DEVRİMCİLERİN HATALARI POLİSİN EN YAKIN DOSTUDUR *
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Faşizm ve sermayenin, devrim ve sosyalizm kavgasını ezmek amacıyla geliştirdiği en önemli kurumlardan birisini siyasi polis oluşturmaktadır. Siyasi polis, faşist diktatörlüğün özel olarak örgütlediği bir kurumdur. Bu kurumun nitelik ve nicelik olarak olabildiğince geliştirildiğini; bilgi ve deneyim, mali ve teknik, istihbarat ve işkence, imha ve sızmada önemli mesafeler kat ettiğini bilmekteyiz. Ulusal ve toplumsal mücadelenin derinleşerek gelişmesine bağlı olarak siyasi polisin daha da yetkinleştirileceği de bilinen bir diğer gerçek.

O halde faşizm ve sermaye egemenliğine karşı mücadelenin bir parçası olan siyasi polise karşı mücadelede bütün boyutlarıyla ihtisaslaşarak yetkinleşmek; politik koşullara bağlı olarak kesintisiz yenilenmek gündemimizde durmaktadır, duracaktır...

Siyasi polise karşı mücadele salt illegalite teknikleriyle başarıya ulaşamaz. Aksine bu mücadele, politik ve örgütsel çalışmanın gerekleri ve gereksinmelerinin doğru bir şekilde birleştirilmesi ve uygulanması temelinde ele alınmalıdır. Doğru bir siyasi mücadele ve önderlik anlayışı, doğru bir örgüt modeli, legal ve illegal savaşımın doğru bir şekilde birleştirilmesi, doğru bir çalışma tarzı, ilke kurallarının içselleştirilmesi, siyasi polise karşı mücadele sanatının, güvenlikli çalışma sanatının başarısının olmazsa olmaz koşullarını oluşturmaktadır.

Nitekim bu bakımlardan bir dizi hata, zaaf ve eksikliğin sonucudur ki, siyasi polis, partimize ve devrimci örgütlere önemli, ağır darbeler indirebilmektedir.

Söz konusu kayıpların verilmesinde siyasi polisin devrimci hareket karşısında kazandığı avantajların ve ustalaşmasının rolünü asla küçümsemeden belirtilmelidir ki, bu sonuç, siyasi polisin ustalığından çok, devrimci hareketin ve militanlarının zaaflarına, ilkesizliklerine, siyasi polise karşı mücadele sanatında ihtisaslaşarak yetkinleşememesine bağlıdır.

Buradan iki somut sonuç çıkar:

1- Faşist diktatörlüğün, siyasi polisin ihtisaslaşarak yetkinleşme çizgisinde kazandığı başarılar küçümsenmemeli.

2- Devrimci hareket, siyasi polise karşı mücadele sanatında kendini yenilemeli, ilkelliklerini, amatörlüklerini hızla aşmalı; coğrafyamızın ve yerküremizin sınıflar mücadelesinin bu özgül alanının tarihsel ve güncel ders ve deneyimlerini derinlemesine incelemeli ve içselleştirmelidir.

Partimiz, güvenlikli çalışma sanatında önemli zaaf ve eksikliklerine ve kayıplarına karşın bu alanda gerek deneyim ve savaş yeteneğiyle ve gerekse de kendini yenileme iradesiyle devrimci hareketin en sağlam bölüğünü oluşturmaktadır.

Ancak bu olgu, partimizin bu alandaki zaaflarıyla köklü bir hesaplaşma sürecine girmesi ve kendisini hızlı ve güçlü bir tarzda parti tarzı ekseninde yenilemesi gerektiği gerçeğini asla ortadan kaldırmıyor. Aksine bunu dayatıyor.

Ağır politik koşullar, önemli kayıplar ve siyasi polisin özel yönelimi koşullarında hiçbir kayıp vermeden başarıyla toplanan 2. Parti Kongresi, güvenlikli çalışma sanatı alanında partimizin güçlü niteliğinin, kendini yenileme yeteneğinin bir kanıtıdır. 2. Parti Kongresi'nin devrim ve sosyalizm mücadelesinin önderliğini yakalama, perspektif ve direktifi, ''öncü partiden önder partiye'' şiarı güvenlikli çalışma sanatında da kendimizi yenileme, aşma, sınıf düşmanını geçme, hep bir adım önde olma çağrısıdır.

Partimizin sınıfsal karakteri, tarihsel işlevi, 2. Kongremizin somut çağrısı, birbirini bütünlüyor.

Aşağıda vurgulayacağımız olgular mutlaka aşılması gereken ve sınıf düşmanına olağanüstü avantajlar sağlayan zaaflarımızdır.

Sınıf mücadelesi, doğası gereği, bedel isteyen ve ödeten bir mücadeledir. Tam da burada sorun, ödenen bedellerin hak edilmiş bedeller olup olmadığıdır. Bedel ödemeye evet! Hem de ikircimsiz... Ama bedeller hak edilerek ödenmeli. Yaşanmış olumsuz deneyleri, pratikleri, yeniden ve yeniden yaşayarak ödenen bedeller partimizin iddiasına, iradesine denk düşmez ve düşmemektedir. Deneylerden, kendi öz deneylerimizden öğrenmesini bilmeliyiz. Aynı hata, zaaf ve eksiklikleri asla tekrarlamamalıyız ''Devrimcilerin hataları siyasi polisin en yakın dostudur'' sözünü bir an olsun bile unutmamalıyız. İlkelliklerin, liberalizmin, pragmatizmin, yüzeyselliğin, keyfiliğin, kendini yenilememenin, kötü alışkanlıklardan vazgeçememenin, disiplinsizliğin, partinin çağrı ve direktiflerini içselleştirmemenin bedeli nesnel olarak sınıf düşmanına ve siyasi polise hizmet etmekte, partiyi vuran bir silah rolü oynamaktadır.

