Komutanların Diyarından, Dağlardan
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Gece ile gündüz arasında tarihi bir hesaplaşma vardı o gün. Aralık devirirken 21'ini gün geceden soracaktı hesabını, ekvator kutuptan, ay dünyadan, ak karadan. Haklı haksızdan alacaktı payını. Ezilen ezenden hesap soracaktı, devrimci faşistten, KADIN ERK'TEN...Sabaha değişmiş olacaktı dünyanın dengesi. Ne güneş aynı doğacak ne gün aynı sürecekti. Çünkü direndi iki komünist kadın geceden. Çünkü düşmanın alnının çatına çaktılar gerçeği. İki kadın komutan karşında küçüldü düşman, eridi alçaldı gittikçe. Binlerce yıldır kendini güçlü hissettiği tek yere saldırdı yine vajinasına doğrulttu namluyu. Çıkan kurşunla tükendi, zihinlerinin çürük kokusu sindi odaya. İki kadının direnişiyle yenilerek çıktılar o üsten. O üsten, o sokaktan, o geceden ve nice tarihten. Yenildiler iki komünist kadının direnişine, yenildiler binlerce yıldır ezilen cinsin öfkesine. Yenildiler Berçem'e, yenildiler Ekin'e.
İsimleri kulağınıza fısıldanan kimseler vardır. Mekanların size taşıdığı sırlar. Dolu yırtan rüzgar, belli belirsiz güneş, kurumuş dallar, ağaçlar, acemi gerilla adımlarımın aşındırdığı patikalar, kayalar... Şalım, saçlarımın arasındaki yaprak, donmaya yüz tutmuş toprak... Bir masal kahramanını anlatıyordu burada her şey bana. Duyduğum, hissettiğim her şey ondan izler taşıyor. Dokunduğu her yeri çiçek açtıran bir efsanenin varlığıydı inceden akan derenin bana anlattığı. Bir de o kahramana geç kalmış olmanın ahı. Bir gün bir yerlerde karşılaşabilmenin düşüydü beni avutan. Aynı müfrezede yer alacağımıza dair cüretkar sözlerim de olmuştu ve hatta utanıp sıkılmadan adını hoyratça dillendirdiğim de. Koşuyordum Berçem'e yetişemeyeceğimi bile bile. Her yerde başka bir emeği, tanıdığı her yoldaşta derin izleri var. Gözünüz neye değse selamını alırsınız. Duruyor bazen burada her şey. Böyle sessiz inceden, sanki soluk alıyor doğa. Nefesini vermeden önceki o kısacık anda ne bir yaprak kımıldıyor yerinden ne bir taş oynuyor gediğinden. Su bile korkuyor akarken toprağı incitmekten. En çok o zaman benziyor buralar Berçem'e. Sakin, olgun, derin... Dupduru bir devrimci diyorlar onun için.
Kaçak göçek değiyor yıldızlara gözlerim. Mangadan mangaya geçerken bir dakikadan daha az bir sürede gizlice selamlaşıyoruz ayla. Doya doya baktığımız vakitleri hatırlıyorum. Söz veriyorum yanımdaki yoldaşa az kaldı özgürce kaldıracağız gecenin bir vakti yine başımızı aya. Şimdi anlıyorum gözlerindeki parıltıyı. Yıldızları saklamış bakışlarına da ondan parlıyormuş. Kara kız kocaman yüreğinde heyecan, içinde öfke, içinde gazinin barikatları, içinde fırtınamızın Özgürümüzün yoldaşlığı. Ekin Su yoldaş, saçları değmiş göğe de ondan zifiriye kesmiş gece. Avuç avuç serpmiş ömrünü geçtiği yere. Toplamak bize düştü, onuru bize kaldı.
Bir kadının attığı adım tüm kadınları etkiler. Kadınların sadece kendileri için yaptığı hiç bir şey yoktur. Sustuğun kadar susar tüm kadınlar, karşı koyduğun kadar özgürleşir. Dünyanın başka ucunda, çok başka bir zamanda olsa bile sistemin sunduklarını elinin tersiyle itip dünyasının altını üstüne getiren bir kadındır diğerine cesaret veren. Buydu kapıyı çarpıp çıkmamı sağlayan. Benden önce başkalarının da, Berçem'in de, Ekin'in de bunu yapmış olmasıydı. Devrimci olma nedenlerinden son nefeslerine kadar kadın devriminin bayrağını taşıdılar. Sınırlara hapsolmadılar, elde silah cins bilincinden bir zırhla dikildiler karşısına devletin. O devlet ki tecavüzcü, o devlet ki katil, o devlet ki erkekti.
Omuzlarımızda sorulacak hesapların yükü, omuz başımızda yoldaşlarımızın gözleriyle hazırlanıyorum. Şimdi daha iyi okunacak kitaplar. Şarkılar baştan dinlenecek, şiirler bir daha yazılacak. Gülmekse en derininden en içten haliyle olacak. Artık daha başka anlamı dağın. Daha büyük, daha sert basacak bu ayaklar toprağa, tereddüt kalmayacak. Çünkü Aralığa kan değdi. Çünkü iki komünist kadın çatışarak can verdi. And olsun ki bu erkek egemen faşist devlet yıkılacak, kadın devrimi kazanacak.

