5. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı Diyarbakır'da Gerçekleşti
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

17-19 Mayıs 1996 yılında İstanbul'da ilki gerçekleştirilen Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı'nın 5. Kuzey Kürdistan'ın Amed (sömürgeci Türk devletinin resmi adıyla Diyarbakır) kentinde gerçekleştirildi. 1996 yılında Türk devletinin yasaklarına, saldırı ve gözaltılarına rağmen başarıyla gerçekleştirilen ve dünyanın 14 ülkesinden kayıp yakınları ve insan hakları savunucularının bir araya geldiği kurultayda, uluslararası bir örgütlenmenin ihtiyacı görülmüş ve "Kayıplara Karşı Uluslararası Komite" olan ICAD'ı kurulmuştu. ICAD, Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultaylarının ikincisini ANDAS ile birlikte 1997 yılında Bogota'da (Kolombiya), üçüncüsünü Karapatan ile birlikte 1999 yılında Manila'da (Filipinler) ve dördüncüsünü ise 2002 yılında Nürnberg'de (Almanya) gerçekleştirmişti.

ICAD, 5. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı'nı 16-20 Mayıs 2006 tarihlerinde Kürt kayıp yakınlarının kurduğu YAKAY-DER (Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) ile birlikte örgütledi. Duyurusu ve hazırlıkları 2005 Mayıs ayında başlayan uluslararası kurultaya, 48'si uluslararası alandan olmak üzere toplam 20 ülkeden 175 civarında delege katıldı. "Savaş ve İşgal: İnsan Hakları İhlalleri, İşkence ve Gözaltında Kayıplar" ana başlığını taşıyan kurultay, "İnsan Hakları İhlalleri, Gözaltında Kayıplar ve Mücadele Perspektifi", "Savaş Stratejileri ve Günümüzde Ortadoğu Gerçeği" ve "Neoliberal Ekonomi Politikaları ve Militarizm" konulu çalışma gruplarıyla, gözaltında kayıplar ve insan hakları ihlallerinin mevcut kapitalist baskı ve sömürü sistemiyle bağını, ilişkisini birkez daha ortaya koydu.

Türk devletinin, kimi Afrika ülkelerinden ve Irak'tan katılmak isteyenlere vize vermeyerek kurultaya uluslararası katılımı zayıflatma çabalarına ve kurultay programı içindeki açıkhava konseri gibi etkinliği yasaklayarak, kurultayda video çekimi yaparak, konuşmacıların kimlik bilgilerini alarak ve gözaltına almaya çalışarak kurultayı sınırlandırma çabalarına rağmen, kurultay katılımcıları gözaltında kayıplar vahşeti ve insan hakları ihlallerinin ulaştığı düzeyi cesaretle ortaya koydu. Gözaltında kayıplar için oturma eylemi ile başlayan, basın konferansı, kayıplar için resim sergisi açılışı, kayıplar için ağaç dikimi, film gösterimleri, kayıp yakınlarının konuşmaları, genel oturumlar, çalışma grupları ve devlet tarafından katledilen İHD yöneticisi Vedat Aydın'ın mezar ziyareti gibi birçok etkinlikten oluşan kurultay, sokakta başlatılıp sokakta bitirilirken, kayıp yakınlarının, kayıplarının akıbetinin ortaya çıkarılması, toplu mezarların açılması gibi talepleri kurultayda sürekli vurgulandı. Özellikle polisin "Kürdistan", "Gerilla", "Serhildan", "Katil Devlet" gibi kavramlardan rahatsız olması ve bu kavramların kullanılmaması için sürekli tehditlerine rağmen birçok kayıp yakınınında ısrarla bu kavramları kullanması, sömürgeci Türk devletinin suratına inen bir şamar oldu.

5. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayının, son yıllarda savaşların, işgallerin, gözaltında kayıpların ve insan hakları ihlallerinin en çok yaşandığı Ortadoğuya açılan bir pencere olan ve Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da yaşanan binlerce gözaltında kayıpların, katliamların ve son aylarda yeniden tırmanan kirli savaş yöntemlerinin merkezinde duran Amed'de yapılması, faşist Türk devletine ve emperyalizme işçi ve emekçiler cephesinden verilmiş bir yanıt oldu. Kurultay, başta Filistin, Irak ve Kürdistan olmak üzere Ortadoğu halklarının, emperyalizme, siyonizme, işgale ve sömürgeciliğe karşı direnişlerinin desteklenmesi ve halkların ortak mücadelesinin geliştirilmesi çağrısını yaptı. Arjantin halkının ve Plaza de Mayo annelerinin mücadelesine, Şili'deki Mapuche halkının mücadelesine ve Kolombiya halkının mücadelesine desteğini vurguladı. Tutsaklara selam ve dayanışmanın dile getirildiği kurultay, uluslararası dayanışmayı örmenin bir mevzisi oldu.

Kurultay hazırlık çalışmaları sürecinde ortaya çıkarılan Türkiye ve Kuzey Kürdistan`da gözaltında kayıpların sayısının kayıtlara geçenlerden 400 kadar daha fazla olduğu gerçeği, uluslararası bir kurultayın önemini ortaya koyan bir başka veri oldu.