Bin bir emekle, bedelle örüp geliştirdiğimiz partimizi ve çalışmasını kendi zaaflarımızla darbelemek, parti değerleriyle, parti tarzıyla, güvenlikli çalışma sanatının gerekleriyle bağdaşmamaktadır.

Siyasi polis hiçbir açığımızı, zaafımızı kullanmaktan hem de amansızca kullanmaktan kaçınmıyor. Niteliği, görevi gereği acımasız davranıyor. Oysa biz, daha iyi olmalıyız. Hep bir adım, birkaç adım önde olmalıyız. Zayıf yönlerimizle hesaplaşma ve yetkinleşmede kendimize karşı acımasız ve amansız olmalıyız. Bolşevik eleştiri-özeleştirinin ruhuna sımsıkı bağlı kalmalıyız.

Güvenlikli çalışma sanatı, ilke, kural ve normlarıyla bir bütün oluşturur, uygulama bu sanatın bütünlüğüne dayanmalıdır.

Oysa bizde yaygın görülen bir zaaf, tam da bu noktada somutlaşıyor. İllegalite ve polise karşı mücadele sanatının, söz gelimi, on kuralını uygulayıp beşinin uygulanmaması, dokuzunun uygulanıp birinin uygulanmaması olmaz, olursa, sınıf düşmanına açık verirsin. Partiyi zayıf düşürürsün. Siyasi polis, o açıktan partinin içlerine uzanan bir köprü kurabilir. Buradan yürüyüp, darbeler indirebilir.

Gizli buluşma ve toplantı yerleri mi hazırlanacak, randevular mı yapılacak, depolar mı tutulacak, legal ve illegal ilişkiler arası iletişim mi düzenlenecek, sahte evrak düzenleme bürosu mu geliştirilecek, telefon vb. teknikler mi kullanılacak, partiye kadro mu alınacak, kamuflaj yöntemleri mi geliştirilecek, ajan provokatör sızmasına karşı mücadele mi edilecek, kurye sistemi mi işletilecek, takipler önlenip, açığa çıkarılıp tedbir mi alınacak, örgütsel sırlar ve arşiv mi korunacak, zindanlarla ilişki mi kurulacak, bölgeden bölgeye kadro mu aktarılacak, istihbarat mı toplanacak, görev dağılımı mı yapılacak, dikey piramitsel örgütsel aygıt mı geliştirilecek, bir kadro mu görevlendirilecek, bir gösteri mi örgütlenecek, siyasi polisin tarzı ve yöntemleri mi incelenecek, güvenlikli çalışmada insan mı yetiştirilecek vb. vb., tüm bunlar bir sisteme bağlı yapılmak zorundadır. Tüm bunlar illegalite ve siyasi polise karşı mücadele sanatının gereklerine, iç bütünlüğüne bağlı şekillenmek zorundadır. Bu sanat, sanat adını hak edecekse, sanatsal yaratıcılığına, bu sanatı belirleyip yönlendiren teorik ve pratik değer yargılarına komple dayanmak zorundadır.

Serge, ''Devrimciye Öğütler'' adlı yapıtında, Rus Bolşeviklerinin attıkları her adımda "acaba bu yaptığım, yapacağım iş ne kadar gizli çalışmanın kurallarına uygundur'' sorusunu kendisine sorduklarını anlatır.

Biz komünistlere de gerekli olan bu duyarlılıktır, bu iradedir, bu pratiktir.

Bütünlüklü uygulama, istikrarlı ve sürekli bir uygulama çizgisinde gelişmelidir.

Oysa zaaflarımızdan birisi de bu noktada somutlaşıyor. Diktatörlük ve siyasi polisi güçlü bir şekilde yöneldiğinde, darbeler indirdiğinde dikkatliyiz, tedbirliyiz, iradi davranmaya önem veriyoruz. Ama siyasi polisin yönelimi zayıflar gibi olduğunda, ya da öyle göründüğünde hemen gevşiyoruz, ihtiyatı elden bırakıyoruz. Kuralsızlık, disiplinsizlik baş gösterip gelişiyor vb. vb. Ki, siyasi polis de bu zaafımızı iyi biliyor, tarz ve yöntemlerinde bunu hep hesaba katıyor.

Oysa unutulmaması gerekir ki, siyasi polis asla boş durmaz. İki operasyon arası her dönem siyasi polisin yeni bir operasyon için hazırlandığı dönemdir. Dolayısıyla partili yaşam tarzının, parti tarzının temel bir unsuru olan güvenlikli çalışma sanatının her ihlali ve kesintisiz bir tarzda uygulanmaması; bazı koşullarda, bazı anlarda uygulanması, bazı koşullarda ve an'larda uygulanmaması, hem bu sanatın, politik ve örgütsel çalışmanın karakterine aykırı düşer hem de siyasi polise önemli fırsat ve avantajlar sağlar.

''Su Uyur Düşman Uyumaz'' atasözü kulağımıza küpe olmalı, partimize yol göstermelidir. İllegal temelde örgütlenmiş bir partiyiz. Güvenlikli çalışma sanatında ihtisaslaşarak yetkinleşme her komünist partinin ve militanın temel karakteristik özelliklerinden birisi olduğunu nasıl unutabiliriz ki!

