29 Mart 2009 Yerel Seçimleri
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Marksist Leninist komünistler, yerel seçimleri öncelikle örgütlenme, kitleleri aydınlatma ve seferber etme, sosyalizm alternatifini büyütme görüş açısından değerlendirmektedirler. Tüm burjuva partilerinin teşhiri ve sosyalist bir odak yaratma yönelimi, yerel seçim çalışmalarının merkezinde durmaktadır.

01 Şubat 2009 /Enternasyonal Bülten / Sayı: 78

 

Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da 29 Mart 2009'da yerel seçimler gerçekleştirilecek. Yaşanan ekonomik krizin işçi sınıfı ve emekçiler üzerindeki etkilerinin arttığı bir süreçte yapılan yerel seçimlere, hem burjuva düzen partileri ve hem de devrimci, demokrat, ilerici güçler büyük ilgi göstermekte ve hazırlanmaktadırlar. Her iki taraf da seçimlerde yeni mevziler kazanmak veya mevcut mevzilerini genişletmek istemektedirler. Seçim dönemleri, işçi ve emekçilerin de politikaya ilgisinin arttığı dönemlerdir.
29 Mart yerel seçimleri, Kürdistan'da belirli oranda bir referandum niteliği taşıyacaktır. Türk Devleti'nin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın geçen süreçte özellikle Kürdistan'ın kalbi durumundaki Amed'i yerel seçimlerde DTP'nin elinden alma isteğini açıklaması ve 2008'in ikinci yarısında Kürdistan gezilerine çıkması, Kürt ulusal hareketini de harekete geçirdi. Ulusal hareket, Amed'in kendi kaleleri olduğunu ve bu kaleyi AKP'ye kaptırmak bir yana, ellerindeki belediye sayısını 51'den 105'e çıkarmayı hedeflediğini açıkladı. Ulusal hareketin Erdoğan'ın Kürdistan seferlerini boşa çıkaran protestolarının ardından giriştiği seçim seferberliği, Kürt halkının Kürdistan'da AKP şahsında devlet ile DTP şahsında ulusal hareket arasında safları daha da belirginleştireceğini gösteriyor. Seçimler, AKP iktidarının seçim yatırımları olan, makarna ve kömür dağıtımının ardından Kürtçe TV açması, İstanbul ve Ankara'da üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılacağı söylemlerinin Kürt halkı üzerinde bir etkisinin olup olmadığını ortaya koyacaktır. Önemli oranda ulusal bilince kavuşmuş ve örgütlenmiş olan Kürt halkı, dün hükümetin bu adımlarını „makarna değil, özgürlük istiyoruz" şiarıyla yanıtlarken, bugün de AKP hükümetinin TRT 6 gibi seçim yatırımlarına kanmayacağını belirtmektedir.
29 Mart yerel seçimleri, birçok kentte ulusal hareket de dahil, devrimci ve ilerici güçlerin ortak platformlarda bir araya gelmelerini ve burjuva partilerine karşı ortak adaylar çıkarmalarını sağladı. Aralarında Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP), Demokratik Toplum Partisi (DTP)'nin de olduğu ilerici, devrimci siyasi parti ve platformlar, demokratik kitle örgütlerinden oluşan 24 kurum, 27 Aralık'ta İstanbul'da yaptıkları basın toplantısında, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde olanaklı tüm il, ilçe ve beldelerde ortak hareket edeceklerini, işçilerin ve ezilenlerin alternatifini yaratacaklarını açıkladılar. İstanbul'da "Birlikte Başaracağız" şiarıyla oluşturulan platforma benzer platformlar, başkaca bir çok il ve ilçede de -bileşenlerinde farklılıklar olsa da- oluşmaya başladı ve seçimlere ortak katılmanın zemini yaratıldı.
Yerel seçimlere hazırlanan ESP ise, seçim deklarasyonunu ve seçim taktiğini 18 Ocak'ta İstanbul'da yaptığı basın toplantısında kamuoyuna açıkladı. ESP, Batı illerinde seçimlere ortak aday etrafında gireceklerini, ortaklık sağlanamayan illerde ise bağımsız sosyalist adaylar etrafında seçimlere katılacağını, Kürt illerinde ise DTP'nin göstereceği adayları destekleyeceğini duyurdu. ESP, "işsizlik ve işçi kıyımına, yoksulluk ve sefalete, şovenizme ve faşist teröre, ekonomik krize, Filistin'deki vahşete karşı grev, direniş, boykot, işgal ve yürüyüşlerle zalimlerin, sömürücülerin üstüne yürümek, barınma, ısınma, beslenme, çalışma, yaşama hakkımızı savunmak, yeni bir kent insanca bir yaşam hakkını savunmak için" işçi sınıfı ve emekçi milyonları düzen partilerine oy vermemeye, ESP'nin desteklediği adaylara oy vermeye çağırıyor. ESP, devrimci irade ve eylemiyle, sosyalist kimliği ve adaylarıyla sosyalizm bayrağını yükselten, ister ortak platform içinde isterse dışında olsun, işçi ve emekçilere devrimci alternatif sunmaktadır.
Marksist Leninist komünistler, yerel seçimleri öncelikle örgütlenme, kitleleri aydınlatma ve seferber etme, sosyalizm alternatifini büyütme görüş açısından değerlendirmektedirler. Tüm burjuva partilerinin teşhiri ve sosyalist bir odak yaratma yönelimi, yerel seçim çalışmalarının merkezinde durmaktadır. İnsanca bir yaşam için tek seçeneğin sosyalizm olduğu bayraklaştırılmaktadır.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

29 Mart 2009 Yerel Seçimleri
fc Share on Twitter
 

Marksist Leninist komünistler, yerel seçimleri öncelikle örgütlenme, kitleleri aydınlatma ve seferber etme, sosyalizm alternatifini büyütme görüş açısından değerlendirmektedirler. Tüm burjuva partilerinin teşhiri ve sosyalist bir odak yaratma yönelimi, yerel seçim çalışmalarının merkezinde durmaktadır.

