MLKP 3. AVRUPA KONFERANSI DUYURUSU
Share on Facebook Share on Twitter

 
Diğer yazılar
 

 

Göçmen İşçiler, Emekçiler, Kadınlar, Gençler, Yoldaşlar;

 

MLKP 3. Avrupa Konferansı Temmuz ayı başlarında yapıldı. Devrim ve komünizm şehitleri anısına saygı duruşu ve Enternasyonal Marşı eşliğinde coşkuyla başlayan Konferansımız, yüksek bir moralle tamamlandı. Sosyalist demokrasinin canlı bir örneği olan Konferansımız, ele aldığı ve yoldaşça tartıştığı sorunları bir karar gücüne dönüştürdü.
Konferansımız, Avrupa Parti Örgütümüzün iki yıllık örgütsel ve siyasal tüm çalışmalarını ele aldı, sorunlarını tartıştı, gelişimini değerlendirdi ve görevlerini belirledi. Konferansımız, birkaç kuşak kadroyu bir araya getiren bir mücadele ve deneyim kürsüsü olduğu kadar, kadın gücünün ve gençlik dinamizminin iradeleştiği bir platform oldu. Konferansımız, gündemleştirdiği sorunlarda bir değişim gücünü açığa çıkardı. "Siyasal Atılım, Güçlü Yönetim, İşleyen Örgüt!" hedefi, bu değişimin somutlaştığı en önemli çağrı ve temel belirlemedir.
Dönemsel politik durum analizini yapan Konferansımız, sömürgeci faşist diktatörlüğe karşı mücadelenin Avrupa zemininde geliştirilmesinin sorunlarını tartıştı, ihtiyaçlarını belirledi. Ve yine, Avrupa'da krizin olası sonuçlarını değerlendiren Konferansımız, önümüzdeki süreçte artan devrimci olanakların altını çizdi ve bütün bir Avrupa parti örgütümüzün kendisini buna göre yeniden düzenlemesi gerektiğini belirledi. Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki yakıcı gelişmelere olduğu kadar, Avrupa'daki gelişmelere de zamanında ve aktif bir şekilde müdahale etmenin önemini değerlendiren Konferansımız, yeni süreçte protestocu tarzı aşarak ve hesap sorma, koparıp alma ve özne olmada daha fazla derinleşmemiz ve daha fazla ısrarlı olmamız, sınırlarımıza ve statükolarımıza daha fazla saldırmamız gerektiğine de vurgu yaptı.
2. Avrupa Konferansımızdan bu yana geçen iki yıllık zaman diliminde politik çalışmalarımızı, politik gelişimimizi ve ideolojik duruşumuzu değerlendiren Konferansımız, bir düzey yakaladığımızı; bu düzey ve birikime basarak yeni süreçte bir politik atılım hedefine kilitlenmemiz gerektiğini belirledi. Politik reflekslerimizi geliştirmemiz, aynı süreçte birden fazla politik görevlerde yoğunlaşmamız ve çevre-çeper ilişkilerini aşacak bir tarzda göçmen kitlelere gitmemiz ve onları mücadeleye çekecek bir yönelimde ilerlememiz gerektiğinin altını çizen Konferans, yeni ve taze güçlere ulaşmamızın önemini vurguladı.
Konferansımız örgütsel tablomuzu ve başta AK gelmek üzere yönetici örgütlerimizin durumunu, ilişki, yönetim ve çalışma tarzımızı da değerlendirdi. Yakaladığımız siyasal gelişme düzeyine denk düşen bir kadro, yönetim ve örgüt gücü açığa çıkaramadığımız gerçekliğini temel bir veri kabul eden Konferans, özellikle tarz ve zihniyet değişikliğinde derinleşmemiz ve Avrupa'da partiyi güçten düşüren iç örgütsüzlüğü yenmemiz gerektiğinin altını kalın harflerle çizdi. Ciddi bir yönetim boşluğu ve yetmezliğini saptayan Konferans, alanlarda bir örgütsüzlük durumunun varlığını ya da işlevli ve düzenli çalışan bir örgüt düzeyine ulaşılamamış olunmasını bizi güçten düşüren bir devrimci kendiliğindencilik hali olarak değerlendirdi ve mutlaka yenilgiye uğratmamız gerektiğine işaret etti. Başta Avrupa Komitesi gelmek üzere bütün bir Avrupa parti örgütlenmemizin örgütsel bir sistemin gücüyle donatılmasını yakıcı bir örgütsel ve yönetsel görev olarak saptadı ve bu bakımdan bir çerçeve oluşturdu. Avrupa parti örgütlenmemizin işlevli iş bölümü ve görevler temelinde yeniden düzenlenmesine işaret etti.

