Tuncay Yıldırım
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

 Tuncay Yıldırım
1971-21 Mart 2002

Partimiz saflarında örgütlü bir komünist olan Tuncay yoldaş, neferliği ve önderliği yalın ve ustaca kaynaştırmayı başarmış bir devrimci. 13 yıl kesintisiz bir kavga yürüten Tuncay yoldaş, gençlik içinde, işçi ve emekçiler arasında, işkencehanelerde ve zindanlarda komünist iradeyi, komünist aklı ve komünist eylemi temsil etti ve bir Newroz günü aramızdan ayrıldı.
1971 yılında Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde doğan Tun­cay Yıldırım üniversite öncesi öğrenimini Çanakkale ve Balı­kesir'de tamamladı. Başarılarla dolu ilk-orta ve lise öğrenimin­den sonra 1989 yılında Uludağ Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünü kazandı. Burada devrimci düşüncelerle tanışan Tuncay Yıldırım, dördüncü sınıf­ta okuldan ayrıldı. Bursa'da bir süre fabrikalarda çalışan Tun­cay için artık profesyonel dev­rimcilik yılları da başlamıştı. Sessiz, kibar, yalın bir genç adamdı.
Tuncay yoldaş Bursa'da öğrenciler, işçiler ve emekçiler arasında yürüttüğü çalışmalar içinde devrimciliğini derinleştirdi. Sıcak ve güven veren kişiliği ve eylemiyle yeni görevler üstlendi ve kendini hep yeni görevlere hazırladı. Nitekim, Birlik Devrimi sonrası yeni görevlendirildiği Eskişehir iline tereddütsüzce koştu. 1996'da çalışmalar gerektirince bu kez İstanbul'a gitti. Buradaki çalışmalara dört elle sarılan Tuncay Yoldaş, Anadolu yakasında faaliyet yürütmesine rağmen tüm İstanbul'da ayak basmadık yer bırakmadı.
1997 yılının Ekim ayında Adana'da gözaltına alınan Tuncay Yıldırım, tutuklanarak cezaevi­ne kondu. Sırasıyla Adana Kürk­çüler, Antep, İskenderun, Kon­ya, Burdur, Bergama ve Buca cezaevlerinde kaldı. 19 Aralık katliamını İzmir Buca Cezaevi'nde karşılayan Tuncay Yıldırım daha sonra İzmir Kırıklar F Tipi Cezaevi'ne kondu. Devletin F tipi hücre saldırısına karşı başla­tılan ölüm orucu direnişinin 6. ekibinde yer aldı. 29 Temmuz 2001 tarihinde başlattığı eyle­mini kaldırıldığı İzmir Yeşilyurt Devlet Hastanesi'nde de de­vam ettirdi. Direnişinin 201. gü­nü olan 14 Şubat 2002'de tahliye edildi ve eylemini İzmir'deki direniş evine taşıdı.
Tuncay Yıldırım direnişinin 236. günü, 21 Mart 2002'de Kürt halkının bayramı olan bir Nevroz gününde şehit düştü. Alnı kızıl bantlı 88 karanfilimizle birlikte halaya durdu, sınıf savaşımı bakımından bir yeniden diriliş ateşi oldu. Ölüm orucunu sürdürürken tahliye olan Tuncay Yıldırım, direnişini dışarıda da sürdürerek kırılan iradelere bir kararlılık mesajı verdi. O, partinin ayağa kalkışının bir sembolü olarak tarihe geçti.
Partimiz O'nu 3. Kongresi'yle yanıtlayıp selamladı. Artık söz pratiğin. Tuncay'a ve tüm şehitlerimize eylemiyle bağlı bir güç ve sınıflar savaşında gerçek bir ağırlık haline gelmek acılarımızı dindirmenin yegane yoludur. ‘71 devrimci atılımında başlayıp bir newroz günü ufka varan o güzel insan, o yiğit ömür sonsuza değin yaşayacaktır. Parti kurucu üyesi Tuncay Yıldırım'ın yeniden alevlendirdiği mücadele ateşi, partinin çoğalan ve çelikleşen gelişimine ışık saçıyor.