Bu bağlamda, attığımız ve atacağımız her adım, güvenlikli çalışma sanatının ilke, kural ve normlarına uygun olmalıdır. Bu iş, bir yaşam tarzına, doğal bir alışkanlığa dönüşmelidir. "Kötü günler"de iyi, "iyi günler"de kötü bir tarzla siyasi polise karşı örgütsel süreklilik, güvenceye alınmaz; hak etmediğimiz kayıplar önlenemez; zayıflıklarımızla hesaplaşılamaz; hep birkaç adım önde olunamaz; 2. Kongremizin çağrılarına ve direktiflerine yanıt verilemez...

Partiyi düşman karşısında zayıf düşüren zaaflardan bir diğeri de görevler ile kurallar arasındaki ilişkinin yeterince kavranmaması ve çeşitli biçimlerde ihlal edilmesidir.

Örgütler ve kadrolar, aldıkları görevleri yerine getirirken bu görevlerin mutlaka belli ilkelere, kurallara, normlara bağlı tarzda yerine getirilmesi gerektiğini içselleştirmelidir. Önemli olan, asıl olan, bir görevin, devrimci bir işin nasıl olursa olsun yerine getirilmesi, bir an önce yerine getirilmesi değildir. Aksine her görevin, devrimci işin, parti çizgisinde, parti tüzüğüne, güvenlikli çalışma sanatının gereklerine bağlı tarzda gerçekleştirilmesidir. Siyasi çizgiyi, tüzüğü, örgütsel çizgiyi, güvenlikli çalışma sanatını ihlal ederek yapılan işin, yerine getirilen görevin, parti tarzıyla, örgütsel sağlamlaşmayla, uzmanlaşma ve kurumsallaşma, parti disiplinin yükseltilmesiyle hiçbir ilişkisi yoktur.

Parti işi, mutlaka yapılmalıdır. Parti işi zamanında yapılmalıdır. Ama bu, parti kurallarına, güvenlikli çalışmanın ilke ve kurallarına bağlı tarzda yapılmalıdır. Kurallarla görevler ilişkisi içselleşmiş bir bütün halinde pratikleşmelidir. Önemli olan, örneğin, bir randevuya herhangi bir biçimde gitmek, görüşmek, ayrılmak değildir. Önemli olan, güvenlikli çalışma sanatının temel bileşenlerinden biri olan randevuların örgütlenişini, bu sanatın ve randevu sisteminin özgün sisteminin birliği temelinde ele alarak randevuya gitmek, görüşmek, ayrılmak, yeni yapılacak randevuları buna göre biçimlendirmek ve geliştirmektedir...

Stratejik ve geniş ufuklu düşünme ve günlük parti faaliyetini bu bakış açısıyla bağlı örgütleme yeteneğinden, olgunluğundan yoksun olan ya da zayıf olan, planlı çalışma ve zamanı iyi değerlendirme iradesi koyamayan, düşünmeden koşuşturan, sürece, yasalarına, çalışmanın sorunlarına yeterince hakim olamayan, günübirlik düşünüp günü kurtarmayı temel alan, çalışmalarını (örgüt ve birey bağlamında) günlük, haftalık, aylık vb. denetlemeyen, her bakımdan, o arada, güvenlikli çalışmanın gerekleri bakımından, sistemli ve derinlemesine denetlemeyen, bunun için gerekli zamanı ''bulamayan'' bir kafa yapısı, bir tarz elbetteki bunu başaramaz.

Oysa bu tarz yıkılması gereken ilkel, amatör (dar pratikçi) tarzdır. Bu tarzda kuralların bütünlüğü, istikrarlı uygulama, görevleri sınıf mücadelesinin ve kuralların öngördüğü çerçevede çözme iradesi ya yoktur ya da zayıftır.

"Görevler çok, yetişmem gerekiyor, böyle de olunca gizlilik ve disiplin ihlali kaçınılmaz oluyor, kurallara bağlı kalındığında zaman kaybı çok oluyor" vb. gibi değerlendirme ve eğilimler, küçük burjuva niteliktedir ve kesin bir şekilde ret ve mahkum edilmelidir.

Partili isek, parti tarzında ustalaşacaksak, iktidar mücadelesi gibi büyük zorluklarla dolu amansız ve acımasız bir kavganın içindeysek (ki, öyledir), o zaman bu vb. yakınma ve eğilimler kabul edilemez. Her parti işi çözülmelidir, her parti görevi kesin bir tarzda parti değerleri ve tarzı temelinde yapılmalıdır. Herkes buna göre şekillenmelidir. Zaman buna göre kullanılmalıdır. Nitelikli, yıkılmaz, zaferi koparıp alacak, militan bir parti ancak böyle inşa edilecektir.

Sınıf mücadelesi, zor bir mücadeledir. Partili olmak özel nitelikler gerektirir. Önemli olan, zoru başarmaktır. Kolaycılık vb. proletaryaya ve önder partisine değil, küçük burjuvaziye ait bir değer yargısıdır. Önemli olan, iş yapmak, ne tarzda olursa olsun iş yapmak değildir. Önemli olan, parti tarzında, parti ilke, kural, normları temelinde iş yapmaktır, başarılar kazanmaktır, geleceği fethetmektir. Kuralsızlık hiçbir gerekçeyle haklı gösterilemez. Kuralsız iş teori ve pratiği hangi biçimde teorize edilirse edilsin, ilkesizdir ve parti yaşamından kovulmalıdır. İşin ehli bir parti, işin ehli kadrolar ancak böyle yetişir. Bize de böyle örgütler ve kadrolar gerekli...

