İstanbul’da Uluslararası Filistin ve Ortadoğu Konferansı
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Kapsamlı ve canlı tartışmaların ardından konferans, başka noktaların yanı sıra, Filistin ulusal mücadelesinin, Kudüs'ün başkent olduğu bağımsız bir Filistin devleti kurma, tüm mültecilerin geri dönüş hakkının tanınması ve kendi kaderini tayin hakkı olmak üzere temel taleplerinin desteklenmesi sonucuna ulaştı.

 

01 Haziran 2009 /Enternasyonal Bülten/ Sayı: 82  

Filistin'e yönelik 1948'de gerçekleşen Siyonist işgalden bu yana Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı için mücadelesi dünya antiemperyalist güçlerinin gündeminde olagelmiştir. İntifada'nın değişik dönemlerinde, kadınları ve hatta çocukları da içeren militan mücadelesiyle ezilen halklara umut veren Filistin, en zor koşullar altında bile boyun eğmeyerek antiemperyalist direnişin simgesi haline gelmiştir.
Filistin'in özgürlük mücadelesini desteklemek ve sadece sözde değil eylemde de dayanışma göstermek her tutarlı antiemperyalist, devrimci ve komünist örgütün en temel görevleri arasındadır. Geçtiğimiz yılın sonunda Gazze'ye yönelik gerçekleştirilen vahşi saldırı sırasında uluslararası dayanışmaya olan acil ihtiyaç bir kez daha açık hale gelmiştir. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da, Filistin gerçeğini daha yakından ve derinlikli kavramak ve Filistin'e kapsamlı, etkin ve bilinçli destek vermeye halkı seferber etmek için Filisin Halkıyla Dayanışma Derneği (FHDD) kuruldu. Filistin davası hakkında bilgilendirmeye, somut dayanışma örgütlemeye ve Ortadoğu halkları arasında kardeşliği güçlendirmeye adanan bu inisiyatif, bir Uluslararası Filistin ve Ortadoğu Konferansı örgütledi.
"Uluslararası Filistin ve Ortadoğu Konferansı" değişik konularda atölye çalışmalarını da içeren yoğun bir hazırlık sürecinin ardından, 16-17 Mayıs 2009'da İstanbul'da gerçekleştirildi. Konferansa Filistin, Lübnan, Hollanda ve Güney Afrika'dan aralarında FDKC Dış İlişkiler Komitesi'nden Fawaz Hamad ve FHKC temsilcisi Leyla Halid'in de bulunduğu çok sayıda uluslararası konuk katıldı. İki günlük konferans boyunca katılımcılara ülkemizden katılan konukların yaptığı sunumlara ek olarak şu örgütlerin temsilcilerince sunumlar yapıldı: FDKC, FHKC, HAMAS, Abna El Balad, El Awda Filistinliler Ağı, Güney Afrika Filistin'le Dayanışma Komitesi, İsrail'e Karşı Akademik Boykot Grubu ve Lübnan Komünist Partisi.
Konferans, Filistin özgürlük mücadelesinde şehit düşenler anısına bir dakikalık saygı duruşu ve ardından Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği başkanı Füsun Bandır'ın konuşmasıyla başladı. Bandır konuşmasında konferansın amaçları üzerine şunları söyledi: "Sadece Filistin bir şeyler söylemek, yardım toplamak için değil. Toprağına sahip çıkan Filistin'i tanımak, anlamak bir şeyler yapmak istedik". Bandır ayrıca Filistin'le dayanışmayı büyütmek için yürütülen mücadelede, doldurmaya çalıştıkları akademik bir boşluğun varolduğunu belirtti. "6 ay önce atölyeler oluşturduk. Filistin için bir şeyler öğrenmek isteyen arkadaşlarımızla bir araya geldik" dedi. Bandır ilgili kaynakların oldukça az sayıda olduğunu sözlerine ekleyerek, bu nedenle bir Filistin Kütüphanesi kurmak istediklerini belirtti.
