Kasım - Aralık 2017 / Partinin Sesi / Sayı: 93 Bu sayımızı ölümsüzlerimiz hazırladı. Onlar, onursuzluğa, insanın insana kulluğuna, bencilliğe, sınıflar ve özel mülkiyet dünyasıyla bağlı adaletsizliklere, işçi ve emekçilerin açlığın, yoksulluğun, işsizliğin pençesinde kıvrandırılmasına, cinsiyetlerin ve dillerin eşitsizliğine, hayatların çölleştirilmesine, bilimin, teknolojinin insana ve doğaya çevrilmiş bir namluya dönüştürülmesine karşı sonuna kadar savaştılar. Can bedeli bir kavgaya atılmalarına yol açan değerlerden asla kuşkuya düşmediler, asla pişmanlık duymadılar. Doğum tarihleri, devrimcilik yaşları, deneyleri, üstlendikleri sorumluluklar eşit değildi. Öncü irade olmakta, feda ruhunda ve ölümsüzlükte eşitlendiler. Kuşkusuz hiçbiri ölümün peşine düşmemişti. Hepsi de yaşam doluydular. İşçi sınıfı ve ezilenlerin kurtuluşu kavgasıyla sımsıkı kaynaşmış düşleri, hasretleri vardı. Yine de, ölüme uzak durmadılar. Değişik koşullarda, uçurum boylarından kendilerine bir yer seçtiler. Mutluluklarını bu seçimlerinde ürettiler. Yüreklerimizi dolduracak, bilincimizi elden geçirecek olan onların kelimeleridir. O kelimelerin her biri, kendini tekrar eden, yenilenme niteliğini yitirmiş, hayal gücü ve devrimci atılım ruhunu körelten memurvari devrimcilik tarzından, aile prangası ve "uzun ömür" tutkusu dahil, esaretin her biçiminden kopuşarak sonsuzluk hakkı kazandı. O nedenle müthiş yalın, müthiş güçlüdür. Ve o nedenle devrimci vicdanın sırat köprüsüdür. Partinin Sesi'nin elinizdeki sayısı, devrimcilik yaşı, cinsiyeti, sorumluluk düzeyi, bugüne kadarki pratiği ne olursa olsun, tüm komünist devrimcileri ölümsüzlerimizle buluşmaya, görüşmeye çağırıyor. Gündem, kendi devrimciliğimizdir. Ölümsüzlerimizin gelişkin niteliklerinden, zayıflıklarından, sınırlarını aşma hamlelerinden, yenilenme iradelerinden, devrimci tutkularını eğitme biçimlerinden, kısacası "iç" ideolojik mücadele tarzlarından öğrenmek ve öğrendiklerimizi kendi değişimimizi örgütleme gücüne dönüştürmek olanak ve sorumluluğuyla yüz yüzeyiz. "Boşalan nöbet yerlerini doldurma" ve savaşımı birkaç misli yükseltme görevinin korkunç yakıcı bir hal aldığı günümüzde, bu "olanak ve sorumluluğu" değerlendirme, ölümsüzlerimizin çağrılarıyla ilişkilenme tarzımız, devrimciliğimizin sınırlarının en şaşmaz ölçüsü olacaktır.
|