Faşist Teröre Karşı Devrimci Direniş ve Dayanışma Eylemleri
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Faşist Türk devletinin 8-12 Eylülde partimize ve sosyalist basına yönelik tutuklama saldırısı, partimizi "çökerttikleri'' naraları eşliğinde 12 Eylülde yaptıkları açıklamalar aradan bir gün dahi geçmeden kendileri için kabusa döndü. Çökerttiklerini iddia ettikleri partimizin 13 Eylül'de açıklama yaparak "daha önceki saldırılar gibi, bu saldırı da partimizin yönelimini ve yürüyüşünü engelleyemeyecektir" açıklaması ve gözaltındaki komünistlerin sloganlarla, zafer işaretleriyle mahkemeye çıkması, düşmanın sevincini kursağında bıraktı. Çünkü çökerttiklerini iddia ettikleri parti dimdik ayakta savaşımını sürdürüyordu. Gözaltındakiler mahkemeye getirilirken zafer işaretleri yaparak, "Yaşasın Sosyalizm", "Dünyayı Sosyalizm Kurtaracak", "Komplolar Sökmedi, Sökmeyecek", "Gün Gelecek, Devran Dönecek, Katiller Partiye Hesap Verecek", "Parti, Atılım, Zafer" sloganlarını haykırdı. İstanbul Beşiktaş Ağır Ceza Mahkemesi'ne getirilen tutsakları "Bize Gücünüz Yetmez" sloganıyla karşılayan ailelerden, ESP'lilerden, Atılım okurlarından ve çalışanlarından, sendikacılardan, demokratik kitle örgütü temsilcilerinden oluşan 200 kişilik kitle, mahkeme süresince Beşiktaş Parkı'nda eylemlerini sürdürdü ve saat 12.00'de bir basın açıklaması yaptı. "Operasyonu" adıyla gözaltına aldıkları devrimcilerden 23'ünü tutuklamalarına rağmen, komünistler aktivitelerini artırarak düşmanın saldırısını eylemlerle yanıtladılar. Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın dört bir yanında, yurtdışında birçok ülkede, komünistler, "Bize Gücünüz Yetmez" şiarlarıyla faşizme meydan okuyan yaygın eylemler gerçekleştirdiler. Saldırı ve tutuklamaları haber yapan, tutuklananlar arasında genel yayın yönetmeni, yayın koordinatörü ve yazarları, çalışanları da bulunan haftalık sosyalist Atılım Gazetesi'ne devletin saldırısı ise devam etti ve Atılım'ın yayını 2 hafta boyunca yasaklandı. Ancak Atılım gazetesi coğrafyamızın dört bir yanında gerçekleştirilen eylemlerde okurlarının ellerinde bayrak oldu. Atılım Gazetesi, saldırılara karşı "Umut Dimdik Ayakta" manşetiyle düşmana meydan okuyuşunu sürdürdü.

13 Eylül günü ise Özgür Halk ve Genç Bakış dergi büroları TMY saldırısına uğradı ve 7 kişi gözaltına alındı. Bunlar 16 Eylül'de de tutuklandılar. Bürolarda bulunan kitaplara, dergiler, dokümanlara, abone ve muhasebe belgelerine ve bilgisayarlara el kondu.

MLKP 12. kuruluş yıldönümü kutlamalarıyla iç içe giden bu "Ateş Altında Yürüyüş"ü hazmedemeyen sömürgeci faşist diktatörlük, 21 Eylülden itibaren Türkiye ve Kuzey Kürdistan çapındaki birçok demokratik kurum, sosyalist gazete ve dergi bürolarına, ESP bürolarına, semt derneklerine, sendikalara, radyo, demokratik kitle örgütleri ve evlere bir kez daha saldırdı. Faşist diktatörlük kurumlarda, sokaklarda, evlerde insan avına çıktı. Kimisini kaçırdı, kimisine işkence yaptı. Bu saldırılarda 120'yi aşkın devrimci gözaltına alındı, onlarcası tutuklandı. Kurumlarda bulunan bilgisayar, kitap, doküman, arşiv, özel notlar tam bir faşist zihniyetle talan edildi. Böylece komünistlerin, sosyalistlerin siyasal gerçekleri işçi sınıfı ve emekçi halklarımıza taşıması, onları mücadeleye seferber etmesi engellenmeye çalışılıyor.

Sınıf düşmanı haramilerin saltanatını yıkmaya kararlı komünistlerin bu saldırılar karşısında geri adım atmayacaklarını, tam tersine daha da ileriye fırlayacaklarını unutmuşa benziyor. Saldırıya uğrayan ve 120'yi aşkın aktivisti, çalışanı gözaltına alınmış, tutuklanmış olan kurumlar dimdik ayakta mücadeleye devam diyorlar. Her gün birkaç yerde yapılan ve dost güçlerin, siper yoldaşlarının da destek verdiği eylemlerle baskılar, tutuklamalar protesto edilmekte, basılan kurumlar sahiplenilmektedir. Türkiye, Kuzey Kürdistan'da ve yurtdışında bulunulan her alanda bu gözaltı ve tutuklama terörü, gösteri ve basın açıklamalarıyla protesto edilmekte.

