8 MART ÜCRETLİ İZİN GÜNÜ VE RESMİ TATİL İLAN EDİLSİN !
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Emekçi Kadınlar Birliği (EKB), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün ücretli izin günü ve resmi tatil ilan edilmesi için, Türkiye ve Kuzey Kürdistan coğrafyasında 11 Ocak 2005'den bu yana yoğun bir kampanya yürütüyor. 11 Ocakta İstanbul ve Adana'da startı verilen kampanya kısa zamanda ülkenin diğer kentlerine de yayıldı. 8 Mart'ı sadece bir eylem günü olarak kutlamak değil, kazanılmış bir mevziiye dönüştürmeyi hedefleyen EKB, emekçi kadınları bu ortak talep etrafında bir araya getirmeye ve kadınların kurtuluşu mücadelesini bir adım daha ileriye taşımaya çalışmaktadır. EKB, cinsel, ulusal ve sınıfsal sömürüyü katmerlice yaşayan emekçi kadınların bilinç ve örgütlülük düzeylerinde bir sıçramayı yaratabilecek olan böylesi bir kampanyanın başarıya ulaşması için doğal olarak sendikalara, demokratik kitle örgütlerine, partilere ve ezilen tüm kadınlara destek çağrısı yapmaktadır.

8 Mart, emekçi kadınların kapitalist sömürüye ve baskıya karşı başkaldırısını ve ısrarlı mücadelesini kendinde cisimleştiren tarihtir. 8 Martların ruhunda ve eyleminin içeriğinde, bütün ezilenlerin kurtuluşu uğruna kapitalizme ve sömürüye karşı sosyalizm için savaşmak vardır. Emekçi kadınlar bu savaşta büyük bedeller ödedi, yüzlerce işçi ve emekçi kadını şehit verdi. Bundandır ki, 8 Mart'ın ortaya çıkış koşulları ve anlamı burjuvaziyi korkutmaktadır ve burjuvazi, tıpkı 1 Mayıs`ları ehlileştirmek ve düzenle bir uzlaşma gününe dönüştürmek çabası gibi, 8 Mart'ın da emekçi ve mücadeleci içeriğini boşaltmaya, kapitalist barbarlık ve sömürüye karşı mücadeleyle ortaya çıkan sınıfsal özünü yok etmeye çalışmaktadır. Çeşitli reformist ve feminist akımlar da, farklı hedeflerle de olsa, aynı sonuca varan bu çaba içinde yer almaktadırlar.

EKB'nin başlattığı ve yürüttüğü bu kampanya, hem "8 Mart emekçi kadınlarındır" şiarıyla emekçi kadın kitlelerini örgütlemeyi ve onları kurtuluş mücadelesine seferber etmesi açısından ve hem de ileri sürdükleri talepleri kapitalist ataer-kil sistemden koparıp almayı hedeflemesi açısından devrimci ve öncü bir çıkıştır ve bu mücadeleyi yaymak, kadın ve erkek tüm komünistlerin görevi olmalıdır. İmza kampanyası, afiş, bildiri çalışmaları, ev ziyaretleri, şölenler ve başka araçlarla sürdürülen kampanya, kadın kitle çalışmasındaki eksiklikleri, yetersizlikleri aşmanın da bir vesilesi olmaktadır. Emekçi kadınlara bu kampanya sürecinde fabrika, atölye ve okul önlerinde, emekçi semtlerinde ve emekçi kadınlarla buluşabilecekleri her yerde rastlamak olanaklıydı.

8 Mart'ın sınıfsal özüne uygun olarak sahiplenilmesi ve kutlanması mücadelesi bu yıl ülkemizde bir ayrışmayı da beraberinde getirdi. 8 Mart'ın kızıl rengini soldurmayı başaramayan feminist ve reformist çevreler, geçen yıllarda başaramadıklarını, bu yıl başararak, kendilerini sosyalist ve devrimci kadınlardan ayrıştırdılar. Bu durum, sosyalist kadınlara, 8 Mart'ın anlamına uygun ideolojik içeriğiyle kutlanmasında öncülük görevlerini ve rollerini daha belirgin olarak ortaya koymaktadır. Bu görevin yerine getirilmesi için işyerlerinde ve semtlerde 8 Mart'a hazırlık komisyonları kuran emekçi kadınlar, komisyonlar aracılığıyla çalışmalarını daha geniş işçi ve emekçi kesimlere taşıdılar. Açılan imza standlarında toplanan imzalar ise, 28 Şubat'ta İstanbul, Bursa, İzmir, Adana ve Mersin'den yola çıkarak 1 Mart'ta Ankara'da buluşan EKB'liler merkezi bir eylemle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na iletildi.