Konferansın gündemini şu altı madde oluşturdu: 1) "Siyonizmin Tarihi Ve Bugünü", 2) "Filistin'de İnsan Hakları İhlalleri ve Mülteciler Sorunu", 3) "Filistin'de Ulusal Kurtuluş Mücadelesi, Siyasal Örgütlenmeler ve Ortadoğu'ya Etkisi", 4) "Emperyalizm, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Filistin", 5) "Filistin Sorununa Çözüm Perspektifleri", 6) "Türkiye ve Dünyadan Filistinle Dayanışma Kampanyaları ve Öneriler". Bu 6 oturumun her birine ilişkin atölyelerin sunumları ve ek sunumlar yapıldı, ardından soru ve cevaplarla oturumlar sürdü.
Konferansın birinci gününde "Siyonizmin tarihi ve bugünü" başlıklı ilk oturuma Hollandalı yazar Peter Edel ile İstanbul'da bulunan Nazım Hikmet Marksist Bilimler Akademisi eğitmeni yazar İbrahim Okçuoğlu katıldı. Bu konu üzerine yapılan atölye çalışmasının sonuçlarını Muhammed İsmail Al Safin sunarken, bu ilk oturumun moderatörlügünü gazeteci Memik Horuz üstlendi. Horuz, Türkiye'deki devrimciler için Filistinlilere yönelik saldırıların taşıdığı önemin altını çizdi.
Okçuoğlu, siyonistlerin "Ortak kültür, dil, toprak ve fiziki birleşmeleri olmayan bir topluluğu biyolojik olarak ulus yapmak istediğini" belirtirken, Edel konuşmasında siyonistlerle Nazilerin 1939'a kadarki işbirliği ve İsrail devletinin kuruluş yılları hakkında bilgi verdi. Katılımcıları selamlayan Al Safin ise "Siyonizm nedir? Siyonizm gerçeği ve İsrail devletinin kuruluşu" konularında bilgilendirme yaparken, Siyon dağından ismini alan siyonizmin 1860'larda ortaya çıktığını söyledi.
İkinci gündem maddesi "Filistin'de insan hakları ihlalleri ve mülteciler sorunu" oldu. Bu oturumda atölye çalışmaları adına sunumu Aslı Bingöl gerçekleştirirken, Filistin nüfusunun %70'inin mülteci durumda olduğunu belirtti ve Filistinlilerin karşılaştıkları saldırıları anlattı. Araştırmacı yazar Mete Çubukçu, Filistin Esirler Komitesi Üyesi ve Lübnan Komünist Partisi'nden Anwar Yasin, Dönüş Hakkı Komiteleri Birliği Başkanı Gassan Abbud'un konuşmacı olduğu bu oturuma Gazze Sağlık Komitesi'nden Dr. Yusuf Awdalla da telefonla katıldı.
Üçüncü oturumda ilk konuşmacı olan FHKC temsilcisi Leyla Halid, FHKC deneyimi hakkında konuşma yaptı ve FHKC Genel Sekreteri Ahmed Saadat'in selamlarını sundu. Halid ayrıca Çakal Carlos olarak bilinen ve Fransa'da ömür boyu hapse mahkum olan Ilich Ramirez Sanchez'in selamlarını da iletti. Halid, Filistinli kadınların mücadeleye katılımına değinirken, "Filistin kadın mücadelesini, genel mücadeleden ayıramayız, onun bir parçası" dedi. Bu bölümde ayrıca araştırmacı yazar Mukaddes Erdogdu Çelik, Türkiye Devrimci Hareketi ile Filistin'in ilişkisine dair konuştu. Çelik, ilk ilişkilerin, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin'e gittiği 1971 sonrası sürece denk geldiğini anlattı.
Konferansın ikinci gününde "Emperyalizm, BOP ve Filistin" başlığı altında FDKC Dış İlişkiler Komitesinden Fawaz Hamad, FHKC Siyasi Bürosundan Nasser Ali, eski milletvekili Mehmet Bekaroğlu ve FHDD tarafından konferans öncesinde gerçekleştirilen atölye çalışmaları kapsamında da Musa Kılıç konuştu. Kılıç, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin tarihinden, stratejisinden ve amaçlarından bahsederken BOP'u "Halkın kendi kültüründen, kendi değerlerinden uzaklaştırılması projesi" olarak niteledi. Nasser Ali bu emperyalist projenin 5 ayağı olduğunu, bunların Arap hükümetlerinin emperyalizme bağımlılığı, bölgesel işbirliği, Siyonizm ve bölgenin ABD tarafından işgali olduğunu söyledi.