Parti, örgütlerin, kadroların basit bir toplamı değildir. O, tüm bunların organik, kolektif sentezidir. Her konuda olduğu gibi, illegalite ve polise karşı mücadele sanatı alanında da başarı ya da başarısızlığı belirleyen temel ölçütlerden biri de, bir doğru ortaya konulduktan sonra, bu doğrunun kolektif irade (başta da önder ve yönetici merkez ve kadrolar) tarafından ne ölçüde uygulanıp uygulanmadığıdır. Eğer doğru olan şey kolektif iradeye dönüşmüşse ve uygulamaya yol gösterecek denli içselleştirilmişse, o zaman başarı kaçınılmazdır.

İşte güvenlikli çalışma sanatında partiyi zayıf düşüren, siyasi polisin darbeler indirmesine hizmet eden zaaflardan biri de bu alanda, bu sanatın yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya yeterince sağlam, tutarlı, birbirini bütünleyen bir iradeye dönüşememiş olmasında ortaya çıkıyor. Falan yoldaşların, falan organların bu alanda iyi olması yetmiyor, yetmez de. Kadrolar, organlar, merkezi ya da yerel çalışmanın değişik sektörlerinin, alt ve üst organların iyi olması, birbirini tamamlayan bir bütün halinde hareket etmesi gerekiyor.

Çünkü, aksi taktirde pek çok açığın verilmesi, iyi olan bir üst organın uygulama ve yönlendirmesinin alt organ ve kadrolar tarafından kötü uygulamayla boşa çıkarılması kaçınılmazdır.

Deneylerimiz bunu da defalarca doğrulamadı mı!

O halde güvenlikli çalışma sanatı, alanında her düzeyde komple bir parti iradesi ve uygulaması inşa edilerek geliştirilmelidir.

Bu amaçla parti önderliğinin inisiyatifinde stratejik yönetici çekirdeklerimiz, kendi pratikleriyle hesaplaşarak ilerleme çizgisinde yoğunlaşmalı, örgüt ve kadrolara, örgütlü sempatizanlara örnek ve önder olmalıdırlar.

Siyasi polisin yönelimini ifade eden her belirti, anında incelenip tedbirler vb. alınmalı; bu tip olgular kolektif bir eğitim aracına dönüştürülmelidir.

Organ sekreterleri, her bakımdan olduğu gibi bu alanda da örnek olmalı, önderleşmenin mantığına uygun bir enerji ve inisiyatif göstermelidirler.

İçerisinden geçtiğimiz dönemin ayırıcı özelliklerinden birisi olarak güvenlikli çalışma tarzında niteliği geliştirme sorunu, organ toplantılarında gündem maddesi yapılmalıdır. Bu amaçla çıkacak materyal, özdeneyimlerimiz, devrimci örgütlerin deneyleri, piyasada bulunan kitap vb. materyallere ulaşılmalı, incelenmeli, tartışılmalı, donanım ve savaş yeteneğimizi geliştirmenin aracı yapılmalıdır. "Komünist Enternasyonal'de Örgütlenme Sorunları", "Devrimciye Öğütler", "Analiz", "Hile Yolu", "CİA Günlüğü", "Sun Tzu'nun Savaş Sanatı", "AEP İnşası ve Yaşantısı" gibi kitaplar ilk akla gelebilen ve önerilebilecek birkaç materyaldir.

Güvenlikli çalışma sanatında yansıyan hata, zaaf ve eksikliklere karşı mücadelede başlıca yöntem, ikna, eğitim ve denetim olmakla birlikte, sadece bununla sınırlı değildir ve olamaz. Eğitim ve derinlemesine denetim, mutlaka örgütsel tedbirler ve disiplin cezalarıyla birlikte ele alınmalı, ikinciler proleter adalet mekanizmasının, hesaplaşma ve yenilenme sürecinin aktif birer bileşeni olarak mutlaka kullanılmalıdır. Özellikle temel yönetici kademelerin ve deneyimli kadroların bu alandaki zaaflarına karşı hoşgörü gösterilmemeli, genç ve deneyimsiz yoldaşların eğitimine ve yetiştirilmesine de özel önem verilmelidir.

Yerel örgütler, deneyleri parti merkezine sunmada, parti basını aracılığıyla duyurmada edilgenliklerini hızla aşmalıdırlar.

Güvenlikli çalışma sanatında başarısız yönetici ve kadrolar, eğitim ve denetime rağmen kendilerini yenileyemiyorlarsa, ikircimsiz görevlerinden alınmalı, yeteneklerine uygun alanlarda görevlendirilmelidirler.

Sonuç itibariyle; söz konusu zaaflara karşı tam bir seferberlik örgütlenmelidir. Partinin bu alanda da donanımı, niteliği, tarzı, yöntemleri, manevra ve savaş yeteneği yükseltilmelidir.

Bu yenilenme, dar pratikçi tarzdan koparak parti tarzında profesyonelleşme, her düzeyde önderleşme ve partinin savaş yeteneğini yükseltme hedefine bağlı ele alınmalıdır. Parti olarak, kadrolar olarak, örgütler olarak, parti değerleri ve gereksinmeleri temelinde kendimizle hesaplaşmada ilkeli olmalıyız. Can düşmanlarımıza sürekli taze kan taşıyan zayıflıklarımızla hesaplaşmada amansız olmalıyız. Partimiz her alanda olduğu gibi güvenlikli çalışma sanatındaki ustalığı ve savaş yeteneğiyle de kitlelere ve dostlara güven, düşmana korku salmalıdır.

