Devrimci güçler, yeni bir uluslararası örgüt modeli olarak ICOR’u kurdu
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

ICOR, uzun bir hazırlıktan sonra dünyanın her tarafından devrimci parti ve örgütlerin aktif katılımı ile 6 Ekim 2010'da kuruldu ve ilk defa Almanya'nın Berlin kentinde 16 Ekim'de yapılan Enternasyonal Kültür Festivali'nde kamuoyuna duyuruldu. 

 01 Ekim 2010 /Enternasyonal Bülten/ Sayı: 98

Komintern'in dağıtılmasından 67 yıl sonra ICOR'un (Devrimci Parti ve Örgütler Koordinasyonu) kurulmasıyla, devrimci proletaryanın ve kurtuluşu için mücadele eden tüm ezilen kitlelerin yeni bir enternasyonal örgütlenmesinin kurulmasında cesaretli bir adım atıldı. ICOR, kendisini Komünist Enternasyonal olarak görmemektedir. Devrimci örgütlerin ve partilerin enternasyonal birliği olarak, dünyadaki devrimci güçler arasında birçok ideolojik ve politik farklılıkların olmasına rağmen, devrimci güçlerin ve işçi hareketinin devrimci birliğine katkı sunmak için örgütlü devrimci müdahalenin, farklılıkların tamamen ortadan kalkmasına kadar bekleyemeyeceği gerçeğinden ortaya çıktı. Amacı, enternasyonal devrimcilerin ve işçi hareketinin geçmişin dersleri ışığında ve günümüzün ve geleceğin somut koşulları ve görevleri doğrultusunda yeni bir örgütlenme yaratılmasına katkı sunmaktır. Esas görevi olarak, sınıf mücadelesinde ve pratik dayanışmada koordine ve ortak çalışmada işbirliğini geliştirmektir.
Ağustos 2007'de 21 örgüt, devrimci parti ve örgütlerin pratikte ortak çalışmasının örgütlenmesi kararı aldıklarını açıklarlar. Bu tarihten sonra bütün kıtalardan çok sayıda örgüt bu tartışamaya katılır. Bu örgütlerden 70'i bu çalışmaya aktif olarak katılmakta ve kendilerini ICOR kuruluş sürecinin bir parçası olarak görmektedirler.
ICOR, uzun bir hazırlıktan sonra dünyanın her tarafından devrimci parti ve örgütlerin aktif katılımı ile 6 Ekim 2010'da kuruldu ve ilk defa Almanya'nın Berlin kentinde 16 Ekim'de yapılan Enternasyonal Kültür Festivali'nde kamuoyuna duyuruldu.
Varolan diğer uluslar arası platform ve konferanslardan farklı olarak, ICOR'da devrimci pratik ve karşılıklı dayanışma önceliklidir ve daha ileri yakınlaşma sürecinin birlikte politik çalışma ile gerçekleşeceğine inanıyor. Bu konuda ICOR'un kuruluş deklarasyonunda şunlar yer almaktadır: "Açık ideolojik-politik asgari müşterekler temelinde, canlı bir tartışma süreciyle temel konularda derinleşme ve gelişme ile bağı içerisinde devrimci faaliyetin birliğini hedeflemektedir." Bu asgari müşterekler ise kuruluş deklarasyonunda şöyle ifade edilmektedir: "Emperyalist dünya sistemini yıkma ve sosyalist toplum inşası stratejik hedefinde hemfikir olarak Kuruluş Konferansı, asgari ideolojik-politik ilkelerde birlikte çalışmayı kararlaştırır: Kapitalist/emperyalist toplumsal ilişkilerin devrimle değişiminin zorunluluğunu kabul eder, sosyalist bir toplumu ve proletarya diktatörlüğünü geniş kitlelerin demokrasisi, özgürlüğün düşmanlarını bastırmak ve insanlığı sömürü ve baskıdan kurtarmak için gerekli görür. Revizyonizmle, Troçkizmle ve anarşizmle arasında kalın bir çizgi çizer, antikomünizme, "Stalinizm'e veya Maoizm'e" ve proletarya diktatörlüğüne yönelik her türlü düşmanca saldırıya ve burjuva kışkırtmaya karşı durur."
Kuruluş deklarasyonunda kararlaştırılan ICOR tüzüğünde ise, ICOR'un büyüklük, pratik, örgütsel ve politik deneyimler, tarihsel-ideolojik temelleri, stratejik hedefler ve sosyo-ekonomik koşullar konusunda çok farklı olan parti ve örgütleri eşit olarak gördüğü belirtilmektedir. Üye olabilme koşulları ise, üye olmak isteyenin devrimci karakterde olmasıdır. Başkaca kriterler arasında, "ilgili ülkelerin sömürülen ve baskı altında olan kitleler arasında ve kitlelerle birlikte gerçek devrimci çalışma, sınıf savaşımcısı politika ve egemen tekellerle ve onların işbirlikçileriyle sınıf işbirliğini reddetmek, toplumsal değişimi devrimlerle gerçekleştirmek ve hangi formda olursa olsun proletarya diktatörlüğünün zorunluluğu"nu kabul etmek yer almaktadır.
ICOR'un aldığı ilk pratik kararlar, üyelerin yılda dört uluslar arası mücadele gününü birlikte kutlamak, dünya işçi sınıfını ve halk kitlelerini buna çağırmak oldu. Bu mücadele günlerini, 1 Mayıs, 8 Mart, her ülkede kendi geleneklerine göre farklı tarihlerde kutlanan Faşizme ve Savaşa ve Karşı Mücadele Günü ve Aralık ayının başlarında kutlanan Çevreyi Koruma Mücadele Günü oluşturmaktadır.
Partimiz MLKP, ICOR kuruluş sürecine aktif olarak katıldı ve yeni formdaki bu ortak örgütlü pratik çalışmanın, uluslar arası alanda devrimci güçlerin birliğini sağlamak için önemli bir adım olduğuna inanmaktadır. Kuruluşun başarıyla gerçekleşmesinin ardından en önemli hedef, yeni güçleri bu sürece katılımını sağlamak olmalıdır. Varolan çok sayıda politik ve ideolojik farklılıklar sınıf mücadelesinde karşılıklı dayanışmanın ve proletarya enternasyonalizmini geliştirmenin önünde engel olmamalıdır. Ortak devrimci pratik, günümüzdeki ideolojik-politik parçalanmışlığı aşmaya hizmet edebilir. ICOR, dünya çapında devrimci güçlerin birliği yolunda umut dolu bir adımdır. Partimiz, proleter enternasyonalist ruhuyla bu mücadeleye katkısını aktif olarak sunmaya devam edecektir.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

