Ali Haydar Göçer
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

 Ali Haydar Göçer
1971-7 Ağustos 1996

Ali Haydar Göçer yoldaş, 1971'de Dersim'in Nazmiye ilçesinde dünyaya geldi. Beş kardeşi vardı. Küçük yaşlardayken ailesi çocuklarını okutmak için İstanbul'a taşındı. Ali Haydar bir yandan okula gidiyor, diğer yandan da çalışıyor, okul çıkışlarında boyacılık yapıyordu. Okumayı çok istemesine rağmen, ekonomik sıkıntılar bu emekçi ailenin yakasını bırakmadı ve lise birinci sınıfta okulu bırakmak zorunda kaldı.
Olgun ve ölçülü tavırları, mütevazı ve sade yaşamı, disiplini ve çalışkanlığıyla mahallede, fabrikada, herkesin sevdiği, saygı duyduğu bir insandı.
Devrimci mücadeleyle işçilik yaşamı esnasında tanıştı.
Ali Haydar yoldaş, MLKP kurucu üyesi ve Kızıl Müfreze komutanıydı.
Adanmış bir devrimci, partimizin gelişip güçlenmesi ve bir savaş örgütü olarak kendi tarihsel rolünü oynaması için sorumluluk bilincini en üst düzeyde yasayan bir yoldaştı.
Kızıl Müfrezelerin düşmana yönelik saldırılarında Ali Haydar yoldaş daima en önde yer alarak savaşçılığın en iyi örneklerini verdi. Kızıl Müfreze'nin bütün saldırılarında, varoş barikatlarında, direnişlerde Ali Haydar yoldaş vardı. O savaşçılığı, militanlığı ve disipliniyle örnek teşkil eden bir parti üyesiydi.
Şehit düştüğü çatışmada da, feda ruhunun, daima en önde savaşma pratiğinin, militanlığının en ileri örneğini verdi. Nasıl yaşadıysa, öyle düştü savaşta.
7 Ağustos 1996'da komuta ettiği Müfreze birliği, İstanbul'un Bahçelievler ilçesinde, Mahmutbey'de polis pususuna düştü. Yoldaşlarına geri çekilme talimatı veren Ali Haydar yoldaş, çatışmada yaralı olarak esir düştü. 8 Ağustos günü doktorların, yakınları ve yoldaşlarına durumunun iyi olduğu bilgisini vermesine rağmen, aynı çatışmada yaralanan polisin ölmesinin ardından onun intikamını almak isteyen işkenceciler, kaldırıldığı hastanede tedavi edilmesine engel oldu ve 9 Ağustos günü yoldaşımıza yaralıyken işkence yaparak katletti.
Mahallesinde herkes tarafından sevilen, ve çocukluk arkadaşlarınca, "Onun ölene dek devrimci olacağı belliydi" diye tarif edilen Ali Haydar yoldaşın hem en önde savaşıp hem bir sıra neferi olma, kahramanca bir yaşamın destansılığında, mütevazı ve yalın bir emekçi yaşamı sürdürme onuru, emekçi kahramanlığı yolumuzu aydınlatıyor.