Hrant Dink'in bir siyasi suikastle katledilmesinden sonra cenazesine katılan yüz binlerce kişi "Hepimiz Ermeni'yiz" sloganlarıyla halkların kardeşliği şiarını yükselterek Dink'i sahiplenmiş, sorumlunun kontrgerilla devleti olduğuna işaret edilmiş, cinayetin tetikçi ve azmettiricileri olarak belirlenen kişilerin BBP gibi faşist partiler ve JİTEM'le bağları açığa çıkmış ve "kontrgerilla cinayetlerinin aydınlatılması" talebi güncel toplumsal mücadelenin başlıca gündemleri arasına girmişti. Yüz binler cinayetin aydınlatılması ve sorumluların yargılanmasını talebini yükseltirken, yargının hedefi basın oldu. Eylül ayında editörleri ve çalışanları tutuklanan, büroları polis baskınına uğrayan Atılım gazetesi hakkında, 10 Şubat 2007 tarihli sayısında yayınlanan "Erhan Tunceli JİTEM elemanı" başlıklı haber gerekçe gösterilerek, 'yargıyı etkilemekten soruşturma açıldı. Evrensel Gazetesi, cinayet zanlısı Ogün Samast'ın 18 yaşından küçük olmasına rağmen ismini açık olarak yazdığı gerekçesiyle 110 bin YTL para cezası alırken, cinayet soruşturmasında "gizlilik" kararını ihlal ettiği iddiasıyla da Şişli Cumhuriyet Savcılığı'nca hakkında soruşturma başlatıldı. Ogün Samast'ın avukatı Levent Yıldırım'ın suç duyurusu üzerine, Vatan ve Cumhuriyet gazeteleri ile Hrant Dink'in genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesine de benzer gerekçelerle soruşturma açıldı. Yıldırım, basın-yayın, televizyon ve internet yolu ile yayın yapan tüm kuruluşlar hakkında aynı işlemin yapılmasını istedi. Ogün Samast'ın ismi önce televizyon ekranlarında Başbakan tarafından açıklanmış, valiler ve emniyet müdürleri hem resim hem de isim olarak açıklamışlar ve dağıtmışlardı.
|