* Bu yazı "Partinin Sesi"nden alınmıştır. Sayı 11, Aralık 1997 / Ocak 1998

 

 

Arşiv

 

2008
Aralık
2007
Ağustos
2006
Eylül Ocak
2005
Nisan
2004
Eylül
2003
Kasım

 

DEVRİMCİLERİN HATALARI POLİSİN EN YAKIN DOSTUDUR *
fc Share on Twitter
 

Faşizm ve sermayenin, devrim ve sosyalizm kavgasını ezmek amacıyla geliştirdiği en önemli kurumlardan birisini siyasi polis oluşturmaktadır. Siyasi polis, faşist diktatörlüğün özel olarak örgütlediği bir kurumdur. Bu kurumun nitelik ve nicelik olarak olabildiğince geliştirildiğini; bilgi ve deneyim, mali ve teknik, istihbarat ve işkence, imha ve sızmada önemli mesafeler kat ettiğini bilmekteyiz. Ulusal ve toplumsal mücadelenin derinleşerek gelişmesine bağlı olarak siyasi polisin daha da yetkinleştirileceği de bilinen bir diğer gerçek.

O halde faşizm ve sermaye egemenliğine karşı mücadelenin bir parçası olan siyasi polise karşı mücadelede bütün boyutlarıyla ihtisaslaşarak yetkinleşmek; politik koşullara bağlı olarak kesintisiz yenilenmek gündemimizde durmaktadır, duracaktır...

Siyasi polise karşı mücadele salt illegalite teknikleriyle başarıya ulaşamaz. Aksine bu mücadele, politik ve örgütsel çalışmanın gerekleri ve gereksinmelerinin doğru bir şekilde birleştirilmesi ve uygulanması temelinde ele alınmalıdır. Doğru bir siyasi mücadele ve önderlik anlayışı, doğru bir örgüt modeli, legal ve illegal savaşımın doğru bir şekilde birleştirilmesi, doğru bir çalışma tarzı, ilke kurallarının içselleştirilmesi, siyasi polise karşı mücadele sanatının, güvenlikli çalışma sanatının başarısının olmazsa olmaz koşullarını oluşturmaktadır.

Nitekim bu bakımlardan bir dizi hata, zaaf ve eksikliğin sonucudur ki, siyasi polis, partimize ve devrimci örgütlere önemli, ağır darbeler indirebilmektedir.

Söz konusu kayıpların verilmesinde siyasi polisin devrimci hareket karşısında kazandığı avantajların ve ustalaşmasının rolünü asla küçümsemeden belirtilmelidir ki, bu sonuç, siyasi polisin ustalığından çok, devrimci hareketin ve militanlarının zaaflarına, ilkesizliklerine, siyasi polise karşı mücadele sanatında ihtisaslaşarak yetkinleşememesine bağlıdır.

Buradan iki somut sonuç çıkar:

1- Faşist diktatörlüğün, siyasi polisin ihtisaslaşarak yetkinleşme çizgisinde kazandığı başarılar küçümsenmemeli.

2- Devrimci hareket, siyasi polise karşı mücadele sanatında kendini yenilemeli, ilkelliklerini, amatörlüklerini hızla aşmalı; coğrafyamızın ve yerküremizin sınıflar mücadelesinin bu özgül alanının tarihsel ve güncel ders ve deneyimlerini derinlemesine incelemeli ve içselleştirmelidir.

Partimiz, güvenlikli çalışma sanatında önemli zaaf ve eksikliklerine ve kayıplarına karşın bu alanda gerek deneyim ve savaş yeteneğiyle ve gerekse de kendini yenileme iradesiyle devrimci hareketin en sağlam bölüğünü oluşturmaktadır.

Ancak bu olgu, partimizin bu alandaki zaaflarıyla köklü bir hesaplaşma sürecine girmesi ve kendisini hızlı ve güçlü bir tarzda parti tarzı ekseninde yenilemesi gerektiği gerçeğini asla ortadan kaldırmıyor. Aksine bunu dayatıyor.

Ağır politik koşullar, önemli kayıplar ve siyasi polisin özel yönelimi koşullarında hiçbir kayıp vermeden başarıyla toplanan 2. Parti Kongresi, güvenlikli çalışma sanatı alanında partimizin güçlü niteliğinin, kendini yenileme yeteneğinin bir kanıtıdır. 2. Parti Kongresi'nin devrim ve sosyalizm mücadelesinin önderliğini yakalama, perspektif ve direktifi, ''öncü partiden önder partiye'' şiarı güvenlikli çalışma sanatında da kendimizi yenileme, aşma, sınıf düşmanını geçme, hep bir adım önde olma çağrısıdır.

Partimizin sınıfsal karakteri, tarihsel işlevi, 2. Kongremizin somut çağrısı, birbirini bütünlüyor.

Aşağıda vurgulayacağımız olgular mutlaka aşılması gereken ve sınıf düşmanına olağanüstü avantajlar sağlayan zaaflarımızdır.

Sınıf mücadelesi, doğası gereği, bedel isteyen ve ödeten bir mücadeledir. Tam da burada sorun, ödenen bedellerin hak edilmiş bedeller olup olmadığıdır. Bedel ödemeye evet! Hem de ikircimsiz... Ama bedeller hak edilerek ödenmeli. Yaşanmış olumsuz deneyleri, pratikleri, yeniden ve yeniden yaşayarak ödenen bedeller partimizin iddiasına, iradesine denk düşmez ve düşmemektedir. Deneylerden, kendi öz deneylerimizden öğrenmesini bilmeliyiz. Aynı hata, zaaf ve eksiklikleri asla tekrarlamamalıyız ''Devrimcilerin hataları siyasi polisin en yakın dostudur'' sözünü bir an olsun bile unutmamalıyız. İlkelliklerin, liberalizmin, pragmatizmin, yüzeyselliğin, keyfiliğin, kendini yenilememenin, kötü alışkanlıklardan vazgeçememenin, disiplinsizliğin, partinin çağrı ve direktiflerini içselleştirmemenin bedeli nesnel olarak sınıf düşmanına ve siyasi polise hizmet etmekte, partiyi vuran bir silah rolü oynamaktadır.

