HAKKIMIZDA
Share on Facebook Share on Twitter
 
 
Sayfa 1 / 5

DEVRİMİN ZAFERİ İÇİN YAŞASIN MLKP

 

MLKP, 10 Eylül 1994 yılında kuruldu. Kuruluş kongresi (Birlik Kongresi) belgeleri, onun teorik, ideolojik, siyasal ve örgütsel temellerini oluşturdu. "Birlik devrimi" olarak ifade ettiğimiz bu tarihi olay, komünistlerin birliği düşüncesine sahip parti önceli örgütlerin, 1989'dan itibaren kendi içlerinde ve birbirleriyle yürüttükleri birlik mücadelesinin ürünüydü.

1991'de TDKİH (Türkiye Devrimci Komünist İşçi Hareketi) ve TKİH (Türkiye Komünist İşçi Hareketi) birleşti. 1994'te TKİH ve TKP-ML Hareketi (Türkiye Komünist Partisi - Marksist Leninist Hareketi) tarafından Birlik Kongresi toplandı ve MLKP-K (Marksist Leninist Komünist Parti - Kuruluş) kuruldu. Eylül 1995'te toplanan 1. konferans (Parti ve Birlik Konferansı) ise, MLKP-K ile TKP-ML (YİÖ) (Türkiye Komünist Partisi - Marksist Leninist (Yeniden İnşa Örgütü) arasında birliği sağladı ve "Kuruluş" ekini kaldırdı. Böylece MLKP, dört komünist örgütün birleşmesiyle oluştu.

 

MLKP ÖNCESİ KOMÜNİST HAREKETE KISA BİR BAKIŞ

Mustafa Suphi ve yoldaşlarının 10 Eylül 1920'de Bakü'de kurduğu ve MLKP'nin kendi kuruluşu için aynı tarihi seçerek devrimci tarihsel mirasını sahiplendiği TKP, marksist-leninist çizgide faaliyet yürüten ve Komintern'e üye olan bir partiydi. Ne var ki, M. Suphi ve yoldaşları, emperyalist işgale karşı mücadele yürütmek için Türkiye'ye girmelerinin hemen ardından, 29 Ocak 1921'de, Mustafa Kemal yönetimindeki Türk burjuva rejimi tarafından Karadeniz'de boğularak katledildiler. TKP, önderliğini yitirmesini getiren bu büyük darbeden sonra, çizgi kırılması yaşadı ve oportünizme savruldu.

1956'dan sonra modern revizyonizmin Türkiye kolu haline gelen TKP, devrim ve sosyalizm mücadelesinde dikkate alınır bir düşünsel ve eylemsel varlık gösteremedi. Bu nedenle, 1921-1971 arası dönem, 50 yıllık TKP pasifizmi ve reformizmi dönemi olarak adlandırıldı.

1971 devrimci atılımının mimarı olan örgütler, THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu), THKP-C (Türkiye Halk Kurtuluş Partisi - Cephesi) ve TKP-ML (Türkiye Komünist Partisi - Marksist Leninist), işte bu 50 yıllık sınıf işbirliği ve oportünizm dönemini, devrimci düşünceleri ve eylemleriyle parçaladılar.

Tüm liderleri 12 Mart 1971 askeri darbesinin faşist rejimine karşı mücadelede art arda ölümsüzleşen her üç devrimci örgüt, Türkiye ve Kürdistan devrimi için, işçi sınıfı ve ezilenler, devrimciler ve komünistler için silinmez devrimci değerler ve gelenekler, büyük bir devrimci miras bıraktı. Onlardan bugüne taşınan devrimci irade ve atılım ruhu, mücadele kararlılığı ve feda ruhu, devrimci dayanışma ve siper yoldaşlığı devrimci hareketin mayası oldu. MLKP'nin kökleri, hem onun devrimci varoluş tarzı ve hem de onu oluşturan yapıların dolaysız fiziksel bağları bakımından, '71 devrimci atılımına dayandı.

