Gücünüz Yetmedi, Yetmeyecek De!
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Sömürgeci faşist diktatörlük 8 Eylül'den itibaren partimize yönelik kapsamlı bir gözaltı ve tutuklama saldırısı başlattı. İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü, zafer naraları atarak son yılların en büyük "yakalama operasyonu"nu gerçekleştirdiklerini açıkladılar. Partimizle ilgili ve ilgisiz çok sayıda devrimciyi, kamuoyunun yakından tanıdığı gazeteci ve yayıncıyı "terörist" ilan ettiler ve tutukladılar. 12 ve 16 Eylül'de toplam 23 devrimci tutuklandı. MLKP'yi "tümüyle çökerttikleri"ni söyleyerek yoğun bir psikolojik savaşa giriştiler.

MLKP'yi "tümüyle çökerttikleri"nden emin olamamışlar ki, 21 Eylül'den başlayarak yeni bir baskın dalgası sonucunda 120'den fazla devrimci ve komünisti göz altına aldılar.

Burjuvazi, tarihinde ender görülmüş kapsamdaki saldırılarından birisini gerçekleştiriyor. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 faşist darbeleri döneminde görülen türden bir saldırı. Ellerinde hazırladıkları listeler ve planlı baskınlarla gözaltına almalar ülke çapında hayata geçiriliyor. Türkiye'nin ve Kuzey Kurdistan'ın hemen her şehrinde faşist diktatörlüğün kolluk güçleri, komünist ve devrimci avına çıktı: 21 Eylül Perşembe günü Atılım Gazetesi'nin merkez ve birçok ildeki büroları, Ezilenlerin Sosyalist Platformu'nun (ESP) İstanbul ve başka illerdeki büroları, Sosyalist Gençlik Derneği'nin (SGD), çeşitli illerdeki büroları, Limter-İş ve Tekstil-Sen Sendikaları, Emekçi Kadınlar Derneği (EKD), mahalle dernekleri, BEKSAV, Sanat ve Hayat dergisi temsilcilikleri ve kültür merkezleri, Özgür Radyo ve bu kurumlarda çalışan veya bu kurumlara gidip gelen birçok kişinin evleri eş zamanlı olarak Türkiye ve Kuzey Kürdistan çapında basıldı. 20'den fazla ilde (İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Adana, Kayseri, Sivas, Antep, Mersin, Antalya, Muğla, Denizli, İskenderun, İzmit, Antakya, Diyarbakır, Malatya, Manisa, Çanakkale, Rize/ Fındıklı, Hopa ve Balıkesir) 50'den fazla kurum ve ev baskını gerçekleşti, sendika başkanları ve yöneticileri, gazeteciler, dernek başkanları da dahil olmak üzere 120 devrimci ve sosyalist gözaltına alındı, 80'e yakın bilgisayara, yüzlerce kaset, CD, kitap, cep telefonu ve telefon defterlerine polis tarafından el konuldu. 45 devrimci tutuklandı. Gözaltı, baskın ve tutuklamalar devam ediyor.

Bize gücünüz yetmez...

Sizi çok iyi tanıyoruz. Neye muktedir olduğunuzu, mayanızda neyin olmadığını çok iyi biliyoruz. Mayanızda insanlığın i'si, demokrasinin d'si yoktur. Mayanızda baskı, sindirme, işkence ve katliam vardır. Faşistsiniz, işkencecisiniz, katliamcısınız, linççisiniz, uşaksınız.

Karadeniz'de 15 komünisti katletmekle "bu işi" bitireceğinizi sanmıştınız.

Aldığımız yara büyüktü, ama "bir yanımızda Suphi, bir yanımızda Nejat..." yolumuza devam ettik.

Takriri Sükun ve "İstiklal Mahkemeleri"nizle farklı düşünenleri, devrimcileri, komünistleri ve Kürt halkını susturacağınızı, teslim alacağınızı sanmıştınız.

Olmadı...Susturamadınız, teslim alamadınız... Onlarca Kürt isyanının patlak vermesini engelleyemediniz... Amacınız ülkede "mezar suskunluğu" yaratmaktı. Yaratamadınız. Ama işkence ve katliamda "üstün" olduğunuzu kanıtladınız.

Yolumuza devam ettik...

Kavel'de hak arayan işçileri katlederken bizi korkutacağınızı, bir daha hak arama mücadelesine kalkışmayacağımızı sandınız, ama bu sefer de yanıldınız.

