Harçlara karşı direniş kazandı
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Ekonomik krizin yükünü işçi ve emekçilerin yanı sıra öğrencilerden de çıkarmayı hedefleyen hükümet, geçmişte de öğrenci gençlik hareketi karşısında birçok kez geri adım atmak zorunda kaldı.

 

01 Eylül 2009 /Enternasyonal Bülten/ Sayı: 85  

Genç-Sen önderliğindeki öğrenci gençlik hareketi üniversitelerde 2009-2010 dönemi başlamadan önemli bir başarı elde etti: "Harçlara değil, maaşlara zam" şiarıyla yoğun bir mücadele sürecinden sonra harçlara yapmak istenilen %500'lük zam geri çekildi, %8'lik zam uygulama kararı alındı.
Üniversiteli gençler Genç-Sen önderliğinde Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın dört bir yanında oturma eylemleri, basın açıklamaları yaptı, imza topladı, harçlara yapılmak istenen zamları protesto etti.
10 Ağustos'ta Bakanlar Kurulu Ankara'da harçlar konusunda son kez toplanırken, gençler de gün boyu başta Ankara olmak üzere çeşitli kentlerde eylemler gerçekleştirdi. Ankara'da gençler Başbakanlık önünde bir araya geldi. Bakanlık Kurulu'na dosya ileten gençler, zamlar konusunda "%1'i bile kabul etmiyoruz" dedi. Başbakan Erdoğan ile görüşme talep eden gençlere polis gaz bombalarıyla saldırdı. Gençler saldırıya taşlarla direnirken 12 öğrenci darp edilerek gözaltına alındı.
Harçlara %8 zam kararı verilen bu toplantıdan sonra da, gençlik susmadı. 11 Ağustos'ta Ankara, İstanbul ve İzmir'de yeniden sokağa çıkan gençler, yaptıkları eylemle hükümete zamdan vazgeçme çağrısında bulundu ve gözaltlıların serbest bırakılmasını talep etti.
16 Ağustos'ta eşzamanlı olarak İzmir, Ankara, İstanbul, Kocaeli, Balıkesir ve Eskişehir'de toplam 6 ilde Genç-Sen'liler sokağa çıkıp "%500 zammı geri çektirdik, %8 harç zammını da geri çektireceğiz" dedi. İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde yürüyüş düzenleyen gençlere, DTP, EHP ve ESP ile ATV-Sabah'ta grevde olan emekçiler destek verdi.
Ekonomik krizin yükünü işçi ve emekçilerin yanı sıra öğrencilerden de çıkarmayı hedefleyen hükümet, geçmişte de öğrenci gençlik hareketi karşısında birçok kez geri adım atmak zorunda kaldı. Unutulmamalıdır ki bu gençlik hareketi, Taksim ve Kızılay deneyimlerine sahiptir. 1995-1996 öğretim yılında harçlara yapılan %300 zamma karşı sosyalist gençler "Artık haraç ödemiyoruz!" şiarıyla üniversitede bir amfiyi işgal ederek tüm baskılara rağmen 45 gün sürecek bir açlık grevi başlatmıştı. Ardından gelen 4-5 Şubat eylemlerine 5 bin öğrenci katılmış ve 12 Eylül darbesinden sonra ilk kez Taksim'e çıkılmıştı. Ankara'da Kızılay Meydanı'na çıkan gençler 15 Şubat'ta İstanbul'da İÜ'yü işgal etmişlerdi. Bu büyük eylem dalgası, ilerideki öğretim yıllarda harçlara yapılan zamların küçük oranlarla sınırlı kalmasını olmasını sağladı.
Genç-Sen'in harç zamları karşısında geliştirdiği bu eylem sürecinin önemi büyük. Henüz iki yıllık bir geçmişe sahip olan ve Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki öğrenci gençlik mücadelesi bakımından yepyeni bir araç olan öğrenci sendikası, geniş gençlik kitlelerinin akademik demokratik mücadelesinde başlıca öz örgütlülük olmaya aday olduğunu bu eylemlerle gösterdi.
Son yıllarda üniversitelerde sivil faşist örgütlenmelerin gerçekleştirdiği saldırılar, rektör ve polis işbirliğiyle ağır darbeler alan öğrenci gençlik hareketine kan taşıyan bu eylemler, yaz dönemi gibi üniversitelerin kapalı olduğu ve genel olarak gençlik hareketinde yılın en cansız mevsimi olan bir süreçte gerçekleşti. Bu durum, önümüzdeki eğitim döneminin gençlik hareketi bakımından oldukça eylemli geçeceğinin de önemli bir işareti oldu.
Öğrenci gençliğin, işçi ve emekçilerin çeşitli işyerlerinde grev ve direnişlerinin sürdüğü bir süreçte ekonomik kriz karşısında gelişen toplumsal mücadeleye kendi akademik demokratik talepleri ekseninde müdahil olması da eylemliliklerin bir diğer önemli özelliği. Öğrenci gençliğin önümüzdeki dönemde toplumsal mücadelenin öne çıkan bir bileşeni olacağının habercisi olan bu durum da, gençlik hareketinin yıllardır süren tıkanıklıklarını aşma bakımından ciddi olanaklar barındıran bir döneme girildiğini gösteriyor.


