4. Avrupa Sosyal Forumu ve Antiemperyalist Alan
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

4. Avrupa Sosyal Forum'u 4-7 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan'ın başkenti Atina'da gerçekleştirildi. Katılımın bir önceki Londra ASF'ndan daha çok olduğu 4. ASF'de, Örgütleme Komitesi tarafından Forum süresince organize edilen büyük etkinlikler, seminerler, çalışma grupları ve kültürel aktivitelere katılım sayısı 35 bin olarak açıklanırken, 6 Mayıs, Cumartesi günü gerçekleştirilen yürüyüşe ise 100 binin üzerinde bir kalabalığın katıldığı açıklandı. Bu rakamlar katılımın, ASF öncesi Örgütleme Komitesinin bile yaptığı tahminlerin hayli hayli üzerinde olduğunu göstermektedir.

Elde olan tüm verilere bakılarak değerlendirildiğinde 4. ASF'yi diğer ASF'lerden farklı kılan özellikleri belli başlı bir kaç maddede toplayabiliriz.

1-4. ASF'nin Yunanistan gibi anti-emperyalist mücadelenin gelişkin olduğu bir ülkede yapılmış olması ve içerisinde geçtiğimiz süreçte Irak ve Filistin işgallerinin devam ediyor olmasının yanı sıra İran'a dönük artan emperyalist saldırganlık da katılımın yüksek olmasında önemli rol oynamıştır.

2-4. ASF'nin Atina'da yapılıyor oluşu Balkanlar, Doğu Avrupa ve Türkiye'den de katılımın yüksek olmasını sağlamıştır. Öyle ki, bir önceki ASF'lere daha çok temsilciler düzeyinde katılan Türkiye ve Kuzey Kürdistanlı örgüt, kurum ve kuruluşlar, bu kez binin üzerinde bir katılım sağladılar.

3-ASF'leri turistik bir gezi gibi düşünen kitleden ziyade seminerlere, etkinliklere katılan, dolayısıyla dünyada yaşanan gelişmeleri kendi tercihi kapsamında öğrenmeye çalışan, tartışan bir kitle varlığından söz etmek mümkün oldu.

4-Diğer ASF'lerden farklı olarak Atina'da düzenlenen ASF'de ilk kez sendikalar da örgütleme komitesinde aktif yer aldılar.

En önemli fark Antiemperalist Alan oluşumu

ASF tarihinde ilk kez anti-emperyalist devrimci güçler, ASF'ye içerden, örgütlü bir müdahalede bulundular. ASF yapılanmasının yasallığı içerisinde, ASF'nin yapıldığı meydanın belli bir bölümüne Antiemperyalist Alan kuran devrimci ve komünistler, ortak seminerler düzenlediler, savaşa, neoliberal saldırılara ve ırkçılığa karşı düzenlenen büyük yürüyüşte ortak bir kortej oluşturdular.

"Birlik, Direniş, Zafer / Emperyalizm yenilecek" sloganı etrafında bir araya gelen ve Sosyal Forumlar içinde direniş yanlısı militan bir odağın yaratılmasını hedefleyen Antiemperyalist Alan'ın içerisinde şu kuvvetler yer aldı:

Türkiye'den: ESP, MLKP, DTP, HOC, MKP, SODAP, TİKB, TDP, Yunanistan'dan: Yunanistan Komünist Örgütü (KOE), İtalya'dan: Komünistler Çevresi, Almanya'dan: MLPD, Norveç'ten: Komünist-İşçi Partisi (AKP), Filistin'den: FHKC ve FDKC, Bask'tan: Askapena, Bulgaristan'dan: 23 Eylül Direniş Hareketi ve Bulgaristan İşçi Partisi-Komünist, Sırbistan'dan Emek Patisi, Tunus'tan: Yurtsever Demokratik Parti, Suriye'den: Küreselleşme Karşıtı Grup ve Irak'tan: Birleşik Irak Komünistleri (Hazırlık Komitesi).

Silahlı biçimleri de dahil olmak üzere halkların direnişlerini sahiplenen bu devrimci ve komünist güçler AB'nin devrimci bir eleştirisini dile getirdiler; Filistin, Irak ve Nepal direnişlerinin öznelerini ASF'ye kattılar. Kapitalizmin, emperyalizmin, 21. yüzyılda da tek alternatifinin sosyalizm olduğu gerçekliğini etkili biçimde vurguladılar. Ulusal sınırları aşan yeni tipte bir yoldaşlığı, enternasyonal devrimci yoldaşlığı mayaladılar.

Atina ASF, gerek KOE'li devrimcilerin, gerek Bask ülkesinden Askapena'nın, gerekse de ülkemizden Marksist Leninist Komünistlerin Sosyal Forumlar ve emperyalist küreselleşme karşıtı hareket içinde politika yapma yeteneğini kazanmakta olduklarını gösterdi. Atina ASF sürecinde Marksist Leninist Komünistler, bu aracın kendi zemininde politika yapma, taktik hamleler geliştirme ve Forumun bütününü etkileyecek araç ve yöntemler geliştirme de önemli deneyimler edindiler, sıçrama yaşadılar.