Gençliği prangaya vurarak bağımsızlık ufkunu karartacağınızı ve işçi sınıfı ve emekçi yığınlarla kaynaşmasını engelleyeceğinizi sanmıştınız. Darbe yaptınız...Mahirleri, Denizleri, İboları bombalarla, darağacıyla, işkenceyle katletmesini becerdiniz. Ama Anadolu toprağı binlerce, on binlerce Mahir, Deniz, İbo doğurdu. İşçi sınıfının, emekçi yığınların ve Kürt ulusunun sosyal ve ulusal kurtuluş mücadelesini engelleyemediniz. Gücünüz yeni bir darbe yapmaya yetti. On binleri zindanlara attınız, işkenceden geçirdiniz. Yeniden idam sehpaları kurdunuz. Gücünüz sokakta kurşuna dizmeye, işkencede öldürmeye, idam etmeye yetiyordu. Cellatlıkta ve işkence mesleğinde ne denli "üstün" olduğunuzu gösterdiniz.

Aramızdaki savaş, aynı zamanda bir irade savaşıdır. Her yol ve yöntemle irademizi kırmaya çalıştınız, ama olmadı! Başaramadınız ve başaramayacaksınız da.

10 Eylül 1920 ve 10 Eylül 1994 bir irade beyanıdır. 10 Eylül 1920'de TKP'nin ve 10 Eylül 1994'te de MLKP'nin kuruluşunu engelleyebildiniz mi? Engelleyemediniz.

Devrim mücadelesi uzun bir yürüyüştür, irade savaşıdır. Nefes ister. Bu yol, düz değildir, engebelidir. Düşebilirsin. Önemli olan, kalkıp yola devam etmektir. Kalkıp yola devam etmemizi engelleyebildiniz mi?

Erdal Balcı, Hasan Ocak, Ali Karahan, Hasan Albayrak, Süleyman Yeter, Tuncay Yıldırım, Hasan Arslan, Abuzer Çat, Özkan Tekin, Ahmet Metin Koyuncu, Hüseyin Kayacı, Ali Bugün, Hüseyin Demircioğlu, Şengül Boran, Erkut Direkçi, Özgür Evrim Göçen, Aynur Karaman, Zeynel Yeşil, Ali Haydar Göçer... Bu devrim iradelerini yenebildiniz mi?

Gazi'de bizden korktunuz... Sultanbeyli'de "bizi yenme" iradenizi kırdık. Sizi orada yendik.

...Sonra, çökerttik derken 1997'de balon ellerinizde patlamadı mı? Bugün de öyle olacak ve ‘çökerttik' balonu elinizde patlayacak.

Bize gücünüz yetmez...

Yeniyi, geleceği biz temsil ediyoruz. Siz, geçmişi temsil ediyorsunuz. Layık olduğunuz yer tarihin çöplüğüdür ve sizi oraya göndereceğiz...

Mayanız, baskıdan, talandan, sömürüden, işkenceden, katliamdan ibarettir. Zavallısınız, güçsüzsünüz. Efendisiz var olamazsınız. Uşaksınız. Onursuzsunuz. Emperyalist efendilerinizin izni olmadan bir şey yapamazsınız. Başınıza çuval geçirirler, ama yine de "efendim" dersiniz.

MLKP, bir programdır, geleceğin yolunu aydınlatan güçtür. MLKP, işçi sınıfıdır, emekçi yığınlardır, gençliktir, Kürt ulusudur. MLKP, antifaşizmdir, antiemperyalizmdir. MLKP, sosyalist öğretidir, devrimci eylemdir, pratiktir. MLKP, sosyalizmdir, komünizmdir.

Biz, özgürlüğüz, demokrasiyiz, kurtuluşuz, sosyalizmiz, komünizmiz. Ulusal kökenimiz ne olursa olsun biz işçi sınıfıyız, emekçi yığınlarız. Onların öncüsü, sesi ve iradesiyiz. Bu coğrafyada sömürüsüz, baskısız düzeni kuracak yegane gücüz. İşte korkunuz bu. Bu saldırılarınızla işçi sınıfı ve emekçi yığınları örgütlememizi engelleyebileceğinizi, tarihin tekerleğini geriye çevirebileceğinizi, tarihin akışını durdurabileceğinizi sanıyorsunuz.

MLKP, ateş ve barut altında kuruldu. Baskınlarınız, göz altılarınız, tutuklamalarınız sonuç vermeyecektir.