 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

Harçlara karşı direniş kazandı
fc Share on Twitter
 

Ekonomik krizin yükünü işçi ve emekçilerin yanı sıra öğrencilerden de çıkarmayı hedefleyen hükümet, geçmişte de öğrenci gençlik hareketi karşısında birçok kez geri adım atmak zorunda kaldı.

 

01 Eylül 2009 /Enternasyonal Bülten/ Sayı: 85  

Genç-Sen önderliğindeki öğrenci gençlik hareketi üniversitelerde 2009-2010 dönemi başlamadan önemli bir başarı elde etti: "Harçlara değil, maaşlara zam" şiarıyla yoğun bir mücadele sürecinden sonra harçlara yapmak istenilen %500'lük zam geri çekildi, %8'lik zam uygulama kararı alındı.
Üniversiteli gençler Genç-Sen önderliğinde Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın dört bir yanında oturma eylemleri, basın açıklamaları yaptı, imza topladı, harçlara yapılmak istenen zamları protesto etti.
10 Ağustos'ta Bakanlar Kurulu Ankara'da harçlar konusunda son kez toplanırken, gençler de gün boyu başta Ankara olmak üzere çeşitli kentlerde eylemler gerçekleştirdi. Ankara'da gençler Başbakanlık önünde bir araya geldi. Bakanlık Kurulu'na dosya ileten gençler, zamlar konusunda "%1'i bile kabul etmiyoruz" dedi. Başbakan Erdoğan ile görüşme talep eden gençlere polis gaz bombalarıyla saldırdı. Gençler saldırıya taşlarla direnirken 12 öğrenci darp edilerek gözaltına alındı.
Harçlara %8 zam kararı verilen bu toplantıdan sonra da, gençlik susmadı. 11 Ağustos'ta Ankara, İstanbul ve İzmir'de yeniden sokağa çıkan gençler, yaptıkları eylemle hükümete zamdan vazgeçme çağrısında bulundu ve gözaltlıların serbest bırakılmasını talep etti.
16 Ağustos'ta eşzamanlı olarak İzmir, Ankara, İstanbul, Kocaeli, Balıkesir ve Eskişehir'de toplam 6 ilde Genç-Sen'liler sokağa çıkıp "%500 zammı geri çektirdik, %8 harç zammını da geri çektireceğiz" dedi. İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde yürüyüş düzenleyen gençlere, DTP, EHP ve ESP ile ATV-Sabah'ta grevde olan emekçiler destek verdi.
Ekonomik krizin yükünü işçi ve emekçilerin yanı sıra öğrencilerden de çıkarmayı hedefleyen hükümet, geçmişte de öğrenci gençlik hareketi karşısında birçok kez geri adım atmak zorunda kaldı. Unutulmamalıdır ki bu gençlik hareketi, Taksim ve Kızılay deneyimlerine sahiptir. 1995-1996 öğretim yılında harçlara yapılan %300 zamma karşı sosyalist gençler "Artık haraç ödemiyoruz!" şiarıyla üniversitede bir amfiyi işgal ederek tüm baskılara rağmen 45 gün sürecek bir açlık grevi başlatmıştı. Ardından gelen 4-5 Şubat eylemlerine 5 bin öğrenci katılmış ve 12 Eylül darbesinden sonra ilk kez Taksim'e çıkılmıştı. Ankara'da Kızılay Meydanı'na çıkan gençler 15 Şubat'ta İstanbul'da İÜ'yü işgal etmişlerdi. Bu büyük eylem dalgası, ilerideki öğretim yıllarda harçlara yapılan zamların küçük oranlarla sınırlı kalmasını olmasını sağladı.
Genç-Sen'in harç zamları karşısında geliştirdiği bu eylem sürecinin önemi büyük. Henüz iki yıllık bir geçmişe sahip olan ve Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki öğrenci gençlik mücadelesi bakımından yepyeni bir araç olan öğrenci sendikası, geniş gençlik kitlelerinin akademik demokratik mücadelesinde başlıca öz örgütlülük olmaya aday olduğunu bu eylemlerle gösterdi.
Son yıllarda üniversitelerde sivil faşist örgütlenmelerin gerçekleştirdiği saldırılar, rektör ve polis işbirliğiyle ağır darbeler alan öğrenci gençlik hareketine kan taşıyan bu eylemler, yaz dönemi gibi üniversitelerin kapalı olduğu ve genel olarak gençlik hareketinde yılın en cansız mevsimi olan bir süreçte gerçekleşti. Bu durum, önümüzdeki eğitim döneminin gençlik hareketi bakımından oldukça eylemli geçeceğinin de önemli bir işareti oldu.
Öğrenci gençliğin, işçi ve emekçilerin çeşitli işyerlerinde grev ve direnişlerinin sürdüğü bir süreçte ekonomik kriz karşısında gelişen toplumsal mücadeleye kendi akademik demokratik talepleri ekseninde müdahil olması da eylemliliklerin bir diğer önemli özelliği. Öğrenci gençliğin önümüzdeki dönemde toplumsal mücadelenin öne çıkan bir bileşeni olacağının habercisi olan bu durum da, gençlik hareketinin yıllardır süren tıkanıklıklarını aşma bakımından ciddi olanaklar barındıran bir döneme girildiğini gösteriyor.