Türkiye/Kuzey Kürdistan'dan Avrupa'ya ''Özgürlük İstiyoruz'' kampanyası
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Faşist Türk devletinin Eylül ayında partimize ve birçok devrimci sosyalist kurum ve kişiye yönelik saldırısı ve tutuklama terörüne karşı Türkiye/Kuzey Kürdistan'da örülen dayanışma ağı, toplumun ilerici, devrimci kesimlerini kapsayarak genişledi. Türk devletinin, bütün komünist ve devrimci hareketi ve Kürt halkının mücadelesini sindirmek ve tasfiye etmek için çıkardığı TMY'ye dayanarak ilk etapta komünistlere yönelik başlattığı saldırı dalgası karşısında gösterilen direngenlik ve kararlılık, devletin hevesini kursağında bıraktı. Şatafatlı basın toplantılarıyla çökerttiğini iddia ettiği partimiz, MK'sı vasıtasıyla kavganın başında olduğunu açıklayınca faşist diktatörlük zor durumda kaldı. Ardından 21 Eylülden itibaren Türkiye ve Kuzey Kürdistan çapında askeri cunta dönemlerine özgü bir pervasızlıkla ESP, Atılım Gazetesi, Güneş Ajans, Dayanışma Gazetesi, Özgür Radyo, BEKSAV, Sanat ve Hayat Dergisi Büroları, EKD,Tekstil-Sen ve Limter-İş sendikaları, SGD'ler, bazı semt dernekleri gibi sosyalist kurumları özel timlerle basıp tahrip ederek, tüm bilgisayar ve arşivlerine el koyarak 150 civarında temsilcilerini ve çalışanlarını gözaltına alıp, 70'dan fazlasını tutuklayarak büyük bir terör estirdi. Kendince bir siyasal iradeyi bitirecekti. Oysa partimiz ve bu kurumlar defalarca devletin saldırısına uğramıştı. Ama hiçbir saldırı partimizi ve bu demokratik ve sosyalist kurumları dize getiremedi. Komünist irade her saldırıya, kendisine ve işçi sınıfına duyduğu özgüven ve kararlılıkla karşı koymayı ve kendisini sürekli daha üst düzeyde örgütlemeyi başarabilmiştir. Bu saldırıda aynı kararlılıkla ''Umut Dimdik Ayakta'' ve ''Bize Gücünüz Yetmez'' şiarlarıyla göğüslendi.
Saldırının boyutunu ve bütün toplumsal muhalefeti hedeflediğini gören ilerici ve devrimci çevreler, partimizle ve saldırıya uğrayan kurumlarla geniş bir dayanışma ağı ördüler. Tüm kurumlar çalışmalarını kesintisizce sürdürmeyi başardı. 200'ü aşkın aydın, yazar, sanatçı ve gazeteci Atılım Gazetesi'yle dayanışma içinde olduklarını, Atılım'da bir gün çalışarak veya yazı göndererek göstermekteler. Aydınlar, sanatçılar, kültür merkezleri BEKSAV'a ve onun tutuklanmak istenen başkanına sahip çıktı. Başta saldırıya uğrayan sendikalar olmak üzere, diğer kurumlara gösterilen dayanışma da giderek gelişmekte.
ESP, devletin demokratik hak ve özgürlüklere yönelik bu saldırısına karşı kampanyalar ve farklı mücadele araçlarıyla toplumsal muhalefeti birleşik mücadeleye katmayı hedeflemekte. İstanbul'dan başlayıp Türkiye ve Kürdistan'a yayılan "Özgürlük İstiyoruz" kampanyası ve her Cumartesi gerçekleştirilen "Kızıl Cumartesiler" eylemleriyle saldırıya uğrayan irade, toplumsal özgürlük sorununu gündemleştirmekte ve saldırı sırasının başkasına gelmesinin önünde set olmaktadır.
Eylül saldırısından bu yana Arjantin'den İspanya'ya, Sırbistan'dan Hindistan'a, İtalya'dan Kanada'ya, Yunanistan'dan Fransa'ya ve İngiltere'ye kadar gösterilen enternasyonal devrimci dayanışma, şimdi daha da büyütülecek. Saldırıların ardından birçok ülkede gelişen dayanışma, bundan böyle merkezi bir kampanya olarak daha güçlü yürütülecek. Avrupa'da "Özgürlük İstiyoruz, 10 Eylül Tutsaklarına Özgürlük" şiarıyla geliştirilen kampanya ile Türk devleti protesto ve basılan kurumların temsilci ve çalışanlarının serbest bırakılması talep edilmektedir. Saldırıya uğrayan kurumları uluslararası alanda tanıtan dosyaların da kullanıldığı kampanya ile, ilerici ve devrimci kesimlere yapabilecekleri bazı enternasyonal dayanışma biçimleri önerilmektedir:
Tutsakların mahkemelerine heyetler göndermek. Uluslararası alandan avukatların tutsakların mahkemelerine girmesi.
Mahkemelerin olduğu günlerde Türk konsoloslukları önünde protesto gösterileri örgütlemek.
Saldırıları protesto imza kampanyasını desteklemek.
Tüm uluslararası etkinliklere kampanyayı taşımak ve Türk devletinin demokratik hak ve özgülüklere saldırılarını ortaya koymak.
Şimdiden Avrupa sınırları dışına taşınmış olan kampanya, Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki özgürlükler sorununu bir kez daha bütün dünyaya taşımaktadır.
