Sendikal alanda mücadele ilerliyor
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş) ile Türk Hava Yolları (THY) arasında yürütülen toplu iş sözleşmesinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Ağustos başında yapılan oylama grev kararı ile sonuçlandı. THY'nın yoğun baskı ve tehditlerine rağmen 12.500 işçiden %57si greve ‘evet' dedi. İşçilerin talepleri arasında, çalışanların aldığı ücret farkının giderilmesi ve uçuş personeli haklarını düzenleyen madde yer alıyor.
Özel uçaklarla yurtdışından personel getirtip olası grevi şimdiden kırmaya çalışan ve işten çıkarma ya da lokavt gibi tehditlerde bulunan THY'na, Hava-İş Başkanı Atilla Ayçın ‘Ne yaparlarsa yapsınlar, bu sandıktan evet oyu çıkacak' yanıtını vermişti. Bu, işçilerin baştan beri kararlı bir çizgide yürüdüklerini göstermektedir.
Tüm engelleme çabalarına rağmen işçilerin grevi onaylaması THY'ya verilen bir ders oldu. Bunu bir siyasi karar olarak değerlendirenlerin arasında hükümet de olmalı ki, işçilerin grevinden korkup devreye girdi. Hükümet, grevin gerçekleşmemesi ve bir anlaşmanın sağlanması için bir komisyon kurdu. Ama bununla da yetinmedi. Olası bir grevi önlemek için sendika bürokratlarını da araya koyarak, uzlaşma konusunda Türk-İş başkanı Salih Kılıç'tan yardım istedi. En son 22 Ağustos'ta THY ve Hava-İş'in yaptığı görüşmede yine uzlaşma sağlanamadı. Hava-İş ücretlerde yıllık %23,9 zam talep ederken, THY sadece %10 teklif etti. THY'nin yardımına sadece devlet değil, burjuva madya da koşmakta gecikmedi. İşçilerin taleplerini aşırı olarak gösterip, olası grevin ülkeye zarar getireceğini ileri sürerek işçilerin önemli bir mücadele silahını zayıflatmaya çalıştı.
İşçilerin grev kararını selamlayan 200 gazeteci, aydın, sanatçı ve demokratik kurum temsilcileri 15 Ağustosta bir araya gelerek grev kararı alan Hava-İş sendika üyelerinin yanında olduklarını belirttiler. Hükümete ve THY'ya yapılan baskılara son verme çağrısında bulunan basın toplantısında, hükümetin ‘milli güvenlik' gerekçesi ile grevi erteleme çabaları ile sendikal hakların ve çalışanların iradesinin ihlal edildiği vurgulandı. Toplantıda greve sahip çıkmak için imza kampanyası başlatıldığı ve önümüzdeki süreçte çeşitli eylemlerin de yapılacağı açıklandı.
Grev kararında ısrarlı olan işçiler, oylamadan sonra DİSK ve Limter- İş sendikaları tarafından 10 Ağustosta yapılan bir yazılı açıklamayla selamlandı. Tekstil-Sen ve Limter-İş, 16 Ağustosta ise Hava-İş Sendikası Genel Merkezi'ne dayanışma ziyaretinde bulundu.

Hava-İş'te örgütlü işçilerin iradesini kırmak için, işten atma ya da lokavt şantajları tutmadı. Grev onaylaması hükümetin yüzüne atılan bir tokat oldu.
Grev kararı etkili oldu ve Hava-İş ile Türk Hava Yolları arasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşmaya varıldı. Hava-İş, 28.08.2007 tarihinde Sendika Genel Merkezi'nde yaptığı açıklamada THY A.O ve Teknik A.Ş. ile imzalanan toplu iş sözleşmesi sürecinin kazanımla sonuçlandığı; greve konu olan taleplerin kabul ettirildiğini açıkladı.
Toplu is görüşmelerin tıkanmasıyla birlikte her yerden grev çağrıları geliyor. Sendikalar taban basıncı altında grev tehditlerini yükseltiyor. KESK'in Kamu-Sen ve Memur-Sen'e yaptığı birlikte grev çağrısı ve toplu sözleşme için yaptığı eylemler, Türkiye Denizciler Sendikası ve Petkim'de grev hazırlığı hükümete şimdiden ter döktürürken, TEKSİF'in 20 firmada ve ardından Öz İplik-İş Sendikası'nın 22 iş yerindeki grev kararı ile 20 binden fazla tekstil işçisinin yine greve çıkması gündemde. Haber-İş Sendikası'nın Telekom ile yaptığı ilk toplu sözleşme anlaşmazlık ile sonuçlanırken, işçiler 24 Ağustos'ta iş bıraktılar.

