SOSYALİZM YA DA BARBARLIK!
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

"Sesi gelen ekonomik çöküşün sarsıntısı altında proleterlerin henüz uyuyan kümeleri kıyamet gününün duyuruluşu gibi uyanacaklar ve katledilen savaşçıların cesetleri yeniden dirilecekler ve lanetlenenlerden hesap soracaklar. Volkanın homurtusu bugün henüz yeraltında, ama yarın o patlayacak ve onların hepsini kor halindeki lav akıntısına gömecektir"

(K. Liebknecht; "Herşeye Rağmen")

Bugünlerde sıkça kullanılan "başka bir dünya olasıdır" kavramının içeriği boşaltılıyor, reformizmin ve pasifizmin sloganı haline getiriliyor. İşçi sınıfı ve emekçi yığınların bilincinden silinmek istenen alternatif şu: Sosyalizm ya da barbarlık!. İşçi sınıfı ve emekçi yığınların bilincinden silinmek istenen sosyalizm, kapitalist gerçekliğin alternatifi olarak da reforme edilmiş kapitalizm gösteriliyor! Başka bir dünya olasıdır'dan anlaşılan bu; emperyalist küreselleşmenin yerine kapitalizmin reforme edilmesi için mücadele!

Alternatifin ne olduğunu bundan 85 yıl önce Alman tekelci burjuvazisi tarafından Sosyal demokratların doğrudan elebaşlılığı ile hunharca katledilen, Alman ve dünya işçi sınıfının seçkin önderlerinden Rosa Luxemburg ve Karl Liebkneckt açıklamışlardı.

Onların anısına her sene düzenlenen anma yürüyüşleri Almanya'da gelenekselleşmiştir. Bir taraftan devletin güçleri ve diğer taraftan da revizyonist kesimler, bu anmanın militan özünü yok etmek ve bir cenaze merasimine dönüştürmek için her türlü yol ve yöntemi denemektedirler. Bu iki önderi revizyonistler, sınıf işbirliğinin, reformizmin, pasifizmin sembolü yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Unutturulmak istenen, onların, kapitalist barbarlığın yegane alternatifinin sosyalizm olduğunu haykırmalarıdır.

Unutturulmak istenen, onların, antiemperyalist mücadelenin sembolü olmalarıdır.

Unutturulmak istenen, onların, emperyalist savaş karşısındaki boyun eğmez duruşlarıdır.

Unutturulmak istenen, onların, oportünizme, şovenizme, revizyonizme, militarizme ve savaş kışkırtıcılığına karşı boyun eğmez tavır ve mücadeleleridir.

Unutturulmak istenen, onların, kapitalist barbarlığa karşı mücadelenin, sosyalizm için mücadelenin ancak ve ancak örgütlü mücadele ile gerçekliğe dönüşebileceğini inatla savunmaları ve bu doğrultuda önce Spartaküs'ü ve ardından Almanya Komünist Partisini, KPD'yi, kurarak yürüttükleri mücadeleleridir.

Emperyalist küreselleşme insanlığı barbarlığa götürüyor. Kendi çıkarları için emperya-listler, bütün dünyayı savaş alanına çevirdiler. Dünyanın her tarafından neoliberal saldırılar, hak gaspları, sömürünün yoğunlaştırılması, baskı, işsizlik, özelleştirme, başka ülkelerin işgal edilmesi, emperyalist küreselleşmenin insanlığa ne verdiğini göstermektedir. Bu koşullarda Karl ve Rosa'nın tekelci sermayeye karşı, sosyalizm için mücadeleleri; kapitalist barbarlığın karşısına sosyalizmi alternatif olarak koymaları ayrı bir önem kazanmaktadır.

Reformist ve pasifist anlayışlarla emperyalist savaşa ve militarizme karşı mücadele edilemeyeceğini onlardan öğrenmekteyiz.

Rosa ve Karl'ı savunmak, dünya işçi sınıfının dünya gericiliğine karşı örgütlü mücadelesini savunmaktır.

Rosa ve Karl'ı savunmak, emperyalizme ve her türden gericiliğe karşı devrimci güçlerin uluslararası örgütlenmesini savunmaktır.

Rosa ve Karl'ı savunmak, sınıf uzlaşmacılığının, oportünizmin, şovenizmin, militarizmin reddi demektir.