 

Göçmen İşçiler, Emekçiler;

 

Sömürgeci faşist Türk burjuva diktatörlüğü halklarımıza yaşamı zindan ediyor. Roboski'de katledilen insanlık değilse nedir? AKP ve Hükümetinin Kürt sorununda geldiği yer inkar ve imhadır. Israrla sürdürülen sömürgeci savaştan Türk halkımızın hiçbir çıkarı yoktur. AKP ve generaller el ele vererek sömürgeci zorbalık düzenlerini kanlı bir şekilde sürdürmek istiyor. Kürt halkımız katledilirken, temsilcileri tutuklanırken, sömürgeci kirli savaş ısrarla sürdürülürken, darbe yıllarını aratmayan göz altı ve tutuklamalarla bütün bir coğrafyamız hapishaneye dönüştürülürken, hak arama arayışları bile vahşice bastırılırken sessiz kalabilir miyiz? Başta Kürt halkımızın ulusal özgürlük direnişi gelmek üzere halklarımızın mücadelesini daha aktif destekleyelim ve sömürgeci faşist rejimden hesap soran bir çizgide ısrar edelim!
Emperyalist burjuvazinin ve devletlerinin çok yönlü saldırıları yaşadığımız Avrupa'da da sürüyor. Kriz, bir bütün olarak Avrupa işçi sınıfını ve halklarını, ama en başta da göçmen işçi ve emekçileri vurdu/vuruyor. İşsizlik, yoksulluk, ücretlerin düşürülmesi, sosyal ve siyasal hak gaspı, vergilerin arttırılması, emekli maaşlarının düşürülmesi, eğitim ve sağlıkta kısıtlamalar, üniversite harçlarına zamlar, taşeronlaşma, iş yerlerinin kapatılması gibi yıkıcı sonuçlar yerlisi ve göçmeniyle tüm işçi sınıfını ve emekçileri derinden etkiliyor. Ve bütün bunları, devlet saldırıları ve artan baskılar, ırkçı ve ayrımcı politikalar, faşizme kayış eğilimleri, militarizm, vb. tamamlıyor. Ekonomik ve siyasal bütün bu saldırıların hedefinde yerli ve göçmeniyle işçi ve emekçiler olsa da, sıranın en başında göçmenlerin yer aldığı bir gerçek. Öyleyse yerli sınıf kardeşlerinizle birleşerek saldırılara karşı mücadeleyi ve direnişi ortaklaştırmalısınız. Bu mücadele ve direniş sizin de mücadeleniz ve direnişinizdir; onu güçlendirmelisiniz! Ayrı durmak kaybettirir, birlikte direnmek kazandırır! Bu çağrı sizin yaşam çizginiz olmalıdır! Konferansımız, Avrupa'da yaşayan siz Türkiyeli ve Kuzey Kürdistanlı göçmen işçi ve emekçileri mücadeleyi büyütmeye çağırır!

 

Göçmen kadınlar;

 

Krizin yükünü en çok siz çekiyorsunuz. Göçmen kadınların sorunları katlanarak sürüyor. Erkek egemen sistemin beslediği gerici gelenekler en çok sizi vuruyor. Töre ve erkek cinayetlerinin kurbanı Avrupa'da da sizin olmanız tesadüf mü? Daha ne kadar bekleyeceksiniz? Göçmen kadınlar olarak birleşmeli ve ortak sınıfsal talepleriniz için işçi ve emekçi kadınlarla grev ve direnişlerde, fabrika ve iş yeri işgallerinde ortaklaşabilmelisiniz. Konferansımız, kadın özgürleşmesi için, sizleri devrimci bir kadın gücü olarak özerk kadın örgütünde örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırır.

 

Göçmen gençler;

 

Kapitalist emperyalist sistemin siz göçmen gençlere de verebileceği bir şey olmadığını yaşam fazlasıyla gösteriyor. Ekonomik krizin işsizlik biçimindeki yıkımı en çok sizi etkilemiyor mu? Emperyalist sistem yalnızca bugününüzü değil geleceğinizi de öldürüyor. Kronik işsizliğin en ağır sonuçlarını siz çekiyorsunuz. Avrupa gençliğinin emperyalist sisteme karşı gelişen direnişi sizin de direnişinizdir. Bu direnişe katılarak aktif bir özne olabilmelisiniz. Küresel emperyalist ablukaya, ırkçı, Neonazi ve ayırımcı saldırılara, uyuşturucu bağımlılığına ve çeteleşmeye karşı gençliğin büyümekte olan enternasyonalist duruşuna kendi cephenizden yanıt olabilmelisiniz. Konferansımız, siz göçmen gençleri, gençliğin devrimci enternasyonalist iradesinin ifadesi olan KGÖ saflarında örgütlenmeye ve mücadeleye çağırır.

 

Yoldaşlar;

 

MLKP 3. Konferansı sizin sesiniz ve iradenizdir. Konferans kararlarını büyük bir coşku ve tutarlılıkla uygulamalısınız. Konferans, sizlerden Avrupa'daki partili mücadeleyi büyütmenizi, bir politik atılıma kilitlenmenizi, örgütsel bir yenilemeyi, enternesyonal cephede çıtayı yükseltmenizi istiyor. Yerli ve göçmen diğer devrimci, ilerici, komünist ve yurtsever güçlerle ortaklaşmaya en büyük özeni göstermeli ve ortak mücadele hattını yükseltmelisiniz. Öyleyse sınırlarınıza ve statükolarınıza saldırarak umudu büyütmelisiniz. Avrupa'da MLKP'nin, Türkiye ve Kuzey Kürdistan devriminin ve proletarya enternasyonalizminin sesi ve kulağı sizlersiniz. Şimdi Avrupa'da da kavga ve direnişlerle birlikte anılma zamanı.

 

Devrimin Zaferi İçin Yaşasın MLKP!
Yaşasın Devrim Ve Sosyalizm!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!


Temmuz 2012
MLKP 3. AVRUPA KONFERANSI