İş güvenliğinin yetersiz olduğu Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da sık sık iş kazaları yaşanmakta ve birçok işçi hayatını kaybetmektedir. İşçilerin iş cinayetlerine ve hak gasplarına karşı mücadeleleri sürmektedir.
İstanbul Esenyurt'ta Aksal Tekstil Fabrikası'ndan atılan ve alacakları ücretleri de ödenmeyen işçiler, Tekstil-Sen'in desteğiyle 20 Ağustos'ta bir eylem gerçekleştirdiler.
İzmir Ambarlar'da ise Akdeniz Selçuk Nakliyat Kargo Şirketi'nde TÜMTİS üyesi oldukları için işten atılan işçiler direnişe geçince polisin saldırısına uğradılar. Sendikacıların da aralarında olduğu 20 kişi dövülerek gözaltına alındıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. İşçilerin direnişi ve kararlılığı ise devam ediyor.

Tüm bunlar, işçilerin haklarına sahip çıkmakta kararlı olduğunu gösteriyor.
Son aylarda bazı işkollarında toplu sözleşme mücadelesi etrafında gelişen mücadele ve Hava-İş sendikasının ve üyelerinin kararlı tutumu işçi sınıfına moral taşımaktadır. Bu mücadeleyi sahiplenmek ve başarıya ulaşmasını sağlamak sınıfın diğer bölüklerinin, komünistlerin ve devrimcilerin de görevidir.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

Sendikal alanda mücadele ilerliyor
fc Share on Twitter
 

Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş) ile Türk Hava Yolları (THY) arasında yürütülen toplu iş sözleşmesinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Ağustos başında yapılan oylama grev kararı ile sonuçlandı. THY'nın yoğun baskı ve tehditlerine rağmen 12.500 işçiden %57si greve ‘evet' dedi. İşçilerin talepleri arasında, çalışanların aldığı ücret farkının giderilmesi ve uçuş personeli haklarını düzenleyen madde yer alıyor.
Özel uçaklarla yurtdışından personel getirtip olası grevi şimdiden kırmaya çalışan ve işten çıkarma ya da lokavt gibi tehditlerde bulunan THY'na, Hava-İş Başkanı Atilla Ayçın ‘Ne yaparlarsa yapsınlar, bu sandıktan evet oyu çıkacak' yanıtını vermişti. Bu, işçilerin baştan beri kararlı bir çizgide yürüdüklerini göstermektedir.
Tüm engelleme çabalarına rağmen işçilerin grevi onaylaması THY'ya verilen bir ders oldu. Bunu bir siyasi karar olarak değerlendirenlerin arasında hükümet de olmalı ki, işçilerin grevinden korkup devreye girdi. Hükümet, grevin gerçekleşmemesi ve bir anlaşmanın sağlanması için bir komisyon kurdu. Ama bununla da yetinmedi. Olası bir grevi önlemek için sendika bürokratlarını da araya koyarak, uzlaşma konusunda Türk-İş başkanı Salih Kılıç'tan yardım istedi. En son 22 Ağustos'ta THY ve Hava-İş'in yaptığı görüşmede yine uzlaşma sağlanamadı. Hava-İş ücretlerde yıllık %23,9 zam talep ederken, THY sadece %10 teklif etti. THY'nin yardımına sadece devlet değil, burjuva madya da koşmakta gecikmedi. İşçilerin taleplerini aşırı olarak gösterip, olası grevin ülkeye zarar getireceğini ileri sürerek işçilerin önemli bir mücadele silahını zayıflatmaya çalıştı.
İşçilerin grev kararını selamlayan 200 gazeteci, aydın, sanatçı ve demokratik kurum temsilcileri 15 Ağustosta bir araya gelerek grev kararı alan Hava-İş sendika üyelerinin yanında olduklarını belirttiler. Hükümete ve THY'ya yapılan baskılara son verme çağrısında bulunan basın toplantısında, hükümetin ‘milli güvenlik' gerekçesi ile grevi erteleme çabaları ile sendikal hakların ve çalışanların iradesinin ihlal edildiği vurgulandı. Toplantıda greve sahip çıkmak için imza kampanyası başlatıldığı ve önümüzdeki süreçte çeşitli eylemlerin de yapılacağı açıklandı.
Grev kararında ısrarlı olan işçiler, oylamadan sonra DİSK ve Limter- İş sendikaları tarafından 10 Ağustosta yapılan bir yazılı açıklamayla selamlandı. Tekstil-Sen ve Limter-İş, 16 Ağustosta ise Hava-İş Sendikası Genel Merkezi'ne dayanışma ziyaretinde bulundu.