Partimiz, uluslararası alanda tüm ilerici, devrimci ve komünist güçlerin bu kampanyaya omuz vermesini talep etmektedir.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

Türkiye/Kuzey Kürdistan'dan Avrupa'ya ''Özgürlük İstiyoruz'' kampanyası
fc Share on Twitter
 

Faşist Türk devletinin Eylül ayında partimize ve birçok devrimci sosyalist kurum ve kişiye yönelik saldırısı ve tutuklama terörüne karşı Türkiye/Kuzey Kürdistan'da örülen dayanışma ağı, toplumun ilerici, devrimci kesimlerini kapsayarak genişledi. Türk devletinin, bütün komünist ve devrimci hareketi ve Kürt halkının mücadelesini sindirmek ve tasfiye etmek için çıkardığı TMY'ye dayanarak ilk etapta komünistlere yönelik başlattığı saldırı dalgası karşısında gösterilen direngenlik ve kararlılık, devletin hevesini kursağında bıraktı. Şatafatlı basın toplantılarıyla çökerttiğini iddia ettiği partimiz, MK'sı vasıtasıyla kavganın başında olduğunu açıklayınca faşist diktatörlük zor durumda kaldı. Ardından 21 Eylülden itibaren Türkiye ve Kuzey Kürdistan çapında askeri cunta dönemlerine özgü bir pervasızlıkla ESP, Atılım Gazetesi, Güneş Ajans, Dayanışma Gazetesi, Özgür Radyo, BEKSAV, Sanat ve Hayat Dergisi Büroları, EKD,Tekstil-Sen ve Limter-İş sendikaları, SGD'ler, bazı semt dernekleri gibi sosyalist kurumları özel timlerle basıp tahrip ederek, tüm bilgisayar ve arşivlerine el koyarak 150 civarında temsilcilerini ve çalışanlarını gözaltına alıp, 70'dan fazlasını tutuklayarak büyük bir terör estirdi. Kendince bir siyasal iradeyi bitirecekti. Oysa partimiz ve bu kurumlar defalarca devletin saldırısına uğramıştı. Ama hiçbir saldırı partimizi ve bu demokratik ve sosyalist kurumları dize getiremedi. Komünist irade her saldırıya, kendisine ve işçi sınıfına duyduğu özgüven ve kararlılıkla karşı koymayı ve kendisini sürekli daha üst düzeyde örgütlemeyi başarabilmiştir. Bu saldırıda aynı kararlılıkla ''Umut Dimdik Ayakta'' ve ''Bize Gücünüz Yetmez'' şiarlarıyla göğüslendi.
Saldırının boyutunu ve bütün toplumsal muhalefeti hedeflediğini gören ilerici ve devrimci çevreler, partimizle ve saldırıya uğrayan kurumlarla geniş bir dayanışma ağı ördüler. Tüm kurumlar çalışmalarını kesintisizce sürdürmeyi başardı. 200'ü aşkın aydın, yazar, sanatçı ve gazeteci Atılım Gazetesi'yle dayanışma içinde olduklarını, Atılım'da bir gün çalışarak veya yazı göndererek göstermekteler. Aydınlar, sanatçılar, kültür merkezleri BEKSAV'a ve onun tutuklanmak istenen başkanına sahip çıktı. Başta saldırıya uğrayan sendikalar olmak üzere, diğer kurumlara gösterilen dayanışma da giderek gelişmekte.
ESP, devletin demokratik hak ve özgürlüklere yönelik bu saldırısına karşı kampanyalar ve farklı mücadele araçlarıyla toplumsal muhalefeti birleşik mücadeleye katmayı hedeflemekte. İstanbul'dan başlayıp Türkiye ve Kürdistan'a yayılan "Özgürlük İstiyoruz" kampanyası ve her Cumartesi gerçekleştirilen "Kızıl Cumartesiler" eylemleriyle saldırıya uğrayan irade, toplumsal özgürlük sorununu gündemleştirmekte ve saldırı sırasının başkasına gelmesinin önünde set olmaktadır.
Eylül saldırısından bu yana Arjantin'den İspanya'ya, Sırbistan'dan Hindistan'a, İtalya'dan Kanada'ya, Yunanistan'dan Fransa'ya ve İngiltere'ye kadar gösterilen enternasyonal devrimci dayanışma, şimdi daha da büyütülecek. Saldırıların ardından birçok ülkede gelişen dayanışma, bundan böyle merkezi bir kampanya olarak daha güçlü yürütülecek. Avrupa'da "Özgürlük İstiyoruz, 10 Eylül Tutsaklarına Özgürlük" şiarıyla geliştirilen kampanya ile Türk devleti protesto ve basılan kurumların temsilci ve çalışanlarının serbest bırakılması talep edilmektedir. Saldırıya uğrayan kurumları uluslararası alanda tanıtan dosyaların da kullanıldığı kampanya ile, ilerici ve devrimci kesimlere yapabilecekleri bazı enternasyonal dayanışma biçimleri önerilmektedir:
Tutsakların mahkemelerine heyetler göndermek. Uluslararası alandan avukatların tutsakların mahkemelerine girmesi.
Mahkemelerin olduğu günlerde Türk konsoloslukları önünde protesto gösterileri örgütlemek.
Saldırıları protesto imza kampanyasını desteklemek.
Tüm uluslararası etkinliklere kampanyayı taşımak ve Türk devletinin demokratik hak ve özgülüklere saldırılarını ortaya koymak.
Şimdiden Avrupa sınırları dışına taşınmış olan kampanya, Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki özgürlükler sorununu bir kez daha bütün dünyaya taşımaktadır.
Partimiz, uluslararası alanda tüm ilerici, devrimci ve komünist güçlerin bu kampanyaya omuz vermesini talep etmektedir.