Abuzer Çat
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

 Abuzer Çat
1968 -26 Eylül 1999

Malatya'nın Haçova köyünde 1968 yılında dünyaya gelen Abuzer ÇAT, emekçi bir ailenin çocuğuydu. Çok zor şartlar altında orta öğrenimini tamamladı. Hacettepe Psikoloji bölümünde okuyan ve bu bölümden mezun olan yoldaşımız Abuzer ÇAT, bu yıllarda mücadele içinde giderek daha aktifleşen bir biçimde yer alır.
15 Ekim 1995'te gözaltına alınıp ağır işkencelerden geçirildi ve bu gözaltı sonrası serbest bırakıldı. Ancak 6 Mart 1996'daki gözaltısı, onun için uzun bir tutsaklık döneminin de başlangıcıydı.
21 Mart'ta Ulucanlar Hapishanesi'ne gönderildi. 1996 Ölüm Orucu direnişinde o da ölüm orucu gönüllüsüydü. Devlet, F tiplerini yaşama geçirmek için, 26 Eylül 1999'da Ankara Ulucanlar Cezaevi'ne yapacağı saldırıda katledeceği tutsakları daha önceden tespit etmişti. Yani kim öldürüleceği belliydi. Koğuşlarda başlatılan ve hapishanenin hamamında devam eden saldırıda 10 devrimci tutsak vahşice katledildi.
Bu katliamda şehit olan Abuzer yoldaş, devrimci disiplini ve zindan yaşamında hızlı gelişimiyle her devrimciye örnek olabilecek bir prototipti. Ulucanlar zindan çarpışmasında, partimizin temsilcisi, sıra neferi, sosyalizm mücadelesine kendini adayan, komünizm bayrağını yükseklerde dalgalandıran Abuzer Çat yoldaşı, Parti, MK kararıyla MLKP onur üyesi yapmıştır.
Abuzer yoldaş, günlük yaşamı örgütlemede disiplin ve iradesiyle örnekti. En sorunlu işler onunla yoluna girerdi. Gerek insanlarla sohbetlerinde olsun, gerekse yoldaşlarıyla tartışmalarda olsun Abuzer, her zaman karşısındakinin insani özelliklerini alır ve konuşmalarını ona göre şekillendirirdi. Karşısındakini dinleyerek anlamaya, tüm bilgi ve becerisini karşısındakinin problemini birlikte aşmaya harcardı. Konu ne olursa olsun, onun karşısında anlamını yitirir, konuşması ve olaylara yaklaşımı karşısında problemler eriyip giderdi.
Abuzer yoldaş, yaşamı diyalektik materyalist açıdan yorumlamasını ve onu yaşamda teorize etmesini bilen bir yoldaşımızdı. Olaylara insani yaklaşımın yaşamdaki tüm çelişkileri gidereceğine inanıyordu ve yaşama geçirmeye çalışıyordu. Yaşamı eleştirel kavramasını, kime ne öğreteceğini, kimden ne öğreneceğini bilen ve kendini mücadelede öyle konumlandıran bir neferdi. Yaşamda her şeye hazırlıklı olması gerektiğini söyler, yaşamda insani olan her şeyi yadsımaz, kendisini buna göre konumlandırır ve bu nedenle hiçbir şey karşısında hazırlıksız yakalanmazdı. Yoldaş, hepimiz gibi insan olmanın koşullarını yerine getiren ve onun için devrimciliği, komünistliği seçen, bunun mücadelesini veren bir yoldaştı. Onun için devrim ordusunun bir sıra neferi olmak en büyük gurur ve mutluluk kaynağıydı.
Abuzer yoldaşın kahramanlığı, bir yıldız gibi önümüzü aydınlatıyor.