Devrimci güçler, yeni bir uluslararası örgüt modeli olarak ICOR’u kurdu
fc Share on Twitter
 

ICOR, uzun bir hazırlıktan sonra dünyanın her tarafından devrimci parti ve örgütlerin aktif katılımı ile 6 Ekim 2010'da kuruldu ve ilk defa Almanya'nın Berlin kentinde 16 Ekim'de yapılan Enternasyonal Kültür Festivali'nde kamuoyuna duyuruldu. 

 01 Ekim 2010 /Enternasyonal Bülten/ Sayı: 98

Komintern'in dağıtılmasından 67 yıl sonra ICOR'un (Devrimci Parti ve Örgütler Koordinasyonu) kurulmasıyla, devrimci proletaryanın ve kurtuluşu için mücadele eden tüm ezilen kitlelerin yeni bir enternasyonal örgütlenmesinin kurulmasında cesaretli bir adım atıldı. ICOR, kendisini Komünist Enternasyonal olarak görmemektedir. Devrimci örgütlerin ve partilerin enternasyonal birliği olarak, dünyadaki devrimci güçler arasında birçok ideolojik ve politik farklılıkların olmasına rağmen, devrimci güçlerin ve işçi hareketinin devrimci birliğine katkı sunmak için örgütlü devrimci müdahalenin, farklılıkların tamamen ortadan kalkmasına kadar bekleyemeyeceği gerçeğinden ortaya çıktı. Amacı, enternasyonal devrimcilerin ve işçi hareketinin geçmişin dersleri ışığında ve günümüzün ve geleceğin somut koşulları ve görevleri doğrultusunda yeni bir örgütlenme yaratılmasına katkı sunmaktır. Esas görevi olarak, sınıf mücadelesinde ve pratik dayanışmada koordine ve ortak çalışmada işbirliğini geliştirmektir.
Ağustos 2007'de 21 örgüt, devrimci parti ve örgütlerin pratikte ortak çalışmasının örgütlenmesi kararı aldıklarını açıklarlar. Bu tarihten sonra bütün kıtalardan çok sayıda örgüt bu tartışamaya katılır. Bu örgütlerden 70'i bu çalışmaya aktif olarak katılmakta ve kendilerini ICOR kuruluş sürecinin bir parçası olarak görmektedirler.
ICOR, uzun bir hazırlıktan sonra dünyanın her tarafından devrimci parti ve örgütlerin aktif katılımı ile 6 Ekim 2010'da kuruldu ve ilk defa Almanya'nın Berlin kentinde 16 Ekim'de yapılan Enternasyonal Kültür Festivali'nde kamuoyuna duyuruldu.
Varolan diğer uluslar arası platform ve konferanslardan farklı olarak, ICOR'da devrimci pratik ve karşılıklı dayanışma önceliklidir ve daha ileri yakınlaşma sürecinin birlikte politik çalışma ile gerçekleşeceğine inanıyor. Bu konuda ICOR'un kuruluş deklarasyonunda şunlar yer almaktadır: "Açık ideolojik-politik asgari müşterekler temelinde, canlı bir tartışma süreciyle temel konularda derinleşme ve gelişme ile bağı içerisinde devrimci faaliyetin birliğini hedeflemektedir." Bu asgari müşterekler ise kuruluş deklarasyonunda şöyle ifade edilmektedir: "Emperyalist dünya sistemini yıkma ve