Coşkulu, kitlesel katılımı, Forum alanı içindeki trampetli yürüyüşleri, fiili sokak konseri, antiemperyalist güçlerle düzenlediği ortak seminerleri, pek çok konuda sundukları politik alternatif ve çözüm önerileri, Avrupa'da Stalin'i tavizsizce savunma ideolojik kararlılığı, örgütlü ve disiplinli hareket tarzı ve yürüyüşteki canlı korteji ile MLKP Forum'da devrimci bir rüzgar estirdi. Devrimci coşku ve amaçlarına tutkulu bağlılığın rengini verdiği konuşmalarla parti; hem çeşitli mücadele alanlarındaki deneyimlerini aktardı hem de arayış içindeki bir kitleyle buluştu.

Tüm bunların ışığında bakıldığında 4. ASF'de iki çizginin öne çıktığı söylenebilir. Bu çizgilerden birisini ASF içerisindeki hegemonyayı hala ellerinde tutan sol AB'ci, sosyal liberal, reformist ve troçkist güçler oluştururken, diğerini ise direniş yanlısı, tutarlı antiemperalist güçler oluşturdu. Yaratılan Antiemperyalist Alan'ın süreklileştirilmesi ve Forum dışında da faaliyet yürüten bir koordinasyon haline getirilmesi ise onu oluşturan tüm bileşenlerin önünde duran acil, ihmal edilemez devrimci görevi teşkil etmekte.

Öte yandan Atina ASF'nun, gittikçe ilginin ve nitekim katılım sayısının düştüğü Avrupa Sosyal Forumu'nun geneli bakımından derin bir nefes almayı, doğru değerlendirilirse yeniden güç toplamayı temsil edeceği açıktır. Ancak tüm ASF katılımcıları arasında oluşturulan İnternet üzeri tartışma sayfasında 4. ASF sonrası öne çıkan ve pratiğin sorunu olarak gündeme gelmiş olan kimi sorunların tartışılma yer ve biçimine bakıldığında, çeşitli güçlerin bu fırsatı tepmeye ne kadar istekli ve meyilli olduklarını söylemek bir abartı olmaz.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

4. Avrupa Sosyal Forumu ve Antiemperyalist Alan
fc Share on Twitter
 

4. Avrupa Sosyal Forum'u 4-7 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan'ın başkenti Atina'da gerçekleştirildi. Katılımın bir önceki Londra ASF'ndan daha çok olduğu 4. ASF'de, Örgütleme Komitesi tarafından Forum süresince organize edilen büyük etkinlikler, seminerler, çalışma grupları ve kültürel aktivitelere katılım sayısı 35 bin olarak açıklanırken, 6 Mayıs, Cumartesi günü gerçekleştirilen yürüyüşe ise 100 binin üzerinde bir kalabalığın katıldığı açıklandı. Bu rakamlar katılımın, ASF öncesi Örgütleme Komitesinin bile yaptığı tahminlerin hayli hayli üzerinde olduğunu göstermektedir.

Elde olan tüm verilere bakılarak değerlendirildiğinde 4. ASF'yi diğer ASF'lerden farklı kılan özellikleri belli başlı bir kaç maddede toplayabiliriz.

1-4. ASF'nin Yunanistan gibi anti-emperyalist mücadelenin gelişkin olduğu bir ülkede yapılmış olması ve içerisinde geçtiğimiz süreçte Irak ve Filistin işgallerinin devam ediyor olmasının yanı sıra İran'a dönük artan emperyalist saldırganlık da katılımın yüksek olmasında önemli rol oynamıştır.

2-4. ASF'nin Atina'da yapılıyor oluşu Balkanlar, Doğu Avrupa ve Türkiye'den de katılımın yüksek olmasını sağlamıştır. Öyle ki, bir önceki ASF'lere daha çok temsilciler düzeyinde katılan Türkiye ve Kuzey Kürdistanlı örgüt, kurum ve kuruluşlar, bu kez binin üzerinde bir katılım sağladılar.

3-ASF'leri turistik bir gezi gibi düşünen kitleden ziyade seminerlere, etkinliklere katılan, dolayısıyla dünyada yaşanan gelişmeleri kendi tercihi kapsamında öğrenmeye çalışan, tartışan bir kitle varlığından söz etmek mümkün oldu.

4-Diğer ASF'lerden farklı olarak Atina'da düzenlenen ASF'de ilk kez sendikalar da örgütleme komitesinde aktif yer aldılar.

