AKP-SARAY YÖNETİMİ FAŞİZMİ TAHKİM EDİYOR
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 


AKP hükümeti-Cumhurbaşkanı T. Erdoğan, 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi sonrası ilan ettiği  OHAL ve Meclis'i işlevsiz kılan KHK'lerle Türkiye'yi yönetmeye devam ediyor. OHAL'i üç ay daha uzatma kararı aldı.
Cumhurbaşkanı T. Erdoğan, AKP hükümetinin devamı ve rejim krizinin aşılması için askeri darbe girişimini, “Allah'ın bir lütfü” görmüştü. Zira OHAL ve KHK'lerle ülkeyi yönetme fırsatı doğmuştu. “Normal zamanlarda yapamadıklarını yapmaya başlayacağını”; yargı ve Meclisi devreden çıkaracağını; CHP ve MHP gibi ırkçı-milliyetçi düzen partileriyle “milliyetçi Cephe” kurmak suretiyle içte ve dışta kirli savaşı yürüteceğini hesaplıyordu. Yargısız ve Meclissiz karşıdevrimci şiddet sarmalı ve cadı avının büyütüleceğini düşünüyordu. Ve bugün, bu sivil darbeci faşist politikaları uyguluyor.

Nitekim her geçen gün görüldü ki, AKP ve Saray, sadece beslediği ve büyüttüğü ve karşıdevrim içinde  iç iktidar savaşına giriştiği politik İslami faşist yapılanma “F. Gülen Hareketi”ne  saldırmıyor. Aksine tam bir cadı avı başlatmış,  basında ve sokakta her türlü muhalif sesi ve itirazı yok etmeye çalışıyor. Kürt halkına, alevi halkına, sendikalara, kitle örgütlerine saldırıyor. İşçi sınıfı, emekçiler, gençler ve kadınlara karşı savaşıyor, devrimci-ilerici güçlere karşı  savaşıyor: İçte ve dışta (Suriye'de işgalci yayılmacılıkta olduğu gibi) kirli savaşı yürütüyor. Devlet krizini, faşizmi tahkim ederek aşmaya çalışıyor. Rojava'da, Kuzey Kürdistan'da işgalci güçler olarak savaş uçakları ve tanklarla sivil Kürtleri katlediyor, faşist islimi-cihatçı çeteleri destekliyor.

Faşist diktatörlüğün yürüttüğü bu savaşa karşı barış, demokrasi, özgürlük  ve kardeşlik isteyen  aydınlara, gazetecilere, akademisyenlere, gençlere ve kadınlara yönelik tehdit, gözaltı ve sindirme politikaları güdüyor: Kürt halkının sesi Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmaya girdiği için yazar  Aslı Erdoğan ve gazeteci  Necmiye Alpay tutukladı. Kürtlerle barış deklarasyonunu imzalayan 2500 akademisyen görevden alındı. Demokrasi diyen liberal yazar ve gazeteciler, kardeş Ahmet ve Mehmet Altanlar, FETÖ'cü diye tutuklandı. Kürdistan'da il ve ilçelerden oluşan 30'u aşkın belediye'ye kayyumlar atandı, seçilmiş belediye başkanları görevden alındı. Belediyeler sömürge görüntüleriyle askeri işgal altında. Seçilmiş HDP vekillerinin tutuklanması için hazırlıklar yapılıyor. HDP yöneticilerinden Alp Altınörs yaptığı bir konuşmadan dolayı, gözaltında baskı ve işkencelere maruz kaldı ve tutuklandı. Onlarca muhalif gazete ve TV kapatıldı. Belediye otobüsüne şortlu binen kadına tekme atan faşist erkek zihniyeti başbakan tarafından desteklendi. Binali Yıldırım, saldırgana  tekme  yerine “mırıldanması”nı salık verdi. Cizre, Sur ve Yüksekova'da Kürt halkının; İstanbul, Ankara, Malatya, Hatay vd kentlerde Alevi halkının evlerine, mahallelerine,  ibadet mekanlarına ırkçı-dini gerici  sloganlar yazılmaya, katliamcı tehditler yapılmaya başlandı.
“FETÖ”cü, Kürt, Alevi, devrimci diye yüzbini aşkın insan kamu görevlerinden uzaklaştırıldı. Onbinlercesi gözaltına alındı. Son iki ayda 40 bine yakın insan tutuklandı. Gözaltı ve zindanlarda işkence olayları ve hak gaspları yoğunlaştı. Bu kitlesel saldırı ve tutuklamalar yükselerek devam edecektir.