Bin bir emekle, bedelle örüp geliştirdiğimiz partimizi ve çalışmasını kendi zaaflarımızla darbelemek, parti değerleriyle, parti tarzıyla, güvenlikli çalışma sanatının gerekleriyle bağdaşmamaktadır.

Siyasi polis hiçbir açığımızı, zaafımızı kullanmaktan hem de amansızca kullanmaktan kaçınmıyor. Niteliği, görevi gereği acımasız davranıyor. Oysa biz, daha iyi olmalıyız. Hep bir adım, birkaç adım önde olmalıyız. Zayıf yönlerimizle hesaplaşma ve yetkinleşmede kendimize karşı acımasız ve amansız olmalıyız. Bolşevik eleştiri-özeleştirinin ruhuna sımsıkı bağlı kalmalıyız.

Güvenlikli çalışma sanatı, ilke, kural ve normlarıyla bir bütün oluşturur, uygulama bu sanatın bütünlüğüne dayanmalıdır.

Oysa bizde yaygın görülen bir zaaf, tam da bu noktada somutlaşıyor. İllegalite ve polise karşı mücadele sanatının, söz gelimi, on kuralını uygulayıp beşinin uygulanmaması, dokuzunun uygulanıp birinin uygulanmaması olmaz, olursa, sınıf düşmanına açık verirsin. Partiyi zayıf düşürürsün. Siyasi polis, o açıktan partinin içlerine uzanan bir köprü kurabilir. Buradan yürüyüp, darbeler indirebilir.

Gizli buluşma ve toplantı yerleri mi hazırlanacak, randevular mı yapılacak, depolar mı tutulacak, legal ve illegal ilişkiler arası iletişim mi düzenlenecek, sahte evrak düzenleme bürosu mu geliştirilecek, telefon vb. teknikler mi kullanılacak, partiye kadro mu alınacak, kamuflaj yöntemleri mi geliştirilecek, ajan provokatör sızmasına karşı mücadele mi edilecek, kurye sistemi mi işletilecek, takipler önlenip, açığa çıkarılıp tedbir mi alınacak, örgütsel sırlar ve arşiv mi korunacak, zindanlarla ilişki mi kurulacak, bölgeden bölgeye kadro mu aktarılacak, istihbarat mı toplanacak, görev dağılımı mı yapılacak, dikey piramitsel örgütsel aygıt mı geliştirilecek, bir kadro mu görevlendirilecek, bir gösteri mi örgütlenecek, siyasi polisin tarzı ve yöntemleri mi incelenecek, güvenlikli çalışmada insan mı yetiştirilecek vb. vb., tüm bunlar bir sisteme bağlı yapılmak zorundadır. Tüm bunlar illegalite ve siyasi polise karşı mücadele sanatının gereklerine, iç bütünlüğüne bağlı şekillenmek zorundadır. Bu sanat, sanat adını hak edecekse, sanatsal yaratıcılığına, bu sanatı belirleyip yönlendiren teorik ve pratik değer yargılarına komple dayanmak zorundadır.

Serge, ''Devrimciye Öğütler'' adlı yapıtında, Rus Bolşeviklerinin attıkları her adımda "acaba bu yaptığım, yapacağım iş ne kadar gizli çalışmanın kurallarına uygundur'' sorusunu kendisine sorduklarını anlatır.

Biz komünistlere de gerekli olan bu duyarlılıktır, bu iradedir, bu pratiktir.

Bütünlüklü uygulama, istikrarlı ve sürekli bir uygulama çizgisinde gelişmelidir.

Oysa zaaflarımızdan birisi de bu noktada somutlaşıyor. Diktatörlük ve siyasi polisi güçlü bir şekilde yöneldiğinde, darbeler indirdiğinde dikkatliyiz, tedbirliyiz, iradi davranmaya önem veriyoruz. Ama siyasi polisin yönelimi zayıflar gibi olduğunda, ya da öyle göründüğünde hemen gevşiyoruz, ihtiyatı elden bırakıyoruz. Kuralsızlık, disiplinsizlik baş gösterip gelişiyor vb. vb. Ki, siyasi polis de bu zaafımızı iyi biliyor, tarz ve yöntemlerinde bunu hep hesaba katıyor.

Oysa unutulmaması gerekir ki, siyasi polis asla boş durmaz. İki operasyon arası her dönem siyasi polisin yeni bir operasyon için hazırlandığı dönemdir. Dolayısıyla partili yaşam tarzının, parti tarzının temel bir unsuru olan güvenlikli çalışma sanatının her ihlali ve kesintisiz bir tarzda uygulanmaması; bazı koşullarda, bazı anlarda uygulanması, bazı koşullarda ve an'larda uygulanmaması, hem bu sanatın, politik ve örgütsel çalışmanın karakterine aykırı düşer hem de siyasi polise önemli fırsat ve avantajlar sağlar.

''Su Uyur Düşman Uyumaz'' atasözü kulağımıza küpe olmalı, partimize yol göstermelidir. İllegal temelde örgütlenmiş bir partiyiz. Güvenlikli çalışma sanatında ihtisaslaşarak yetkinleşme her komünist partinin ve militanın temel karakteristik özelliklerinden birisi olduğunu nasıl unutabiliriz ki!