MLKP ise, korsan gösterilerle, birçok yerde pankart asma, yazılamalar yapma ve faşist merkezleri bombalayarak, saldırılara yanıt veriyor.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da saldırıya uğrayan kurumların kitlesinin yanı sıra, onları desteklemek amacıyla, aralarında İnsan Hakları Derneği, Pir Sultan Abdal Derneği, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu, ILPS, Partizan, İşçi Köylü Gazetesi, Alınteri, Sine-Sen, Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği, DTP, SDP, DHP, BATİS, HÖC, BDSP, İşçi Mücadelesi, Devrimci Proleter Gençlik, Yapı Sanatevi, EHP, Kaldıraç, TUYAB, HKM, SODAP, TÖP, TUAD, PSAKD, Devrimci Hareket, Halkın Kurtuluş Partisi, Özgür Gündem Gazetesi, ODAK, EMEP ve Halkevleri'nin de olduğu onlarca devrimci, ilerici kurum, parti, gazete temsilci ve çalışanları farklı yerlerdeki eylemlere katıldı ve devrimci dayanışmanın güzel örneklerini sundu.

Atılım Gazetesi'nin yaptığı çağrıya olumlu cevap veren aydınlardan yazar Haluk Gerger, bir gün süreyle Atılım gazetesinde çalışarak desteğini ortaya koydu. Gerger'in dışında da Uluslararası PEN Türkiye temsilcisi ve gazeteci-yazar Ragıp Zarakolu, gazeteci Oral Çalışlar, Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye muhabiri Erol Önderoğlu, gazeteci Celal Başlangıç, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat'ın da aralarında olduğu çok sayıda aydın Atılım gazetesi ile dayanışma içinde olduklarını açıkladı.

21 Eylülden itibaren yürütülen baskınlar sonucu İstanbul'da gözaltına alınanlar 25 Eylül günü eski DGM'nin yerini alan Beşiktaş Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkarıldı. Gözaltına alınanlardan İstanbul ESP Temsilcisi Figen Yüksekdağ, Özgür Radyo Haber Müdürü Halil Dinç ve radyo çalışanı Sinan Gerçek, Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Cem Dinç ve Genel Sekreteri Zafer Tektaş, Tekstil-Sen Genel Başkanı Ayşe Yumli Yeter, İstanbul Emekçi Kadınlar Derneği Başkanı Çiçek Otlu, Emin Orhan, Yusuf Demir, Özcan Dilekli, Güneş Şenyüz, Selver Orman, Atılım gazetesi çalışanı Özge Kelekçi tutuklandı.

Böylece devletin Türkiye ve Kuzey Kürdistan çapında Eylül ayında ESP, Atılım gazetesi, Özgür Radyo, Limter-İş ve Tekstil-Sen sendikaları, EKD ve diğer kurumlara ve devrimcilere yönelik saldırısında tutukladığı kişi sayısı 70'i geçti. Bu tutuklamalarla faşist diktatörlük, yeni TMY ile toplumun tüm örgütlü kesimlerine yönelik saldırısını artıracağını göstermiş oldu. Türk devletinin cezaevine attığı gazeteci sayısı ise 20'yi buldu.

Uluslararası Dayanışmadan...

Uluslararası alanda ise Marksist Leninist Komünistlerin çağrısına kulak veren Latin Amerika'dan Avrupa'ya, Kanada'dan Asya'ya kadar çok sayıda kurum ve parti hem partimizin 12. kuruluş yıldönümünü kutladı ve hem de gözaltı ve tutuklama terörünü protesto etti ve devrimcilerle dayanışma içinde olduğunu duyurdu.

Uluslararası Kızıl Yardım Komiteleri (Socorro Rojo Internacional), defalarca saldırıları protesto eden açıklamalar yaptı ve başka kurumlara da çağrılar yaptı.
Hindistan Sosyalist Birlik Merkezi (SUCI) bir açıklama yaparak, gözaltı ve tutuklama saldırılarını kınadı.

Yunanistan Emekçiler Birliği Genel Konseyi, Başbakana ve İçişleri Bakanına çektiği protesto faksıyla, 23 devrimciye dönük saldırıyı kınayarak enternasyonal dayanışma gösterdi.
Arnavutluk Emek Partisi adına partinin Enternasyonal İlişkiler Sorumlusu Dr. Laver Stroka, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne protesto faksları çekerek enternasyonal dayanışmada bulundu.