Ülkemizde sosyalist kadınların, demokratik kadın çalışmasının bir parçası olarak başlattıkları bu çalışma, öncünün geniş emekçi kadın yığınlarıyla buluşmasını sağlayacak önemli bir çalışmadır. Kadının kurtuluş mücadelesini sosyalist bir perspektif ve ideolojik duruşuyla ele alan bu çalışma, 20 Şubat'tan bu yana Marksist Leninist Komünistlerin gündemlerinin ön sıralarına geçti. Komünist öncü, kitleler arasındaki sosyalist kadın çalışmasının gücünü açığa çıkarmak, geniş emekçi kadın kitlelerinin sosyalist bilinçle aydınlatılması, devrim için harekete geçirilmesi ve partinin saflarında örgütlenmesi için, kadın erkek bütün kuvvetlerini kitle seferberliğine çağırdı. Kadın yoldaşların, komünist öncü olarak öne çıkmak ve önderleşmede yaşadıkları özgüven sorununu aşmada ve erkek yoldaşların da kadın sorununa ilgisizlikte kendisini gösteren zaaflarını aşmada bir vesile olan bu çağrı, komünist öncünün saflarında ideolojik ve pratik bir eğitime de hizmet etmektedir.

Ülkemizde başlatılan "8 Mart ücretli izin günü ve resmi tatil ilan edilsin" kampanyası, burjuvazinin günümüzde işçi ve emekçi haklarına pervasızca saldırısına karşı emekçi kadınlar cephesinden verilmiş bir yanıttır. Haklarının ellerinden alınmasına karşı sessiz kalmak bir yana, kazanılmış hakları savunmayı ve yeni haklar koparıp almayı, yeni mevziler yaratmayı hedefleyen bir çıkıştır. Bu çalışmayı sahiplenmek ve güçlendirmek ülkemizde komünist öncünün görevi olduğu kadar, bu çalışmayı bulundukları ve mücadele ettikleri ülkelere yaymak ve uluslararası alanda emekçi kadınlar cep-hesinden yeni bir mevzi yaratmak da tüm ülkelerdeki komünist parti, ve örgütlerin görevidir.

MLKP, tüm ülkelerdeki devrimci ve komünist güçleri bu devrimci çıkışı kendi ülkelerine taşımaya çağırmaktadır.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

8 MART ÜCRETLİ İZİN GÜNÜ VE RESMİ TATİL İLAN EDİLSİN !
fc Share on Twitter
 

Emekçi Kadınlar Birliği (EKB), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün ücretli izin günü ve resmi tatil ilan edilmesi için, Türkiye ve Kuzey Kürdistan coğrafyasında 11 Ocak 2005'den bu yana yoğun bir kampanya yürütüyor. 11 Ocakta İstanbul ve Adana'da startı verilen kampanya kısa zamanda ülkenin diğer kentlerine de yayıldı. 8 Mart'ı sadece bir eylem günü olarak kutlamak değil, kazanılmış bir mevziiye dönüştürmeyi hedefleyen EKB, emekçi kadınları bu ortak talep etrafında bir araya getirmeye ve kadınların kurtuluşu mücadelesini bir adım daha ileriye taşımaya çalışmaktadır. EKB, cinsel, ulusal ve sınıfsal sömürüyü katmerlice yaşayan emekçi kadınların bilinç ve örgütlülük düzeylerinde bir sıçramayı yaratabilecek olan böylesi bir kampanyanın başarıya ulaşması için doğal olarak sendikalara, demokratik kitle örgütlerine, partilere ve ezilen tüm kadınlara destek çağrısı yapmaktadır.

8 Mart, emekçi kadınların kapitalist sömürüye ve baskıya karşı başkaldırısını ve ısrarlı mücadelesini kendinde cisimleştiren tarihtir. 8 Martların ruhunda ve eyleminin içeriğinde, bütün ezilenlerin kurtuluşu uğruna kapitalizme ve sömürüye karşı sosyalizm için savaşmak vardır. Emekçi kadınlar bu savaşta büyük bedeller ödedi, yüzlerce işçi ve emekçi kadını şehit verdi. Bundandır ki, 8 Mart'ın ortaya çıkış koşulları ve anlamı burjuvaziyi korkutmaktadır ve burjuvazi, tıpkı 1 Mayıs`ları ehlileştirmek ve düzenle bir uzlaşma gününe dönüştürmek çabası gibi, 8 Mart'ın da emekçi ve mücadeleci içeriğini boşaltmaya, kapitalist barbarlık ve sömürüye karşı mücadeleyle ortaya çıkan sınıfsal özünü yok etmeye çalışmaktadır. Çeşitli reformist ve feminist akımlar da, farklı hedeflerle de olsa, aynı sonuca varan bu çaba içinde yer almaktadırlar.