Faşist rejim, Rojava devrimi, Kobane direnişi ve Minbiç'in özgürleşmesi zaferinden korkuyor. Rojava'da, Suriye'de, Türkiye ve Ortadoğu'da halkların birleşik özgür iradesi ve direnişinin büyümesinden korkuyor.
Gezi ruhu, 6-8 Ekim direnişi ve 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP'nin zaferinden; Kürt halkının Cizre, Sur, Nusaybin ve Şırnak direnişlerinden korkuyor. Bu korku, onları karşıdevrimci yeni saldırı hamlelerine yönlendiriyor.
Ama nafile!Korkunun ecele faydası yok: Faşizm yıkılacak, devrimci demokratik iktidar kurulacak.
Birleşik devrimci bir hareket gelişiyor. PKK, MLKP'nin içinde yer aldığı birleşik devrimci hareket, eylemi ve çağrılarıyla halkların devrimci öfkesi, şiddeti ve savaşımına önderlik ediyor. HDP, adalet, özgürlük ve kardeşlik mücadelesini sokakta, meydanlarda, kitlesel gözaltılara ve cadı avına karşı militan duruşuyla yükseltiyor. Cumartesi annelerinin 600. oturumunda binler faşizme ve baskılara karşı seslerini yükseltti. 11 bin Eğitim-Sen'li öğretmen kıyımına karşı Dersim ve Amed'de direniş yükseltildi. Önümüzdeki günlerde KESK, mücadele ve direnişi büyütecek eylem planları yaşama geçirecektir....


Faşizme ölüm, halklara özgürlük!

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

AKP-SARAY YÖNETİMİ FAŞİZMİ TAHKİM EDİYOR
fc Share on Twitter
 


AKP hükümeti-Cumhurbaşkanı T. Erdoğan, 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi sonrası ilan ettiği  OHAL ve Meclis'i işlevsiz kılan KHK'lerle Türkiye'yi yönetmeye devam ediyor. OHAL'i üç ay daha uzatma kararı aldı.
Cumhurbaşkanı T. Erdoğan, AKP hükümetinin devamı ve rejim krizinin aşılması için askeri darbe girişimini, “Allah'ın bir lütfü” görmüştü. Zira OHAL ve KHK'lerle ülkeyi yönetme fırsatı doğmuştu. “Normal zamanlarda yapamadıklarını yapmaya başlayacağını”; yargı ve Meclisi devreden çıkaracağını; CHP ve MHP gibi ırkçı-milliyetçi düzen partileriyle “milliyetçi Cephe” kurmak suretiyle içte ve dışta kirli savaşı yürüteceğini hesaplıyordu. Yargısız ve Meclissiz karşıdevrimci şiddet sarmalı ve cadı avının büyütüleceğini düşünüyordu. Ve bugün, bu sivil darbeci faşist politikaları uyguluyor.

Nitekim her geçen gün görüldü ki, AKP ve Saray, sadece beslediği ve büyüttüğü ve karşıdevrim içinde  iç iktidar savaşına giriştiği politik İslami faşist yapılanma “F. Gülen Hareketi”ne  saldırmıyor. Aksine tam bir cadı avı başlatmış,  basında ve sokakta her türlü muhalif sesi ve itirazı yok etmeye çalışıyor. Kürt halkına, alevi halkına, sendikalara, kitle örgütlerine saldırıyor. İşçi sınıfı, emekçiler, gençler ve kadınlara karşı savaşıyor, devrimci-ilerici güçlere karşı  savaşıyor: İçte ve dışta (Suriye'de işgalci yayılmacılıkta olduğu gibi) kirli savaşı yürütüyor. Devlet krizini, faşizmi tahkim ederek aşmaya çalışıyor. Rojava'da, Kuzey Kürdistan'da işgalci güçler olarak savaş uçakları ve tanklarla sivil Kürtleri katlediyor, faşist islimi-cihatçı çeteleri destekliyor.