Sırbistan Emek Partisi, gönderdiği mesajda Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki gelişmeleri dikkatle izlediklerini belirterek, tüm savaşçılarımız ve şehitlerimiz için beslediği dayanışma duygularını ifade etti.

İtalya'dan Komünizm İçin Direnişe Destek Komiteleri (CARC) ise, gözaltı ve tutuklama terörüne ilişkin açıklamaları İtalyanca'ya çevirerek, İngilizce ve İtalyanca haberleri ülke içinde ve uluslararası alanda yayarak devrimci dayanışma gösterdi.

Uluslararası Sovyet Halklarıyla Dostluk ve Dayanışma Konseyi ve Northstar Compass (Kutup Yıldızı Pusulası), gönderdiği bir mesajla partimiz MLKP'nin 12. kuruluş yıldönümünü selamladı. Konsey, gerçekleştirdikleri bir konferansın saldırıları kınayan ve tutuklanan devrimcilerle dayanışma içinde olduğunu belirten bir mesajını da partimize iletti.

Arjantin'den "Liberpueblo" (Halka Özgürlük) adlı demokratik kitle örgütü, 12 Eylülde tutuklanan 20 devrimcinin özgürlüğü için bir "acil kampanya" düzenleme çağrısı yaptı.
Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'a protesto mektubu gönderen Arjantin İnsan Hakları Ligi, Arjantin Araştırma ve Savunma (Fidela), Arjantin Yasal Eylem (CAJ), Özgürlük ve Hakları Savunma Derneği (LIBERPUEBLO), Arjantin Kayıp Derneği, EATIP ve Silver adlı kurum ve örgütler, tutuklanan devrimcilerin serbest bırakılmasını istediler.

Ortadoğu Antiemperyalist Mücadele Koordinasyonu Sekretaryası, Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da devrimci ve komünistlere yönelik devlet terörüne ve Amed'de gerçekleşen kontrgerilla katliamına ilişkin 17 Eylül 2006 tarihinde bir açıklama yaptı.

Ezilen Göçmenler Kolektifi - Belçika, Bloc-ML, Kızıl Yardım Örgütü (Secours Rouge), Arap İlerici Gençler Birliği (UJPA), Şili'li komünistler Kızıl Yardım Örgütü, tutuklanan devrimcilerle dayanışmalarını vurguladılar.

Kolombiya, İspanya, Peru, Ekvator, Sili, Arjantin Bolivya ve Türkiye'den 25 gençlik örgütünün oluşturduğu AGIJ (Uluslararası Gençlik Oluşumu Çalışma Birliği), Türkiye'deki Sosyalist Gençlik Derneği ile dayanışma içinde olacağını duyurdu.

Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK), Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu ve Avrupa Demokratik Gençlik Hareketi yazılı açıklamalar yaparak gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istedi.

Yunanistan Sosyal Forumu bir açıklama yaparak saldırıları kınadı ve saldırıları Avrupa Parlamentosu'nun gündemine taşıyacağını bildirdi.

Avusturya'dan aik (Anti Emperyalist Kamp), Almanya'dan Roter Oktober (Kızıl Ekim) saldırıları kınadılar ve tutuklanan devrimcilerle dayanışmalarını dile getirdiler.

Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Komite olan ICAD, birçok ülkede seksiyonları aracılığıyla saldırıları protesto etti. ICAD, saldırıların uluslararası alanda duyulmasında önemli rol oynadı.

"Bize Gücünüz Yetmez" başlığıyla bir bildirge yayınlayarak, Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın birçok ilinde saldırılarla işçi ve emekçilerin, söz söyleme hakkına, demokratik örgütlenme hakkına saldırıyı protesto etti.

Bildirgeye imza atan kurumlar:

AvEG-Kon, (Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu)
AGİF (Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu)
FGİF (Fransa Göçmen İşçiler Federasyonu)
İGİF (İsviçre Göçmen İşçiler Federasyonu)
GİK-DER Londra (Göçmen İşçiler Kültür Derneği-Londra)
VEKSAV (Vardiya Kültür Sanat Vakfı)
Ezilen Göçmenler Kolektifi- Belçika
Young Flame - İngiltere
Atılım Avrupa Temsilciliği
Atılım Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda ve İsviçre Temsilcilikleri
Young Struggle - Almanya
Revolte - Fransa
Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi-Avrupa
Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi-Fransa
Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi-İsviçre
Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi-İngiltere
Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi-Hollanda
Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi-Almanya
Gik-Der Stuttgart (Göçmen İşçiler Kültür Derneği-Stuttgart)
Yenigün Kültür Merkezi-Nürnberg
Enternasyonal Dostluk ve Dayanışma Derneği- Berlin
Yapı Kültür Evi-Dortmund
Uluslararası Dostluk ve Dayanışma Derneği -Frankfurt
Enternasyonal Forum (BIZ)- Hamburg
İşçi Gençlik Kültür Derneği- Köln
İşçi Gençlik Kültür Derneği-Duisburg
Enternasyonal Kültür Evi- Wuppertal
Gençlik Evi-Düsseldorf
Enternasyonal Halk Evi-Bielefeld
İşçi ve Gençlik Kültür Derneği- Ulm
Uluslararası Dostluk ve Kültür Derneği- Mannheim
Gik-Der Basel (Göçmen İşçiler Kültür Derneği-Basel)
Gik-Der Zürih (Göçmen İşçiler Kültür Derneği-Zürih)
CENTG ANATOLYA (Lozan Anadolu Kültür Derneği)
Cenevre Halk Evi
ACTIT (Türkiyeli Göçmen İşçiler Kültür Derneği-Paris)
MRAP (Irkçılığa Karşı Halklar Arası Dostluk Hareketi)
Droits Devant ( İleriye Doğru)
Femmes Solidaires 93 (Kadın Dayanışması)
La Voie Démocratique Maroc( Fas Demokratik Yol)
Parti Communiste du Benin (Benin Komünist Partisi)
Fedain du Peuple İran (Halkın Fedaileri İran)
Mouvement Démocratique et Social Algerian (Demokratik ve Sosyal Hareketi Cezayir)
FLAM-Renovation Mauritanie
AGEN-Association Générale des Etudiants de Nanterre (Genel Öğrenciler Derneği Nanterre)
PIT-Parti de l'Independance et du Travail Senegal ( Bağımsız ve İşçi Partisi Senegal)
Secours Rouge (Kızıl Yardım)
Association ATELIER (Atölye Derneği)
Collectif pour la Libération de Georges Ibrahim Abdallah (G.I.A.Özgürlüğü için Kolektif)
CSIA-Comité de Solidarité avec les Indiens des Amériques (Amerika'daki Kızılderililerle Dayanışma Komitesi)
(Nouveau) Parti Communiste Italien (Yeni İtalya Komünist Partisi)
Association KARERA(KARERA Derneği)
ICAD-Comite International Contre les Disparitions-France

Faşist diktatörlüğün, cuntalı ve sıkıyönetimli dönemlerini aratmayan bu saldırıları, sadece devrimci örgütleri ve Kürt Ulusal Hareketi'ni yok etmeye yönelik değil, esas olarak işçi sınıfı ve emekçi yığınların mücadelesin yok etmeye yönelmiştir. Daha önce de coğrafyamızda MKP'nin 17 kadrosunu katleden Türk devleti, 12 Eylül günü Diyarbakır'da 7'si çocuk 10 kişinin katledildiği olayda bir kez daha görüldüğü gibi, son dönemlerde Kürdistan'da çocukları ve sivillileri de hedef alan saldırılarını yoğunlaştırmış bulunuyor.

Partimize yönelik son saldırı ise, hazırlıklarına 2004 NATO zirvesine karşı yapılan eylemlerden sonra başlandığı, devlet içinde bu saldırı için özel bir birimin oluşturulduğu ve CIA, MOSSAD ve MİT'in işbirliğiyle gerçekleştirildiği gün yüzüne çıkmış durumda. Karşıdevrimin bu türden ortak saldırısını birleşik mücadele püskürteceğimizin olanaklı olduğu bilinciyle hareket eden MLKP, bu türden saldırılara karşı gösterdiği devrimci dayanışma refleksini, elbetteki kendisi saldırıya uğradığında da devrimci dostlarından beklemiş ve almıştır. Saldırılar karşısında gerek Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da olsun gerekse de uluslararası alanda gösterilen ilgide dikkati çeken ve ders çıkarılması gereken örnekler var. Örneğin, uluslararası alanda ilk refleks veren ülkeler, esas olarak mücadelenin bedeller ödenerek yürütüldüğü, tutsak ve şehitlerin verildiği, polis saldırıları ve tutuklamalarını kendileri de yaşayan parti ve örgütler olmuştur. Buna karşın, ciddi polis saldırısı yaşamamış, mücadeleyi burjuvazinin çizdiği sınırlar içinde yürüten parti ve örgütler ya hiçbir refleks göstermemişler veya zayıf refleks göstermişlerdir.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da yaşanan tutuklama saldırılarını, faşist katliamları durdurmak ve tutuklananların özgürlüğüne kavuşmaları için enternasyonal dayanışmanın yükseltilmesi gerekmektedir. Tutsakların çıkarılacağı faşist mahkemelerin, faşizmin yargılanacağı kürsüler haline gelmesi için mahkemelerde heyetler olarak bulunmak, kampanyalarla, protesto eylemleriyle Türk devletinin faşist yüzünü teşhir etmek, yapılabilecek dayanışma eylemleridir.

YAŞASIN ENTERNASYONAL DAYANIŞMA!