"Filistin sorununa çözüm perspektifleri" bölümünde ise tüm panelistlerin ifade ettiği başlıca görüş, tek çözümün direniş olduğuydu. FHKC'den Leyla Halid, FDKC'den Usama Tamim, HAMAS'tan Nawaf Tekruni, Abna El Balad'dan Hatim Shahla'nın yanı sıra Alp Altinörs de bu oturumda FHDD'nin düzenlediği atölye çalışması adına bir sunum yaptı. Altinörs şöyle konuştu: "Biz sorunun bir İsrail sorunu, Yahudi ırkçılığı sorunu olduğunu tespit ettik. Ve Yahudi ırkçısı bir siyonist rejim var oldukça iki devletli değil, ancak bir İsrail devleti ve bunun yanında birkaç küçük Filistin bölgesi var olabileceği fikrine ulaştık. Bunu daha önce tarihte deneyenler oldu. Güney Afrika ırkçı rejimi kendi içinde küçük devletler yarattı. Ve siyah halkı köle gibi hapsetmeye çalıştı buralara. Ve bugün de görüyoruz ki Yahudi ırkçısı bir siyonist rejim var oldukça a) Başkenti Kudüs olan, b) tam devlet egemenliğine sahip c) toprak bütünlüğü bulunan d) mültecilerin geri dönüş hakkını sağlayacak bağımsız bir Filistin devleti asla mümkün olmayacaktır."
Leyla Halid, "İsrail'i kabul etmek, insanlığa, tarihe aykırı bir durum. Ona güç verirsek bir kanser gibi çoğalacak. Onu köklerinden çıkartmamız gerekiyor. Direniş tek çözümdür." dedi. Halid, Türkiye halklarına ve dünyaya çağrıda bulunarak, geçmişte Güney Afrika için olduğu gibi, İsrail'i boykota çağırdı. Usama Tamim, Filistin devletinin kurulmasından vazgeçmeyeceklerinin altını çizerken, bunun tüm örgütlerin ortak fikri olduğuna dikkat çekti.
Konferansın son oturumunda İbrahim Al Baz (Al Awda Filistinliler Ağı), Na'eem Jeenah (Güney Afrika Filistin Dayanışma Komitesi adına Hollanda'da yürütülen dayanışma kampanyası hakkında), Rena Barakat (İsrail'e karşı Akademik Boykot Grubu), Emin Dağ (İnsani Yardım Vakfı) ve Füsun Bandır (Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği) sunum yaptı. Bandır, "İnsanlara sorduğunuzda Filistin sorununu, ya taş atan çocuk ya da mücadele eden bir halk diyecektir. Ama Filistin sorunu yalnızca bu değildir. Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde Ortadoğu ve Filistin üzerinde uygulanmaya çalışılan politikaları biz burada yapılan konuşmalarda dinledik, Filistinli konuklarımızdan da dinledik. Bugün İsrail, Filistin mücadelesini savunanları antisemitizmle suçluyor. Hayır biz hiçbir zaman antisemitist olmadık. Biz geçmişte de olduğu gibi ezilen Yahudi halkının da yanındayız. Biz siyonizme karşı duruşumuzla Filistin halkının yanında olmayı sürdüreceğiz" dedi.
Kapsamlı ve canlı tartışmaların ardından konferans, başka noktaların yanı sıra, Filistin ulusal mücadelesinin, Kudüs'ün başkent olduğu bağımsız bir Filistin devleti kurma, tüm mültecilerin geri dönüş hakkının tanınması ve kendi kaderini tayin hakkı olmak üzere temel taleplerinin desteklenmesi sonucuna ulaştı.


