İşgalcilerin Günü Sayılıdır: Sizi
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

ABD'de seçimler, Amerikan emperyalizminin dünya hakimiyeti için uyguladığı saldırgan politikanın baş temsilcisine kendi ülkesinde de politikasının çoğunluk tarafından reddedildiğini gösterdi. Bush'un ve cumhuriyetçi partinin 7 Kasım'daki seçim yenilgisinin esas nedeni Irak politikasıdır.
Bush hem Senato'da hem de Temsilciler Meclisin'de azınlıkta kaldı ve çoğunluğu elde eden Demokratlarla uzlaşmak zorunda olduğunu biliyor.
11 Eylül 2001'de Dünya Ticaret Merkezine yapılan saldırıdan sonra Bush, "terörizme karşı mücadele" adı altında bütün dünya halklarına, evet bütün dünyaya karşı uzun dönem devam edecek sürekli savaşını ilan etmişti. "Uluslararası terörizme karşı mücadele" adı altında Amerikan emperyalizmi, çıkarlarına tabi olmayan, çıkarları için gerekli gördüğü her ülkeyi, bölgeyi işgal etme hakkını kendinde gördüğünü açıkladı. Esas amaç ise, dünya hegemonyasını sağlamak için kaçınılmaz olan stratejik alanların ve hammadde kaynaklarının Amerikan emperyalizminin kontrolü altına alınması, rakiplerin bu alanlardan uzak tutulması ve uluslararası çapta antiemperyalist mücadelenin baskı altına alınmasıydı.
2001'den bu yana bu politika, Amerikan emperyalizminin "yeni savaş" politikası, yoğun silahlanmaya, Afganistan ve Irak gibi ülkelerin işgal edilmesine, muazzam silahlanma harcamalarına rağmen derin bir krize girmiştir. Amerikan emperyalizmi ve müttefikleri, Afganistan ve Irak'ta direniş karşısında çaresiz kalmışlardır. Belli bir sessizlik döneminden sonra Afganistan'da direniş, işgalcileri telaşlandırmış, Irak'ta ise işgalciler yenilgiyle karşı karşıya olduklarını açıklamaya başlamışlardır. İşgalciler, her iki ülkede de kontrol gücünü yitirmeye başlamışlardır. Öyle ki, NATO, Afganistan'ın güneyine asker kaydırmaları için işgale katılan Türkiye ve Almanya gibi ülkelerden asker talep etmeye başladı.
"Gönüllülerin ittifakı"nda görülen çatlaklar derinleşiyor. Bir çok ülke, örneğin Japonya, İspanya, İtalya gibi ülkeler, ülke içinde yükselen protestolardan dolayı da askerlerini Irak'tan çekiyorlar. İşgallerde Amerikan emperyalizminin baş destekçisi Blair'in günleri sayılıdır.
Burjuva medyada seçimlerde alınan yenilgiden sonra D. Rumsfeld'in görevden azledilmesinin Bush'un saldırganlık politikasında belli bir yumuşamanın olacağı değerlendirmeleri yapılıyor. Bush, kendi politikasını uygulamaktan öte bir şey yapmayan D. Rumsfeld'i görevden almakla politikasını değiştirmiş olmuyor. Diğer taraftan seçimlerden çoğunluğu elde eden Demokratlar da, aynen Cumhuriyetçiler gibi Amerikan tekellerinin partisidir. Şimdi her iki parti için de söz konusu olan "yeni" politika adı altında, her iki ülkede de işgalin zafere dönüştürülmesini sağlamak ve Irak savaşını kazanmaktır. Bu nedenledir ki, farklı harekat planları tartışılmaktadır. Örneğin, Suriye ve İran ile görüşmelere başlanması, Irak ordusunun güçlendirilmesi, Irak'a daha fazla asker gönderme, direniş güçlerine karşı daha yoğun saldırıların gerçekleştirilmesi vs. "yeni" politik açılımlar olarak tartışılıyor.
Bütün bu "çözüm" önerileri, Amerikan emperyalizminin çıkarlarına hizmetten başka bir anlam taşımamaktadır. Ama Amerikan emperyalizmi ve diğer işgalci güçler ne Afganistan'da ve ne de Irak'ta istedikleri gibi hareket edemediklerini görüyorlar. Afganistan direnişi ulusal çapta siyasal örgütlülüğüne sahiptir. Irak direnişi de Birleşik Siyasal Komutanlığını kurarak ulusal çapta siyasal örgütlenmesini oluşturduğunu açıklamıştır.
Birleşik Siyasal Komutanlığın kurulması, işgalcilere karşı mücadelede küçümsenemeyecek bir yol alındığını, işgalcilerin ülkeden kovulmalarının uzak olmadığını göstermektedir.
Direniş güçleri açısından bu gelişme, özellikle Irak direnişinde yeni bir aşamaya varıldığını göstermektedir. Diğer taraftan, yetersiz de olsa, Irak direnişiyle uluslararası dayanışma da Irak direnişini güçlendiren bir faktör olarak görülmelidir.
Gelişmeler, işgalcilerin gününün sayılı olduğunu göstermektedir. "Yeni" politikalarınız da sizi yenilgiden kurtaramayacaktır.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

