HENDEK’LE ROJAVA’YI KUŞATMAYA KARŞI
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

01 Mayıs 2014 / Enternasyonal Bülten / Sayı: 139

ROJAVA, Batı Kürdistan, diğer bir ifadeyle Suriye Kürdistan’ı. Rojava Kürt halkı, PYD (Demokratik Birlik Partisi) öncülüğünde, demokratik bir devrime önderlik etti. 19 Temmuz 2012’de Suriye’nin Türkiye sınırı boyunca başlıca kasaba ve kentlerinde halkların birleşik demokratik iktidarını kurdu.

Rojava Devrimi’nde, başta Kürtler olmak üzere, Süryaniler, Araplar, Çerkesler, Aleviler, bölgede yaşayan halklar, eşit haklar temelinde ve Suriye’deki gerici savaştan bölgeyi korumak ve demokratik bir Suriye hedefleyerek birleştiler. Cezire, Kobani ve Afrin kantonlarında demokratik özerk yönetimler kurdular.

Emekçi halklar, mahalle mahalle, köy köy, okul okul, meclislerde örgütlenir ve yönetime katılırken, halklar değişik halkçı partilerini örgütlerken, devrimi korumak için kadın ve erkek savaşçılardan oluşan YPG (Halk Savunma Birlikleri) ve YPJ(Kadın Savunma Birlikleri) silahlı güçleri örgütlediler.
 
Rojava Devrimi, 2 yıla yaklaşan süredir gerici güçlerin ağır silahlarla saldırılarına karşı çetin bir direniş yürüterek, şehitler vererek kendisini koruyor. Rojava Devrimi şehitleri arasında partimizin üyesi Serkan Tosun yoldaşın da varolmasından partimiz MLKP onur duyuyor. Partimiz Rojava Devriminin güçleriyle birlikte mücadelesine devam ediyor, devam edecek.

Rojava Devrimini ezmek için sömürgeci Ankara Hükümeti büyük askeri güçlerle Suriye üzerine savaş planları yaptı. ABD ve AB’ne, NATO’ya Libya benzeri ortak emperyalist işgal kararı aldırmaya, bu yolla büyük çaplı savaş güçleriyle Rojava’ya girip devrimi ezmeye çalıştı.

Fakat bu cani planı tutmadı. Bu kez de sömürgeci Ankara Hükümeti, IŞİD (Irak Şam İslam Devleti), NUSRA Cephesi gibi El Kaide yörüngesindeki örgütleri, ÖSO’nu, 2013’te İslami Cephe içinde birleşen Suudi krallığı yanlısı İslamcı örgütleri eğitip, silahlandırıp, savaştırdı. Hem Baas rejimine , hem de özellikle son bir yılı aşkın süredir Rojava Devrimi’ne karşı savaştırıyor.
Son bir yıldır Rojava Devrimi, AKP diktatörlüğünün yönettiği bu yıpratıcı savaş saldırganlığına karşı fedekarlık ve kararlılıkla direndi ve galip geldi, kendisini korudu.

Şimdi Rojava’da politik İslamcı güçlerin sarin ve benzeri kimyasal silahlar kullanacakları söylentisi dolaşıyor. Kimyasal silahları sağlayan Erdoğan Hükümeti ve nasıl kullanılacağı üzerine eğitim veren Türkiye ordusu subaylarıydı. 2013 yılında Türkiye’nin Suriye’ye yakın büyük kenti Adana’da NUSRA cephesi iki militanı sarin gazıyla yakalanmış ama AKP Hükümetinin müdahalesiyle serbest bırakılmışlardı.

AKP ve diktatör Erdoğan, savaş saldırılarını yöneltmekle yetinmedi. Burjuva-feodal yönetici klanı Barzani ile de Rojava Devrimi’ni boğmak için ittifak kurdu. Bu ittifak sonucu Barzani yönetimi, Rojava ile Güney Kürdistan arasında sınır kapısını son zamanlara kadar kapalı tuttu, Rojava halklarını-Mısır’ın Gazze’ye yaptığının bir benzerini yaparak- açlıkla teslim almaya çalıştı. Yetinmedi, sınıra derin askeri hendek kazdırdı ve sınır karakolu inşa etmeyi planlıyor.
Barzani’nin Ankara sömürgecileriyle ittifak içinde askeri hendekle ve sınırı kapatarak devrimi boğma saldırganlığı, sınıra yakın Rojava halklarının kitlesel protestoları, halk nöbetleri ve hendeği yeniden doldurma eylemleriyle karşılandı ve bu mücadeleler devam ediyor.
Barzani ordusunun askerleri, protesto için sınır kapısına gelen Yunus adlı bir Rojavalıyı 15 Nisan’da katletti.