Devrim, ateş altında yürüyerek gerçekleştirilir. MLKP de ateş altında yürüyor. MLKP'yi, devrimin zaferini engelleyemeyeceksiniz.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

Gücünüz Yetmedi, Yetmeyecek De!
fc Share on Twitter
 

Sömürgeci faşist diktatörlük 8 Eylül'den itibaren partimize yönelik kapsamlı bir gözaltı ve tutuklama saldırısı başlattı. İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü, zafer naraları atarak son yılların en büyük "yakalama operasyonu"nu gerçekleştirdiklerini açıkladılar. Partimizle ilgili ve ilgisiz çok sayıda devrimciyi, kamuoyunun yakından tanıdığı gazeteci ve yayıncıyı "terörist" ilan ettiler ve tutukladılar. 12 ve 16 Eylül'de toplam 23 devrimci tutuklandı. MLKP'yi "tümüyle çökerttikleri"ni söyleyerek yoğun bir psikolojik savaşa giriştiler.

MLKP'yi "tümüyle çökerttikleri"nden emin olamamışlar ki, 21 Eylül'den başlayarak yeni bir baskın dalgası sonucunda 120'den fazla devrimci ve komünisti göz altına aldılar.

Burjuvazi, tarihinde ender görülmüş kapsamdaki saldırılarından birisini gerçekleştiriyor. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 faşist darbeleri döneminde görülen türden bir saldırı. Ellerinde hazırladıkları listeler ve planlı baskınlarla gözaltına almalar ülke çapında hayata geçiriliyor. Türkiye'nin ve Kuzey Kurdistan'ın hemen her şehrinde faşist diktatörlüğün kolluk güçleri, komünist ve devrimci avına çıktı: 21 Eylül Perşembe günü Atılım Gazetesi'nin merkez ve birçok ildeki büroları, Ezilenlerin Sosyalist Platformu'nun (ESP) İstanbul ve başka illerdeki büroları, Sosyalist Gençlik Derneği'nin (SGD), çeşitli illerdeki büroları, Limter-İş ve Tekstil-Sen Sendikaları, Emekçi Kadınlar Derneği (EKD), mahalle dernekleri, BEKSAV, Sanat ve Hayat dergisi temsilcilikleri ve kültür merkezleri, Özgür Radyo ve bu kurumlarda çalışan veya bu kurumlara gidip gelen birçok kişinin evleri eş zamanlı olarak Türkiye ve Kuzey Kürdistan çapında basıldı. 20'den fazla ilde (İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Adana, Kayseri, Sivas, Antep, Mersin, Antalya, Muğla, Denizli, İskenderun, İzmit, Antakya, Diyarbakır, Malatya, Manisa, Çanakkale, Rize/ Fındıklı, Hopa ve Balıkesir) 50'den fazla kurum ve ev baskını gerçekleşti, sendika başkanları ve yöneticileri, gazeteciler, dernek başkanları da dahil olmak üzere 120 devrimci ve sosyalist gözaltına alındı, 80'e yakın bilgisayara, yüzlerce kaset, CD, kitap, cep telefonu ve telefon defterlerine polis tarafından el konuldu. 45 devrimci tutuklandı. Gözaltı, baskın ve tutuklamalar devam ediyor.

Bize gücünüz yetmez...

Sizi çok iyi tanıyoruz. Neye muktedir olduğunuzu, mayanızda neyin olmadığını çok iyi biliyoruz. Mayanızda insanlığın i'si, demokrasinin d'si yoktur. Mayanızda baskı, sindirme, işkence ve katliam vardır. Faşistsiniz, işkencecisiniz, katliamcısınız, linççisiniz, uşaksınız.

Karadeniz'de 15 komünisti katletmekle "bu işi" bitireceğinizi sanmıştınız.

Aldığımız yara büyüktü, ama "bir yanımızda Suphi, bir yanımızda Nejat..." yolumuza devam ettik.

Takriri Sükun ve "İstiklal Mahkemeleri"nizle farklı düşünenleri, devrimcileri, komünistleri ve Kürt halkını susturacağınızı, teslim alacağınızı sanmıştınız.

Olmadı...Susturamadınız, teslim alamadınız... Onlarca Kürt isyanının patlak vermesini engelleyemediniz... Amacınız ülkede "mezar suskunluğu" yaratmaktı. Yaratamadınız. Ama işkence ve katliamda "üstün" olduğunuzu kanıtladınız.

Yolumuza devam ettik...

Kavel'de hak arayan işçileri katlederken bizi korkutacağınızı, bir daha hak arama mücadelesine kalkışmayacağımızı sandınız, ama bu sefer de yanıldınız.