En önemli fark Antiemperalist Alan oluşumu

ASF tarihinde ilk kez anti-emperyalist devrimci güçler, ASF'ye içerden, örgütlü bir müdahalede bulundular. ASF yapılanmasının yasallığı içerisinde, ASF'nin yapıldığı meydanın belli bir bölümüne Antiemperyalist Alan kuran devrimci ve komünistler, ortak seminerler düzenlediler, savaşa, neoliberal saldırılara ve ırkçılığa karşı düzenlenen büyük yürüyüşte ortak bir kortej oluşturdular.

"Birlik, Direniş, Zafer / Emperyalizm yenilecek" sloganı etrafında bir araya gelen ve Sosyal Forumlar içinde direniş yanlısı militan bir odağın yaratılmasını hedefleyen Antiemperyalist Alan'ın içerisinde şu kuvvetler yer aldı:

Türkiye'den: ESP, MLKP, DTP, HOC, MKP, SODAP, TİKB, TDP, Yunanistan'dan: Yunanistan Komünist Örgütü (KOE), İtalya'dan: Komünistler Çevresi, Almanya'dan: MLPD, Norveç'ten: Komünist-İşçi Partisi (AKP), Filistin'den: FHKC ve FDKC, Bask'tan: Askapena, Bulgaristan'dan: 23 Eylül Direniş Hareketi ve Bulgaristan İşçi Partisi-Komünist, Sırbistan'dan Emek Patisi, Tunus'tan: Yurtsever Demokratik Parti, Suriye'den: Küreselleşme Karşıtı Grup ve Irak'tan: Birleşik Irak Komünistleri (Hazırlık Komitesi).

Silahlı biçimleri de dahil olmak üzere halkların direnişlerini sahiplenen bu devrimci ve komünist güçler AB'nin devrimci bir eleştirisini dile getirdiler; Filistin, Irak ve Nepal direnişlerinin öznelerini ASF'ye kattılar. Kapitalizmin, emperyalizmin, 21. yüzyılda da tek alternatifinin sosyalizm olduğu gerçekliğini etkili biçimde vurguladılar. Ulusal sınırları aşan yeni tipte bir yoldaşlığı, enternasyonal devrimci yoldaşlığı mayaladılar.

Atina ASF, gerek KOE'li devrimcilerin, gerek Bask ülkesinden Askapena'nın, gerekse de ülkemizden Marksist Leninist Komünistlerin Sosyal Forumlar ve emperyalist küreselleşme karşıtı hareket içinde politika yapma yeteneğini kazanmakta olduklarını gösterdi. Atina ASF sürecinde Marksist Leninist Komünistler, bu aracın kendi zemininde politika yapma, taktik hamleler geliştirme ve Forumun bütününü etkileyecek araç ve yöntemler geliştirme de önemli deneyimler edindiler, sıçrama yaşadılar.

Coşkulu, kitlesel katılımı, Forum alanı içindeki trampetli yürüyüşleri, fiili sokak konseri, antiemperyalist güçlerle düzenlediği ortak seminerleri, pek çok konuda sundukları politik alternatif ve çözüm önerileri, Avrupa'da Stalin'i tavizsizce savunma ideolojik kararlılığı, örgütlü ve disiplinli hareket tarzı ve yürüyüşteki canlı korteji ile MLKP Forum'da devrimci bir rüzgar estirdi. Devrimci coşku ve amaçlarına tutkulu bağlılığın rengini verdiği konuşmalarla parti; hem çeşitli mücadele alanlarındaki deneyimlerini aktardı hem de arayış içindeki bir kitleyle buluştu.

Tüm bunların ışığında bakıldığında 4. ASF'de iki çizginin öne çıktığı söylenebilir. Bu çizgilerden birisini ASF içerisindeki hegemonyayı hala ellerinde tutan sol AB'ci, sosyal liberal, reformist ve troçkist güçler oluştururken, diğerini ise direniş yanlısı, tutarlı antiemperalist güçler oluşturdu. Yaratılan Antiemperyalist Alan'ın süreklileştirilmesi ve Forum dışında da faaliyet yürüten bir koordinasyon haline getirilmesi ise onu oluşturan tüm bileşenlerin önünde duran acil, ihmal edilemez devrimci görevi teşkil etmekte.

Öte yandan Atina ASF'nun, gittikçe ilginin ve nitekim katılım sayısının düştüğü Avrupa Sosyal Forumu'nun geneli bakımından derin bir nefes almayı, doğru değerlendirilirse yeniden güç toplamayı temsil edeceği açıktır. Ancak tüm ASF katılımcıları arasında oluşturulan İnternet üzeri tartışma sayfasında 4. ASF sonrası öne çıkan ve pratiğin sorunu olarak gündeme gelmiş olan kimi sorunların tartışılma yer ve biçimine bakıldığında, çeşitli güçlerin bu fırsatı tepmeye ne kadar istekli ve meyilli olduklarını söylemek bir abartı olmaz.