Türkiye’de Seçim Süreci Ve Siyasal Gerginlik
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Partimiz MLKP bağımsız devrimci sosyalist adayları desteklemektedir. Seçim taktiği ve çalışmalarını, Türkiye devrimi bakımında stratejik öneme sahip birleşik devrimci bir cephenin oluşması ihtiyacına dayandırmaktadır. Seçim çalışmaları ve ortak çalışmayı buna hizmet edecek bir araç görmektedir.

 

01 Mayıs 2011 /Enternasyonal Bülten / Sayı: 104

 

12 Haziran 2011 günü Türkiye ve K. Kürdistan'da Parlamento seçimleri yapılacak. Türkiye halkları, burjuva düzen partilerinin seçim listeleri ve bağımsız adaylar içinde 550 milletvekili seçecek. Bu vekillerin 12 Haziran sonrası parlamentoda yeni bir "sivil anayasa"nın kurucusu olacakları tartışılmakta, propaganda edilmektedir.
Türkiye'de islami motifli AKP(Adalet Ve Kalkınma Partisi) son 8 yılda tek başına hükümet etmekteydi. Yeni seçimlerde de tek başına hükümet olabilecek vekil sayısına ulaşacağı beklenmektedir. Seçimlerde diğer iddialı partiler ise, burjuva muhalefet partisi olarak CHP(Cumhuriyet Halk Partisi) ve yine Türk milliyetçisi faşist MHP'(Milliyetçi Hareket Partisi)dir. Diğer tarafta içinde BDP'nin de yer aldığı ilerici ve antifaşist parti ve grupların oluşturduğu seçim bloku parlamentoda önemli siyasal bir güç olmayı hedeflemektedir.
Gerici-faşist seçim yasasında öngörülen %10 barajı nedeniyle, Kürt özgürlük hareketini temsilen BDP(Barış Ve Demokrasi Partisi), bağımsız adaylar göstermek suretiyle seçimlere katılmaktadır. %10 barajı işçi, emekçi ve Kürt halkının siyasal iradesinin parlamentoya yansımasını engellemek için getirilen bir barajdır.
Nitekim seçim barajını bağımsız adaylarla aşmaya çalışan BDP'nin desteklediği tanınmış 7 bağımsız adayı ve yine ESP'nin desteklediği ( Ezilenlerin Sosyalist Partisi)bir bağımsız aday YSK(Yüksek Seçim Kurulu) tarafından veto edildi. Bu veto, tartışmasız siyasal bir baskı ve siyasal bir karardı. Kürt halkı 3 günlük serhildanlarla bu saldırıyı geri püskürttü. Bir Kürt genci katledildi. Yüzlercesi gözaltına alında ya da tutuklandı. ESP'nin desteklediği aday da içinde olmak üzere 3 bağımsız adayın dışında diğer Kürt adaylar üzerindeki veto YSK tarafından kaldırıldı. Bu sonuç, Kürt halkının kurşun ve panzere karşı devrimci eylemiyle koparıp aldığı, elde ettiği bir zaferdi. Sömürgeci faşist rejim, Kürt halk serhildanları karşısında geri adım atmak zorunda kaldı. Halkların iradesi nasıl ki, K. Afrika ve Ortadoğu'da diktatörleri kovduysa, Kürt halkı da kendi siyasal iradesine karşı başlatılan bir saldırıyı devrimci eylemiyle püskürtmüş oldu.
Böylece AKP hükümetinin Ortadoğu halklarına model gösterilen "ileri demokrasi"sisi , kitap yasaklama, gazeteci tutuklama, Kürt siyasetçileri tutuklama, gençlik hareketine saldırmanın yanında seçim barajıyla yetinmedi, Kürt siyasetçilere parlamentonun yolunu kapatmaya kadar saldırılarını vardırabildi. Bu hamleler, AKP'nin faşist rejimi, İslami motifle boyaması ve yeniden kurumsallaştırmaya çalışmasıdır. Ateşkes sürecindeki Kürt özgürlük hareketine yönelik tasfiyeci politika, plan ve hamleleri her geçen gün tek tek açığa çıkmaktadır. Bir yandan "Devlet görüşür, hükümet pazarlık eder" diyerek İmralı adasında tutuklu PKK önderi A. Öcalan'la görüşmeler yapılır, ama diğer yandan askeri saldırılar dahil politik tasfiyede ısrar edilir. Seçimlerde BDP'yi yenilgiye uğratmak da tasfiyenin başka bir boyutudur. Zira KCK davası, 2 bin kişilik BDP kadro ve yöneticilerinin tutuklandığı ve dolayısıyla aktif mücadele dışına atıldığı bir davadır. Yine seçim barajı, arkasında veto kararı bu saldırının somut halkalarıdır. Politik alanda tasfiyeci plan ve hamlelerdir.
Bu anlamda 12 Haziran 2011 seçimleri, Kuzey Kürdistan'da önemli siyasi sonuçlar doğuracaktır. BDP'nin oyunu arttırması, sömürgeci faşist rejimin saldırılarının püskürtülmesi, politik alanda Kürt halkının daha güçlü biçimde siyasal iradesini yansıtması, daha fazla vekilin parlamento'ya gönderilmesi, bir yerde referandumu kazanma anlamına gelecektir. Türkiye'de seçim AKP ve CHP arasında geçecekse, Kürdistan'da ise, AKP karşısında BDP daha şimdiden siyasi etkisi ve hakimiyetini kurmuş durumda. Gerek gösterdiği etkili adaylar, gerekse de faşist saldırıları militan bir kitle mücadelesi ve serhildanlarla karşılaması; sömürgeci faşist şiddete karşı devrimci şiddeti örgütlemesi, seçim sürecinin Kürt özgürlük hareketi doğrultusunda işleyeceğini göstermektedir.
Kürdistan'da seçim süreci, rejimle siyasal gerilim ve çatışmalar içinde geçecektir. Sömürgeci rejimin siyasi partileri, askeri, polisi, cami imamları, korucuları ve karanlık JİTEM'i hep AKP cephesinde saflaşacak, diğer yandan BDP ve Kürt halkı bu seçimde iradesini ortaya koyacaktır. 12 Haziran seçimlerinde BDP'nin içinde yer aldığı Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğunun oylarını ve vekil sayısını arttıracağı kesindir.
Partimiz MLKP bağımsız devrimci sosyalist adayları desteklemektedir. Seçim taktiği ve çalışmalarını, Türkiye devrimi bakımında stratejik öneme sahip birleşik devrimci bir cephenin oluşması ihtiyacına dayandırmaktadır. Seçim çalışmaları ve ortak çalışmayı buna hizmet edecek bir araç görmektedir.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

