FİLİSTİN'LE ENTERNASYONAL DAYANIŞMAYI BÜYÜTMEYE
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Filistin, toprakları emperyalizmin isteği ve desteğiyle siyonizm tarafından işgal edilmiş, halkının fazlası sürgünde yaşayan, hergün bombalanan, yakılan yıkılan ve katliamlara uğrayan bir ülke. ABD emperyalizminin Ortadoğudaki kanlı ayaklarından biri olan İsrail devleti, tarihte BM kararı ile kurulan ilk ve tek devlet. Emperyalist devletler 1947'de BM'de aldıkları 181 sayılı kararla Filistin topraklarını ''taksim ederek" ve önemli bir kesimini Yahudilere vererek, 1948'de siyonist İsrail devletinin kurulmasını sağladılar. O günden bugüne tepeden tırnağa silahlandırdıkları ve tüm güçleriyle destekledikleri İsrail, Filistin halkını katlederek, sürgüne gönderek bütün Filistin topraklarını işgal etti. Filistin'e hep acı, kan, gözyaşı, açlık ve yoksulluk reva görüldü. 1948'den beri 5 milyon Filistinli sürgünde yaşamaktadır.

Filistin halkı, tarihinde yaşadığı onca katliama, acıya ve yoksulluğa rağmen, hiç teslim olmadı. Bugün Filistin denilince, başkaldırı ve direniş akla gelmekte ve Filistin'in direnişçi geleneği dünyadaki özgürlük mücadelelerine ilham kaynağı olmakta. Filistin'i teslim alamayan emperyalizm ve onun kukla devleti İsrail, 1987'de başlayan 1. İntifada'yı söndürmek için 1994'de Oslo Anlaşması'nı Arafat'a imzalattılar. Barış Planı olarak sunulan Oslo Anlaşmasının Filistin halkına hiçbir barış getirmediğini, Filistin halkı ödediği bedellerle gördü. Ve 26 Eylül 2000'de 2. İntifada'yı başlattı. İsrail'in Filistin halkının başta FHKC ve FDKC olmak üzere örgütlü güçlerinin önderlerine suikastler düzenleme, katletme veya tutsak etme çabaları İntifada'yı söndüremedi. Filistin halkı, 2. İntifada'dan bu yana 3500 şehit, 41 binin üzerinde yaralı ve sakat verdi. Binlerce Filistinli tutsak düştü ve Guantanamo'da, Ebu Garip'te yaşanan işkenceleri, vahşeti İsrail zindanlarında yaşadı.

2. İntifada'yı bastıramayan İsrail, ABD ve diğer emperyalist güçler, Filistin'in özgürlüğü için mücadele eden devrimci örgütleri "terörist" ilan ederken, dünyanın en büyük teröristleri olarak katliamlarına da hız vermiş durumdalar. Katil Şaron'un Ekim ayında Cebaliye, Refah ve Şicaiye kamplarına yaptığı son dört yılın en barbarca saldırısında 130'dan fazla Filistinli katledildi, 400'den fazlası yaralandı ve binlercesi evsiz kaldı. İntifada'nın ateşi karşısında Filistin'in Gazze ve Batı Şeria bölgelerinden geri çekilmeyi gündemine alan İsrail, geçmişte de olduğu gibi, gerçekleştirdiği saldırılarda Filistinlilerin evlerini başlarına yıkarken, halkın ihtiyacı olan elektrik ve su şebekelerini, yolları da tahrip etmekte ve böylece Filistin halkının yaşama koşullarını ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. İsrail, Filistin halkının etrafına ördüğü duvarla, Filistin halkını kendi ülkesinde tecrit içine almaya çalışmaktadır.

Ortadoğu'daki iki direniş odağından biri olan Filistin, emperyalizme ve siyonizme karşı direnişini devam ettiriyor. İntifada'nın ateşi ve ışığı ezilenlere ilham kaynağı olmaya ve yol göstermeye devam etmektedir. Ancak bu direnişin uluslararası destek yanı oldukça zayıflamış durumda. Filistin halkının gerçek dostları ve destekçileri ne işbirlikçi Arap devletleri, ne de Avrupa'nın emperyalist devletleridir. Filistin halkının gerçek dostları işçi sınıfı ve ezilen halklardır. Filistin halkı ve İntifada'yla enternasyonal dayanışmayı yükseltme görevi en başta işçi sınıfının öncü güçleri olan komünist ve devrimci örgütlere düşmektedir. Partimiz, Irak ve Filistin direnişini Avrupa'da etkin bir tarzda destekleme iradesi ve örgütlülüğü ortaya çıkarmak için, tüm devrimci parti ve örgütlere, birlikte bir konferans örgütleme çağrısı yapmıştır. Partimiz böylesi bir konferansı gerçekleştirme kararlılığındadır ve çalışmaları devam etmektedir.

Filistin halkının davasını kendi davası olarak görme enternasyonalist bakış açısına sahip olan partimiz MLKP, bu görev bilinciyle kurtuluş ve özgürlüğün sembolü olan İntifada'yla dayanışmasını büyütecektir. Partimiz, Filistin davasına sahip çıkan tüm devrimci ve ilerici güçlerin Kasım ayında Filistinle dayanışmayı büyütmeye çağırmaktadır. Filistin'in zaferi, dünya işçi sınıfının ve ezilen halklarının kazanımı, emperyalizm ve siyonizmin yenilgisi olacaktır. Filistin'in kazanması için enternasyonal dayanışmayı yükseltmeye!

Yaşasın İntifada, Yaşasın Direniş!

Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

FİLİSTİN'LE ENTERNASYONAL DAYANIŞMAYI BÜYÜTMEYE
fc Share on Twitter
 

Filistin, toprakları emperyalizmin isteği ve desteğiyle siyonizm tarafından işgal edilmiş, halkının fazlası sürgünde yaşayan, hergün bombalanan, yakılan yıkılan ve katliamlara uğrayan bir ülke. ABD emperyalizminin Ortadoğudaki kanlı ayaklarından biri olan İsrail devleti, tarihte BM kararı ile kurulan ilk ve tek devlet. Emperyalist devletler 1947'de BM'de aldıkları 181 sayılı kararla Filistin topraklarını ''taksim ederek" ve önemli bir kesimini Yahudilere vererek, 1948'de siyonist İsrail devletinin kurulmasını sağladılar. O günden bugüne tepeden tırnağa silahlandırdıkları ve tüm güçleriyle destekledikleri İsrail, Filistin halkını katlederek, sürgüne gönderek bütün Filistin topraklarını işgal etti. Filistin'e hep acı, kan, gözyaşı, açlık ve yoksulluk reva görüldü. 1948'den beri 5 milyon Filistinli sürgünde yaşamaktadır.

Filistin halkı, tarihinde yaşadığı onca katliama, acıya ve yoksulluğa rağmen, hiç teslim olmadı. Bugün Filistin denilince, başkaldırı ve direniş akla gelmekte ve Filistin'in direnişçi geleneği dünyadaki özgürlük mücadelelerine ilham kaynağı olmakta. Filistin'i teslim alamayan emperyalizm ve onun kukla devleti İsrail, 1987'de başlayan 1. İntifada'yı söndürmek için 1994'de Oslo Anlaşması'nı Arafat'a imzalattılar. Barış Planı olarak sunulan Oslo Anlaşmasının Filistin halkına hiçbir barış getirmediğini, Filistin halkı ödediği bedellerle gördü. Ve 26 Eylül 2000'de 2. İntifada'yı başlattı. İsrail'in Filistin halkının başta FHKC ve FDKC olmak üzere örgütlü güçlerinin önderlerine suikastler düzenleme, katletme veya tutsak etme çabaları İntifada'yı söndüremedi. Filistin halkı, 2. İntifada'dan bu yana 3500 şehit, 41 binin üzerinde yaralı ve sakat verdi. Binlerce Filistinli tutsak düştü ve Guantanamo'da, Ebu Garip'te yaşanan işkenceleri, vahşeti İsrail zindanlarında yaşadı.

2. İntifada'yı bastıramayan İsrail, ABD ve diğer emperyalist güçler, Filistin'in özgürlüğü için mücadele eden devrimci örgütleri "terörist" ilan ederken, dünyanın en büyük teröristleri olarak katliamlarına da hız vermiş durumdalar. Katil Şaron'un Ekim ayında Cebaliye, Refah ve Şicaiye kamplarına yaptığı son dört yılın en barbarca saldırısında 130'dan fazla Filistinli katledildi, 400'den fazlası yaralandı ve binlercesi evsiz kaldı. İntifada'nın ateşi karşısında Filistin'in Gazze ve Batı Şeria bölgelerinden geri çekilmeyi gündemine alan İsrail, geçmişte de olduğu gibi, gerçekleştirdiği saldırılarda Filistinlilerin evlerini başlarına yıkarken, halkın ihtiyacı olan elektrik ve su şebekelerini, yolları da tahrip etmekte ve böylece Filistin halkının yaşama koşullarını ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. İsrail, Filistin halkının etrafına ördüğü duvarla, Filistin halkını kendi ülkesinde tecrit içine almaya çalışmaktadır.

Ortadoğu'daki iki direniş odağından biri olan Filistin, emperyalizme ve siyonizme karşı direnişini devam ettiriyor. İntifada'nın ateşi ve ışığı ezilenlere ilham kaynağı olmaya ve yol göstermeye devam etmektedir. Ancak bu direnişin uluslararası destek yanı oldukça zayıflamış durumda. Filistin halkının gerçek dostları ve destekçileri ne işbirlikçi Arap devletleri, ne de Avrupa'nın emperyalist devletleridir. Filistin halkının gerçek dostları işçi sınıfı ve ezilen halklardır. Filistin halkı ve İntifada'yla enternasyonal dayanışmayı yükseltme görevi en başta işçi sınıfının öncü güçleri olan komünist ve devrimci örgütlere düşmektedir. Partimiz, Irak ve Filistin direnişini Avrupa'da etkin bir tarzda destekleme iradesi ve örgütlülüğü ortaya çıkarmak için, tüm devrimci parti ve örgütlere, birlikte bir konferans örgütleme çağrısı yapmıştır. Partimiz böylesi bir konferansı gerçekleştirme kararlılığındadır ve çalışmaları devam etmektedir.

Filistin halkının davasını kendi davası olarak görme enternasyonalist bakış açısına sahip olan partimiz MLKP, bu görev bilinciyle kurtuluş ve özgürlüğün sembolü olan İntifada'yla dayanışmasını büyütecektir. Partimiz, Filistin davasına sahip çıkan tüm devrimci ve ilerici güçlerin Kasım ayında Filistinle dayanışmayı büyütmeye çağırmaktadır. Filistin'in zaferi, dünya işçi sınıfının ve ezilen halklarının kazanımı, emperyalizm ve siyonizmin yenilgisi olacaktır. Filistin'in kazanması için enternasyonal dayanışmayı yükseltmeye!

Yaşasın İntifada, Yaşasın Direniş!

Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!