Kurultayın hazırlık sürecine güçlerini seferber eden Marksist Leninist Komünistler, yürüttükleri kitle çalışmasıyla, kurultaydaki çaba ve katkılarıyla, devletin gözaltında kaybetme saldırı ve politikasına karşı Hasan Ocak kampanyasıyla başlattıkları, Cumartesi Anneleri mevzisinin yaratılması ve 10 yıl önce topladıkları 1. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayıyla uluslararası alana taşıdıkları mücadeleyi 5. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayıyla Kürdistan'a taşımıştır.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

5. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı Diyarbakır'da Gerçekleşti
fc Share on Twitter
 

17-19 Mayıs 1996 yılında İstanbul'da ilki gerçekleştirilen Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı'nın 5. Kuzey Kürdistan'ın Amed (sömürgeci Türk devletinin resmi adıyla Diyarbakır) kentinde gerçekleştirildi. 1996 yılında Türk devletinin yasaklarına, saldırı ve gözaltılarına rağmen başarıyla gerçekleştirilen ve dünyanın 14 ülkesinden kayıp yakınları ve insan hakları savunucularının bir araya geldiği kurultayda, uluslararası bir örgütlenmenin ihtiyacı görülmüş ve "Kayıplara Karşı Uluslararası Komite" olan ICAD'ı kurulmuştu. ICAD, Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultaylarının ikincisini ANDAS ile birlikte 1997 yılında Bogota'da (Kolombiya), üçüncüsünü Karapatan ile birlikte 1999 yılında Manila'da (Filipinler) ve dördüncüsünü ise 2002 yılında Nürnberg'de (Almanya) gerçekleştirmişti.

ICAD, 5. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı'nı 16-20 Mayıs 2006 tarihlerinde Kürt kayıp yakınlarının kurduğu YAKAY-DER (Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) ile birlikte örgütledi. Duyurusu ve hazırlıkları 2005 Mayıs ayında başlayan uluslararası kurultaya, 48'si uluslararası alandan olmak üzere toplam 20 ülkeden 175 civarında delege katıldı. "Savaş ve İşgal: İnsan Hakları İhlalleri, İşkence ve Gözaltında Kayıplar" ana başlığını taşıyan kurultay, "İnsan Hakları İhlalleri, Gözaltında Kayıplar ve Mücadele Perspektifi", "Savaş Stratejileri ve Günümüzde Ortadoğu Gerçeği" ve "Neoliberal Ekonomi Politikaları ve Militarizm" konulu çalışma gruplarıyla, gözaltında kayıplar ve insan hakları ihlallerinin mevcut kapitalist baskı ve sömürü sistemiyle bağını, ilişkisini birkez daha ortaya koydu.

Türk devletinin, kimi Afrika ülkelerinden ve Irak'tan katılmak isteyenlere vize vermeyerek kurultaya uluslararası katılımı zayıflatma çabalarına ve kurultay programı içindeki açıkhava konseri gibi etkinliği yasaklayarak, kurultayda video çekimi yaparak, konuşmacıların kimlik bilgilerini alarak ve gözaltına almaya çalışarak kurultayı sınırlandırma çabalarına rağmen, kurultay katılımcıları gözaltında kayıplar vahşeti ve insan hakları ihlallerinin ulaştığı düzeyi cesaretle ortaya koydu. Gözaltında kayıplar için oturma eylemi ile başlayan, basın konferansı, kayıplar için resim sergisi açılışı, kayıplar için ağaç dikimi, film gösterimleri, kayıp yakınlarının konuşmaları, genel oturumlar, çalışma grupları ve devlet tarafından katledilen İHD yöneticisi Vedat Aydın'ın mezar ziyareti gibi birçok etkinlikten oluşan kurultay, sokakta başlatılıp sokakta bitirilirken, kayıp yakınlarının, kayıplarının akıbetinin ortaya çıkarılması, toplu mezarların açılması gibi talepleri kurultayda sürekli vurgulandı. Özellikle polisin "Kürdistan", "Gerilla", "Serhildan", "Katil Devlet" gibi kavramlardan rahatsız olması ve bu kavramların kullanılmaması için sürekli tehditlerine rağmen birçok kayıp yakınınında ısrarla bu kavramları kullanması, sömürgeci Türk devletinin suratına inen bir şamar oldu.

5. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayının, son yıllarda savaşların, işgallerin, gözaltında kayıpların ve insan hakları ihlallerinin en çok yaşandığı Ortadoğuya açılan bir pencere olan ve Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da yaşanan binlerce gözaltında kayıpların, katliamların ve son aylarda yeniden tırmanan kirli savaş yöntemlerinin merkezinde duran Amed'de yapılması, faşist Türk devletine ve emperyalizme işçi ve emekçiler cephesinden verilmiş bir yanıt oldu. Kurultay, başta Filistin, Irak ve Kürdistan olmak üzere Ortadoğu halklarının, emperyalizme, siyonizme, işgale ve sömürgeciliğe karşı direnişlerinin desteklenmesi ve halkların ortak mücadelesinin geliştirilmesi çağrısını yaptı. Arjantin halkının ve Plaza de Mayo annelerinin mücadelesine, Şili'deki Mapuche halkının mücadelesine ve Kolombiya halkının mücadelesine desteğini vurguladı. Tutsaklara selam ve dayanışmanın dile getirildiği kurultay, uluslararası dayanışmayı örmenin bir mevzisi oldu.

Kurultay hazırlık çalışmaları sürecinde ortaya çıkarılan Türkiye ve Kuzey Kürdistan`da gözaltında kayıpların sayısının kayıtlara geçenlerden 400 kadar daha fazla olduğu gerçeği, uluslararası bir kurultayın önemini ortaya koyan bir başka veri oldu.

Kurultayın hazırlık sürecine güçlerini seferber eden Marksist Leninist Komünistler, yürüttükleri kitle çalışmasıyla, kurultaydaki çaba ve katkılarıyla, devletin gözaltında kaybetme saldırı ve politikasına karşı Hasan Ocak kampanyasıyla başlattıkları, Cumartesi Anneleri mevzisinin yaratılması ve 10 yıl önce topladıkları 1. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayıyla uluslararası alana taşıdıkları mücadeleyi 5. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayıyla Kürdistan'a taşımıştır.