EKB'nin başlattığı ve yürüttüğü bu kampanya, hem "8 Mart emekçi kadınlarındır" şiarıyla emekçi kadın kitlelerini örgütlemeyi ve onları kurtuluş mücadelesine seferber etmesi açısından ve hem de ileri sürdükleri talepleri kapitalist ataer-kil sistemden koparıp almayı hedeflemesi açısından devrimci ve öncü bir çıkıştır ve bu mücadeleyi yaymak, kadın ve erkek tüm komünistlerin görevi olmalıdır. İmza kampanyası, afiş, bildiri çalışmaları, ev ziyaretleri, şölenler ve başka araçlarla sürdürülen kampanya, kadın kitle çalışmasındaki eksiklikleri, yetersizlikleri aşmanın da bir vesilesi olmaktadır. Emekçi kadınlara bu kampanya sürecinde fabrika, atölye ve okul önlerinde, emekçi semtlerinde ve emekçi kadınlarla buluşabilecekleri her yerde rastlamak olanaklıydı.

8 Mart'ın sınıfsal özüne uygun olarak sahiplenilmesi ve kutlanması mücadelesi bu yıl ülkemizde bir ayrışmayı da beraberinde getirdi. 8 Mart'ın kızıl rengini soldurmayı başaramayan feminist ve reformist çevreler, geçen yıllarda başaramadıklarını, bu yıl başararak, kendilerini sosyalist ve devrimci kadınlardan ayrıştırdılar. Bu durum, sosyalist kadınlara, 8 Mart'ın anlamına uygun ideolojik içeriğiyle kutlanmasında öncülük görevlerini ve rollerini daha belirgin olarak ortaya koymaktadır. Bu görevin yerine getirilmesi için işyerlerinde ve semtlerde 8 Mart'a hazırlık komisyonları kuran emekçi kadınlar, komisyonlar aracılığıyla çalışmalarını daha geniş işçi ve emekçi kesimlere taşıdılar. Açılan imza standlarında toplanan imzalar ise, 28 Şubat'ta İstanbul, Bursa, İzmir, Adana ve Mersin'den yola çıkarak 1 Mart'ta Ankara'da buluşan EKB'liler merkezi bir eylemle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na iletildi.

Ülkemizde sosyalist kadınların, demokratik kadın çalışmasının bir parçası olarak başlattıkları bu çalışma, öncünün geniş emekçi kadın yığınlarıyla buluşmasını sağlayacak önemli bir çalışmadır. Kadının kurtuluş mücadelesini sosyalist bir perspektif ve ideolojik duruşuyla ele alan bu çalışma, 20 Şubat'tan bu yana Marksist Leninist Komünistlerin gündemlerinin ön sıralarına geçti. Komünist öncü, kitleler arasındaki sosyalist kadın çalışmasının gücünü açığa çıkarmak, geniş emekçi kadın kitlelerinin sosyalist bilinçle aydınlatılması, devrim için harekete geçirilmesi ve partinin saflarında örgütlenmesi için, kadın erkek bütün kuvvetlerini kitle seferberliğine çağırdı. Kadın yoldaşların, komünist öncü olarak öne çıkmak ve önderleşmede yaşadıkları özgüven sorununu aşmada ve erkek yoldaşların da kadın sorununa ilgisizlikte kendisini gösteren zaaflarını aşmada bir vesile olan bu çağrı, komünist öncünün saflarında ideolojik ve pratik bir eğitime de hizmet etmektedir.

Ülkemizde başlatılan "8 Mart ücretli izin günü ve resmi tatil ilan edilsin" kampanyası, burjuvazinin günümüzde işçi ve emekçi haklarına pervasızca saldırısına karşı emekçi kadınlar cephesinden verilmiş bir yanıttır. Haklarının ellerinden alınmasına karşı sessiz kalmak bir yana, kazanılmış hakları savunmayı ve yeni haklar koparıp almayı, yeni mevziler yaratmayı hedefleyen bir çıkıştır. Bu çalışmayı sahiplenmek ve güçlendirmek ülkemizde komünist öncünün görevi olduğu kadar, bu çalışmayı bulundukları ve mücadele ettikleri ülkelere yaymak ve uluslararası alanda emekçi kadınlar cep-hesinden yeni bir mevzi yaratmak da tüm ülkelerdeki komünist parti, ve örgütlerin görevidir.

MLKP, tüm ülkelerdeki devrimci ve komünist güçleri bu devrimci çıkışı kendi ülkelerine taşımaya çağırmaktadır.