Faşist diktatörlüğün yürüttüğü bu savaşa karşı barış, demokrasi, özgürlük  ve kardeşlik isteyen  aydınlara, gazetecilere, akademisyenlere, gençlere ve kadınlara yönelik tehdit, gözaltı ve sindirme politikaları güdüyor: Kürt halkının sesi Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmaya girdiği için yazar  Aslı Erdoğan ve gazeteci  Necmiye Alpay tutukladı. Kürtlerle barış deklarasyonunu imzalayan 2500 akademisyen görevden alındı. Demokrasi diyen liberal yazar ve gazeteciler, kardeş Ahmet ve Mehmet Altanlar, FETÖ'cü diye tutuklandı. Kürdistan'da il ve ilçelerden oluşan 30'u aşkın belediye'ye kayyumlar atandı, seçilmiş belediye başkanları görevden alındı. Belediyeler sömürge görüntüleriyle askeri işgal altında. Seçilmiş HDP vekillerinin tutuklanması için hazırlıklar yapılıyor. HDP yöneticilerinden Alp Altınörs yaptığı bir konuşmadan dolayı, gözaltında baskı ve işkencelere maruz kaldı ve tutuklandı. Onlarca muhalif gazete ve TV kapatıldı. Belediye otobüsüne şortlu binen kadına tekme atan faşist erkek zihniyeti başbakan tarafından desteklendi. Binali Yıldırım, saldırgana  tekme  yerine “mırıldanması”nı salık verdi. Cizre, Sur ve Yüksekova'da Kürt halkının; İstanbul, Ankara, Malatya, Hatay vd kentlerde Alevi halkının evlerine, mahallelerine,  ibadet mekanlarına ırkçı-dini gerici  sloganlar yazılmaya, katliamcı tehditler yapılmaya başlandı.
“FETÖ”cü, Kürt, Alevi, devrimci diye yüzbini aşkın insan kamu görevlerinden uzaklaştırıldı. Onbinlercesi gözaltına alındı. Son iki ayda 40 bine yakın insan tutuklandı. Gözaltı ve zindanlarda işkence olayları ve hak gaspları yoğunlaştı. Bu kitlesel saldırı ve tutuklamalar yükselerek devam edecektir.

Faşist rejim, Rojava devrimi, Kobane direnişi ve Minbiç'in özgürleşmesi zaferinden korkuyor. Rojava'da, Suriye'de, Türkiye ve Ortadoğu'da halkların birleşik özgür iradesi ve direnişinin büyümesinden korkuyor.
Gezi ruhu, 6-8 Ekim direnişi ve 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP'nin zaferinden; Kürt halkının Cizre, Sur, Nusaybin ve Şırnak direnişlerinden korkuyor. Bu korku, onları karşıdevrimci yeni saldırı hamlelerine yönlendiriyor.
Ama nafile!Korkunun ecele faydası yok: Faşizm yıkılacak, devrimci demokratik iktidar kurulacak.
Birleşik devrimci bir hareket gelişiyor. PKK, MLKP'nin içinde yer aldığı birleşik devrimci hareket, eylemi ve çağrılarıyla halkların devrimci öfkesi, şiddeti ve savaşımına önderlik ediyor. HDP, adalet, özgürlük ve kardeşlik mücadelesini sokakta, meydanlarda, kitlesel gözaltılara ve cadı avına karşı militan duruşuyla yükseltiyor. Cumartesi annelerinin 600. oturumunda binler faşizme ve baskılara karşı seslerini yükseltti. 11 bin Eğitim-Sen'li öğretmen kıyımına karşı Dersim ve Amed'de direniş yükseltildi. Önümüzdeki günlerde KESK, mücadele ve direnişi büyütecek eylem planları yaşama geçirecektir....


Faşizme ölüm, halklara özgürlük!