II. Komünist Kadın Konferansı Duyurusu
Share on Facebook Share on Twitter

 
Diğer yazılar
 

 

 Özgür Kadın / Sayı 1 / Eylül 2019


Kadın Devrimine Yürüyoruz!
Dünyada, Türkiye'de ve Kürdistan'da kadınların özgürlük ve eşitlik için kavgası büyüyor, güçleniyor ve birleşiyor.
İspanya'da, ABD'de, Arjantin'de olduğu gibi, İran'da, Sudan'da, Cezayir'de de kadınlar, erkek egemen kapitalizme, yoksulluk ve açlığa, ırkçılığa ve militarizme, faşist rejimlere, sömürgeciliğe karşı işçi sınıfı ve ezilenlerin isyanlarının, devrimlerin, ayaklanmaların işaret fişekleri, cesaret sembolleri, kararlı öncüleri olarak öne çıkıyor.
21. yüzyılın, aynı zamanda bir kadın devrimi olarak da gelişen ilk devrimi olarak, dünya kadınlarının esin kaynağı olan Rojava Devrimi, dimdik ayakta duruyor.

Kadın emeği ve bedeni üzerindeki erkek egemen baskı ve sömürünün katmerlendiği, kadın yoksullaşmasının büyüdüğü, seks endüstrisinin dallanıp budaklandığı emperyalist küreselleşme koşullarında, cins çelişkisi keskinleşirken, kadının cins isyanı, ayaklanması ve kadın devrimi için maddi koşullar önlenemez tarzda güçleniyor.
Geride kalan dönemde, erkek egemen sömürgeci faşist rejim, Tayyip Erdoğan şahsında bir faşist şeflik rejimi biçiminde yeniden örgütlendi. Politik islamcı restorasyonun özellikle ideolojik ve toplumsal dönüşüm ayağı, kadın özgürlük mücadelesine saldırı, kadın cinsin kazanılmış haklarının tasfiyesi, kadının evsel köleliğinin yeni biçimde ve yeni araçlarla örgütlenmesi yoluyla burjuva ailenin pekiştirilmesi ekseninde geliştiriliyor.
2013 Haziran ayaklanması ve Rojava Devrimi başta olmak üzere, toplumsal mücadelenin yükselişi, kadın özgürlük mücadelesinin kazanımlarını pekiştirdi ve etkisini güçlendirdi. Bu kazanımlar karşısında, giderek radikalleşen bir erkek egemen gerici direniş de gelişti. Bu durum, kadın cinayetleri başta olmak üzere, değişik tipte erkek egemen saldırıların yaygınlaşmasında ifade buldu.
Bu koşullar altında Tayyip Erdoğan'ın saray cuntası ve faşist şeflik rejimi, erkek egemen şiddet ve saldırganlığın öncülüğünü üstlendi, erkek egemenliğini tüm işçi ve ezilenlerin kazanılmış haklarına saldırmak üzere toplumsal dayanağı haline getirmeye yöneldi. Kadın cinayetlerini ve cinsel saldırıları, erkek egemen şiddeti yasal koruma altına alan yargı sistemi, aileyi güçlendirme yasaları ve kadın ve aile politikaları, cinsiyetçi işbölümünü derinleştirici istihdam politikaları ile kadın özgürlüğüne savaş açtı. Kadın önderleri ve öncüleri tutsak alarak, kadın devrimcileri katlederek ve cansız bedenlerine cinsel saldırılar düzenleyerek politik mücadelede kadın katılımı ve iradesini de hedef aldı. Böylece cins çelişkisi derinleşirken, kürtaj hakkından giyim kuşama dek cins çelişkisinin en ince görünümleri dahi daha fazla siyasallaştı ve faşist rejimle işçi ve ezilenlerin saflaşmasında gündem haline geldi.
Kadınların birleşik hareketi, bu saldırılar karşısında sokak gücünü, politik refleks yeteneğini korudu ve koruyor. 8 Mart'lar, 25 Kasım'lar, kadın adalet mücadeleleri saray rejimini zorluyor, teşhir ediyor. Bütün bunlar, faşist politik islamcı şeflik rejiminin, cinsiyetçi halkasından da kırılabileceğini tekrar tekrar gösteriyor.
Bu çok zorlu, ama umut dolu koşullar altında, 2. Komünist Kadın Konferansımız, 4-10 Mart 2019'da, "KKÖ'yü Kazandık, Kadın Devrimine Yürüyoruz!" şiarıyla toplandı.
1. Komünist Kadın Konferansı delegesi, MLKP-FESK'in genel komutanlarından Yeliz Erbay yoldaş şahsında ölümsüz kadın yoldaşlarımıza ithaf edilen konferansımız, MLKP'nin tüm, ölümsüz kadın savaşçılarının, iki konferans arasında Rojava'da, Dersim'de, Medya savunma alanlarında, İstanbul'da, Suruç'ta ölümsüzlüğe yürüyen değişik kuşaklardan 18 komünist kadın yoldaşın, komünist kadın önderler Rosa Luksemburg, Clara Zetkin ve Alexander Kollontai'ın, dünya devriminin militan kadın savaşçıları Olga Benario, Ulrike Meinhof, Mirabel Kardeşler'in, değişik devrimci parti ve örgütlerden ölümsüz kadınların anısı ve pankartlarda buluşan fotoğrafları altında toplandı. Onların ideallerine bağlılık sözü verdi. Zindanlarda ve değişik mücadele cephelerindeki kadın yoldaşları selamladı.

