Merkez Komitesi/Açıklama/Yıl: 2014 / No: 2 İşçi Sınıfı Ve Halklarımıza! Emekçi sol parti ve gruplar arasındaki sorunların şiddet yolu ile çözülmesinin imkansızlığı bir yana, bu tür bir şiddetin haklılık ve meşruluk taşımadığı partimiz için açık bir konudur. Ne yazık ki, içeriği bakımından partizanlıkla ilgisi bulunmayan ve esasen burjuva toplum mülkiyetçiliğiyle özdeşlik taşıyan tarzdaki grupçuluk nedeniyle, emekçi sol içinde haklı ve meşru olmayan bu tipten şiddet örnekleri yaşanabiliyor. Bunun sonuncusu İstanbul'da ortaya çıktı. DHKPC'nin, kimi semtlerde emekçi sol parti ve gruplara politik çalışma yasağı uygulama gerici tavrı zemininde, karşıdevrime yönelmesi gereken şiddet araçları devrimcilere yöneltildi. Sonuçlar biliniyor. Partimiz, DHKPC'nin sorunu açık devrimci bir özeleştiriyle çözmeme tutumunda ısrar etmesi, haklılık ve meşruluk taşımayan tutumlara sahipliği sürdürmesi, olayları ters yüz ederek gerçeği karartmaya çalışması nedeniyle değerlendirme ve tutumunu emekçi halklarımızla paylaşmayı zorunlu görmüştür. 1) MLKP, DHKPC'yi stratejik bir devrimci müttefik olarak görmekte, ilişkilerde devrimci yoldaşlık kültür ve hukukunu esas almaktadır. Partimizin 20 yıllık tarihine bu görüş açısı ve eylemi damgasını vurmuştur. 2) DHKPC'nin siyasi kültüründe ciddi bir benmerkezci, bencil damar mevcuttur. Bu nedenle de DHKPC ile eylem birliği, güç birliği ve cepheleşme yönündeki devrimci adımlar ömürsüz olmakta, ezilenlerin en geniş ilerici, demokratik kesimlerini halklarımızın düşmanı faşist rejim karşısında birleştirme yönünde ilerleyememektedir. 3) Devrimimizin özünün politik özgürlük olduğunu kavramayan ve onu, burjuva milliyetçiliği zemininde duran antiamerikancılarla yakınlaşma tercihine yönelten antiemperyalizm anlayışı nedeniyle, DHKPC, emekçi solla ilişkilerinde ve halklarımızın antifaşist, antişovenist güçlerini birleştirme imkanları karşısında geri siyasi tutumlar sergilemektedir. Öyle ki, Türkiye ve Kürdistan halklarının emekçi sol bölükleriyle ilişkilenişte, birer burjuva milliyetçisi, şovenist ve halk düşmanı olan Miloseviçler, Saddamlar, İran Molla rejimi temsilcileri için gösterdiği sahiplenici tutumun bile çok gerisine düşmektedir. 4) DHKPC, Kürt ulusal sorununda sosyalşovenizmden kopuşamamakta, Türk halk kitleleri ve özellikle de Türk alevilerin bir bölümündeki derin şovenist etkiye teslim olma temelinde güç toplama yönelimini sürdürmektedir. Bu durum DHKPC'nin, Kürt ulusal demokratik hareketiyle ve onunla antifaşist, antişovenist birlikler oluşturan emekçi soldan güçlerle politik hasımlık temelinde ilişkilenmesine yol açmaktadır. DHKPC'nin değişik vesilelerle ortaya çıkan ve son olarak "kendi alanı" saydığı bir emekçi semtinde, halklarımızın antifaşist, antişovenist birleşik mücadelesini geliştirme çizgisindeki çalışmaları gerici şiddetle engelleme saldırısı ve sonrasında İstanbul'un başkaca emekçi semtlerinde sürdürdüğü aynı gerici şiddet, vurguladığımız bütün bu gerçeklikler zemininde oluşmaktadır. Bunlara ek olarak: 5) DHKPC, emekçi