|
Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın değişik illerinden 40'ı aşkın TEKEL işletmesinde çalışan 12 bin işçi 15 Aralık'ta özlük haklarının geri verilmesi ve kadrolu iş talebiyle Ankara'da bir araya geldi. Ankara eylemi, TEKEL'in özelleştirilmesiyle birlikte işçilerin çok düşük ücretle ve daha uzun iş saatleriyle çalışma koşullarına zorlanması karşısında gelişen protestoların doruk noktası oldu.{divide} Bugüne kadar protestolara kulaklarını tıkayan Türk burjuva devleti, TEKEL işçilerinin Ankara direnişine de polis copu ve biber gazıyla saldırdı. Özelleştirme karşıtı mücadelede özel bir yeri olan TEKEL işçileri bugüne dek birçok direniş gerçekleştirdi. Son olarak geçen yıl özelleştirme karşıtı mücadeleyi yükselten TEKEL işçileri yine Ankara'da polis saldırısına uğramıştı. Ankara eyleminin dikkat çeken bir özelliği, sömürgeci faşist rejimin Türk-Kürt çatışması temelinde etnik savaş kışkırtmacılığı yaptı ve Kürt halkına yönelik saldırılarında Türk işçi ve emekçilerini kışkırtarak kullanmaya çalıştığı bu süreçte Türk ve Kürt işçilerin buluşmasıydı. İşçi sınıfının gerici boğazlaşmalar karşısında Türk ve Kürt işçi ve emekçilerinin mücadelesinde oynayabileceği birleştirici rolü bir kez daha gösteren Ankara eylemi, polis saldırılarına rağmen kararlı bicimde sürüyor. Polis saldırısı sonucu 3 işçi kalp krizi geçirdi ve onlarca işçi yaralandı, çok sayıda sendikacı ve işçi gözaltına alındı. Eylemde kadınların katılımı ve militanlığı dikkat çekti. TEKEL işçilerine saldıran polis gaz bombaları ve tazyikli su ile işçilerin iradesini kırmayı hedeflese de, bu saldırıyı boşa çıkaran işçiler sorunları çözülmeden Ankara'dan ayrılmayacaklarını belirtiler. Şu anda Ankara bekleyişlerini sürdüren Tekel işçileri haklarını almadan dönmemeye kararlı.
|
|
|
|
|
|
|