Bu bağlamda, attığımız ve atacağımız her adım, güvenlikli çalışma sanatının ilke, kural ve normlarına uygun olmalıdır. Bu iş, bir yaşam tarzına, doğal bir alışkanlığa dönüşmelidir. "Kötü günler"de iyi, "iyi günler"de kötü bir tarzla siyasi polise karşı örgütsel süreklilik, güvenceye alınmaz; hak etmediğimiz kayıplar önlenemez; zayıflıklarımızla hesaplaşılamaz; hep birkaç adım önde olunamaz; 2. Kongremizin çağrılarına ve direktiflerine yanıt verilemez...

Partiyi düşman karşısında zayıf düşüren zaaflardan bir diğeri de görevler ile kurallar arasındaki ilişkinin yeterince kavranmaması ve çeşitli biçimlerde ihlal edilmesidir.

Örgütler ve kadrolar, aldıkları görevleri yerine getirirken bu görevlerin mutlaka belli ilkelere, kurallara, normlara bağlı tarzda yerine getirilmesi gerektiğini içselleştirmelidir. Önemli olan, asıl olan, bir görevin, devrimci bir işin nasıl olursa olsun yerine getirilmesi, bir an önce yerine getirilmesi değildir. Aksine her görevin, devrimci işin, parti çizgisinde, parti tüzüğüne, güvenlikli çalışma sanatının gereklerine bağlı tarzda gerçekleştirilmesidir. Siyasi çizgiyi, tüzüğü, örgütsel çizgiyi, güvenlikli çalışma sanatını ihlal ederek yapılan işin, yerine getirilen görevin, parti tarzıyla, örgütsel sağlamlaşmayla, uzmanlaşma ve kurumsallaşma, parti disiplinin yükseltilmesiyle hiçbir ilişkisi yoktur.

Parti işi, mutlaka yapılmalıdır. Parti işi zamanında yapılmalıdır. Ama bu, parti kurallarına, güvenlikli çalışmanın ilke ve kurallarına bağlı tarzda yapılmalıdır. Kurallarla görevler ilişkisi içselleşmiş bir bütün halinde pratikleşmelidir. Önemli olan, örneğin, bir randevuya herhangi bir biçimde gitmek, görüşmek, ayrılmak değildir. Önemli olan, güvenlikli çalışma sanatının temel bileşenlerinden biri olan randevuların örgütlenişini, bu sanatın ve randevu sisteminin özgün sisteminin birliği temelinde ele alarak randevuya gitmek, görüşmek, ayrılmak, yeni yapılacak randevuları buna göre biçimlendirmek ve geliştirmektedir...

Stratejik ve geniş ufuklu düşünme ve günlük parti faaliyetini bu bakış açısıyla bağlı örgütleme yeteneğinden, olgunluğundan yoksun olan ya da zayıf olan, planlı çalışma ve zamanı iyi değerlendirme iradesi koyamayan, düşünmeden koşuşturan, sürece, yasalarına, çalışmanın sorunlarına yeterince hakim olamayan, günübirlik düşünüp günü kurtarmayı temel alan, çalışmalarını (örgüt ve birey bağlamında) günlük, haftalık, aylık vb. denetlemeyen, her bakımdan, o arada, güvenlikli çalışmanın gerekleri bakımından, sistemli ve derinlemesine denetlemeyen, bunun için gerekli zamanı ''bulamayan'' bir kafa yapısı, bir tarz elbetteki bunu başaramaz.

Oysa bu tarz yıkılması gereken ilkel, amatör (dar pratikçi) tarzdır. Bu tarzda kuralların bütünlüğü, istikrarlı uygulama, görevleri sınıf mücadelesinin ve kuralların öngördüğü çerçevede çözme iradesi ya yoktur ya da zayıftır.

"Görevler çok, yetişmem gerekiyor, böyle de olunca gizlilik ve disiplin ihlali kaçınılmaz oluyor, kurallara bağlı kalındığında zaman kaybı çok oluyor" vb. gibi değerlendirme ve eğilimler, küçük burjuva niteliktedir ve kesin bir şekilde ret ve mahkum edilmelidir.

Partili isek, parti tarzında ustalaşacaksak, iktidar mücadelesi gibi büyük zorluklarla dolu amansız ve acımasız bir kavganın içindeysek (ki, öyledir), o zaman bu vb. yakınma ve eğilimler kabul edilemez. Her parti işi çözülmelidir, her parti görevi kesin bir tarzda parti değerleri ve tarzı temelinde yapılmalıdır. Herkes buna göre şekillenmelidir. Zaman buna göre kullanılmalıdır. Nitelikli, yıkılmaz, zaferi koparıp alacak, militan bir parti ancak böyle inşa edilecektir.

Sınıf mücadelesi, zor bir mücadeledir. Partili olmak özel nitelikler gerektirir. Önemli olan, zoru başarmaktır. Kolaycılık vb. proletaryaya ve önder partisine değil, küçük burjuvaziye ait bir değer yargısıdır. Önemli olan, iş yapmak, ne tarzda olursa olsun iş yapmak değildir. Önemli olan, parti tarzında, parti ilke, kural, normları temelinde iş yapmaktır, başarılar kazanmaktır, geleceği fethetmektir. Kuralsızlık hiçbir gerekçeyle haklı gösterilemez. Kuralsız iş teori ve pratiği hangi biçimde teorize edilirse edilsin, ilkesizdir ve parti yaşamından kovulmalıdır. İşin ehli bir parti, işin ehli kadrolar ancak böyle yetişir. Bize de böyle örgütler ve kadrolar gerekli...