 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

İstanbul’da Uluslararası Filistin ve Ortadoğu Konferansı
fc Share on Twitter
 

Kapsamlı ve canlı tartışmaların ardından konferans, başka noktaların yanı sıra, Filistin ulusal mücadelesinin, Kudüs'ün başkent olduğu bağımsız bir Filistin devleti kurma, tüm mültecilerin geri dönüş hakkının tanınması ve kendi kaderini tayin hakkı olmak üzere temel taleplerinin desteklenmesi sonucuna ulaştı.

 

01 Haziran 2009 /Enternasyonal Bülten/ Sayı: 82  

Filistin'e yönelik 1948'de gerçekleşen Siyonist işgalden bu yana Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı için mücadelesi dünya antiemperyalist güçlerinin gündeminde olagelmiştir. İntifada'nın değişik dönemlerinde, kadınları ve hatta çocukları da içeren militan mücadelesiyle ezilen halklara umut veren Filistin, en zor koşullar altında bile boyun eğmeyerek antiemperyalist direnişin simgesi haline gelmiştir.
Filistin'in özgürlük mücadelesini desteklemek ve sadece sözde değil eylemde de dayanışma göstermek her tutarlı antiemperyalist, devrimci ve komünist örgütün en temel görevleri arasındadır. Geçtiğimiz yılın sonunda Gazze'ye yönelik gerçekleştirilen vahşi saldırı sırasında uluslararası dayanışmaya olan acil ihtiyaç bir kez daha açık hale gelmiştir. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da, Filistin gerçeğini daha yakından ve derinlikli kavramak ve Filistin'e kapsamlı, etkin ve bilinçli destek vermeye halkı seferber etmek için Filisin Halkıyla Dayanışma Derneği (FHDD) kuruldu. Filistin davası hakkında bilgilendirmeye, somut dayanışma örgütlemeye ve Ortadoğu halkları arasında kardeşliği güçlendirmeye adanan bu inisiyatif, bir Uluslararası Filistin ve Ortadoğu Konferansı örgütledi.
"Uluslararası Filistin ve Ortadoğu Konferansı" değişik konularda atölye çalışmalarını da içeren yoğun bir hazırlık sürecinin ardından, 16-17 Mayıs 2009'da İstanbul'da gerçekleştirildi. Konferansa Filistin, Lübnan, Hollanda ve Güney Afrika'dan aralarında FDKC Dış İlişkiler Komitesi'nden Fawaz Hamad ve FHKC temsilcisi Leyla Halid'in de bulunduğu çok sayıda uluslararası konuk katıldı. İki günlük konferans boyunca katılımcılara ülkemizden katılan konukların yaptığı sunumlara ek olarak şu örgütlerin temsilcilerince sunumlar yapıldı: FDKC, FHKC, HAMAS, Abna El Balad, El Awda Filistinliler Ağı, Güney Afrika Filistin'le Dayanışma Komitesi, İsrail'e Karşı Akademik Boykot Grubu ve Lübnan Komünist Partisi.
Konferans, Filistin özgürlük mücadelesinde şehit düşenler anısına bir dakikalık saygı duruşu ve ardından Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği başkanı Füsun Bandır'ın konuşmasıyla başladı. Bandır konuşmasında konferansın amaçları üzerine şunları söyledi: "Sadece Filistin bir şeyler söylemek, yardım toplamak için değil. Toprağına sahip çıkan Filistin'i tanımak, anlamak bir şeyler yapmak istedik". Bandır ayrıca Filistin'le dayanışmayı büyütmek için yürütülen mücadelede, doldurmaya çalıştıkları akademik bir boşluğun varolduğunu belirtti. "6 ay önce atölyeler oluşturduk. Filistin için bir şeyler öğrenmek isteyen arkadaşlarımızla bir araya geldik" dedi. Bandır ilgili kaynakların oldukça az sayıda olduğunu sözlerine ekleyerek, bu nedenle bir Filistin Kütüphanesi kurmak istediklerini belirtti.
