Nairobi: DSF'nun Ardından...
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

7. Dünya Sosyal Forum'u, Afrika'da, Kenya'nın başkenti Nairobi'de yapıldı.
DSF'nin bu yılki gündemine Afrika'nın sorunları damgasını vurdu; forum Afrika halklarının, Afrika emekçilerinin "başka bir dünya" arayışına, emperyalist-kapitalist sistemin Afrika'da yarattığı derin tahribatlara tanıklık etti.
Emperyalist küreselleşmeye karşı geniş kitlelerin tepkisinin, reformist-pasifist içerikte ve biçimde bir örgütlenme alanı olan DSF`nin Afrika'da yapılan bu yılki toplantısı beklenenin altında bir katılımla gerçekleşti.
Özellikle son yıllarda reformist-pasifist önderliği, işleyişindeki antidemokratiklik gibi nedenlerle çeşitli iç tartışmalara ve reformist-pasifist güçlerle şu veya bu şekilde çelişen alternatif kuvvetlerin alternatif forum arayışlarına sahne olan DSF'de bu yıl, iç tartışmalar zayıftı ve bunun yanı sıra da devrimci ve komünist kuvvetlerin katılımı, ilgisi ya da dış basıncı oldukça düşüktü.
Yıllar yılı "beyaz adam"ın misyoner NGO'larıyla, "yardım"larıyla kuşatılmış ve kendi sorunları etrafında kendi gücüne ve mücadelesine dayalı olarak örgütlenme yönelimi, bu "misyoner"lerin varlığınca dizginlenmiş, yoksulluğun, açlığın, hastalığın kol gezdiği "kara Afrika" gerçeği bu tabloyu tamamladı.
Sonuçta DSF 2007, reformizm ve pasifizmin, geçtiğimiz bir kaç yıldan da berrak ve sorunsuz biçimde damga vurduğu, emperyalist küreselleşmenin "yıkıcı sonuçlarını törpüleme ve sınırlama" yöneliminin en net haliyle Afrika sorunlarına yaklaşım biçiminde ifade bulduğu, forum alanında NGO dışı örgütlenmelerin; işçi sınıfı ve emekçilerin politik örgütlenmelerini bir kenara koyalım, demokratik ve ekonomik talepli kitle örgütlerinin bile zayıf katılım gösterdiği bir forum oldu.
Dikkat çekici bir diğer nokta, Kenya'nın yanı başında süre giden Somali işgali karşısında Forumun suskunluk düzeyindeki zayıflığıydı.
Beyaz Adam'ın DSF aracılığıyla Afrika'ya öğütlediği, emperyalist metropollerde, ancak bu kıtanın ve başkaca bölgelerin azgınca sömürüsü temelinde mümkün olabilmiş olan "sosyal devlet"in başka bir dünyaya tekabül ettiği, bu dünyanın "en lanetlileri" olan Afrikalıların kapitalist metropollerdeki pasifist güçlere güvenmesi gerektiği, zira Beyaz Adam'ın fonları ve yardımlarıyla Afrika'nın yardımına koşacağı, Afrika'nınsa kendi ayakları üzerinde bir mücadele geliştirmesinin hiç de öyle gerekli olmadığı oldu.
Öte yandan DSF'nun bu durumunun, kıtanın özellikleriyle yakından ilgili olduğunu da vurgulamak gerekir. Zira DSF, pasifist-reformist çizgi başta olmak üzere, devrimcilerden antiemperyalist güçlere, emperyalist küreselleşmeye karşı hareket eden her bir çizginin yansıma bulduğu bir alan. Dolayısıyla gerçekleştiği ülke veya bölgede politik kuvvetlerin durumu, bizzat bu bölgelerde hareket içinde hangi çizgilerin baskın durumda olduğu, forumların içeriğine ve işleyişine yönelik tartışmalarda etkili biçimde kendisini gösteriyor ve göstermeye de devam edecektir. Tıpkı geçtiğimiz yıl Venezüella'da gerçekleşen forumda, Küba ve Venezüella halklarının antiemperyalist duruşunun, forumda güçlü bir antiemperyalist hava estirmesi ya da kıtada sosyalizm üzerine yürütülen tartışmaların forumda geniş yansıma bulması gibi. 2006 yılında görülen bu durum, kalıcı bir yönelimin ifadesi olmadığı gibi, Afrika'da yapılan forumun, Afrika'da kapitalizmin gelişme düzeyinin geriliği ve antiemperyalist, devrimci, ilerici kuvvetlerin son derece zayıf oluşu gibi nedenlerle iç ve dış basınçtan uzak, Porto Alegre ilkeleri temelindeki en saf haliyle tezahür edişi de gelecek yıllarda forumun yeniden şiddetli iç tartışmalara sahne olmayacağı anlamına gelmemektedir.
Emperyalist küreselleşmeye karşı işçi sınıfı ve emekçilerin "başka bir dünya" arayışı sürdükçe, harekete önderlik eden kuvvetlerin ayrışması gelişecek, DSF'ları da bu tartışmaların yansıdığı alanlar olmayı sürdürecektir.
Partimiz MLKP, Dünya Sosyal Forumu etkinliklerine, "başka bir dünya" arayışında olan kitlelere bu başka dünyanın sosyalizmden başkası olamayacağı fikrini taşıma perspektifiyle yaklaşmaktadır ve bu perspektifle Nairobi DSF etkinliklerinde de aktif biçimde yerini almıştır.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