Parti, örgütlerin, kadroların basit bir toplamı değildir. O, tüm bunların organik, kolektif sentezidir. Her konuda olduğu gibi, illegalite ve polise karşı mücadele sanatı alanında da başarı ya da başarısızlığı belirleyen temel ölçütlerden biri de, bir doğru ortaya konulduktan sonra, bu doğrunun kolektif irade (başta da önder ve yönetici merkez ve kadrolar) tarafından ne ölçüde uygulanıp uygulanmadığıdır. Eğer doğru olan şey kolektif iradeye dönüşmüşse ve uygulamaya yol gösterecek denli içselleştirilmişse, o zaman başarı kaçınılmazdır.

İşte güvenlikli çalışma sanatında partiyi zayıf düşüren, siyasi polisin darbeler indirmesine hizmet eden zaaflardan biri de bu alanda, bu sanatın yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya yeterince sağlam, tutarlı, birbirini bütünleyen bir iradeye dönüşememiş olmasında ortaya çıkıyor. Falan yoldaşların, falan organların bu alanda iyi olması yetmiyor, yetmez de. Kadrolar, organlar, merkezi ya da yerel çalışmanın değişik sektörlerinin, alt ve üst organların iyi olması, birbirini tamamlayan bir bütün halinde hareket etmesi gerekiyor.

Çünkü, aksi taktirde pek çok açığın verilmesi, iyi olan bir üst organın uygulama ve yönlendirmesinin alt organ ve kadrolar tarafından kötü uygulamayla boşa çıkarılması kaçınılmazdır.

Deneylerimiz bunu da defalarca doğrulamadı mı!

O halde güvenlikli çalışma sanatı, alanında her düzeyde komple bir parti iradesi ve uygulaması inşa edilerek geliştirilmelidir.

Bu amaçla parti önderliğinin inisiyatifinde stratejik yönetici çekirdeklerimiz, kendi pratikleriyle hesaplaşarak ilerleme çizgisinde yoğunlaşmalı, örgüt ve kadrolara, örgütlü sempatizanlara örnek ve önder olmalıdırlar.

Siyasi polisin yönelimini ifade eden her belirti, anında incelenip tedbirler vb. alınmalı; bu tip olgular kolektif bir eğitim aracına dönüştürülmelidir.

Organ sekreterleri, her bakımdan olduğu gibi bu alanda da örnek olmalı, önderleşmenin mantığına uygun bir enerji ve inisiyatif göstermelidirler.

İçerisinden geçtiğimiz dönemin ayırıcı özelliklerinden birisi olarak güvenlikli çalışma tarzında niteliği geliştirme sorunu, organ toplantılarında gündem maddesi yapılmalıdır. Bu amaçla çıkacak materyal, özdeneyimlerimiz, devrimci örgütlerin deneyleri, piyasada bulunan kitap vb. materyallere ulaşılmalı, incelenmeli, tartışılmalı, donanım ve savaş yeteneğimizi geliştirmenin aracı yapılmalıdır. "Komünist Enternasyonal'de Örgütlenme Sorunları", "Devrimciye Öğütler", "Analiz", "Hile Yolu", "CİA Günlüğü", "Sun Tzu'nun Savaş Sanatı", "AEP İnşası ve Yaşantısı" gibi kitaplar ilk akla gelebilen ve önerilebilecek birkaç materyaldir.

Güvenlikli çalışma sanatında yansıyan hata, zaaf ve eksikliklere karşı mücadelede başlıca yöntem, ikna, eğitim ve denetim olmakla birlikte, sadece bununla sınırlı değildir ve olamaz. Eğitim ve derinlemesine denetim, mutlaka örgütsel tedbirler ve disiplin cezalarıyla birlikte ele alınmalı, ikinciler proleter adalet mekanizmasının, hesaplaşma ve yenilenme sürecinin aktif birer bileşeni olarak mutlaka kullanılmalıdır. Özellikle temel yönetici kademelerin ve deneyimli kadroların bu alandaki zaaflarına karşı hoşgörü gösterilmemeli, genç ve deneyimsiz yoldaşların eğitimine ve yetiştirilmesine de özel önem verilmelidir.

Yerel örgütler, deneyleri parti merkezine sunmada, parti basını aracılığıyla duyurmada edilgenliklerini hızla aşmalıdırlar.

Güvenlikli çalışma sanatında başarısız yönetici ve kadrolar, eğitim ve denetime rağmen kendilerini yenileyemiyorlarsa, ikircimsiz görevlerinden alınmalı, yeteneklerine uygun alanlarda görevlendirilmelidirler.

Sonuç itibariyle; söz konusu zaaflara karşı tam bir seferberlik örgütlenmelidir. Partinin bu alanda da donanımı, niteliği, tarzı, yöntemleri, manevra ve savaş yeteneği yükseltilmelidir.

Bu yenilenme, dar pratikçi tarzdan koparak parti tarzında profesyonelleşme, her düzeyde önderleşme ve partinin savaş yeteneğini yükseltme hedefine bağlı ele alınmalıdır. Parti olarak, kadrolar olarak, örgütler olarak, parti değerleri ve gereksinmeleri temelinde kendimizle hesaplaşmada ilkeli olmalıyız. Can düşmanlarımıza sürekli taze kan taşıyan zayıflıklarımızla hesaplaşmada amansız olmalıyız. Partimiz her alanda olduğu gibi güvenlikli çalışma sanatındaki ustalığı ve savaş yeteneğiyle de kitlelere ve dostlara güven, düşmana korku salmalıdır.

* Bu yazı "Partinin Sesi"nden alınmıştır. Sayı 11, Aralık 1997 / Ocak 1998