Türkiye’de Seçim Süreci Ve Siyasal Gerginlik
fc Share on Twitter
 

Partimiz MLKP bağımsız devrimci sosyalist adayları desteklemektedir. Seçim taktiği ve çalışmalarını, Türkiye devrimi bakımında stratejik öneme sahip birleşik devrimci bir cephenin oluşması ihtiyacına dayandırmaktadır. Seçim çalışmaları ve ortak çalışmayı buna hizmet edecek bir araç görmektedir.

 

01 Mayıs 2011 /Enternasyonal Bülten / Sayı: 104

 

12 Haziran 2011 günü Türkiye ve K. Kürdistan'da Parlamento seçimleri yapılacak. Türkiye halkları, burjuva düzen partilerinin seçim listeleri ve bağımsız adaylar içinde 550 milletvekili seçecek. Bu vekillerin 12 Haziran sonrası parlamentoda yeni bir "sivil anayasa"nın kurucusu olacakları tartışılmakta, propaganda edilmektedir.
Türkiye'de islami motifli AKP(Adalet Ve Kalkınma Partisi) son 8 yılda tek başına hükümet etmekteydi. Yeni seçimlerde de tek başına hükümet olabilecek vekil sayısına ulaşacağı beklenmektedir. Seçimlerde diğer iddialı partiler ise, burjuva muhalefet partisi olarak CHP(Cumhuriyet Halk Partisi) ve yine Türk milliyetçisi faşist MHP'(Milliyetçi Hareket Partisi)dir. Diğer tarafta içinde BDP'nin de yer aldığı ilerici ve antifaşist parti ve grupların oluşturduğu seçim bloku parlamentoda önemli siyasal bir güç olmayı hedeflemektedir.
Gerici-faşist seçim yasasında öngörülen %10 barajı nedeniyle, Kürt özgürlük hareketini temsilen BDP(Barış Ve Demokrasi Partisi), bağımsız adaylar göstermek suretiyle seçimlere katılmaktadır. %10 barajı işçi, emekçi ve Kürt halkının siyasal iradesinin parlamentoya yansımasını engellemek için getirilen bir barajdır.
Nitekim seçim barajını bağımsız adaylarla aşmaya çalışan BDP'nin desteklediği tanınmış 7 bağımsız adayı ve yine ESP'nin desteklediği ( Ezilenlerin Sosyalist Partisi)bir bağımsız aday YSK(Yüksek Seçim Kurulu) tarafından veto edildi. Bu veto, tartışmasız siyasal bir baskı ve siyasal bir karardı. Kürt halkı 3 günlük serhildanlarla bu saldırıyı geri püskürttü. Bir Kürt genci katledildi. Yüzlercesi gözaltına alında ya da tutuklandı. ESP'nin desteklediği aday da içinde olmak üzere 3 bağımsız adayın dışında diğer Kürt adaylar üzerindeki veto YSK tarafından kaldırıldı. Bu sonuç, Kürt halkının kurşun ve panzere karşı devrimci eylemiyle koparıp aldığı, elde ettiği bir zaferdi. Sömürgeci faşist rejim, Kürt halk serhildanları karşısında geri adım atmak zorunda kaldı. Halkların iradesi nasıl ki, K. Afrika ve Ortadoğu'da diktatörleri kovduysa, Kürt halkı da kendi siyasal iradesine karşı başlatılan bir saldırıyı devrimci eylemiyle püskürtmüş oldu.