Rosa ve Karl, emperyalizmin, reformizm ve pasifizmin yegane alternatifidir. Çünkü Rosa ve Karl, sosyalizm için mücadele demektir.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

SOSYALİZM YA DA BARBARLIK!
fc Share on Twitter
 

"Sesi gelen ekonomik çöküşün sarsıntısı altında proleterlerin henüz uyuyan kümeleri kıyamet gününün duyuruluşu gibi uyanacaklar ve katledilen savaşçıların cesetleri yeniden dirilecekler ve lanetlenenlerden hesap soracaklar. Volkanın homurtusu bugün henüz yeraltında, ama yarın o patlayacak ve onların hepsini kor halindeki lav akıntısına gömecektir"

(K. Liebknecht; "Herşeye Rağmen")

Bugünlerde sıkça kullanılan "başka bir dünya olasıdır" kavramının içeriği boşaltılıyor, reformizmin ve pasifizmin sloganı haline getiriliyor. İşçi sınıfı ve emekçi yığınların bilincinden silinmek istenen alternatif şu: Sosyalizm ya da barbarlık!. İşçi sınıfı ve emekçi yığınların bilincinden silinmek istenen sosyalizm, kapitalist gerçekliğin alternatifi olarak da reforme edilmiş kapitalizm gösteriliyor! Başka bir dünya olasıdır'dan anlaşılan bu; emperyalist küreselleşmenin yerine kapitalizmin reforme edilmesi için mücadele!

Alternatifin ne olduğunu bundan 85 yıl önce Alman tekelci burjuvazisi tarafından Sosyal demokratların doğrudan elebaşlılığı ile hunharca katledilen, Alman ve dünya işçi sınıfının seçkin önderlerinden Rosa Luxemburg ve Karl Liebkneckt açıklamışlardı.

Onların anısına her sene düzenlenen anma yürüyüşleri Almanya'da gelenekselleşmiştir. Bir taraftan devletin güçleri ve diğer taraftan da revizyonist kesimler, bu anmanın militan özünü yok etmek ve bir cenaze merasimine dönüştürmek için her türlü yol ve yöntemi denemektedirler. Bu iki önderi revizyonistler, sınıf işbirliğinin, reformizmin, pasifizmin sembolü yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Unutturulmak istenen, onların, kapitalist barbarlığın yegane alternatifinin sosyalizm olduğunu haykırmalarıdır.

Unutturulmak istenen, onların, antiemperyalist mücadelenin sembolü olmalarıdır.

Unutturulmak istenen, onların, emperyalist savaş karşısındaki boyun eğmez duruşlarıdır.

Unutturulmak istenen, onların, oportünizme, şovenizme, revizyonizme, militarizme ve savaş kışkırtıcılığına karşı boyun eğmez tavır ve mücadeleleridir.

Unutturulmak istenen, onların, kapitalist barbarlığa karşı mücadelenin, sosyalizm için mücadelenin ancak ve ancak örgütlü mücadele ile gerçekliğe dönüşebileceğini inatla savunmaları ve bu doğrultuda önce Spartaküs'ü ve ardından Almanya Komünist Partisini, KPD'yi, kurarak yürüttükleri mücadeleleridir.

Emperyalist küreselleşme insanlığı barbarlığa götürüyor. Kendi çıkarları için emperya-listler, bütün dünyayı savaş alanına çevirdiler. Dünyanın her tarafından neoliberal saldırılar, hak gaspları, sömürünün yoğunlaştırılması, baskı, işsizlik, özelleştirme, başka ülkelerin işgal edilmesi, emperyalist küreselleşmenin insanlığa ne verdiğini göstermektedir. Bu koşullarda Karl ve Rosa'nın tekelci sermayeye karşı, sosyalizm için mücadeleleri; kapitalist barbarlığın karşısına sosyalizmi alternatif olarak koymaları ayrı bir önem kazanmaktadır.

Reformist ve pasifist anlayışlarla emperyalist savaşa ve militarizme karşı mücadele edilemeyeceğini onlardan öğrenmekteyiz.

Rosa ve Karl'ı savunmak, dünya işçi sınıfının dünya gericiliğine karşı örgütlü mücadelesini savunmaktır.

Rosa ve Karl'ı savunmak, emperyalizme ve her türden gericiliğe karşı devrimci güçlerin uluslararası örgütlenmesini savunmaktır.

Rosa ve Karl'ı savunmak, sınıf uzlaşmacılığının, oportünizmin, şovenizmin, militarizmin reddi demektir.

Rosa ve Karl, emperyalizmin, reformizm ve pasifizmin yegane alternatifidir. Çünkü Rosa ve Karl, sosyalizm için mücadele demektir.