Sevda Çağdaş, parti adıyla Raperin Dicle yoldaş, politik islamcı faşist daiş'e karşı girişilen stratejik önemdeki Minbic hamlesinde ölümsüzleşti.
Sevda yoldaş, özgürlük mücadelesine henüz genç bir yaşta, lise öğrencisiyken katılmış, ilk bağ kurduğu grubun saflarından Kürt ulusal özgürlük sorunu ve kadın özgürlük mücadelesi konusundaki görüşleri nedeniyle kopmuştu. Bir süre parti basınımızı izledikten sonra, komünist saflara katılmaya karar verdi ve yoldaşlarının kapısını çaldı. Coşkuyla sürdürdüğü kavgada, üniversitedeki ikinci yılında profesyonel devrimcilikte karar kıldı. Okulu terketti. Sonraki yıllarda Van'da faaliyet yürütürken gördük onu, Amed'de, Dersim'de, Antep'te, Erzincan'da gördük. Yalın bir devrim emekçisi, kadın özgürlük mücadelesinin kararlı bir neferiydi. Sayısız gözaltı yaşadı. 2006 ve 2012'de iki kez hapis yattı. Gözaltılar, hapishane ve sayısız çeşitte zorluklar gibi, 6-8 Ekim serhildanında göğsüne isabet eden kurşunlar da geriletemedi onu. Rojava devrimine katıldı. "Yasemin'in, Sibel'in, İvana'nın aştığı özgürlük eşiğini aşmak" istiyordu.
Sevda yoldaş bir devrim emekçisi, bir maraton koşucusuydu. Temposunun düştüğü zamanlar da oldu, fakat asla teslim olmadı buna. Durmadı, bir köşeye çekilip oturmadı, koştu, aralıksız koştu. Ve vakti geldiğinde bir yüz metre koşucusuydu artık. Kürdistan doğumlu bir Türk olarak Rojava'ya gitti. Devrimin inşası ve savunulmasında ter döktü. Şehit Serkan Taburu adına Minbic hamlesine katılmadan önce, Enternasyonal Özgürlük Taburu saflarında Siluk alanında ön cephe mevzilerinde kaldı. Gönüllü olduğu son hamlede ise Minbic'e ilk giren savaşçılar arasındaydı.
Dünyaya 20 Nisan 1987'de Sivas'ın Hafik ilçesinde merhaba demişti. Türk halkımızın ve kadınların yüzakı ve bir enternasyonalizm ezgisi olarak olarak 25 Haziran 2016'da, Minbic'te usulca sonsuzluğa yürüdüğünde, 10 yıllık bir devrimci hayatın öznesiydi. KGÖ üyesi olarak yönetici sorumluluklar üslenen, 22'sinde MLKP üyesi olma hak ve onurunu kazanan Raperin yoldaş, bizlere, sessiz akan derin ırmakların şarkısını armağan ederek kanatlandığında, KKÖ üyeliği mutluluğunu da katmıştı o yalın gülüşüne.
O, Berçem ve Ekin yoldaşların İstanbul'da yankılanan haykırışına Rojava'dan ses verdi. Çağrısı nettir: yoldaşlar, ileri! Her alanda, her cephede ileri!
Çağrısını karşılıksız bırakmayacağız.