Böylece AKP hükümetinin Ortadoğu halklarına model gösterilen "ileri demokrasi"sisi , kitap yasaklama, gazeteci tutuklama, Kürt siyasetçileri tutuklama, gençlik hareketine saldırmanın yanında seçim barajıyla yetinmedi, Kürt siyasetçilere parlamentonun yolunu kapatmaya kadar saldırılarını vardırabildi. Bu hamleler, AKP'nin faşist rejimi, İslami motifle boyaması ve yeniden kurumsallaştırmaya çalışmasıdır. Ateşkes sürecindeki Kürt özgürlük hareketine yönelik tasfiyeci politika, plan ve hamleleri her geçen gün tek tek açığa çıkmaktadır. Bir yandan "Devlet görüşür, hükümet pazarlık eder" diyerek İmralı adasında tutuklu PKK önderi A. Öcalan'la görüşmeler yapılır, ama diğer yandan askeri saldırılar dahil politik tasfiyede ısrar edilir. Seçimlerde BDP'yi yenilgiye uğratmak da tasfiyenin başka bir boyutudur. Zira KCK davası, 2 bin kişilik BDP kadro ve yöneticilerinin tutuklandığı ve dolayısıyla aktif mücadele dışına atıldığı bir davadır. Yine seçim barajı, arkasında veto kararı bu saldırının somut halkalarıdır. Politik alanda tasfiyeci plan ve hamlelerdir.
Bu anlamda 12 Haziran 2011 seçimleri, Kuzey Kürdistan'da önemli siyasi sonuçlar doğuracaktır. BDP'nin oyunu arttırması, sömürgeci faşist rejimin saldırılarının püskürtülmesi, politik alanda Kürt halkının daha güçlü biçimde siyasal iradesini yansıtması, daha fazla vekilin parlamento'ya gönderilmesi, bir yerde referandumu kazanma anlamına gelecektir. Türkiye'de seçim AKP ve CHP arasında geçecekse, Kürdistan'da ise, AKP karşısında BDP daha şimdiden siyasi etkisi ve hakimiyetini kurmuş durumda. Gerek gösterdiği etkili adaylar, gerekse de faşist saldırıları militan bir kitle mücadelesi ve serhildanlarla karşılaması; sömürgeci faşist şiddete karşı devrimci şiddeti örgütlemesi, seçim sürecinin Kürt özgürlük hareketi doğrultusunda işleyeceğini göstermektedir.
Kürdistan'da seçim süreci, rejimle siyasal gerilim ve çatışmalar içinde geçecektir. Sömürgeci rejimin siyasi partileri, askeri, polisi, cami imamları, korucuları ve karanlık JİTEM'i hep AKP cephesinde saflaşacak, diğer yandan BDP ve Kürt halkı bu seçimde iradesini ortaya koyacaktır. 12 Haziran seçimlerinde BDP'nin içinde yer aldığı Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğunun oylarını ve vekil sayısını arttıracağı kesindir.
Partimiz MLKP bağımsız devrimci sosyalist adayları desteklemektedir. Seçim taktiği ve çalışmalarını, Türkiye devrimi bakımında stratejik öneme sahip birleşik devrimci bir cephenin oluşması ihtiyacına dayandırmaktadır. Seçim çalışmaları ve ortak çalışmayı buna hizmet edecek bir araç görmektedir.