Gençliği prangaya vurarak bağımsızlık ufkunu karartacağınızı ve işçi sınıfı ve emekçi yığınlarla kaynaşmasını engelleyeceğinizi sanmıştınız. Darbe yaptınız...Mahirleri, Denizleri, İboları bombalarla, darağacıyla, işkenceyle katletmesini becerdiniz. Ama Anadolu toprağı binlerce, on binlerce Mahir, Deniz, İbo doğurdu. İşçi sınıfının, emekçi yığınların ve Kürt ulusunun sosyal ve ulusal kurtuluş mücadelesini engelleyemediniz. Gücünüz yeni bir darbe yapmaya yetti. On binleri zindanlara attınız, işkenceden geçirdiniz. Yeniden idam sehpaları kurdunuz. Gücünüz sokakta kurşuna dizmeye, işkencede öldürmeye, idam etmeye yetiyordu. Cellatlıkta ve işkence mesleğinde ne denli "üstün" olduğunuzu gösterdiniz.

Aramızdaki savaş, aynı zamanda bir irade savaşıdır. Her yol ve yöntemle irademizi kırmaya çalıştınız, ama olmadı! Başaramadınız ve başaramayacaksınız da.

10 Eylül 1920 ve 10 Eylül 1994 bir irade beyanıdır. 10 Eylül 1920'de TKP'nin ve 10 Eylül 1994'te de MLKP'nin kuruluşunu engelleyebildiniz mi? Engelleyemediniz.

Devrim mücadelesi uzun bir yürüyüştür, irade savaşıdır. Nefes ister. Bu yol, düz değildir, engebelidir. Düşebilirsin. Önemli olan, kalkıp yola devam etmektir. Kalkıp yola devam etmemizi engelleyebildiniz mi?

Erdal Balcı, Hasan Ocak, Ali Karahan, Hasan Albayrak, Süleyman Yeter, Tuncay Yıldırım, Hasan Arslan, Abuzer Çat, Özkan Tekin, Ahmet Metin Koyuncu, Hüseyin Kayacı, Ali Bugün, Hüseyin Demircioğlu, Şengül Boran, Erkut Direkçi, Özgür Evrim Göçen, Aynur Karaman, Zeynel Yeşil, Ali Haydar Göçer... Bu devrim iradelerini yenebildiniz mi?

Gazi'de bizden korktunuz... Sultanbeyli'de "bizi yenme" iradenizi kırdık. Sizi orada yendik.

...Sonra, çökerttik derken 1997'de balon ellerinizde patlamadı mı? Bugün de öyle olacak ve ‘çökerttik' balonu elinizde patlayacak.

Bize gücünüz yetmez...

Yeniyi, geleceği biz temsil ediyoruz. Siz, geçmişi temsil ediyorsunuz. Layık olduğunuz yer tarihin çöplüğüdür ve sizi oraya göndereceğiz...

Mayanız, baskıdan, talandan, sömürüden, işkenceden, katliamdan ibarettir. Zavallısınız, güçsüzsünüz. Efendisiz var olamazsınız. Uşaksınız. Onursuzsunuz. Emperyalist efendilerinizin izni olmadan bir şey yapamazsınız. Başınıza çuval geçirirler, ama yine de "efendim" dersiniz.

MLKP, bir programdır, geleceğin yolunu aydınlatan güçtür. MLKP, işçi sınıfıdır, emekçi yığınlardır, gençliktir, Kürt ulusudur. MLKP, antifaşizmdir, antiemperyalizmdir. MLKP, sosyalist öğretidir, devrimci eylemdir, pratiktir. MLKP, sosyalizmdir, komünizmdir.

Biz, özgürlüğüz, demokrasiyiz, kurtuluşuz, sosyalizmiz, komünizmiz. Ulusal kökenimiz ne olursa olsun biz işçi sınıfıyız, emekçi yığınlarız. Onların öncüsü, sesi ve iradesiyiz. Bu coğrafyada sömürüsüz, baskısız düzeni kuracak yegane gücüz. İşte korkunuz bu. Bu saldırılarınızla işçi sınıfı ve emekçi yığınları örgütlememizi engelleyebileceğinizi, tarihin tekerleğini geriye çevirebileceğinizi, tarihin akışını durdurabileceğinizi sanıyorsunuz.

MLKP, ateş ve barut altında kuruldu. Baskınlarınız, göz altılarınız, tutuklamalarınız sonuç vermeyecektir.

Devrim, ateş altında yürüyerek gerçekleştirilir. MLKP de ateş altında yürüyor. MLKP'yi, devrimin zaferini engelleyemeyeceksiniz.