sosyalist toplum inşası stratejik hedefinde hemfikir olarak Kuruluş Konferansı, asgari ideolojik-politik ilkelerde birlikte çalışmayı kararlaştırır: Kapitalist/emperyalist toplumsal ilişkilerin devrimle değişiminin zorunluluğunu kabul eder, sosyalist bir toplumu ve proletarya diktatörlüğünü geniş kitlelerin demokrasisi, özgürlüğün düşmanlarını bastırmak ve insanlığı sömürü ve baskıdan kurtarmak için gerekli görür. Revizyonizmle, Troçkizmle ve anarşizmle arasında kalın bir çizgi çizer, antikomünizme, "Stalinizm'e veya Maoizm'e" ve proletarya diktatörlüğüne yönelik her türlü düşmanca saldırıya ve burjuva kışkırtmaya karşı durur."
Kuruluş deklarasyonunda kararlaştırılan ICOR tüzüğünde ise, ICOR'un büyüklük, pratik, örgütsel ve politik deneyimler, tarihsel-ideolojik temelleri, stratejik hedefler ve sosyo-ekonomik koşullar konusunda çok farklı olan parti ve örgütleri eşit olarak gördüğü belirtilmektedir. Üye olabilme koşulları ise, üye olmak isteyenin devrimci karakterde olmasıdır. Başkaca kriterler arasında, "ilgili ülkelerin sömürülen ve baskı altında olan kitleler arasında ve kitlelerle birlikte gerçek devrimci çalışma, sınıf savaşımcısı politika ve egemen tekellerle ve onların işbirlikçileriyle sınıf işbirliğini reddetmek, toplumsal değişimi devrimlerle gerçekleştirmek ve hangi formda olursa olsun proletarya diktatörlüğünün zorunluluğu"nu kabul etmek yer almaktadır.
ICOR'un aldığı ilk pratik kararlar, üyelerin yılda dört uluslar arası mücadele gününü birlikte kutlamak, dünya işçi sınıfını ve halk kitlelerini buna çağırmak oldu. Bu mücadele günlerini, 1 Mayıs, 8 Mart, her ülkede kendi geleneklerine göre farklı tarihlerde kutlanan Faşizme ve Savaşa ve Karşı Mücadele Günü ve Aralık ayının başlarında kutlanan Çevreyi Koruma Mücadele Günü oluşturmaktadır.
Partimiz MLKP, ICOR kuruluş sürecine aktif olarak katıldı ve yeni formdaki bu ortak örgütlü pratik çalışmanın, uluslar arası alanda devrimci güçlerin birliğini sağlamak için önemli bir adım olduğuna inanmaktadır. Kuruluşun başarıyla gerçekleşmesinin ardından en önemli hedef, yeni güçleri bu sürece katılımını sağlamak olmalıdır. Varolan çok sayıda politik ve ideolojik farklılıklar sınıf mücadelesinde karşılıklı dayanışmanın ve proletarya enternasyonalizmini geliştirmenin önünde engel olmamalıdır. Ortak devrimci pratik, günümüzdeki ideolojik-politik parçalanmışlığı aşmaya hizmet edebilir. ICOR, dünya çapında devrimci güçlerin birliği yolunda umut dolu bir adımdır. Partimiz, proleter enternasyonalist ruhuyla bu mücadeleye katkısını aktif olarak sunmaya devam edecektir.