2. Komünist Kadın Konferansı, partimiz MLKP'nin kadın özgürlük mücadelesindeki birikim ve deneyimini yeni bir düzeye yükseltmesinin ifadesi olan, Komünist Kadın Örgütü'nün beş yıllık varoluşunu, örgütsel, siyasi, teorik çalışmalarını, fiili meşru mücadele, politik askeri mücadele ve değişik mücadele cephelerindeki düzey ve birikimini, 1. Komünist Kadın Konferansı'nın temel gündemlerinden olan, kadın kitleleriyle buluşma pratiğini, eleştirel biçimde değerlendirdi. Geride kalan dönemdeki siyasal gelişmeleri ele aldı, faşist şeflik rejimi koşulları altındaki yeni dönem mücadele perspektiflerini belirledi. Bütün mücadele araçları ve biçimleriyle, bütün cephelerde kadın örgütlülüğünü ve kadın rengini büyütme iradesini ilan etti.
Geçmiş devrim deneyimlerinden, süregiden toplumsal ayaklanmalardan ve Rojava Devrimi'nden öğrenerek, devrimci partilerde ve devrimci iktidarlarda kadının eşit temsiliyeti ve eş örgütlenmesi sorunlarını ele aldı. Kadın özgürlük mücadelesinde ve büyüyen uluslararası kadın isyanı içinde komünistlerin teorik ve politik üretkenliğini ve öncü iddiasını yükselten çalışmalar yaptı.
Ev içi emek, seks endüstrisi ve seks işçiliği, lgbti+ mücadelesi gibi, cinsiyetçi sömürünün analizi ve kadın özgürlük mücadelesinin strajesinin ve stratejik davranma yeteneğinin güçlendirilmesinde rolü olan konularda, komünist hareketin geleneksel teorik ve politik üretkenlik zayıflıklarını aşma iradesi gösterdi.
Fiili meşru mücadelede, politik askeri araçlarla mücadelede, teorik ve ideolojik mücadelede yeni iddialar ve adımlarla güçlenme hedefleri belirledi.
2. Komünist Kadın Konferansı'nın toplanışı, Komünist Kadın Örgütü'nün örgütsel ve politik sürekliliğinin simgesi ve bir eşiği, partimiz MLKP'nin kadın özgürlük sorunuyla ilişkisindeki cüret ve ciddiyetin yeni bir göstergesi oldu.
21. yüzyılda emperyalist kapitalist düzene, gerici faşist rejimlere, burjuva iktidarlara karşı dört bir yanda gerçekleşecek demokratik ve sosyalist devrimler, aynı zamanda birer kadın devrimi olarak gelişecek, ancak ve ancak kadın özgürlüğünü, kadın katılımını ve kadın iktidarını güvenceleyen ayaklanmalar ve zaferler yaşama şansı bulacaktır.
Kadın devriminin zaferi için kesintisizce mücadelemizi sürdüreceğiz!
Mevcut toplumda kadın olmanın acılarını çeken, kadın özgürlüğüne inanan, cins ayrımsız bir toplum özlemiyle dolu kadınları KKÖ'ye katılmaya, onunla omuz omuza yürümeye, onun mücadelesini kadınların bulunduğu her yere taşımaya çağırıyoruz.
Şan Olsun 2. Komünist Kadın Konferansına!
Şan Olsun KKÖ'ye! Şan Olsun MLKP'ye!
Kahrolsun Erkek Egemen Kapitalist Sömürü Düzeni! Kahrolsun Faşist Şeflik Rejimi!
Yaşasın Kadın Devrimi! Yaşasın Kadın Özgürlüğü! Yaşasın Sosyalizm!