semtlerde yarılümpen ve lümpen kesimlerle faydacı ve nihayetinde kesinkes zararlı ilişkileri meşru görmekte, böylesi ilişkilere girişmekte ve sürdürmektedir. Gariptir ki, "yozlaşmaya, uyuşturucuya karşı kampanya"larında bile böylesi kesimlerin bir bölümüne dayanma hattında mevzilenebilmektedir. Açık veya dolaylı biçimde yürütülen bu ilişkiler devrimci olmayan yöntemlere, provokasyonlara yol açmaktadır. Bunun örnekleri çoktur. DHKPC'nin dar grupçu çıkarlar temelinde emekçi semtlerde lümpen, yarılümpen birey ve gruplarla sürdürmekten vazgeçmediği ilişkiler, onun emekçi soldan parti ve örgütlerle ilişkilerinde ortaya çıkan ciddi gerilimlerin ve sorunların önemli kaynaklarından biridir. 6) DHKPC, halklarımızın ilerici, demokratik ve devrimci güçlerinin kurduğu ve ezilenlerin gittikçe büyüyen desteğini alan antifaşist, antişovenist cepheyle doğru bir ilişkilenmeye yönelmek yerine, geri bir rekabet kültürü, mezhepçi bir görüş açısı ve grupçu, hazımsız bir ruh haliyle hareket etmektedir. Bu durum, DHKPC'nin, devrimci ve ilerici yoldaşlık kültüründen uzak sayısız tutumunun güncel nedenlerinden biridir. Emekçi Halklarımız, İlerici, Demokratik, Devrimci Parti, Örgüt Ve Kurumlar! 7) DHKPC'yi bütün bu konularda kendine eleştirel devrimci yaklaşmaya, olgulara devrimci sorular sormaya davet ediyoruz. 8) İstanbul'un bir emekçi semtinde halklarımızın demokratik cephesine politik çalışma yasağı koymaya kalkan ve bunu gerici şiddetle uygulamaya çalışan, peşisıra bu haksız ve meşru olmayan şiddeti diğer semtlerde komünistlere saldırarak boyutlandırıp ağır sonuçlara yol açan DHKPC'yi, grupçu çıkarlar için gerçekleri çarpıtmaktan vazgeçmeye, devrimci sorumluluğa ve özeleştiriye davet ediyoruz. 9) Gizlenmesi imkansız politik çalışma yasakçılığı ve marksist leninist komünistleri hedefleyen gerici şiddet konusunda devrimci sorumluluğun ve devrimci yoldaşlık hukukunun gereği olan özeleştiri tavrı geliştirmediği, tersine, aradan geçen onca zamana karşın, tüm bunları meşrulaştırmaya çalışan ciddiyetsiz, sıradanlıkla malul bir çarpıtma ve karalama kampanyası sürdürdüğü için DHKPC ile partisel ikili ilişkilerimizi kesiyoruz. 10) DHKPC'yi emekçi semtlerde faydacı ilişkiler kurduğu lümpen ve yarılümpen birey ve grupları saldırılarının bir parçası haline getirmesinden ötürü doğabilecek ve faşist diktatörlüğün güçlerine provokasyon ortamı yaratabilecek tutumlardan derhal vazgeçmeye çağırıyoruz. 11) Partimiz tartışma götürmez zorunluluk anlarında kendini savunma hakkı dışında zorun hiçbir biçimini kullanmama kararlılığını sürdürecektir. Tüm güçlerimiz buna en yüksek disiplinle uyacaklardır. 12) İşçi sınıfı ve ezilenlerin ilerici, demokratik, devrimci partilerini, örgütlerini, kitle örgütlerini, meslek kurumlarını, politik çalışma yürütme yasakçılığı ve gerici şiddet uygulama tavrı nedeniyle DHKPC'yi özeleştiriye çağırmaya, sorumsuzluk ve bencil grupçulukla malul siyasi kültüre yönelik devrimci eleştiriyi yükseltmeye ve pratik tutum almaya davet ediyoruz. 8 Eylül 2014 MLKP Merkez Komitesi
|