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

Faşist Teröre Karşı Devrimci Direniş ve Dayanışma Eylemleri
fc Share on Twitter
 

Faşist Türk devletinin 8-12 Eylülde partimize ve sosyalist basına yönelik tutuklama saldırısı, partimizi "çökerttikleri'' naraları eşliğinde 12 Eylülde yaptıkları açıklamalar aradan bir gün dahi geçmeden kendileri için kabusa döndü. Çökerttiklerini iddia ettikleri partimizin 13 Eylül'de açıklama yaparak "daha önceki saldırılar gibi, bu saldırı da partimizin yönelimini ve yürüyüşünü engelleyemeyecektir" açıklaması ve gözaltındaki komünistlerin sloganlarla, zafer işaretleriyle mahkemeye çıkması, düşmanın sevincini kursağında bıraktı. Çünkü çökerttiklerini iddia ettikleri parti dimdik ayakta savaşımını sürdürüyordu. Gözaltındakiler mahkemeye getirilirken zafer işaretleri yaparak, "Yaşasın Sosyalizm", "Dünyayı Sosyalizm Kurtaracak", "Komplolar Sökmedi, Sökmeyecek", "Gün Gelecek, Devran Dönecek, Katiller Partiye Hesap Verecek", "Parti, Atılım, Zafer" sloganlarını haykırdı. İstanbul Beşiktaş Ağır Ceza Mahkemesi'ne getirilen tutsakları "Bize Gücünüz Yetmez" sloganıyla karşılayan ailelerden, ESP'lilerden, Atılım okurlarından ve çalışanlarından, sendikacılardan, demokratik kitle örgütü temsilcilerinden oluşan 200 kişilik kitle, mahkeme süresince Beşiktaş Parkı'nda eylemlerini sürdürdü ve saat 12.00'de bir basın açıklaması yaptı. "Operasyonu" adıyla gözaltına aldıkları devrimcilerden 23'ünü tutuklamalarına rağmen, komünistler aktivitelerini artırarak düşmanın saldırısını eylemlerle yanıtladılar. Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın dört bir yanında, yurtdışında birçok ülkede, komünistler, "Bize Gücünüz Yetmez" şiarlarıyla faşizme meydan okuyan yaygın eylemler gerçekleştirdiler. Saldırı ve tutuklamaları haber yapan, tutuklananlar arasında genel yayın yönetmeni, yayın koordinatörü ve yazarları, çalışanları da bulunan haftalık sosyalist Atılım Gazetesi'ne devletin saldırısı ise devam etti ve Atılım'ın yayını 2 hafta boyunca yasaklandı. Ancak Atılım gazetesi coğrafyamızın dört bir yanında gerçekleştirilen eylemlerde okurlarının ellerinde bayrak oldu. Atılım Gazetesi, saldırılara karşı "Umut Dimdik Ayakta" manşetiyle düşmana meydan okuyuşunu sürdürdü.

13 Eylül günü ise Özgür Halk ve Genç Bakış dergi büroları TMY saldırısına uğradı ve 7 kişi gözaltına alındı. Bunlar 16 Eylül'de de tutuklandılar. Bürolarda bulunan kitaplara, dergiler, dokümanlara, abone ve muhasebe belgelerine ve bilgisayarlara el kondu.

MLKP 12. kuruluş yıldönümü kutlamalarıyla iç içe giden bu "Ateş Altında Yürüyüş"ü hazmedemeyen sömürgeci faşist diktatörlük, 21 Eylülden itibaren Türkiye ve Kuzey Kürdistan çapındaki birçok demokratik kurum, sosyalist gazete ve dergi bürolarına, ESP bürolarına, semt derneklerine, sendikalara, radyo, demokratik kitle örgütleri ve evlere bir kez daha saldırdı. Faşist diktatörlük kurumlarda, sokaklarda, evlerde insan avına çıktı. Kimisini kaçırdı, kimisine işkence yaptı. Bu saldırılarda 120'yi aşkın devrimci gözaltına alındı, onlarcası tutuklandı. Kurumlarda bulunan bilgisayar, kitap, doküman, arşiv, özel notlar tam bir faşist zihniyetle talan edildi. Böylece komünistlerin, sosyalistlerin siyasal gerçekleri işçi sınıfı ve emekçi halklarımıza taşıması, onları mücadeleye seferber etmesi engellenmeye çalışılıyor.

Sınıf düşmanı haramilerin saltanatını yıkmaya kararlı komünistlerin bu saldırılar karşısında geri adım atmayacaklarını, tam tersine daha da ileriye fırlayacaklarını unutmuşa benziyor. Saldırıya uğrayan ve 120'yi aşkın aktivisti, çalışanı gözaltına alınmış, tutuklanmış olan kurumlar dimdik ayakta mücadeleye devam diyorlar. Her gün birkaç yerde yapılan ve dost güçlerin, siper yoldaşlarının da destek verdiği eylemlerle baskılar, tutuklamalar protesto edilmekte, basılan kurumlar sahiplenilmektedir. Türkiye, Kuzey Kürdistan'da ve yurtdışında bulunulan her alanda bu gözaltı ve tutuklama terörü, gösteri ve basın açıklamalarıyla protesto edilmekte.