 


25 Nisan 2019
MLKP/KKÖ
Kadın Önderliği

 

 

 

 

Arşiv

 

2019
Eylül

 

II. Komünist Kadın Konferansı Duyurusu
fc Share on Twitter

 

 

 Özgür Kadın / Sayı 1 / Eylül 2019


Kadın Devrimine Yürüyoruz!
Dünyada, Türkiye'de ve Kürdistan'da kadınların özgürlük ve eşitlik için kavgası büyüyor, güçleniyor ve birleşiyor.
İspanya'da, ABD'de, Arjantin'de olduğu gibi, İran'da, Sudan'da, Cezayir'de de kadınlar, erkek egemen kapitalizme, yoksulluk ve açlığa, ırkçılığa ve militarizme, faşist rejimlere, sömürgeciliğe karşı işçi sınıfı ve ezilenlerin isyanlarının, devrimlerin, ayaklanmaların işaret fişekleri, cesaret sembolleri, kararlı öncüleri olarak öne çıkıyor.
21. yüzyılın, aynı zamanda bir kadın devrimi olarak da gelişen ilk devrimi olarak, dünya kadınlarının esin kaynağı olan Rojava Devrimi, dimdik ayakta duruyor.

Kadın emeği ve bedeni üzerindeki erkek egemen baskı ve sömürünün katmerlendiği, kadın yoksullaşmasının büyüdüğü, seks endüstrisinin dallanıp budaklandığı emperyalist küreselleşme koşullarında, cins çelişkisi keskinleşirken, kadının cins isyanı, ayaklanması ve kadın devrimi için maddi koşullar önlenemez tarzda güçleniyor.
Geride kalan dönemde, erkek egemen sömürgeci faşist rejim, Tayyip Erdoğan şahsında bir faşist şeflik rejimi biçiminde yeniden örgütlendi. Politik islamcı restorasyonun özellikle ideolojik ve toplumsal dönüşüm ayağı, kadın özgürlük mücadelesine saldırı, kadın cinsin kazanılmış haklarının tasfiyesi, kadının evsel köleliğinin yeni biçimde ve yeni araçlarla örgütlenmesi yoluyla burjuva ailenin pekiştirilmesi ekseninde geliştiriliyor.
2013 Haziran ayaklanması ve Rojava Devrimi başta olmak üzere, toplumsal mücadelenin yükselişi, kadın özgürlük mücadelesinin kazanımlarını pekiştirdi ve etkisini güçlendirdi. Bu kazanımlar karşısında, giderek radikalleşen bir erkek egemen gerici direniş de gelişti. Bu durum, kadın cinayetleri başta olmak üzere, değişik tipte erkek egemen saldırıların yaygınlaşmasında ifade buldu.
Bu koşullar altında Tayyip Erdoğan'ın saray cuntası ve faşist şeflik rejimi, erkek egemen şiddet ve saldırganlığın öncülüğünü üstlendi, erkek egemenliğini tüm işçi ve ezilenlerin kazanılmış haklarına saldırmak üzere toplumsal dayanağı haline getirmeye yöneldi. Kadın cinayetlerini ve cinsel saldırıları, erkek egemen şiddeti yasal koruma altına alan yargı sistemi, aileyi güçlendirme yasaları ve kadın ve aile politikaları, cinsiyetçi işbölümünü derinleştirici istihdam politikaları ile kadın özgürlüğüne savaş açtı. Kadın önderleri ve öncüleri tutsak alarak, kadın devrimcileri katlederek ve cansız bedenlerine cinsel saldırılar düzenleyerek politik mücadelede kadın katılımı ve iradesini de hedef aldı. Böylece cins çelişkisi derinleşirken, kürtaj hakkından giyim kuşama dek cins çelişkisinin en ince görünümleri dahi daha fazla siyasallaştı ve faşist rejimle işçi ve ezilenlerin saflaşmasında gündem haline geldi.
Kadınların birleşik hareketi, bu saldırılar karşısında sokak gücünü, politik refleks yeteneğini korudu ve koruyor. 8 Mart'lar, 25 Kasım'lar, kadın adalet mücadeleleri saray rejimini zorluyor, teşhir ediyor. Bütün bunlar, faşist politik islamcı şeflik rejiminin, cinsiyetçi halkasından da kırılabileceğini tekrar tekrar gösteriyor.
Bu çok zorlu, ama umut dolu koşullar altında, 2. Komünist Kadın Konferansımız, 4-10 Mart 2019'da, "KKÖ'yü Kazandık, Kadın Devrimine Yürüyoruz!" şiarıyla toplandı.
1. Komünist Kadın Konferansı delegesi, MLKP-FESK'in genel komutanlarından Yeliz Erbay yoldaş şahsında ölümsüz kadın yoldaşlarımıza ithaf edilen konferansımız, MLKP'nin tüm, ölümsüz kadın savaşçılarının, iki konferans arasında Rojava'da, Dersim'de, Medya savunma alanlarında, İstanbul'da, Suruç'ta ölümsüzlüğe yürüyen değişik kuşaklardan 18 komünist kadın yoldaşın, komünist kadın önderler Rosa Luksemburg, Clara Zetkin ve Alexander Kollontai'ın, dünya devriminin militan kadın savaşçıları Olga Benario, Ulrike Meinhof, Mirabel Kardeşler'in, değişik devrimci parti ve örgütlerden ölümsüz kadınların anısı ve pankartlarda buluşan fotoğrafları altında toplandı. Onların ideallerine bağlılık sözü verdi. Zindanlarda ve değişik mücadele cephelerindeki kadın yoldaşları selamladı.