İşgalcilerin Günü Sayılıdır: Sizi
fc Share on Twitter
 

ABD'de seçimler, Amerikan emperyalizminin dünya hakimiyeti için uyguladığı saldırgan politikanın baş temsilcisine kendi ülkesinde de politikasının çoğunluk tarafından reddedildiğini gösterdi. Bush'un ve cumhuriyetçi partinin 7 Kasım'daki seçim yenilgisinin esas nedeni Irak politikasıdır.
Bush hem Senato'da hem de Temsilciler Meclisin'de azınlıkta kaldı ve çoğunluğu elde eden Demokratlarla uzlaşmak zorunda olduğunu biliyor.
11 Eylül 2001'de Dünya Ticaret Merkezine yapılan saldırıdan sonra Bush, "terörizme karşı mücadele" adı altında bütün dünya halklarına, evet bütün dünyaya karşı uzun dönem devam edecek sürekli savaşını ilan etmişti. "Uluslararası terörizme karşı mücadele" adı altında Amerikan emperyalizmi, çıkarlarına tabi olmayan, çıkarları için gerekli gördüğü her ülkeyi, bölgeyi işgal etme hakkını kendinde gördüğünü açıkladı. Esas amaç ise, dünya hegemonyasını sağlamak için kaçınılmaz olan stratejik alanların ve hammadde kaynaklarının Amerikan emperyalizminin kontrolü altına alınması, rakiplerin bu alanlardan uzak tutulması ve uluslararası çapta antiemperyalist mücadelenin baskı altına alınmasıydı.
2001'den bu yana bu politika, Amerikan emperyalizminin "yeni savaş" politikası, yoğun silahlanmaya, Afganistan ve Irak gibi ülkelerin işgal edilmesine, muazzam silahlanma harcamalarına rağmen derin bir krize girmiştir. Amerikan emperyalizmi ve müttefikleri, Afganistan ve Irak'ta direniş karşısında çaresiz kalmışlardır. Belli bir sessizlik döneminden sonra Afganistan'da direniş, işgalcileri telaşlandırmış, Irak'ta ise işgalciler yenilgiyle karşı karşıya olduklarını açıklamaya başlamışlardır. İşgalciler, her iki ülkede de kontrol gücünü yitirmeye başlamışlardır. Öyle ki, NATO, Afganistan'ın güneyine asker kaydırmaları için işgale katılan Türkiye ve Almanya gibi ülkelerden asker talep etmeye başladı.
"Gönüllülerin ittifakı"nda görülen çatlaklar derinleşiyor. Bir çok ülke, örneğin Japonya, İspanya, İtalya gibi ülkeler, ülke içinde yükselen protestolardan dolayı da askerlerini Irak'tan çekiyorlar. İşgallerde Amerikan emperyalizminin baş destekçisi Blair'in günleri sayılıdır.
Burjuva medyada seçimlerde alınan yenilgiden sonra D. Rumsfeld'in görevden azledilmesinin Bush'un saldırganlık politikasında belli bir yumuşamanın olacağı değerlendirmeleri yapılıyor. Bush, kendi politikasını uygulamaktan öte bir şey yapmayan D. Rumsfeld'i görevden almakla politikasını değiştirmiş olmuyor. Diğer taraftan seçimlerden çoğunluğu elde eden Demokratlar da, aynen Cumhuriyetçiler gibi Amerikan tekellerinin partisidir. Şimdi her iki parti için de söz konusu olan "yeni" politika adı altında, her iki ülkede de işgalin zafere dönüştürülmesini sağlamak ve Irak savaşını kazanmaktır. Bu nedenledir ki, farklı harekat planları tartışılmaktadır. Örneğin, Suriye ve İran ile görüşmelere başlanması, Irak ordusunun güçlendirilmesi, Irak'a daha fazla asker gönderme, direniş güçlerine karşı daha yoğun saldırıların gerçekleştirilmesi vs. "yeni" politik açılımlar olarak tartışılıyor.
Bütün bu "çözüm" önerileri, Amerikan emperyalizminin çıkarlarına hizmetten başka bir anlam taşımamaktadır. Ama Amerikan emperyalizmi ve diğer işgalci güçler ne Afganistan'da ve ne de Irak'ta istedikleri gibi hareket edemediklerini görüyorlar. Afganistan direnişi ulusal çapta siyasal örgütlülüğüne sahiptir. Irak direnişi de Birleşik Siyasal Komutanlığını kurarak ulusal çapta siyasal örgütlenmesini oluşturduğunu açıklamıştır.
Birleşik Siyasal Komutanlığın kurulması, işgalcilere karşı mücadelede küçümsenemeyecek bir yol alındığını, işgalcilerin ülkeden kovulmalarının uzak olmadığını göstermektedir.
Direniş güçleri açısından bu gelişme, özellikle Irak direnişinde yeni bir aşamaya varıldığını göstermektedir. Diğer taraftan, yetersiz de olsa, Irak direnişiyle uluslararası dayanışma da Irak direnişini güçlendiren bir faktör olarak görülmelidir.
Gelişmeler, işgalcilerin gününün sayılı olduğunu göstermektedir. "Yeni" politikalarınız da sizi yenilgiden kurtaramayacaktır.