Zarin Çiya

 

 

Arşiv

 

2019
Aralık Kasım
Temmuz Mayıs
2018
Ekim Ocak
2017
Kasım Ağustos
Mayıs Şubat
2016
Eylül Temmuz

 

Komutanların Diyarından, Dağlardan
fc Share on Twitter
 

Gece ile gündüz arasında tarihi bir hesaplaşma vardı o gün. Aralık devirirken 21'ini gün geceden soracaktı hesabını, ekvator kutuptan, ay dünyadan, ak karadan. Haklı haksızdan alacaktı payını. Ezilen ezenden hesap soracaktı, devrimci faşistten, KADIN ERK'TEN...Sabaha değişmiş olacaktı dünyanın dengesi. Ne güneş aynı doğacak ne gün aynı sürecekti. Çünkü direndi iki komünist kadın geceden. Çünkü düşmanın alnının çatına çaktılar gerçeği. İki kadın komutan karşında küçüldü düşman, eridi alçaldı gittikçe. Binlerce yıldır kendini güçlü hissettiği tek yere saldırdı yine vajinasına doğrulttu namluyu. Çıkan kurşunla tükendi, zihinlerinin çürük kokusu sindi odaya. İki kadının direnişiyle yenilerek çıktılar o üsten. O üsten, o sokaktan, o geceden ve nice tarihten. Yenildiler iki komünist kadının direnişine, yenildiler binlerce yıldır ezilen cinsin öfkesine. Yenildiler Berçem'e, yenildiler Ekin'e.
İsimleri kulağınıza fısıldanan kimseler vardır. Mekanların size taşıdığı sırlar. Dolu yırtan rüzgar, belli belirsiz güneş, kurumuş dallar, ağaçlar, acemi gerilla adımlarımın aşındırdığı patikalar, kayalar... Şalım, saçlarımın arasındaki yaprak, donmaya yüz tutmuş toprak... Bir masal kahramanını anlatıyordu burada her şey bana. Duyduğum, hissettiğim her şey ondan izler taşıyor. Dokunduğu her yeri çiçek açtıran bir efsanenin varlığıydı inceden akan derenin bana anlattığı. Bir de o kahramana geç kalmış olmanın ahı. Bir gün bir yerlerde karşılaşabilmenin düşüydü beni avutan. Aynı müfrezede yer alacağımıza dair cüretkar sözlerim de olmuştu ve hatta utanıp sıkılmadan adını hoyratça dillendirdiğim de. Koşuyordum Berçem'e yetişemeyeceğimi bile bile. Her yerde başka bir emeği, tanıdığı her yoldaşta derin izleri var. Gözünüz neye değse selamını alırsınız. Duruyor bazen burada her şey. Böyle sessiz inceden, sanki soluk alıyor doğa. Nefesini vermeden önceki o kısacık anda ne bir yaprak kımıldıyor yerinden ne bir taş oynuyor gediğinden. Su bile korkuyor akarken toprağı incitmekten. En çok o zaman benziyor buralar Berçem'e. Sakin, olgun, derin... Dupduru bir devrimci diyorlar onun için.
Kaçak göçek değiyor yıldızlara gözlerim. Mangadan mangaya geçerken bir dakikadan daha az bir sürede gizlice selamlaşıyoruz ayla. Doya doya baktığımız vakitleri hatırlıyorum. Söz veriyorum yanımdaki yoldaşa az kaldı özgürce kaldıracağız gecenin bir vakti yine başımızı aya. Şimdi anlıyorum gözlerindeki parıltıyı. Yıldızları saklamış bakışlarına da ondan parlıyormuş. Kara kız kocaman yüreğinde heyecan, içinde öfke, içinde gazinin barikatları, içinde fırtınamızın Özgürümüzün yoldaşlığı. Ekin Su yoldaş, saçları değmiş göğe de ondan zifiriye kesmiş gece. Avuç avuç serpmiş ömrünü geçtiği yere. Toplamak bize düştü, onuru bize kaldı.
Bir kadının attığı adım tüm kadınları etkiler. Kadınların sadece kendileri için yaptığı hiç bir şey yoktur. Sustuğun kadar susar tüm kadınlar, karşı koyduğun kadar özgürleşir. Dünyanın başka ucunda, çok başka bir zamanda olsa bile sistemin sunduklarını elinin tersiyle itip dünyasının altını üstüne getiren bir kadındır diğerine cesaret veren. Buydu kapıyı çarpıp çıkmamı sağlayan. Benden önce başkalarının da, Berçem'in de, Ekin'in de bunu yapmış olmasıydı. Devrimci olma nedenlerinden son nefeslerine kadar kadın devriminin bayrağını taşıdılar. Sınırlara hapsolmadılar, elde silah cins bilincinden bir zırhla dikildiler karşısına devletin. O devlet ki tecavüzcü, o devlet ki katil, o devlet ki erkekti.
Omuzlarımızda sorulacak hesapların yükü, omuz başımızda yoldaşlarımızın gözleriyle hazırlanıyorum. Şimdi daha iyi okunacak kitaplar. Şarkılar baştan dinlenecek, şiirler bir daha yazılacak. Gülmekse en derininden en içten haliyle olacak. Artık daha başka anlamı dağın. Daha büyük, daha sert basacak bu ayaklar toprağa, tereddüt kalmayacak. Çünkü Aralığa kan değdi. Çünkü iki komünist kadın çatışarak can verdi. And olsun ki bu erkek egemen faşist devlet yıkılacak, kadın devrimi kazanacak.

Zarin Çiya