1970'li yılların ikinci yarısı Türkiye devrimci hareketinde yaygın ayrışmalara, bir yandan da uluslararası komünist hareketin yaşadığı saflaşmaların Türkiye'de yankılanışına tanıklık etti. THKP-C'nin ardından kurulan THKP-C ML, sonrasında TKİH adını aldı. TKP-ML'nin ikiye bölünmesiyle TKP-ML Hareketi meydana geldi. TKP-ML (YİÖ) ise TKP-ML Hareketi'nden koptu. THKO'nun yerine kurulan TDKP'den daha sonra ayrılacak başka bir grup komünist de TDKİH olarak örgütlenecekti.

Sovyet modern revizyonizmine karşı mücadelede ÇKP-AEP çizgisini benimseyen, 1970'lerin sonunda ÇKP'nin "Üç Dünya Teorisi"ni ve "Mao Zedung Düşüncesi"ni reddeden, halkçı devrimcilikten ileri sıçrayarak marksizm-leninizmde derinleşen bu örgütler, birbirlerine paralel bir ideolojik, teorik ve politik gelişim seyri izlediler. Teorik yorumlarındaki, güncel siyasetlerindeki ve örgütsel çalışmalarındaki kimi farklılıklara rağmen, düşünsel ve eylemsel varoluşlarının bütünselliği, onların aynı marksist-leninist çizgide yürümekte olduklarını gösterdi.

 

KOMÜNİSTLERİN BİRLİĞİ MÜCADELESİ VE MLKP'NİN DOĞUŞU

MLKP'nin öncellerini yönlendiren kılavuz, proleter devrimci sınıf mücadelesinin başarısı için her ülkede komünistlerin tek bir öncü partide birleşmelerinin zorunluluğu ilkesi oldu. Komünistlerin birliği düşüncesi ve mücadelesi, Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da komünist hareketin kendi durumuna kökten bir müdahalesi ve devrim savaşımını büyütme iddiası olduğu gibi, 1990'larda devrimci ve komünist hareketleri içine çeken yapısal krizi aşma ve sosyalizm için mücadelenin yeni tarihsel dönemini yanıtlama hamlesine de dönüştü. Kısacası, komünistlerin birliği hem bir ilke sorunu ve hem de güncel siyasal bir görevdi.

Fakat komünistlerin birliğini gerçekleştirmek büyük bir devrimci iradeyi, adeta akıntıya karşı kürek çekmeyi gerektiriyordu.

SSCB'nin ve Varşova Paktı devletlerinin çöktüğü, Çin'in kapitalist yola girmiş olduğu, Arnavutluk'un da emperyalizme teslim edildiği şartlarda, dünyanın her yanında birçok devrimci ve komünist parti yıkıma uğruyor ya da ihanet batağına batıyordu. 20. yüzyılın sonu sosyalizmin yenilgisine sahne oluyor, uluslararası komünist hareket derin bir ideolojik ve örgütsel krize yuvarlanıyordu. ABD Soğuk Savaş'ı kazanmış, uluslararası burjuvazi "tarihin sonu"nu ilan etmiş, aynı zamanda tekelci kapitalizmin iç yapısında emperyalist küreselleşme evresini açan değişimler meydana gelmişti. Bütün bunlar, dünya devrimi koşullarının değişmekte ve sosyalizm için mücadelenin yeni bir tarihsel evresinin açılmakta olduğunu işaret ediyordu.

Türkiye'de 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesi devrimci ve komünist hareketi ağır bir yenilgiye uğratmış, bir dizi örgütün tasfiyecilik girdabına düşmesine yol açmıştı. 1987'den itibaren canlanmaya başlayan kendiliğinden işçi hareketi, 1970'lerde olduğunun aksine, bu kez sosyalizm iddialı herhangi bir politik akımla buluşma eğilimi ortaya çıkarmıyordu. Bu durum, bir devrimci stratejiyi iradi olarak uygulamakla büyümekten ziyade kitle hareketlerinin kendiliğinden devrimci saflara akmasıyla büyümeye dayalı 1970'lerin "devrimci kendiliğindencilik" tarzının miadını doldurması demekti. Öte yandan, Kuzey Kürdistan'da 1984'te çıkış yapan ulusal kurtuluşçu gerilla hareketi tutunmayı başarıyor ve 1990'a gelindiğinde Kürt kentlerinde serhildan denen halk ayaklanmalarıyla bir ulusal özgürlük devrimi patlak veriyordu, fakat buna karşılık, sömürgeci faşist Türk burjuva devleti Türkiye'de karşıdevrimci reaksiyonu ve şovenizmi alabildiğine kışkırtıp yaygınlaştırmayı başarıyordu.

