 yılına kadar bu alanlarda devletin yükümlülüğünü GSMH'nın yüzde 1'i seviyelerine çekileceği belirtiliyordu. Eylül 2005'te, Dünya Bankası'nın 'desteğiyle' hazırladığı Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısını gündeme getiren AKP hükümeti işçi ve emekçilerin "sağlıklı yaşam hakkına" saldırıyor.

Yasa tasarısı ne getiriyor?

İnsanlara hasta değil müşteri gözüyle bakan tasarı, parası olmayanlara sağlıksız bir yaşam dayatıyor. Sağlık hizmetlerinden yararlanmak için %12,5 prim ödeme şartı getirilmekte ve prim miktarı en az asgari ücrete göre hesaplandığından yoksul halkımızın sağlık hakkı hiçe sayılıyor. Prim ödeyemeyenin zaten yararlanamayacağı sistemden, kronik ya da tedavisi masraflı bir hastalığınız varsa yararlanamıyorsunuz. Ek olarak "Tamamlayıcı Sağlık Sigortası" satın almak zorundasınız. Tasarıyla beraber, sağlık personelinin çalışma koşulları da değişikliğe uğruyor. Taşeron firmalar, sağlık alanına sokulurken sözleşmeli çalışma koşulları personel üzerinde iş güvencesizliği yaratıyor. Sağlık çalışanları etik ile kâr arasında tercih yapmaya itiliyor. Devlet, IMF'nin istekleri doğrultusunda halkın sağlığını patronların kar hırsına ve sermayenin insafına terk ediyor. İşçiler ve emekçiler, bu "sağlıksız yaşam tasarısı"nı kabul etmeyeceklerdir.

GSS'ye karşı genel grev

Tasarı gündeme geldiği günden beri neredeyse her gün işçi ve emekçilerinin protestosuna uğradı. Semtler, fabrika ve hastane önleri, otobüs durakları, merkezi yerlerde bildiri dağıtımı, anket çalışması, imza toplama, basın açıklamaları, eylemler, mitingler, CD gösterimi, pankart asma vb. araçlar kullanılarak protesto edilen GSS tasarısına karşı, Emek Platformu'da 18-19 Şubat'ta birçok ilde eylem ve mitingler yaptı.

Direnişteki Rozi Kağıt Fabrikası, Dünya Deri ve Cevahir Deri Fabrikası ile Serna Seral Tekstil Fabrikası işçileri de GSS mücadelesine katılarak sınıf dayanışmasını büyütmeleri, Tekstil-Sen ve İşçi Birliği'nin 5 Şubat'ta Bahçelievler AKP önünde yaptığı eylemde "Sağlıkta ve Tekel'de özelleştirmeye hayır!" pankartı açarak özelleştirmeleri gündeme getirmesi sınıf dayanışmasının güzel örnekleriydi.

GSS'ye karşı mücadelede sendika ve meslek odalarının yanı sıra ESP, İşçi Birliği ve Tekstil-Sen, aktif biçimde yer alıyor.

AKP Hükümeti tasarıyı Mart başında meclis gündemine getireceğini duyururken, işçi ve emekçiler tasarı geri çekilene kadar mücadelelerine devam edecekler.