01 Şubat 2009 /Enternasyonal Bülten / Sayı: 78

 

Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da 29 Mart 2009'da yerel seçimler gerçekleştirilecek. Yaşanan ekonomik krizin işçi sınıfı ve emekçiler üzerindeki etkilerinin arttığı bir süreçte yapılan yerel seçimlere, hem burjuva düzen partileri ve hem de devrimci, demokrat, ilerici güçler büyük ilgi göstermekte ve hazırlanmaktadırlar. Her iki taraf da seçimlerde yeni mevziler kazanmak veya mevcut mevzilerini genişletmek istemektedirler. Seçim dönemleri, işçi ve emekçilerin de politikaya ilgisinin arttığı dönemlerdir.
29 Mart yerel seçimleri, Kürdistan'da belirli oranda bir referandum niteliği taşıyacaktır. Türk Devleti'nin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın geçen süreçte özellikle Kürdistan'ın kalbi durumundaki Amed'i yerel seçimlerde DTP'nin elinden alma isteğini açıklaması ve 2008'in ikinci yarısında Kürdistan gezilerine çıkması, Kürt ulusal hareketini de harekete geçirdi. Ulusal hareket, Amed'in kendi kaleleri olduğunu ve bu kaleyi AKP'ye kaptırmak bir yana, ellerindeki belediye sayısını 51'den 105'e çıkarmayı hedeflediğini açıkladı. Ulusal hareketin Erdoğan'ın Kürdistan seferlerini boşa çıkaran protestolarının ardından giriştiği seçim seferberliği, Kürt halkının Kürdistan'da AKP şahsında devlet ile DTP şahsında ulusal hareket arasında safları daha da belirginleştireceğini gösteriyor. Seçimler, AKP iktidarının seçim yatırımları olan, makarna ve kömür dağıtımının ardından Kürtçe TV açması, İstanbul ve Ankara'da üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılacağı söylemlerinin Kürt halkı üzerinde bir etkisinin olup olmadığını ortaya koyacaktır. Önemli oranda ulusal bilince kavuşmuş ve örgütlenmiş olan Kürt halkı, dün hükümetin bu adımlarını „makarna değil, özgürlük istiyoruz" şiarıyla yanıtlarken, bugün de AKP hükümetinin TRT 6 gibi seçim yatırımlarına kanmayacağını belirtmektedir.
29 Mart yerel seçimleri, birçok kentte ulusal hareket de dahil, devrimci ve ilerici güçlerin ortak platformlarda bir araya gelmelerini ve burjuva partilerine karşı ortak adaylar çıkarmalarını sağladı. Aralarında Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP), Demokratik Toplum Partisi (DTP)'nin de olduğu ilerici, devrimci siyasi parti ve platformlar, demokratik kitle örgütlerinden oluşan 24 kurum, 27 Aralık'ta İstanbul'da yaptıkları basın toplantısında, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde olanaklı tüm il, ilçe ve beldelerde ortak hareket edeceklerini, işçilerin ve ezilenlerin alternatifini yaratacaklarını açıkladılar. İstanbul'da "Birlikte Başaracağız" şiarıyla oluşturulan platforma benzer platformlar, başkaca bir çok il ve ilçede de -bileşenlerinde farklılıklar olsa da- oluşmaya başladı ve seçimlere ortak katılmanın zemini yaratıldı.
Yerel seçimlere hazırlanan ESP ise, seçim deklarasyonunu ve seçim taktiğini 18 Ocak'ta İstanbul'da yaptığı basın toplantısında kamuoyuna açıkladı. ESP, Batı illerinde seçimlere ortak aday etrafında gireceklerini, ortaklık sağlanamayan illerde ise bağımsız sosyalist adaylar etrafında seçimlere katılacağını, Kürt illerinde ise DTP'nin göstereceği adayları destekleyeceğini duyurdu. ESP, "işsizlik ve işçi kıyımına, yoksulluk ve sefalete, şovenizme ve faşist teröre, ekonomik krize, Filistin'deki vahşete karşı grev, direniş, boykot, işgal ve yürüyüşlerle zalimlerin, sömürücülerin üstüne yürümek, barınma, ısınma, beslenme, çalışma, yaşama hakkımızı savunmak, yeni bir kent insanca bir yaşam hakkını savunmak için" işçi sınıfı ve emekçi milyonları düzen partilerine oy vermemeye, ESP'nin desteklediği adaylara oy vermeye çağırıyor. ESP, devrimci irade ve eylemiyle, sosyalist kimliği ve adaylarıyla sosyalizm bayrağını yükselten, ister ortak platform içinde isterse dışında olsun, işçi ve emekçilere devrimci alternatif sunmaktadır.
Marksist Leninist komünistler, yerel seçimleri öncelikle örgütlenme, kitleleri aydınlatma ve seferber etme, sosyalizm alternatifini büyütme görüş açısından değerlendirmektedirler. Tüm burjuva partilerinin teşhiri ve sosyalist bir odak yaratma yönelimi, yerel seçim çalışmalarının merkezinde durmaktadır. İnsanca bir yaşam için tek seçeneğin sosyalizm olduğu bayraklaştırılmaktadır.