Ankara Hükümeti ise Barzani’den önce başlayarak Rojava'da Kürt halkının yerleşim yerlerinin karşısına İsrail siyonistlerinin yaptığına benzer yüksek duvarlar ördü. Sınır kasabası Ceylanpınar’da seçimde hile yaparak belediyeyi aldı ve bunu karşıdevrimci savaşçıların Rojava devrimine karşı üssü haline getirmek için yapıyor. Ankara sömürgecilerinin askerleri, Rojava devrimine karşı İslamcı savaşçıları bu sınırlardan silah ve arabalarıyla geçirirlerken, sivil vatandaşlardan Kuzey’e geçmek isteyen 10’u aşkın Kürdü öldürdüler.

Ayrıca Türk sömürgeci hükümetinin Milli İstihbarat Teşkilatı ile Güney Kürdistan Neçirvan Barzani Hükümeti yetkilileri arasında yapılan gizli bir anlaşmanın metnini Güneyli bir gazeteci ele geçirerek deşifre etti. Anlaşmaya göre her iki taraf NUSRA cephesi silahlı militanlarının Rojava'ya geçerek Rojava Devrimine karşı silahlı eylemler yapmasına yardımcı olacak.
 
Kuzey’de Kürt ulusal özgürlük hareketinin partisi BDP’lilerin öncülüğünde Ceylanpınar, Nusaybin ve diğer sınır kasabalarına onbinlerin yürüyüşleri yapılarak, Ankara-Barzani’nin Kürtleri içten sınırlarla bölme saldırganlığı protesto edildi. Türkiye kentlerinde  küçük çaplı da olsa protestolar gerçekleştirildi. Bunlar öncelikle Kuzeyli Kürt emekçiler olmak üzere ama diğer halklara da Rojava Devrimi’ni tanıtmanın, Erdoğan-Barzani oyunlarına karşı Rojava Devrimi ile dayanışma örmenin önemli mücadeleleridirler. Kürt emekçileri ve diğer halklar arasında etkisini giderek arttıracaklar, halklarımızın enternasyonalist birlikteliklerini geliştirmenin sıcrama tahtalarından biri olarak Rojava Devrimi’ni yaşatmaya hizmet edeceklerdir.

Bir kez daha, emperyalist saldırganlığa ve bölge devletlerinin sömürgeciliğine ve gericiliğine karşı, yaşasın Rojava Devrimi!

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

HENDEK’LE ROJAVA’YI KUŞATMAYA KARŞI
fc Share on Twitter
 

01 Mayıs 2014 / Enternasyonal Bülten / Sayı: 139

ROJAVA, Batı Kürdistan, diğer bir ifadeyle Suriye Kürdistan’ı. Rojava Kürt halkı, PYD (Demokratik Birlik Partisi) öncülüğünde, demokratik bir devrime önderlik etti. 19 Temmuz 2012’de Suriye’nin Türkiye sınırı boyunca başlıca kasaba ve kentlerinde halkların birleşik demokratik iktidarını kurdu.

Rojava Devrimi’nde, başta Kürtler olmak üzere, Süryaniler, Araplar, Çerkesler, Aleviler, bölgede yaşayan halklar, eşit haklar temelinde ve Suriye’deki gerici savaştan bölgeyi korumak ve demokratik bir Suriye hedefleyerek birleştiler. Cezire, Kobani ve Afrin kantonlarında demokratik özerk yönetimler kurdular.

Emekçi halklar, mahalle mahalle, köy köy, okul okul, meclislerde örgütlenir ve yönetime katılırken, halklar değişik halkçı partilerini örgütlerken, devrimi korumak için kadın ve erkek savaşçılardan oluşan YPG (Halk Savunma Birlikleri) ve YPJ(Kadın Savunma Birlikleri) silahlı güçleri örgütlediler.
 
Rojava Devrimi, 2 yıla yaklaşan süredir gerici güçlerin ağır silahlarla saldırılarına karşı çetin bir direniş yürüterek, şehitler vererek kendisini koruyor. Rojava Devrimi şehitleri arasında partimizin üyesi Serkan Tosun yoldaşın da varolmasından partimiz MLKP onur duyuyor. Partimiz Rojava Devriminin güçleriyle birlikte mücadelesine devam ediyor, devam edecek.

Rojava Devrimini ezmek için sömürgeci Ankara Hükümeti büyük askeri güçlerle Suriye üzerine savaş planları yaptı. ABD ve AB’ne, NATO’ya Libya benzeri ortak emperyalist işgal kararı aldırmaya, bu yolla büyük çaplı savaş güçleriyle Rojava’ya girip devrimi ezmeye çalıştı.