2. Komünist Kadın Konferansı, partimiz MLKP'nin kadın özgürlük mücadelesindeki birikim ve deneyimini yeni bir düzeye yükseltmesinin ifadesi olan, Komünist Kadın Örgütü'nün beş yıllık varoluşunu, örgütsel, siyasi, teorik çalışmalarını, fiili meşru mücadele, politik askeri mücadele ve değişik mücadele cephelerindeki düzey ve birikimini, 1. Komünist Kadın Konferansı'nın temel gündemlerinden olan, kadın kitleleriyle buluşma pratiğini, eleştirel biçimde değerlendirdi. Geride kalan dönemdeki siyasal gelişmeleri ele aldı, faşist şeflik rejimi koşulları altındaki yeni dönem mücadele perspektiflerini belirledi. Bütün mücadele araçları ve biçimleriyle, bütün cephelerde kadın örgütlülüğünü ve kadın rengini büyütme iradesini ilan etti.
Geçmiş devrim deneyimlerinden, süregiden toplumsal ayaklanmalardan ve Rojava Devrimi'nden öğrenerek, devrimci partilerde ve devrimci iktidarlarda kadının eşit temsiliyeti ve eş örgütlenmesi sorunlarını ele aldı. Kadın özgürlük mücadelesinde ve büyüyen uluslararası kadın isyanı içinde komünistlerin teorik ve politik üretkenliğini ve öncü iddiasını yükselten çalışmalar yaptı.
Ev içi emek, seks endüstrisi ve seks işçiliği, lgbti+ mücadelesi gibi, cinsiyetçi sömürünün analizi ve kadın özgürlük mücadelesinin strajesinin ve stratejik davranma yeteneğinin güçlendirilmesinde rolü olan konularda, komünist hareketin geleneksel teorik ve politik üretkenlik zayıflıklarını aşma iradesi gösterdi.
Fiili meşru mücadelede, politik askeri araçlarla mücadelede, teorik ve ideolojik mücadelede yeni iddialar ve adımlarla güçlenme hedefleri belirledi.
2. Komünist Kadın Konferansı'nın toplanışı, Komünist Kadın Örgütü'nün örgütsel ve politik sürekliliğinin simgesi ve bir eşiği, partimiz MLKP'nin kadın özgürlük sorunuyla ilişkisindeki cüret ve ciddiyetin yeni bir göstergesi oldu.
21. yüzyılda emperyalist kapitalist düzene, gerici faşist rejimlere, burjuva iktidarlara karşı dört bir yanda gerçekleşecek demokratik ve sosyalist devrimler, aynı zamanda birer kadın devrimi olarak gelişecek, ancak ve ancak kadın özgürlüğünü, kadın katılımını ve kadın iktidarını güvenceleyen ayaklanmalar ve zaferler yaşama şansı bulacaktır.
Kadın devriminin zaferi için kesintisizce mücadelemizi sürdüreceğiz!
Mevcut toplumda kadın olmanın acılarını çeken, kadın özgürlüğüne inanan, cins ayrımsız bir toplum özlemiyle dolu kadınları KKÖ'ye katılmaya, onunla omuz omuza yürümeye, onun mücadelesini kadınların bulunduğu her yere taşımaya çağırıyoruz.
Şan Olsun 2. Komünist Kadın Konferansına!
Şan Olsun KKÖ'ye! Şan Olsun MLKP'ye!
Kahrolsun Erkek Egemen Kapitalist Sömürü Düzeni! Kahrolsun Faşist Şeflik Rejimi!
Yaşasın Kadın Devrimi! Yaşasın Kadın Özgürlüğü! Yaşasın Sosyalizm!

 


25 Nisan 2019
MLKP/KKÖ
Kadın Önderliği