MLKP ise, korsan gösterilerle, birçok yerde pankart asma, yazılamalar yapma ve faşist merkezleri bombalayarak, saldırılara yanıt veriyor.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da saldırıya uğrayan kurumların kitlesinin yanı sıra, onları desteklemek amacıyla, aralarında İnsan Hakları Derneği, Pir Sultan Abdal Derneği, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu, ILPS, Partizan, İşçi Köylü Gazetesi, Alınteri, Sine-Sen, Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği, DTP, SDP, DHP, BATİS, HÖC, BDSP, İşçi Mücadelesi, Devrimci Proleter Gençlik, Yapı Sanatevi, EHP, Kaldıraç, TUYAB, HKM, SODAP, TÖP, TUAD, PSAKD, Devrimci Hareket, Halkın Kurtuluş Partisi, Özgür Gündem Gazetesi, ODAK, EMEP ve Halkevleri'nin de olduğu onlarca devrimci, ilerici kurum, parti, gazete temsilci ve çalışanları farklı yerlerdeki eylemlere katıldı ve devrimci dayanışmanın güzel örneklerini sundu.

Atılım Gazetesi'nin yaptığı çağrıya olumlu cevap veren aydınlardan yazar Haluk Gerger, bir gün süreyle Atılım gazetesinde çalışarak desteğini ortaya koydu. Gerger'in dışında da Uluslararası PEN Türkiye temsilcisi ve gazeteci-yazar Ragıp Zarakolu, gazeteci Oral Çalışlar, Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye muhabiri Erol Önderoğlu, gazeteci Celal Başlangıç, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat'ın da aralarında olduğu çok sayıda aydın Atılım gazetesi ile dayanışma içinde olduklarını açıkladı.

21 Eylülden itibaren yürütülen baskınlar sonucu İstanbul'da gözaltına alınanlar 25 Eylül günü eski DGM'nin yerini alan Beşiktaş Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkarıldı. Gözaltına alınanlardan İstanbul ESP Temsilcisi Figen Yüksekdağ, Özgür Radyo Haber Müdürü Halil Dinç ve radyo çalışanı Sinan Gerçek, Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Cem Dinç ve Genel Sekreteri Zafer Tektaş, Tekstil-Sen Genel Başkanı Ayşe Yumli Yeter, İstanbul Emekçi Kadınlar Derneği Başkanı Çiçek Otlu, Emin Orhan, Yusuf Demir, Özcan Dilekli, Güneş Şenyüz, Selver Orman, Atılım gazetesi çalışanı Özge Kelekçi tutuklandı.

Böylece devletin Türkiye ve Kuzey Kürdistan çapında Eylül ayında ESP, Atılım gazetesi, Özgür Radyo, Limter-İş ve Tekstil-Sen sendikaları, EKD ve diğer kurumlara ve devrimcilere yönelik saldırısında tutukladığı kişi sayısı 70'i geçti. Bu tutuklamalarla faşist diktatörlük, yeni TMY ile toplumun tüm örgütlü kesimlerine yönelik saldırısını artıracağını göstermiş oldu. Türk devletinin cezaevine attığı gazeteci sayısı ise 20'yi buldu.

Uluslararası Dayanışmadan...

Uluslararası alanda ise Marksist Leninist Komünistlerin çağrısına kulak veren Latin Amerika'dan Avrupa'ya, Kanada'dan Asya'ya kadar çok sayıda kurum ve parti hem partimizin 12. kuruluş yıldönümünü kutladı ve hem de gözaltı ve tutuklama terörünü protesto etti ve devrimcilerle dayanışma içinde olduğunu duyurdu.

Uluslararası Kızıl Yardım Komiteleri (Socorro Rojo Internacional), defalarca saldırıları protesto eden açıklamalar yaptı ve başka kurumlara da çağrılar yaptı.
Hindistan Sosyalist Birlik Merkezi (SUCI) bir açıklama yaparak, gözaltı ve tutuklama saldırılarını kınadı.

Yunanistan Emekçiler Birliği Genel Konseyi, Başbakana ve İçişleri Bakanına çektiği protesto faksıyla, 23 devrimciye dönük saldırıyı kınayarak enternasyonal dayanışma gösterdi.
Arnavutluk Emek Partisi adına partinin Enternasyonal İlişkiler Sorumlusu Dr. Laver Stroka, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne protesto faksları çekerek enternasyonal dayanışmada bulundu.