Hava-İş'te örgütlü işçilerin iradesini kırmak için, işten atma ya da lokavt şantajları tutmadı. Grev onaylaması hükümetin yüzüne atılan bir tokat oldu.
Grev kararı etkili oldu ve Hava-İş ile Türk Hava Yolları arasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşmaya varıldı. Hava-İş, 28.08.2007 tarihinde Sendika Genel Merkezi'nde yaptığı açıklamada THY A.O ve Teknik A.Ş. ile imzalanan toplu iş sözleşmesi sürecinin kazanımla sonuçlandığı; greve konu olan taleplerin kabul ettirildiğini açıkladı.
Toplu is görüşmelerin tıkanmasıyla birlikte her yerden grev çağrıları geliyor. Sendikalar taban basıncı altında grev tehditlerini yükseltiyor. KESK'in Kamu-Sen ve Memur-Sen'e yaptığı birlikte grev çağrısı ve toplu sözleşme için yaptığı eylemler, Türkiye Denizciler Sendikası ve Petkim'de grev hazırlığı hükümete şimdiden ter döktürürken, TEKSİF'in 20 firmada ve ardından Öz İplik-İş Sendikası'nın 22 iş yerindeki grev kararı ile 20 binden fazla tekstil işçisinin yine greve çıkması gündemde. Haber-İş Sendikası'nın Telekom ile yaptığı ilk toplu sözleşme anlaşmazlık ile sonuçlanırken, işçiler 24 Ağustos'ta iş bıraktılar.

İş güvenliğinin yetersiz olduğu Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da sık sık iş kazaları yaşanmakta ve birçok işçi hayatını kaybetmektedir. İşçilerin iş cinayetlerine ve hak gasplarına karşı mücadeleleri sürmektedir.
İstanbul Esenyurt'ta Aksal Tekstil Fabrikası'ndan atılan ve alacakları ücretleri de ödenmeyen işçiler, Tekstil-Sen'in desteğiyle 20 Ağustos'ta bir eylem gerçekleştirdiler.
İzmir Ambarlar'da ise Akdeniz Selçuk Nakliyat Kargo Şirketi'nde TÜMTİS üyesi oldukları için işten atılan işçiler direnişe geçince polisin saldırısına uğradılar. Sendikacıların da aralarında olduğu 20 kişi dövülerek gözaltına alındıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. İşçilerin direnişi ve kararlılığı ise devam ediyor.

Tüm bunlar, işçilerin haklarına sahip çıkmakta kararlı olduğunu gösteriyor.
Son aylarda bazı işkollarında toplu sözleşme mücadelesi etrafında gelişen mücadele ve Hava-İş sendikasının ve üyelerinin kararlı tutumu işçi sınıfına moral taşımaktadır. Bu mücadeleyi sahiplenmek ve başarıya ulaşmasını sağlamak sınıfın diğer bölüklerinin, komünistlerin ve devrimcilerin de görevidir.