Nairobi: DSF'nun Ardından...
fc Share on Twitter
 

7. Dünya Sosyal Forum'u, Afrika'da, Kenya'nın başkenti Nairobi'de yapıldı.
DSF'nin bu yılki gündemine Afrika'nın sorunları damgasını vurdu; forum Afrika halklarının, Afrika emekçilerinin "başka bir dünya" arayışına, emperyalist-kapitalist sistemin Afrika'da yarattığı derin tahribatlara tanıklık etti.
Emperyalist küreselleşmeye karşı geniş kitlelerin tepkisinin, reformist-pasifist içerikte ve biçimde bir örgütlenme alanı olan DSF`nin Afrika'da yapılan bu yılki toplantısı beklenenin altında bir katılımla gerçekleşti.
Özellikle son yıllarda reformist-pasifist önderliği, işleyişindeki antidemokratiklik gibi nedenlerle çeşitli iç tartışmalara ve reformist-pasifist güçlerle şu veya bu şekilde çelişen alternatif kuvvetlerin alternatif forum arayışlarına sahne olan DSF'de bu yıl, iç tartışmalar zayıftı ve bunun yanı sıra da devrimci ve komünist kuvvetlerin katılımı, ilgisi ya da dış basıncı oldukça düşüktü.
Yıllar yılı "beyaz adam"ın misyoner NGO'larıyla, "yardım"larıyla kuşatılmış ve kendi sorunları etrafında kendi gücüne ve mücadelesine dayalı olarak örgütlenme yönelimi, bu "misyoner"lerin varlığınca dizginlenmiş, yoksulluğun, açlığın, hastalığın kol gezdiği "kara Afrika" gerçeği bu tabloyu tamamladı.
Sonuçta DSF 2007, reformizm ve pasifizmin, geçtiğimiz bir kaç yıldan da berrak ve sorunsuz biçimde damga vurduğu, emperyalist küreselleşmenin "yıkıcı sonuçlarını törpüleme ve sınırlama" yöneliminin en net haliyle Afrika sorunlarına yaklaşım biçiminde ifade bulduğu, forum alanında NGO dışı örgütlenmelerin; işçi sınıfı ve emekçilerin politik örgütlenmelerini bir kenara koyalım, demokratik ve ekonomik talepli kitle örgütlerinin bile zayıf katılım gösterdiği bir forum oldu.
Dikkat çekici bir diğer nokta, Kenya'nın yanı başında süre giden Somali işgali karşısında Forumun suskunluk düzeyindeki zayıflığıydı.
Beyaz Adam'ın DSF aracılığıyla Afrika'ya öğütlediği, emperyalist metropollerde, ancak bu kıtanın ve başkaca bölgelerin azgınca sömürüsü temelinde mümkün olabilmiş olan "sosyal devlet"in başka bir dünyaya tekabül ettiği, bu dünyanın "en lanetlileri" olan Afrikalıların kapitalist metropollerdeki pasifist güçlere güvenmesi gerektiği, zira Beyaz Adam'ın fonları ve yardımlarıyla Afrika'nın yardımına koşacağı, Afrika'nınsa kendi ayakları üzerinde bir mücadele geliştirmesinin hiç de öyle gerekli olmadığı oldu.
Öte yandan DSF'nun bu durumunun, kıtanın özellikleriyle yakından ilgili olduğunu da vurgulamak gerekir. Zira DSF, pasifist-reformist çizgi başta olmak üzere, devrimcilerden antiemperyalist güçlere, emperyalist küreselleşmeye karşı hareket eden her bir çizginin yansıma bulduğu bir alan. Dolayısıyla gerçekleştiği ülke veya bölgede politik kuvvetlerin durumu, bizzat bu bölgelerde hareket içinde hangi çizgilerin baskın durumda olduğu, forumların içeriğine ve işleyişine yönelik tartışmalarda etkili biçimde kendisini gösteriyor ve göstermeye de devam edecektir. Tıpkı geçtiğimiz yıl Venezüella'da gerçekleşen forumda, Küba ve Venezüella halklarının antiemperyalist duruşunun, forumda güçlü bir antiemperyalist hava estirmesi ya da kıtada sosyalizm üzerine yürütülen tartışmaların forumda geniş yansıma bulması gibi. 2006 yılında görülen bu durum, kalıcı bir yönelimin ifadesi olmadığı gibi, Afrika'da yapılan forumun, Afrika'da kapitalizmin gelişme düzeyinin geriliği ve antiemperyalist, devrimci, ilerici kuvvetlerin son derece zayıf oluşu gibi nedenlerle iç ve dış basınçtan uzak, Porto Alegre ilkeleri temelindeki en saf haliyle tezahür edişi de gelecek yıllarda forumun yeniden şiddetli iç tartışmalara sahne olmayacağı anlamına gelmemektedir.
Emperyalist küreselleşmeye karşı işçi sınıfı ve emekçilerin "başka bir dünya" arayışı sürdükçe, harekete önderlik eden kuvvetlerin ayrışması gelişecek, DSF'ları da bu tartışmaların yansıdığı alanlar olmayı sürdürecektir.
Partimiz MLKP, Dünya Sosyal Forumu etkinliklerine, "başka bir dünya" arayışında olan kitlelere bu başka dünyanın sosyalizmden başkası olamayacağı fikrini taşıma perspektifiyle yaklaşmaktadır ve bu perspektifle Nairobi DSF etkinliklerinde de aktif biçimde yerini almıştır.