Sırbistan Emek Partisi, gönderdiği mesajda Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki gelişmeleri dikkatle izlediklerini belirterek, tüm savaşçılarımız ve şehitlerimiz için beslediği dayanışma duygularını ifade etti.

İtalya'dan Komünizm İçin Direnişe Destek Komiteleri (CARC) ise, gözaltı ve tutuklama terörüne ilişkin açıklamaları İtalyanca'ya çevirerek, İngilizce ve İtalyanca haberleri ülke içinde ve uluslararası alanda yayarak devrimci dayanışma gösterdi.

Uluslararası Sovyet Halklarıyla Dostluk ve Dayanışma Konseyi ve Northstar Compass (Kutup Yıldızı Pusulası), gönderdiği bir mesajla partimiz MLKP'nin 12. kuruluş yıldönümünü selamladı. Konsey, gerçekleştirdikleri bir konferansın saldırıları kınayan ve tutuklanan devrimcilerle dayanışma içinde olduğunu belirten bir mesajını da partimize iletti.

Arjantin'den "Liberpueblo" (Halka Özgürlük) adlı demokratik kitle örgütü, 12 Eylülde tutuklanan 20 devrimcinin özgürlüğü için bir "acil kampanya" düzenleme çağrısı yaptı.
Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'a protesto mektubu gönderen Arjantin İnsan Hakları Ligi, Arjantin Araştırma ve Savunma (Fidela), Arjantin Yasal Eylem (CAJ), Özgürlük ve Hakları Savunma Derneği (LIBERPUEBLO), Arjantin Kayıp Derneği, EATIP ve Silver adlı kurum ve örgütler, tutuklanan devrimcilerin serbest bırakılmasını istediler.

Ortadoğu Antiemperyalist Mücadele Koordinasyonu Sekretaryası, Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da devrimci ve komünistlere yönelik devlet terörüne ve Amed'de gerçekleşen kontrgerilla katliamına ilişkin 17 Eylül 2006 tarihinde bir açıklama yaptı.

Ezilen Göçmenler Kolektifi - Belçika, Bloc-ML, Kızıl Yardım Örgütü (Secours Rouge), Arap İlerici Gençler Birliği (UJPA), Şili'li komünistler Kızıl Yardım Örgütü, tutuklanan devrimcilerle dayanışmalarını vurguladılar.

Kolombiya, İspanya, Peru, Ekvator, Sili, Arjantin Bolivya ve Türkiye'den 25 gençlik örgütünün oluşturduğu AGIJ (Uluslararası Gençlik Oluşumu Çalışma Birliği), Türkiye'deki Sosyalist Gençlik Derneği ile dayanışma içinde olacağını duyurdu.

Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK), Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu ve Avrupa Demokratik Gençlik Hareketi yazılı açıklamalar yaparak gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istedi.

Yunanistan Sosyal Forumu bir açıklama yaparak saldırıları kınadı ve saldırıları Avrupa Parlamentosu'nun gündemine taşıyacağını bildirdi.

Avusturya'dan aik (Anti Emperyalist Kamp), Almanya'dan Roter Oktober (Kızıl Ekim) saldırıları kınadılar ve tutuklanan devrimcilerle dayanışmalarını dile getirdiler.

Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Komite olan ICAD, birçok ülkede seksiyonları aracılığıyla saldırıları protesto etti. ICAD, saldırıların uluslararası alanda duyulmasında önemli rol oynadı.

"Bize Gücünüz Yetmez" başlığıyla bir bildirge yayınlayarak, Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın birçok ilinde saldırılarla işçi ve emekçilerin, söz söyleme hakkına, demokratik örgütlenme hakkına saldırıyı protesto etti.

Bildirgeye imza atan kurumlar:

AvEG-Kon, (Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu)
AGİF (Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu)
FGİF (Fransa Göçmen İşçiler Federasyonu)
İGİF (İsviçre Göçmen İşçiler Federasyonu)
GİK-DER Londra (Göçmen İşçiler Kültür Derneği-Londra)
VEKSAV (Vardiya Kültür Sanat Vakfı)
Ezilen Göçmenler Kolektifi- Belçika
Young Flame - İngiltere
Atılım Avrupa Temsilciliği
Atılım Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda ve İsviçre Temsilcilikleri
Young Struggle - Almanya
Revolte - Fransa
Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi-Avrupa
Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi-Fransa
Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi-İsviçre
Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi-İngiltere
Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi-Hollanda
Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi-Almanya
Gik-Der Stuttgart (Göçmen İşçiler Kültür Derneği-Stuttgart)
Yenigün Kültür Merkezi-Nürnberg
Enternasyonal Dostluk ve Dayanışma Derneği- Berlin
Yapı Kültür Evi-Dortmund
Uluslararası Dostluk ve Dayanışma Derneği -Frankfurt
Enternasyonal Forum (BIZ)- Hamburg
İşçi Gençlik Kültür Derneği- Köln
İşçi Gençlik Kültür Derneği-Duisburg
Enternasyonal Kültür Evi- Wuppertal
Gençlik Evi-Düsseldorf
Enternasyonal Halk Evi-Bielefeld
İşçi ve Gençlik Kültür Derneği- Ulm
Uluslararası Dostluk ve Kültür Derneği- Mannheim
Gik-Der Basel (Göçmen İşçiler Kültür Derneği-Basel)
Gik-Der Zürih (Göçmen İşçiler Kültür Derneği-Zürih)
CENTG ANATOLYA (Lozan Anadolu Kültür Derneği)
Cenevre Halk Evi
ACTIT (Türkiyeli Göçmen İşçiler Kültür Derneği-Paris)
MRAP (Irkçılığa Karşı Halklar Arası Dostluk Hareketi)
Droits Devant ( İleriye Doğru)
Femmes Solidaires 93 (Kadın Dayanışması)
La Voie Démocratique Maroc( Fas Demokratik Yol)
Parti Communiste du Benin (Benin Komünist Partisi)
Fedain du Peuple İran (Halkın Fedaileri İran)
Mouvement Démocratique et Social Algerian (Demokratik ve Sosyal Hareketi Cezayir)
FLAM-Renovation Mauritanie
AGEN-Association Générale des Etudiants de Nanterre (Genel Öğrenciler Derneği Nanterre)
PIT-Parti de l'Independance et du Travail Senegal ( Bağımsız ve İşçi Partisi Senegal)
Secours Rouge (Kızıl Yardım)
Association ATELIER (Atölye Derneği)
Collectif pour la Libération de Georges Ibrahim Abdallah (G.I.A.Özgürlüğü için Kolektif)
CSIA-Comité de Solidarité avec les Indiens des Amériques (Amerika'daki Kızılderililerle Dayanışma Komitesi)
(Nouveau) Parti Communiste Italien (Yeni İtalya Komünist Partisi)
Association KARERA(KARERA Derneği)
ICAD-Comite International Contre les Disparitions-France

Faşist diktatörlüğün, cuntalı ve sıkıyönetimli dönemlerini aratmayan bu saldırıları, sadece devrimci örgütleri ve Kürt Ulusal Hareketi'ni yok etmeye yönelik değil, esas olarak işçi sınıfı ve emekçi yığınların mücadelesin yok etmeye yönelmiştir. Daha önce de coğrafyamızda MKP'nin 17 kadrosunu katleden Türk devleti, 12 Eylül günü Diyarbakır'da 7'si çocuk 10 kişinin katledildiği olayda bir kez daha görüldüğü gibi, son dönemlerde Kürdistan'da çocukları ve sivillileri de hedef alan saldırılarını yoğunlaştırmış bulunuyor.

Partimize yönelik son saldırı ise, hazırlıklarına 2004 NATO zirvesine karşı yapılan eylemlerden sonra başlandığı, devlet içinde bu saldırı için özel bir birimin oluşturulduğu ve CIA, MOSSAD ve MİT'in işbirliğiyle gerçekleştirildiği gün yüzüne çıkmış durumda. Karşıdevrimin bu türden ortak saldırısını birleşik mücadele püskürteceğimizin olanaklı olduğu bilinciyle hareket eden MLKP, bu türden saldırılara karşı gösterdiği devrimci dayanışma refleksini, elbetteki kendisi saldırıya uğradığında da devrimci dostlarından beklemiş ve almıştır. Saldırılar karşısında gerek Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da olsun gerekse de uluslararası alanda gösterilen ilgide dikkati çeken ve ders çıkarılması gereken örnekler var. Örneğin, uluslararası alanda ilk refleks veren ülkeler, esas olarak mücadelenin bedeller ödenerek yürütüldüğü, tutsak ve şehitlerin verildiği, polis saldırıları ve tutuklamalarını kendileri de yaşayan parti ve örgütler olmuştur. Buna karşın, ciddi polis saldırısı yaşamamış, mücadeleyi burjuvazinin çizdiği sınırlar içinde yürüten parti ve örgütler ya hiçbir refleks göstermemişler veya zayıf refleks göstermişlerdir.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da yaşanan tutuklama saldırılarını, faşist katliamları durdurmak ve tutuklananların özgürlüğüne kavuşmaları için enternasyonal dayanışmanın yükseltilmesi gerekmektedir. Tutsakların çıkarılacağı faşist mahkemelerin, faşizmin yargılanacağı kürsüler haline gelmesi için mahkemelerde heyetler olarak bulunmak, kampanyalarla, protesto eylemleriyle Türk devletinin faşist yüzünü teşhir etmek, yapılabilecek dayanışma eylemleridir.

YAŞASIN ENTERNASYONAL DAYANIŞMA!