Fakat bu cani planı tutmadı. Bu kez de sömürgeci Ankara Hükümeti, IŞİD (Irak Şam İslam Devleti), NUSRA Cephesi gibi El Kaide yörüngesindeki örgütleri, ÖSO’nu, 2013’te İslami Cephe içinde birleşen Suudi krallığı yanlısı İslamcı örgütleri eğitip, silahlandırıp, savaştırdı. Hem Baas rejimine , hem de özellikle son bir yılı aşkın süredir Rojava Devrimi’ne karşı savaştırıyor.
Son bir yıldır Rojava Devrimi, AKP diktatörlüğünün yönettiği bu yıpratıcı savaş saldırganlığına karşı fedekarlık ve kararlılıkla direndi ve galip geldi, kendisini korudu.

Şimdi Rojava’da politik İslamcı güçlerin sarin ve benzeri kimyasal silahlar kullanacakları söylentisi dolaşıyor. Kimyasal silahları sağlayan Erdoğan Hükümeti ve nasıl kullanılacağı üzerine eğitim veren Türkiye ordusu subaylarıydı. 2013 yılında Türkiye’nin Suriye’ye yakın büyük kenti Adana’da NUSRA cephesi iki militanı sarin gazıyla yakalanmış ama AKP Hükümetinin müdahalesiyle serbest bırakılmışlardı.

AKP ve diktatör Erdoğan, savaş saldırılarını yöneltmekle yetinmedi. Burjuva-feodal yönetici klanı Barzani ile de Rojava Devrimi’ni boğmak için ittifak kurdu. Bu ittifak sonucu Barzani yönetimi, Rojava ile Güney Kürdistan arasında sınır kapısını son zamanlara kadar kapalı tuttu, Rojava halklarını-Mısır’ın Gazze’ye yaptığının bir benzerini yaparak- açlıkla teslim almaya çalıştı. Yetinmedi, sınıra derin askeri hendek kazdırdı ve sınır karakolu inşa etmeyi planlıyor.
Barzani’nin Ankara sömürgecileriyle ittifak içinde askeri hendekle ve sınırı kapatarak devrimi boğma saldırganlığı, sınıra yakın Rojava halklarının kitlesel protestoları, halk nöbetleri ve hendeği yeniden doldurma eylemleriyle karşılandı ve bu mücadeleler devam ediyor.
Barzani ordusunun askerleri, protesto için sınır kapısına gelen Yunus adlı bir Rojavalıyı 15 Nisan’da katletti.

Ankara Hükümeti ise Barzani’den önce başlayarak Rojava'da Kürt halkının yerleşim yerlerinin karşısına İsrail siyonistlerinin yaptığına benzer yüksek duvarlar ördü. Sınır kasabası Ceylanpınar’da seçimde hile yaparak belediyeyi aldı ve bunu karşıdevrimci savaşçıların Rojava devrimine karşı üssü haline getirmek için yapıyor. Ankara sömürgecilerinin askerleri, Rojava devrimine karşı İslamcı savaşçıları bu sınırlardan silah ve arabalarıyla geçirirlerken, sivil vatandaşlardan Kuzey’e geçmek isteyen 10’u aşkın Kürdü öldürdüler.

Ayrıca Türk sömürgeci hükümetinin Milli İstihbarat Teşkilatı ile Güney Kürdistan Neçirvan Barzani Hükümeti yetkilileri arasında yapılan gizli bir anlaşmanın metnini Güneyli bir gazeteci ele geçirerek deşifre etti. Anlaşmaya göre her iki taraf NUSRA cephesi silahlı militanlarının Rojava'ya geçerek Rojava Devrimine karşı silahlı eylemler yapmasına yardımcı olacak.
 
Kuzey’de Kürt ulusal özgürlük hareketinin partisi BDP’lilerin öncülüğünde Ceylanpınar, Nusaybin ve diğer sınır kasabalarına onbinlerin yürüyüşleri yapılarak, Ankara-Barzani’nin Kürtleri içten sınırlarla bölme saldırganlığı protesto edildi. Türkiye kentlerinde  küçük çaplı da olsa protestolar gerçekleştirildi. Bunlar öncelikle Kuzeyli Kürt emekçiler olmak üzere ama diğer halklara da Rojava Devrimi’ni tanıtmanın, Erdoğan-Barzani oyunlarına karşı Rojava Devrimi ile dayanışma örmenin önemli mücadeleleridirler. Kürt emekçileri ve diğer halklar arasında etkisini giderek arttıracaklar, halklarımızın enternasyonalist birlikteliklerini geliştirmenin sıcrama tahtalarından biri olarak Rojava Devrimi’ni yaşatmaya hizmet edeceklerdir.

Bir kez daha, emperyalist saldırganlığa ve bölge devletlerinin sömürgeciliğine ve gericiliğine karşı, yaşasın Rojava Devrimi!