Konferansın gündemini şu altı madde oluşturdu: 1) "Siyonizmin Tarihi Ve Bugünü", 2) "Filistin'de İnsan Hakları İhlalleri ve Mülteciler Sorunu", 3) "Filistin'de Ulusal Kurtuluş Mücadelesi, Siyasal Örgütlenmeler ve Ortadoğu'ya Etkisi", 4) "Emperyalizm, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Filistin", 5) "Filistin Sorununa Çözüm Perspektifleri", 6) "Türkiye ve Dünyadan Filistinle Dayanışma Kampanyaları ve Öneriler". Bu 6 oturumun her birine ilişkin atölyelerin sunumları ve ek sunumlar yapıldı, ardından soru ve cevaplarla oturumlar sürdü.
Konferansın birinci gününde "Siyonizmin tarihi ve bugünü" başlıklı ilk oturuma Hollandalı yazar Peter Edel ile İstanbul'da bulunan Nazım Hikmet Marksist Bilimler Akademisi eğitmeni yazar İbrahim Okçuoğlu katıldı. Bu konu üzerine yapılan atölye çalışmasının sonuçlarını Muhammed İsmail Al Safin sunarken, bu ilk oturumun moderatörlügünü gazeteci Memik Horuz üstlendi. Horuz, Türkiye'deki devrimciler için Filistinlilere yönelik saldırıların taşıdığı önemin altını çizdi.
Okçuoğlu, siyonistlerin "Ortak kültür, dil, toprak ve fiziki birleşmeleri olmayan bir topluluğu biyolojik olarak ulus yapmak istediğini" belirtirken, Edel konuşmasında siyonistlerle Nazilerin 1939'a kadarki işbirliği ve İsrail devletinin kuruluş yılları hakkında bilgi verdi. Katılımcıları selamlayan Al Safin ise "Siyonizm nedir? Siyonizm gerçeği ve İsrail devletinin kuruluşu" konularında bilgilendirme yaparken, Siyon dağından ismini alan siyonizmin 1860'larda ortaya çıktığını söyledi.
İkinci gündem maddesi "Filistin'de insan hakları ihlalleri ve mülteciler sorunu" oldu. Bu oturumda atölye çalışmaları adına sunumu Aslı Bingöl gerçekleştirirken, Filistin nüfusunun %70'inin mülteci durumda olduğunu belirtti ve Filistinlilerin karşılaştıkları saldırıları anlattı. Araştırmacı yazar Mete Çubukçu, Filistin Esirler Komitesi Üyesi ve Lübnan Komünist Partisi'nden Anwar Yasin, Dönüş Hakkı Komiteleri Birliği Başkanı Gassan Abbud'un konuşmacı olduğu bu oturuma Gazze Sağlık Komitesi'nden Dr. Yusuf Awdalla da telefonla katıldı.
Üçüncü oturumda ilk konuşmacı olan FHKC temsilcisi Leyla Halid, FHKC deneyimi hakkında konuşma yaptı ve FHKC Genel Sekreteri Ahmed Saadat'in selamlarını sundu. Halid ayrıca Çakal Carlos olarak bilinen ve Fransa'da ömür boyu hapse mahkum olan Ilich Ramirez Sanchez'in selamlarını da iletti. Halid, Filistinli kadınların mücadeleye katılımına değinirken, "Filistin kadın mücadelesini, genel mücadeleden ayıramayız, onun bir parçası" dedi. Bu bölümde ayrıca araştırmacı yazar Mukaddes Erdogdu Çelik, Türkiye Devrimci Hareketi ile Filistin'in ilişkisine dair konuştu. Çelik, ilk ilişkilerin, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin'e gittiği 1971 sonrası sürece denk geldiğini anlattı.