MLKP'nin farklı örgütlerdeki komünistlerin birleşmesiyle dünyaya gelmesi, işte bu koşullar altında, kendi yolunu açan bir devrimci iradenin varlığını gerektirdi. Süresi 5 yılı bulan komünistlerin birliği mücadelesi, çeşitli gelgitleri, birlik isteğiyle ilerlemeleri ve grupçuluğun başını kaldırmasıyla tıkanmaları, karşılıklı güven bunalımlarını ve yoldaşça güven tazelemelerini içerdi. Ne zaman ki daha güçlü bir devrimci irade ortaya konuldu ve birliğin planı ile yöntemi somutlaştırıldı, o zaman MLKP'nin kuruluşu ufukta belirdi.

Birlik planı ve yöntemi, örgütler arasındaki tartışma konusu ayrılıkların örgütsel birliğin önünde engel teşkil edecek nitelikte olmadığı kesin prensibine dayandırıldı. Birleşik bir kongre toplanması ve sorunların bu kongreye katılacak delegelerce çözüme bağlanması kararlaştırıldı. "Örgütlerin birliği" ve "her iki örgütteki komünistlerin birliği" şeklinde iki boyutlu bir yöntem geliştirildi; böylece, kurucu nitelikteki tartışmaların sadece örgütler arasında değil, aynı zamanda bu örgütlerin saflarındaki komünist bireyler arasında yürütülmesi sağlandı. Ortak bir komisyon tarafından kolektif tartışma metinleri hazırlanıp yayınlandı ve bir iç tartışma yayını çıkarıldı. Komünistlerin birbirleriyle, hem bu ortak yayında yazılı hem de ortak toplantılarda sözlü tartışmalar yürütmeleri mümkün oldu. Bütün bunlara paralel olarak, birlik yolunu adımlayan örgütlerce her alanda eylem birlikleri yapıldı ve ortak politik çalışmalar yürütüldü.

Ancak birlik amacına kilitlenmiş sıkı bir devrimci irade ve plan ile yöntemde onu tamamlayan bir devrimci esneklik sergilenmesiyledir ki, birlik mücadelesinde bulunan örgütlerin her birinin kendi özgün tarihi ve geleneklerinin baskısı altında oluşu, hatta saflarında bulunan ama "ilkeli birlik" lafının arkasına gizlenen sekterizm ve grupçuluğun başkaldırışı aşılabildi. Ve MLKP'nin birlik mücadelesi deneyimi, gerek tek tek ülkelerdeki ayrı komünist grupların birliği, gerekse uluslararası komünist hareketin birliği bakımından önemli bir deneyim ve kazanım oldu.

Her iki örgütten delegelerin katıldığı Birlik Kongresi, tam yetkili kurucu bir kongre olarak, komünistlerin ideolojik birliğini, irade ve eylem birliğini oluşturan, yeni partinin üzerinde yükseleceği örgütsel temeli atan karar organı olarak toplandı. Partinin program ve tüzüğünü şekillendirdi. Devrimci stratejisini ve temel taktik sorunlarını belirledi, genel örgütlenme planını ve politik rotasını çizdi. Komünist Gençlik Örgütü'nün kurulmasını kararlaştırdı. Partinin tüm çalışmalarına önderlik edecek olan merkez komitesini seçti.

Birlik Kongresi, Türk ve Kürt uluslarından, Laz, Abhaz, Gürcü, Çerkes, Çingene, Arap, Ermeni, Rum ve diğer ulusal topluluklardan proletaryanın öncü müfrezesi ve savaş kurmayı, dünya komünist hareketinin Türkiye ve Kürdistan kolu olan MLKP'yi kurdu.

 

 

Sayfa12345