Konferansın ikinci gününde "Emperyalizm, BOP ve Filistin" başlığı altında FDKC Dış İlişkiler Komitesinden Fawaz Hamad, FHKC Siyasi Bürosundan Nasser Ali, eski milletvekili Mehmet Bekaroğlu ve FHDD tarafından konferans öncesinde gerçekleştirilen atölye çalışmaları kapsamında da Musa Kılıç konuştu. Kılıç, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin tarihinden, stratejisinden ve amaçlarından bahsederken BOP'u "Halkın kendi kültüründen, kendi değerlerinden uzaklaştırılması projesi" olarak niteledi. Nasser Ali bu emperyalist projenin 5 ayağı olduğunu, bunların Arap hükümetlerinin emperyalizme bağımlılığı, bölgesel işbirliği, Siyonizm ve bölgenin ABD tarafından işgali olduğunu söyledi.
"Filistin sorununa çözüm perspektifleri" bölümünde ise tüm panelistlerin ifade ettiği başlıca görüş, tek çözümün direniş olduğuydu. FHKC'den Leyla Halid, FDKC'den Usama Tamim, HAMAS'tan Nawaf Tekruni, Abna El Balad'dan Hatim Shahla'nın yanı sıra Alp Altinörs de bu oturumda FHDD'nin düzenlediği atölye çalışması adına bir sunum yaptı. Altinörs şöyle konuştu: "Biz sorunun bir İsrail sorunu, Yahudi ırkçılığı sorunu olduğunu tespit ettik. Ve Yahudi ırkçısı bir siyonist rejim var oldukça iki devletli değil, ancak bir İsrail devleti ve bunun yanında birkaç küçük Filistin bölgesi var olabileceği fikrine ulaştık. Bunu daha önce tarihte deneyenler oldu. Güney Afrika ırkçı rejimi kendi içinde küçük devletler yarattı. Ve siyah halkı köle gibi hapsetmeye çalıştı buralara. Ve bugün de görüyoruz ki Yahudi ırkçısı bir siyonist rejim var oldukça a) Başkenti Kudüs olan, b) tam devlet egemenliğine sahip c) toprak bütünlüğü bulunan d) mültecilerin geri dönüş hakkını sağlayacak bağımsız bir Filistin devleti asla mümkün olmayacaktır."
Leyla Halid, "İsrail'i kabul etmek, insanlığa, tarihe aykırı bir durum. Ona güç verirsek bir kanser gibi çoğalacak. Onu köklerinden çıkartmamız gerekiyor. Direniş tek çözümdür." dedi. Halid, Türkiye halklarına ve dünyaya çağrıda bulunarak, geçmişte Güney Afrika için olduğu gibi, İsrail'i boykota çağırdı. Usama Tamim, Filistin devletinin kurulmasından vazgeçmeyeceklerinin altını çizerken, bunun tüm örgütlerin ortak fikri olduğuna dikkat çekti.
Konferansın son oturumunda İbrahim Al Baz (Al Awda Filistinliler Ağı), Na'eem Jeenah (Güney Afrika Filistin Dayanışma Komitesi adına Hollanda'da yürütülen dayanışma kampanyası hakkında), Rena Barakat (İsrail'e karşı Akademik Boykot Grubu), Emin Dağ (İnsani Yardım Vakfı) ve Füsun Bandır (Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği) sunum yaptı. Bandır, "İnsanlara sorduğunuzda Filistin sorununu, ya taş atan çocuk ya da mücadele eden bir halk diyecektir. Ama Filistin sorunu yalnızca bu değildir. Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde Ortadoğu ve Filistin üzerinde uygulanmaya çalışılan politikaları biz burada yapılan konuşmalarda dinledik, Filistinli konuklarımızdan da dinledik. Bugün İsrail, Filistin mücadelesini savunanları antisemitizmle suçluyor. Hayır biz hiçbir zaman antisemitist olmadık. Biz geçmişte de olduğu gibi ezilen Yahudi halkının da yanındayız. Biz siyonizme karşı duruşumuzla Filistin halkının yanında olmayı sürdüreceğiz" dedi.
Kapsamlı ve canlı tartışmaların ardından konferans, başka noktaların yanı sıra, Filistin ulusal mücadelesinin, Kudüs'ün başkent olduğu bağımsız bir Filistin devleti kurma, tüm mültecilerin geri dönüş hakkının tanınması ve kendi kaderini tayin hakkı olmak üzere temel taleplerinin desteklenmesi sonucuna ulaştı.